ankethane araştırma şirketi tarafından 12 il ve 140 ilçede, 7 bin 422 kişi üzerinde yapılan anketin sonuç cümlesi.
ankete katılan kişilere; başörtüsünün üniversitelerde serbest olmasını istermisiniz? sorusu yöneltilmiştir. alınan cevapların % olarak karşılığı şöyledir.
ne mutluyuz ki sözlüğümüzla fazlasıyla olan durumdur. kendi kendine nasıl ben bu sözlükte dikkat çekerim diyen yazar direk olarak dine bok atmakla olaya girer. kimi zaman bir bakarsınız son 10 entry si bu şekildedir. artık kimi örnek alıyorsalar.
günümüzde görülen durumdur. gecenin bir yarısında ülke elden gidiyor diye internetten demec veren ordu mensuplarının, verilen şehitler karşısında dağı tepeyi yıkması beklenmektedir.
türk silahlı kuvvetlerinin terör karşısındaki duruşudur. ters bir durum söz konusudur. konu anayasa değişikliği cumhurbaşkanlığı secimi vb. olduğunda tsk politikacılardan önce cıkıp açıklama yapmaktadır. konu terör olduğunda köşelerine çekilmektedirler.
hakkari deki teröristi vurmak için teskere beklediklerini düşünmek bile istemiyorum.
Cumhurbaşkanlığı seciminde önce chp'nin sonra da anayasa mahkemesi'nin uzalaşma dayatması, artık her alanda uzalaşma dayatmasının yaşanacağı mujdesini vermişti bize. artık uzlaşma diye söze başlayacaklar; sayılarına, güçlerine hukuki kurallara bakmadan 'illa benim dediğim olacak başka çıkış yolu yok' dayatması ile kendi istediklerini her alanda sayatacaklardı. nitekim de oyle oldu... son örnek thy ile hava-iş sendikası arasında ihtilafta yaşanıyor. bilirsiniz thy ile hava-iş, maaş konusunda anlaşamıyor. thy yönetiminin maaş artışı teklifi, işci sendikası tarafından kabul edilmiyor... hava iş 'bizim teklifimizi kabul edeceksiniz. uzlaşacağız başka yolu yok' dayatmasında bulunuyor.
hemen burada bir parantez açmak zorundayım... şöyle ki; tartışmanın bir tarafında iş veren bir tarafında işci var gibi dörünüyort olsa da, aslında bu işciler o bizim bildiğimiz 800-900 tyl maaşlı ayın sonunu getiremeyn işciler değil! 3-4 milyar maaşlı işciler bunlar. ve sendikanın başkanlık koltuğunda oturan atilla ayçin isimli şahıs da 2002'den bu yana maaşı 1.6 milyardan 3.7 milyara cıkan bir sendika başkanı. ak parti iktidar döneminde, sendika başkanının maaşının, enflasyondaki %60 civarındaki artışa rağmen, %150 oranında artmış olduğunu bilelim ki, dar gelirli işcilerin maaşına yapılacak üç kuruş zamma karşıymış gibi görüntü olmasın.
işte maaşı %150 artan o ayçin başkan bakın neler diyor: 'hükümet, seçim sonrasında aldığı coğunluğa güvenerek baskılı davranmaktadır. 1991 yılındaki krizde turgun özal ''atın hepsini dışarı!'' kapıya kilit vurun demişti. bunlarda aynı soydan geliyor aynı şeyleri söylüyorlar'
bakanın siyasi görüşü hemen kendisini gösteriyor değil mi? işcinin hakkını korumaktan ziyade, görevini muhafazakar idareciye düşmanlık olarak belirleyen bir söylem bu! Turgut özal'a da karşı... tayyip Erdoğan'a da... ve ülkenin başbakanına 'aynı soy' deme cürretini gösteren bir söylemdir bu...
klasik chp söylemidir sizin anlayacağınız... chp söylemi olurda dayatma ifadeleri olmadan olur mu hiç... onun da net örneklerini sergiliyor başkan ayçin
taktik aynı söylem aynı... o halde teklif edilen çözümde aynı olmalı... ayçin'in çözümüde aynen chp'nin çözümündeki gibi: ' gelinen noktada tek yol uzlaşma ve imzadır!'
nasıl geldi konu uzlaşma ya gördünüz mü? uzlaşmaya mecbursunuz... ama uzlaşma dedikleri 'makul noktada'da buluşmak değil. onlar ne diyorsa onun kabul edilmesi gerekir!
konu cumhurbaşkanlığı ise onların önerdiği adayın kabul edilmesi gerekir... konu toplu iş sözleşmesi ise onların zaman oranlarının kabul edilmesi gerekir. bunun dışında her alternatif 'yapamazsınız yaptırmam! şeklinde karşılanacaktır.
oysaki hukuki durum net: işcinin grev hakkı var, buna karşılık işverenin de lokavt hakkı var. bunun arasında da bakanlar kurulunu'nun kamu yararı görmesi halinde grevi bir süre erteleme yetkisi var. bunlar kanuni düzenlemeler ak parti'nin cıkardığı kanunlar değil.
