uludağ üniversitesi kadın hastalıkları ve doğum anabilimdalı tarafından her perşembe sabah 8.30'da hocalar, uzmanlar, asistanlar, internler ve stajı alan tüm stajyerlerin katılımıyla yapılan vizittir.
her odanın stajyeri vardır ve hastasını sunacağı sırada tüm dış güçlere karşı savunmasız ve yalnızdır.* hastanı düzgün de sunsan; beğenseler de ki genel olarak müşkülpesent bir abd'dır kendileri, eğer gömmek istiyorlarsa gömerler seni.* tüm intern-asistan-uzmanların arasında üzerine gelirler sorularla, bir de arada rencide etme kısmı var; hoş değil esasında..
toplum içerisinde konuşabilme becerimiz gelişsin diye çıkarılan bu uygulama, karşılaştığımız muamele göz önünde bulundurulduğunda bizi daha çok "insanlara karşı rezil oluruyorum" fikriyle psikolojik travmaya ve özgüvensizliğe itebiliyor.. vizit sonrasi her köşede gözleri dolu dolu; lacrimal bezleri harekete geçmiş arkadaşlar görüyoruz, yeterince stres sahibiyken iyice üzülüyoruz. vizit öncesi "acaba çok üstüme gelip de rencide ederler mi, acaba onu da sorarlar mı.." soruları ve buna ek olarak eğer hastan yoksa çarşamba gecesi "acaba yarın sabaha hasta yatar mı benim odaya" düşünceleri... işte bunlar hep travma sayın okuyucular.. khd dediğin nedir ki gülüm; alt tarafı 5 grand. "ilk hafta alışın, görün, size sundurmayız, internlerinizin nasıl sunduğuna dikkat edin" derler ama yemeyin!!! odanızın internü olmaz veya olur; fakat hocanın canı çeker; size sundurmak ister. olur mu olur,, oldu mu oldu.. ama ilk hafta olduğu için 0 yüklenme, 0 kızma; sadece sunumunuzu düzeltme olur ki bu da yararınızadır, üzülmeyin.
yani siz perşembelere hazır olun, kafanızı takmamaya çabalayın; Allah kolaylık versin. iyi tokatlanmalar.**
Uludağ Üniversitesi anatomi Anabilimdalı hocalarından, çılgın olanı. Manyak da diyebiliriz. Ya tamam iyi güzel hoş mükemmel, anlatıyorsun, anlattığını istiyorsun; fakat dünyaları da isteme hoca, el insaf... abi ne biçim soru, nereden gelen soru; yetti artık, bi' kalırsam kdsden asla affetmiycem. Anasının gözü gibi soruyor kadın; hiç acımadan, hunharca. Çok severim; çok da iyi öğrendiğimi düşünüyorum anlattıklarını; hatta bir de anatomi biliyorum/seviyorum diye dolanıyorum... nereye seviyorum nereye... bi' defol git kds! Bi' defol git nöro. Bi' defol git boru gibi sorular!
3 ekim 2013'te uludağ üniversitesi mete cengiz kültür Merkezi'nde sinan canan ile birlikte nbeyin semineri vermiş sinirbilimcidir. uzun süre anlatım yapmasına rağmen dikkatleri ilk dakikaymışçasına üzerinde tutabilmeyi başarmış; çok kaliteli bir konuşmaya sahip; kendince de dişi beyne sahip hoş insan. fırsatınız olursa dinleyin, dinletin. beynimizi; bize yapılan oyunları mizahi bir dille aktarmıştır kendisi; orijinal önerileri var kız/erkeklere ayrı ayrı.
tek olumsuz baktığım tarafı; internetten izlediğim videolarında yaptığı esprileri tekrar etmesiydi. "adam ne anlatsın, her gittiği yerde yeni şeyler bulamaz/anlatamaz ya!" şeklinde tepkiler gelebilir, normaldir; bunu ben de kendime söylüyorum. yalnız anlatıma başlamadan önce şöyle bir cümle kurmamalarını isterdim o halde... sinan canan: "beynimiz bilinen evrendeki en karmaşık şey. ileride sinir üzerine çalışacak arkadaşlar, bunlarla ilgilenecek arkadaşlar hep yeni yeni şeyler bulup öğreneceklerdir; bunun sonu gelmez. dolayısıyla bizim de çok geniş hikayelerimiz/örneklerimiz vardır. her defasında farklı farklı hikayeler anlatıyoruz." bu cümleler kurulmasa çok çok daha fazla saygı duyar, sesimi hiç çıkartmazdım. kendilerini tekrar ettiler gibi bi' durum oldu açıkçası. yine de çıkarmıyorum yahu; hoştu, ellerine dillerine sağlık. zaten daha önce tamamını hiç izlemediğimden; ilk defa duyduğum kısımlardan etkilendiğim oldu fazla fazla. sinan bey daha çok beynin fizyolojisine girerek teorik anlatırken; serkan bey daha çok stand up yapıyormuş edarındaydı. güzel saatler yaşattılar; teşekkür ediyoruz üniversite olarak.
