Beşiktaş'in tarihinde oynadigi ilk sampiyonlar ligi maci. O dönem yurtta kaldigim icin ve adi hocalarimizin izlememize izin vermedigi icin süper fm'den dinlemek zorunda kalmistim maci. Artik amokachi nasil bir mac cikardiysa, spiker "amokachi pesine 3 bayernli oyuncuyu takti gidiyor. Amokachi, amokachi, amokachi, amokachiiiiii... son anda Matthäus girdi araya." Cümlesini en az 6-7 defa duymustum. Ertesi gün tüm arkadaslar amokachi'den bahsediyordu. Hala icimde kalan ukteyi internet aleminde özet görüntüler arayarak doldurmaya calisirim, ama nafile. Bayern'in attigi 2 gol disinda bi görüntü yok.
macin akillarda kalan bir diger olayi da, serefsiz bayern izleyicisinin kafalarina gecirdigi Aldi torbalaridir. Aldi almanya'da türklerle özdeslesmis, günümüz türkiyesinde bim gibi bir marketler zinciridir ve almanlar türkleri "aldi ali" diye yillardir asagilamislardir ve bayern seyircisi'nin yaptigi bu irkci terbiyesizlik büyük tepkiler toplamistir.
aldi genel müdürü türk müsterilerine tekrar tesekkür edip, onlar icin calismaktan gurur duydugunu belirtmis, dortmund ve Schalke taraftarlari "hepimiz türk'üz ve hepimiz aldi'ye gidiyoruz" diye kampanya baslatmistir. En nihayetinde kazanan aldi olmustur...
yazima baslamadan önce gezi parki isyanini destekledigimi belirteyim. 10 yildir anamuhalefetin yapamadigi isi, gün gelmis halk eline almis ve hükümete karsi muhalefet öyle degil böyle yapilir diye ders vermistir.
ancak bu bir devrim yani "Revolution" degildir, ancak ve ancak bir isyan "Revolt"dur. devrim denilen sey öyle 3 günde ve bu kadar kolay gerceklesmez. eger öyle olsaydi son yillarin en kanli ve ölümcül ayaklanmalarindan birini yasayan iran'da iki yil önce devrimin krali gerceklesmisti. o yüzden devrim falan diye gaza gelmeyin, ama her seye ragmen hükümet gereken mesaji almistir!
adidas'in ürettigi gelmis gecmis en iyi futbol ayakkabisidir. yillar yili hala her futbolcu'nun ilk tercihidir ki, nike veya baska bir sirketle sözlesmesi olan futbolcular bile antrenmanlarda, adidas logosunun üstünü boyatip bu ayakkabilari giyerler.
1979 yilindan günümüze kadar üretilen ayakkabi, kanguru derisiyle yapilip, dünya'nin en cok satan futbol kramponu'dur. vidali olanlarin adi world cup'tir.
gün itibariyle arkadaslarla yaptigim macta, devre arasinda son teknoloji adidas predator'larin yerine bunlari giyip mac'a devam edince, ne kadar kaliteli oldugunu bir kez daha farkettigim kramponlardir.
silahlarda kalaşnikov neyse kramponlarda copa mundial'dir. teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, yine de bir numaradir.
edit: tipe bakip "futbol oynamaktan cok artist gibi görünecegim aga" diyorsaniz, pembeli, grili ayakkabilara yönelebilirsiniz! ama eger tipi önemli degil ben harbi harbi futbol oynayacagim diyorsaniz, bu ayakkabi bir numaradir. 34 yildir tipi mipi, hic bir sey degismeden hala satiliyor, daha ne olsun.
lig tv'de yayinlanan ilginc ve güzel taraftar hikayeleri anlatan program. cekimler genellikle dslr kameralarla yapilip, muhtesem görüntüler sunulmaktadir. müzikler de bir o kadar lezizdir. önümüzdeki sali inönü'ye veda programi yayinlanacaktir. merakla bekliyoruz.
talib kweli'nin belkide en iyi sarkisidir. yillardir beni nakarati ile uyandirir, güne iyi baslamami saglar.
This morning, I woke up
Feeling brand new and I jumped up
Feeling my highs, and my lows
In my soul, and my goals
Just to stop smokin, and stop drinkin
And I've been thinkin - I've got my reasons
Just to get by, just to get by
Just to get by, just to get by.
efsane kemal sunal, sener sen filmlerinden biri olan davaro filminde gecen repliklerdir.