kime diyor bunu? bakanlar kurulu'na Dahası var tehditlerin thy seferlerini turizm sezonunda durdururuz yani ülke menfeatleri imiş turizm geliri imiş, sezon geliri imiş hiç önemli değil. boylelikle kimi zarara uğratacak ahmeti mi mehmeti mi...
zarar; devletin zararı... kayıp billetin kaybı... thy'nin kaybı olarak da baksanız turizm gelirlerrindeki muhtemel düşüş özel şahıslardan önce millete verilmiş bir zarar olacak
üstelik sendika başkanı kendi ağızı ile de itiraf ediyor konuya işci menfeatleri yönünnden değil politik yönden yaklaştıklarını: 2001 krizinde ücretlerimizden %10 kesinti yapılmasını gönüllü olarak kabul ettik diyor... hükümette ecevit olunca, ücretlerin %10 azalmasını bile kabul ediyorlarda, iktidarda tayyip erdoğan olunca %10 %20 zam kesmiyor beyleri. sanki ekonomiyi iyileştirenler tayyip erdoğan hükümeti değilmiş de kendileri imiş gibi!
evet olay net. sendika başkanı bile uzlaşma adı altında kendi isteklerini dayatıyor artık hükümete yol olmuş çünki 'yaptırmam' mantığı.
dün chp bu gün hava-iş yarın boyuna posuna bakmayan herhangibi biri... örneğin; kısa şortla dolaşan cocuğunuz bile, 'baba uzlaşacaksın benimle yoksa yürümez bu iş' diye kendi isteğini dayatacaktır size.
oyları azalan bir parti oyların coğalan iktidara dayatmada bulunuyorsa en iyi maaş zammını bu hükümet döneminde alan sendika dayatmada bulunuyorsa cocuklarda size kendi isteklerini dayatacaklardır artık...
devir uzlaşma devri, yani azınlığın gücsüzün dayatma devri
acı bir durumdur. haftanın başından itibaren beden dersi için hazırlık yapılır. kadrolar oluşturulur. fakat beden dersinin olduğu gün yapmur yağar. cocukluktandır ki (bkz: cocuk olmak) tüm hayaller yıkılır. sanki bir daha futbol oynanmayacak ve sanki bir daha beden dersi olmayacak gibi. daha acı bir durumuda beden dersi kıyafetlerinin giyilmesi ve tam maça başlarken yağmurun başlaması ve beden dersinin sınıfta işlenmesidir. * haliyle sınıf maç yapmaya uygun bir ortam değildir.
a: ahmet boyun devrilmesin eve ekmek parası getir.
b: abarttın lan kadın sen. bulunmamış şeyi nasıl getireceğim.
a: madem bulunmadı ßu sütyenimde ki ney ?
b: sfsdfsfşsfk *
zor dur arkadaşlardan ayrılması. beraber yiyip içtiğiniz insanlardan ayrılması. ağlamak istersiniz ama ağlayamazsınız. içinizde acayip bir acı oluşur. gözlernin önüne hep arkadaşlarınızla gecirdiğin güzel dakikalar gelir. hep o içten gülümsemeler. bazende üzüldüğünüz anlar gelir. o güzelim gözlerden akan yaşlar aklınıza gelir. bitmesin diye haykırmak istersiniz, delicesine. *
chp milletvekillerinden adı önemsiz olan bir millet vekilinin, ak parti millet vekillerinden birinin azından cıkan 'chp nin çivisi cıktı' lafının üzerine söylediği sözdür.
cappy nin mükemmel ürünü.içerisinde meyva tanecikleri mevcuttur. satuş fiyatı 3 ytl dir. yakında zam gelecekmiş bakkal söyledi. stoklanması gereken ürün listesinde bir numaradır.
kırık, dökük, eskidir genelde. fakat boyle göründğüne bakmayın başka bir öğrenciye devredildiği durumda fena değer kazanır.
a: ahmet olum bu koltuklara 50 ytl alırız
b: ne 50 ytl'si olm oturulmaz bile bunlara.
a: orasına ben karışmam. oturusun,sevişirsin.
a: bu halı 40 ytl'ye olur size
b: insaf be! üzerine dökülmeyen şey kalmamış halının, ayrıca sigara deliklerini saymıyorum bile
a: tarihi eser olum bu.
b: peki bu sizin evde sürekli kalan arkadaşı da bize satacakmısın?
a: kim, kem küm... satarıs *
b: peki ne kadar?
a: arkadaşı komple mi alacaksın?
b: evet almışken ne var ne yok alalım.
a: hocam şimdi evlenmek zor. hadi evlendin karın hamile kaldı. hastanesiydi, beziydi bir ton masraf. ama iyi günümdeyim 5.000 ytl olur size.
b: yuh ulan yuh sen abarttın iyice olayı
a: ulan hesapla sana büyümüş, bir dönem harcı yatırılmış, doğum ve bebek bezi masrafı olmayan, 3 5 ders dışında alttan dersi olmayan adamı bırakıyorum
b: bi siktir git. tutmuyorum evini.
a: tamam. cocuğu biz alalım.
b: siktir lan.