40 yaşına geldiğini ve yıldızının söndüğünü kabullenmemek adına sürekli bir şekilde gündeme tutunmaya çalışan şarkıcımız. cinsel içerikli bir dizide başrol oynayarak da hadise frikik yazan beylerle reyting yakalıyor.
narin olayında da hadi kendisi akıl edemedi çevresinde bir tane mi yapma diyecek akıllı adam yok. muhtemelen biz onu bu şekilde anmaya devam edelim diye yapılmış bir pr çalışmasıydı. ne demiş barnum reklamın kötüsü olmaz.
hepimizin bildiği ama pek konuşmadığı premenstrüel sendrom getirisi bir azgınlık da var ve en çok hata o anlarda yapılıyor bence. hiç olmayacak kimselere yükselmek ve o süreç geçince ondan kurtulma çabası şeklinde seyrediyor.
bu arada osmanlıda hareme alınan hadım ağaların sadece testisleri kesiliyormuş, geneli zenci olan ağaların tenasül organları hala iş görür vaziyette oluyormuş. bu ağalar da haremdeki cariyelerle sultanların gönlünü eğiliyorlarmış.
Sakin, 1999 yılında Ankara'da kurulan bir Türk indie rock grubudur. Kuruluşunda Onur Özdemir ve Özdemir Dereli yer almış, daha sonra davulcu Çağrı Küçükyıldız'ın katılımıyla ilk bestelerini yapmışlardır. 2001 yılında Emre Yıldız'ın gruba katılmasıyla ana kadro oluşmuş ve Boğaziçi Üniversitesi Taşoda Stüdyosu'nda çalışmalarına başlamışlardır. 2002 yılında ilk demosunu kaydeden grup, 2005 yılında konserlere ara vermiş ve 2007 yılında Rolling Stone dergisi tarafından "Gelecek Vaadeden 10 Yerli Grup" arasında gösterilmiştir. 2008 yılında "Hayat" adlı albümlerini yayımlamışlardır. 2011 yılında "Bizim Büyük Çaresizliğimiz" filminin müziklerini üstlenmiş ve aynı yıl müzikal faaliyetlerine son vermişlerdir. Grubun solisti Onur Özdemir, sonrasında "Onurr" adıyla solo kariyerine devam etmiştir. 2020 yılında Sakin Tribute Band kurularak eski şarkılarını seslendirmeye başlamışlardır. Laleler beyaz şarkısını da şiddetle öneririm.
artık devlette göz muayenesi olamıyoruz. en yakın randevular 4 ay sonra. babanneme 4 ay sonraya randevu alsam muhtemlen ölür zaten 4 aya. teşekkürler türk sağlık sistemi.
Hz. Muhammed’in koyun tüccarı olması ve ticaretle uğraşması, bir dinin neden ticaretle bile ilgilendiğini gösteriyor. islam’ın temel öğretileri, Hz. Muhammed’in şahsi çıkarları ve ekonomik ihtiyaçları doğrultusunda şekilleniyor. O dönemde, toplumda iş yapabilmek ve geçim sağlamak için ticaret yapmak oldukça yaygın bir faaliyetken, Hz. Muhammed de bu yolla toplumda bir yer edinmiş ve zamanla bu süreci dini öğretilerine entegre etmiştir.
islam’ın ekonomik düzeni, sadece dini bir öğreti değil, aynı zamanda Hz. Muhammed’in iş yaşamından ve toplumsal yapısından beslenen bir sistemdir. Bu sistem, ticaretin doğruluğu, helal kazanç gibi kavramları içerirken, bir yandan da şahsi çıkarlar doğrultusunda şekillenmiştir. islam’ın ortaya çıkışı, bir dinin ötesinde, aynı zamanda bir toplumsal ve ekonomik düzeni düzenlemeye yönelik bir girişimdir ve Ondan sonra kendini onun yerine koyabilmiş kimseler bu dinin benzer getirilerine sahip olabilir. MAlum şahıs gibi.
ilim sahibi denen kişiler oxford'da mı eğitim almış? onlar da aynı kuranı okuyarak ilim dedikleri şeye sahip olup sonra da onu yorumlama hakkı ediniyorlar kendilerince.
erkeklerle ve yaşlılarla aynı tuvaleti kullanmak zorunda olmak dünyanın en rahatsız edici şeyi. her seferinde klozeti yıkamak zorunda kalıyorum. asla bir temizlik güveni vermiyorlar. her yere işemişler gibi hissettiriyor. temiz titiz beyleri tenzih ediyorum.
islam'dan araplar Kabe'de 360 tane puta tapıyordu, bunların en güçlüsü ve en yüce gördükleri ilah ay tanrısı olan el-ilah'tı. islam öncesi arap inanışına göre el-ilah “Dünyanın yaratıcısı, havadan yağmur indirici, yerden dane çıkarıcı ve Kabe'nin efendisi” idi. Allah ismi de islam öncesi arap inanışından gelir. el de the gibi bir şey sanırım araplarda. mevzu bahis ilahı yani tanrıyı belirtmek için kullanılıyor.
dünyaca ünlü kimseler Türkiye'ye geldiğinde bunlar ölür bir daha gelmez diye konserlerine gittiğimiz gibi ülkemize şeriat geleceği duyumlarını alıp 2024 türkiye'sini yıldızlar geçidine çeviren müzisyenlerden biridir.
ibn-i Haldun, Mukaddime adlı eserinde toplumların üretim-tüketim dengesini analiz etmiştir. Ona göre, üretim kapasitesinin düşük olduğu toplumlar, kendi ihtiyaçlarını karşılayacak kaynakları yaratmakta yetersiz kaldıkları için dışa bağımlı hale gelirler. Bu toplumlar, ürettiklerinden fazlasını tüketme eğilimi gösterdikçe bağımlılık ve borçlanma artar, sürdürülebilir kalkınma sağlanamaz. ibn-i Haldun'un bu analizleri, daha sonra Karl Marx ve Max Weber gibi düşünürlerin çalışmalarıyla gelişmiş; üretim, tüketim ve sosyal yapı arasındaki ilişki, modern ekonomi ve sosyoloji literatüründe önemli bir yer edinmiştir. Bu yaklaşıma göre, üretimin yetersiz olduğu toplumlarda sürdürülebilir büyüme, toplumsal refah ve bağımsızlık gibi temel hedeflere ulaşmak güçleşir.
alkollü alkolsüz bütün etkinliklerimize dahil olup biz sarhoş olduğumuzda yaptığımız şeyleri tüm detaylarıyla hatırlayan ve sağda solda anlatan, sevdiğimiz birine nazı geçtiği için ortamdan atamadığımız tuhaf ve rahatsız edici tip.