örnek olarak:
"ayns* mumdur, zvay* mumdur, dray* mumdur..."
"hortum agzima degil kicima girir!"
"yok olmaz namahrem var"
"bu misker tarhana da yapir mi?"
"bu ne ki ula? dürbüne benziyi" "he ya. kari dürbünü!"
edit: film basli basina bir efsane oldugu icin, diyalog yerine tek tek replikler yazilmistir. filmi bilen, taniyan, seven herkes konunun ne oldugunu, hangi sahnede gectigini bilecektir.
the black keys adli güzel grubun brothers adli albümünde bulunan cok iyi parca. uzunca corak bi yolda, tek basina mustang sürmeyi hatirlatir bana her dinledigimde. kanaatimce albümde tighten up ve sinister kid'le beraber en güzel parcadir.
www.putpat.tv üzerinden ulasilacak asmis site. dinlediginiz müzik stili ve yillari giriyorsunuz ve bu site size o yillarin kliplerini yayinliyor. interaktiv müzik kanali. bu ecnebiler bizim sanatcilardan bir tek tarkan'i tanir deyip, tarkan ve benzeri sarkicilardan klipler yayinlamasini ayarladim, bayagi bayagi bi arsiv cikti. emre aydin, sertab erener, göksel falan. ücretsizdir, umariz öyle de kalir. sömürün...
sabah kahvalti yapmayi unutup, su icmeye cekinirsiniz. refleks olarak agziniza attiginiz seyi tükürürsünüz. bayram ziyaretinde ikram edilen baklavayi "ben orucluyum" diyerek geri cevirebilirsiniz. bu durum 24 saat kadar sürebilir.
son zamanlarda moda haline gelen, her takimda en az bir futbolcunun yaptigi gol sevinci. taraftar olarak pek sevmem, ki bu benim kisisel fikrim. daha kreatif veya cilginca, taraftarlari costuracak, adrenalin yüklü sevinclerin yerini almis "bak seni/sizi seviyorum!"'u göstermenin soft hali.
daha önce de, brezilyali futbolcular gol sonrasi hep eslerinin tribünlerine kosar, sirf esiyle bu sevinci yasardi.
edit: evet, sacma sapan bir baslik ve sikintidan girilmis bir entry. sahura kadar vakit gecirmek icin ne bos islerle kafa yoruyorum ben ya?!
iranli asci arkadasim sayesinde yakindan tanimaya firsat buldugum mutfak.
öncelikle yemekleri cok güzeldir. etli yemeginden, tatlisina kadar envai cesit baharat ve bitkiler kullanilir. pilav konusunda üstüne tanimam. türlü türlü cesitleri vardir pilavin. havuclusundan, baharatlisina ve gül suyuyla pisirilmisine kadar.
hazir gül suyundan bahsetmisken, gül suyu ve safrani neredeyse tüm tatli cesitlerinde kullanirlar. falude adinda kadayifla yapilmis gül suyu, fistik, limon ve safranla karistirilmis dondurmalari kesinlikle tavsiye edilir.
sicak günlerde hak şir adinda bir serbet icerler. yine gül suyu, seker ve teff adli bitkiyle yapilmis bu icecek insani acayip sekilde ferahlatip, yag gibi bogazinizdan iner.
ayni okul ve yurtta iki yil zaman gecirdigim, batman'li abim. kendisini tanima serefine nail oldugum icin gurur duydugum sanatci, yönetmen ve on numara adamdir. bundan onbes yil önce okulun düzenledigi siir okuma yarismasini birinci bitirmis, seyircileri aglatmis, kazandiktan sonra kendi yazdigi siiri okuyarak yürekleri hancerlemistir.
kendisiyile ilgili unutamayacagim anilarimdan birisi, bundan yine 15 yil öncesine dayanir. faysal abim o zamanlar yurtta öss/öys sinavlarina hazirlanmaktadir. orta iki'de okuyan ben ve benim gibi firlama bir arkadasim da, yaptigimiz bir yaramazlik sonucu, hoca'dan saklanmaya calisiriz. malum isin ucunda kötü dayak var. nereye kacalim, nereye saklanalim derken faysal abi'nin yatakhanesine gireriz. faysal abi: "hayirdir gencler? n'oluyo?" demesiyle, "hoca yine dövecek faysal abi!" diyerek o'nun yanina siginiriz.
