Milliyetçi camiada sıkça görülen bir durumdur. "türk" kelimesinin bugün uluslararası konjonktürdeki anlamı, sadece ve sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Türkleri, Kıbrıs Türklerini ve Balkan Türklerini kapsar. Buna rağmen, türkiye'de çoğu türk milliyetçisi "Türk" sözcüğünü aynı zamanda bir üst kimlik anlamı çerçevesinde kullanmaktadır.
Bunun Türk milliyeçtilği ve Turancılığa zararı şu şekildedir:
Türk olmak, genellikle bir ülkeden gelmek olarak algılanıyorsa, bunu siz bir üst kimlik anlamında kullandığınızda, misal olarak, Azerbaycan Türkleri, veyahut Kazaklar ile Kırgızların sanki Türkiye'deki Türklerin bir alt kimliği gibi göstermiş olursunuz. bu ise ekseriyetle Türkiye vatadaşı olmayan türki toplumlar açısından bir kimliksel dominasyon olarak görülmektedir. Mesela hep bir hikaye vardır ya, yok kazaklar türk olduğunu kabul etmiyor, kırgızlar türk olduğunu kabul etmiyor diye.
Aslında olan, bunu söyleyen kazakların türkiye'den gelen türklerden olmadıklarıdır, çünkü kazaklar "türk" dendiği zaman, bir üst kimlik algılamıyorlar. Aksine akılları sadece türkiye'den gelen türk vatandaşlarına gidiyor. "Türk" diye kendisin tanıtan sadece onlar var çünkü.
Şimdi diyebilirsiniz, bunun hepsi sovyetler dönemi asimilasyonundan ötürüdür diye. olabilir. Amma velakin, ortalıkta "türk" sözcüğünü tekelleştirmiş, ve vatandaşına "türk" diyen tek bir ülke var ki, o da Türkiye. böyle bir durumda siz "türk"ü nasıl bir üst kimlik olarak kullanacaksınız?
Buna ek olarak, siz onlardan ısrarla "türk" diye bahsettiğinizde, mesela kazakları, özbekleri veyahut tatarları özgün kılan ne tür kimliksel özellikler varsa, bunları topyekün bir kenara atmış oluyorsunuz. Böyle bir şey, yavaş yavaş milli kimliğine kavuşan bu toplumlarda şu an kabul görülebilir bir şey değil. Bu toplumlar için bir üst kimlik olacak ise, bu "turki" ön takısını içermelidir. Onlardan "türk" diye bahsetmek yerine "türki toplum" diye bahsetmenin daha uygun olacağı kanısındayım, ve türkçü camianın da bu anlamda lügatını değiştirmesini savunuyorum.
rasyonel bir şekilde düşünen bireyler yok ki toplumda.
bu sadece ak partililer için geçerli değil. benzeri saçmalıkları tgb'lilerden de duyuyorum yıllardır.
Allah'ın dinini Allah savunur, Allah korur. Cemaatler burada din savunuculuğuna mı soyunuyor, yoksa başka bir görevleri mi var?
ben şahsen hiç bir cemaate güvenmiyorum.
bilim, eğitim, ekonomi, halk bilinci ve global gelişim olmadan zaten yol, park, bina, hastane ve "okul" genellikle gösteriş amaçlı ve halkın selameti adına pek bir şey ifade etmeyen şeylerdir. Toplumlar dağılmaya başladıklarına genellikle önce bu tür dış görünüşte ferahlık gösteren şeyler yapar, ardından ise kendi elleri ile yıkarlar.
MHP'ye hastalık diyenin alnını karışlarım.
bu memlekette milliyetçiliğin yıllardır hakkıyla tek yapıldığı parti mhp'dir. akp ile olan ittifakını doğru bulmayablirsiniz, zira kimse çıkıp mhp hastalıktır diyemez, dedirtmem.
Kendi elleri ile meclise soktukları, seçimlere meşru bir parti olarak girecek olan hdp üzerinden ajitasyon yapılmasıdır. Aslen işin altında AKP'nin güneydoğu'da kaybettiği oylar yatmaktadır. bu oyları geri alamayacağını bildiği için, diğer partilerden oy çalabilmek uğruna devamlı hdp üzerinden bir karalama siyaseti gütmektedirler.
madem öyle, bu partiyi niye kapatmadın derler.
AK parti hdp'yi kendi elleri ile çözüm sürecinin bir parçası olsun diye yaratmıştır. 2010 anayasa referandumu ile parti kapatılmasının önüne geçerek (tabii normalde bu kendi partilerinin kapatılmasına engel olması içindi), PKK'nın resmi siyasi kanadı olarak işleyen partilerin kapatılmasını da imkansız hale getirdiler. şimdi de baştan beridir ne bok olduğu hdp'yi sanki biz bilmiyormuşuz gibi bize anlatıyorlar, üzerinden duyar kasıyorlar. sonuçta ortalıkta bir gerçek var. hdp, seçimlere giren, meşru bir siyasi parti, ve en son genel seçimlerde güneydoğu'da AKP oylarının büyük bölümünü cukka etti. bu durumda tabii AKP'nin oradan kaybettiği oyu bir şekilde başka bir yerden telafi etmesi gerekiyor. Ama edemiyorlar. Edemeyecekler.
hokuto hyakuretsu ken (北斗百裂拳, north star hundred crack fist, 100 parçalayan yumruk, ya da atatatatatatatatatatata), fist of the north star dizisinde en çok bilinen hareketidir. genellikle ato! diye tek bir yumruk atarak sesini açan kenshiro, ardından çok hızlı bir şekilde atatatatatatatatatatatatatatatatatatatatatatatatatatatata diye bağırarak düşmana arka arkaya yumruklar vurur. uuaaataah! diye bağırarak son ve düşmanı yere seren bir yumrukla bitirdikten sonra da "omai wa mou shindeiru" der ve bırakır. düşman bundan sonra şişer ve patlar...
hokuto ujou hagan ken (北斗有情破顔拳: North Star Humanist Face Breaking Fist, insancıl surat patlatan yumruk), fist of the north star dizisinde, toki karakterinin en şekil hareketidir. bu hareket bağdaş kurup oturmuşken yapılır, iki elin sağa ve sola doğru açılması, ve bu ellerden çıkan ışığın düşmanın vücudundaki bir güç noktasına tesir etmesi sonucunda, düşmanın ilk önce cin çarpmışa dönmesi, sonra da tuzla buz olmasına yol açar. zira düşman bütün bu süreç boyunca cenneti tadar (zevkin doruğuna ulaşır) o yüzden de insancıldır.