hafiften tanıma adına şöyle kısa bir video var; zaman bulununca izlenebilir:*
Ek:adam tam bir virus babası. Çok güzel anlatmaya başlıyor, bu defa anlayacağı hissine kapılıyor insan; ordan burdan ordan burdan ekstra o kadar şey söyleyip cümlesini (paragrafını) tamamlıyor ki, sona geldiğinde; ne not alabiliyor insan ne de anlayabiliyor.. tuhaf bi' tarzı var ama tatlıdır, severim kişi olarak.
Bayanlarımız artık evlendikten sonra 2 soy ismi birlikte kullanmaya başladılar.Kızlık soyadını atmayan bu arkadaşlar kötü niyetli vatandaşların ekmeğine bal sürmekteler açıkcası.** Özellikle bankalarda kredi kartı işlemlerinde hayati öneme sahip anne kızlık soyadı; şimdilerde göğüs gerile gerile sergilenmekte dolayısıyla bu önemli meseleler için kullanılacak yeni soru merak edilmektedir.**
-biri "anne kızlık soyadı"mızı öğrense tüm hayatımızı ele geçirecekmiş gibi hissetmelere artık son!
Hayır arkadaşım dışarıda bakıyorum birçok kız umursamıyor; özellikle sınav haftaları kimsenin umrunda değil; ne kaş ne bıyık... uğraşmıyor insanlar. Pala gibi gezse de iplemeyenler var. Bakarsın normalde gayet hoştur falan; fakat o final zamanı özellikle tam salıyorlar. Sorun şu ki onlarda olunca 1 gram umursamıyorum.* tabi ki dikkatimi çekiyor: 'insanlık hali, elbette olabilir.' Deyip geçiyorum.
Ama soz konusu kendim olunca o tüyler gözüme nasıl görünüyor tahmin edemezsiniz. kaş hele de hassas nokta. Gözün üstünde yahu, var mı ötesi...*
bebekleri çözememiş kişilerin; onların bazı hareketlerini adlandırmasıdır bir nevi.
bebek deyip geçme arkadaş, senden benden zeki bu veletler.
yaşını henüz doldurmuş bebek; odada şaklabanlık yapmakta ve kendini sevdirmeye çalışmaktadır. etraftakiler pür dikkat izler, sever...
ayağa kalkmaya yeltenirken bir şey oldu diyelim; pat düştü yere.
yapmamanız gereken ilk şey: " *hiii* canım benim oğluuum/kızııım " şeklinde haykırarak bebeğe yönelmek. yapmayın bunu. yaptınız mı? süresini kestiremeyeceğiniz ağlamalar hoş gelir.*
bebek düştü yere, hiç kimse iplemedi diyelim. canı biraz yanmış olsa bile iki oflayıp poflayıp kalkmaya çabalayacaktır; ardından aynı sevimli hareketlerini sergileyecektir.
-yani benden söylemesi önce bi' ortamı koklayın. tehlikeli bir düşüş dahi olsa fırlamayı daha fazla korkutmayın, eline koz vermeyin onun. her şeye rağmen; yenirler ki.*
sözlüğün yenilerinden.
o bir 10. nesil.
mühendis veya mühendis adayı olduğunu düşündüğümü söyleyip aynştaynlık yapacağımı zannediyorsanız çok fena yanılıyorsunuz.*
hoş gelmiş, güzel entryleriyle koştursun efendim.*
bir koruma cümlesi olarak "sen git, ben arkandan bakacağım" dır.***
gece gece evin en küçük çocuğunu -inanılan o ki; bu çocuk ekmek almaya gönderilsin diye doğurulmuştur- fırına ekmek almaya gönderen ebeveyn; "sen git, ben sana bakıyorum, korkma korkma hadi" der ve çocuğu salar dışarı. yola koyulan elemanı pencereden izlemeye başlar; herhangi bir müdahale anında pencereden uçarak kahraman olacaktır.**
pencereden izlemeye devam... çocuk köşeyi dönüp gözden kaybolduğu andan itibaren evde türlü türlü senaryolar yazılmaya başlar:
+niye gelmedi ki? biri mi kaçırdı acaba?