hoca bizi bulur, elindeki uzun silikonu, kirbac gibi üzerimize sallamak üzereyken faysal abi araya girer. "genclere vurmayin hocam!". hoca faysal abiyi köseye itip bize devam saldirmaya calisir. Faysal abi: "genclere vuramazsiniz hocam, buna hakkiniz yok!" der. "Birak faysal. bu teröristleri ne koruyorsun!" der hoca. "siz burada terörist mi yetistiriyorsunuz hocam. aileleri bunlari onlarca sehir ve ülkeden buraya yetistirin, adam edin, vatana millete hayirli evlat olsunlar diye gönderdi. eger bunlar terörist ise, elebaslari sizsiniz!" der. hoca ne deyip, ne yapacagini bilmez. baska bir ögrenci bu laflari söylese, hoca o'na da vururdu, ama o zamanlar faysal abi'nin karizmasi miydi, yoksa söyledigi sözlermiydi bilmem ama, hoca elini bile kaldiramayip oda'yi terketmisti.
kendisini yillardir görmedim, sadece ara sira tv'de görür veya bir gazete'de röportajini okurum. "üc yol" adinda bir film cekmis. allah yolunu acik etsin.
ea'in download piyasasina düsmüs oyunu. ea degisik bir sey yaparak bol küfürlü bir hikayeyle, kan ve hapishaneli boks oyunu cikarmis piyasaya. hikayeyi dramatik tutarak, güzel soundtrack'i ve diyaloglariyla bende adrenalin patlamasina sebep olmustur. tabii story modus disinda bilindik muhammed ali, mike tyson gibi efsanelerle normal boks maci da yapilabiliniyor. konsepti cok hosuma gitmekle beraber, fifa serisine de söyle bi hikayeli bi oyun cikarsalar nasil olur diye merak etmekteyim. kesinlikle siradisi, tavsiye edilir.
11 yil bekledikten sonra, sonunda piyasaya cikmis dr. dre parcasi. snoop ve nate dogg'suz olur mu? tabii olmaz, o yüzden albümün (detox) cikis parcasi olarak bu parca düsünülmüs. akon'un cirtlak sesi disinda cok güzel. videosu da öyle.
güzel bir belgesel. 2008 avrupa sampiyonasinda, hakemler'in mac öncesi ve mac icerisinde aralarindaki diyalog ve heyecanlari güzel bir bicimde sunulmus. özellikle türkiye cek cumhuriyeti mac sonunda hakemin "wow, what a game!" demesi, insan'in yüzünde bi gülümseme birakiyor.
Carsi'nin Aziz yildirim'a mesaji. Ayrica "Kendisine, kaybettiği zaman kaybettiğini ve hatalı olduğunu kabullenmenin de büyüklük olduğunu hatırlatacağız!" yazmislardir. Haklidirlar...
fenerbahce'nin futbolcusu guiza'nin ispanya'da yerel bir radyo'ya yaptigi aciklama. "bir daha istanbul'a geri dönmem, can güvenligim yok!" diyor.
yazi'nin tamami söyle:
ispanya Milli Takım kampına katılmadan önce bir süre Mallorca'da tatil yapacak olan Güiza, Balear Adaları'nın yerel radyosu Onda Cera'ya konuştu.
Fenerbahçe'nin tartışılan yıldızı Daniel Güiza, ispanya'ya dönüşünde bombayı patlattı! ispanyol golcü, "Trabzonspor maçından sonra polis otosunun içinde olmasaydım beni öldürürlerdi" dedi.
Haber7'nin haberine göre Güiza, canlı yayında, "Polise 'Güiza'yı bize ver' diye bağırdıklarını duydum. Hayatımda en çok korktuğum gün oldu. Şampiyonluğu kutlamayı beklerken, bir anda ortalık cehemmene döndü. En çok benden nefret ediyorlardı.
Polis otosunun içinde olmasaydım beni öldürürlerdi. Türkiye'de can güvenliğimin olduğunu düşünmüyorum. Bir daha istanbul'a dönmeyi aklımdan bile geçirmiyorum. Menajerime söyledim bana takım arıyor" dedi.