+bu çocuk delirtecek bizi, nereye takılıyor anlamıyorum?
+kesin başına bi' şey geldi; ortalık serseri kaynıyor zaten.
(bkz: endişelenme demiyorum hobi olarak yine endişelen) ama abartma, ironik olma.
büyüklerimizin sıklıkla kullandığı, ilginç inanışlarımızdan biri. kız bebek eğer oğlana benziyorsa; ondan sonra doğacak olan erkek olurmuş; o anlamda kullanılıyor anladığım kadarıyla.
ne yani bu bebek erkek olacaktı direkten döndü de; diğerinin hiç şansı yok, direkt erkek mi olacak? bu mudur yani?
ilginç; fakat bir o kadar da tatlı anneanne inanışlarından...*
prof. dr. ismet yavaşçaoğlu uludağ üniversitesi üroloji uzmanıdır. bu bölümün türkiye'de en başarılı olduğu yer olarak UÜ'ni vurgulamaktadır kendisi. bugün 1.sınıflara verdiği seçmeli derste kendini tanıma fırsatı bulduk ve gayet baba adam olduğunu anladık, doktor gibi değil fazla fazla bizden biri, daha fazla ve daha fazla bir adam gibi adamdır kendileri. derste yaşanan birkaç olaya değinmek isterim:
x:dersi almayan başarılı arkadaşlardan biri
i:ismet hoca
x amfinin kapısını açar, tam girmeye yeltenecekken hocayı görüp geri çekilir ki; hoca tarafından yakalanır.
i:gel gel, bak ne var burda.
x:yok hocam ben gelmeyeyim. (hocayı tanımadı kaçmak istiyor.)
i:gel bak ciddi söylüyorum gel, ne var.
x:ne var hocam?
i:mal var.
sınıftaki diğer öğrencilerin hafif sırıtışları arasında arkadaş sınıfa girer gibi olur; o sırada hoca ameliyatı anlatmaya devam eder:
i:burda da ductus deferens'i geçiyoruz arkada..
x:(can havliyele, hızlı hareketlerle geri geri gider) yok hocam ben gelmiyeyim. direkt kapatır kapıyı.
hoca arkasından kahkahayı patlatır ve
i:heh, malın ne olduğunu anladı.
bir diğer mevzuuu:
hoca ders anlatırken birden durur ve en üst sıralarda konuşan bir elemana haddini bildirir:
-bana bak, benim 5 dakikalık muayeneme adamlar 500 lira veriyorlar be. şunun yaptığına bak. ben ders anlatıcam da sen dinlemeyeceksin ha? oyarımm valla.**
yanındaki 2 asistan abi de saygıda kusur etmediler, resmen hocalarına sırtlarını dönmediler ya; hayran kaldım. helal olsun. mükemmeldi her şey.
"hayata geçmesi için aklımızdan geçmesi yeter!" sloganıyla hareket eden, hiçbir şekilde beraberliklerinden taviz vermeyen mükemmel taraftar grubu.*
insan çok özeniyor; hele uzakta olunca... yanlarında olmak çok hoş olurdu. https://galeri.uludagsozluk.com/r/397980/+
2012-2013 eğitim öğretim yılında tıbbi bilişim* adlı saçmasapalak derse giren ve sırf öğrencilere sinir olduğu için** büte kalan tüm öğrencileri bırakan kişilik. yaklaşık 100 kişi kaldı sanıyorum; klasik yaptığı bütünleme sınavında 10'dan 40'a tüm sayıları vermiş. 1-2 tane 45 1 tanecik de 50 vererek sonuçları güzelce göze sokmuştur. çok anılır kendisi, çok. **
-by-pass ameliyatlarında en çok kullanılan vendir; içerdiği kapakçıkların kan akımını engellememesi için, alt ucu üste gelecek şekilde ters çevrilerek kalbe monte edilir.
uludağ üniversitesi tıp fakültesi öğrencilerinin seçmemesi gereken derstir.
dönem 1'de seçmeli ve 4 kredidir. Alayım, rahat olur tek derse çalışırım derseniz çok fena yanılırsınız. ano'nun anasını ağlatır sessizce, ağzınıza sıçar da haberiniz olmaz son ana kadar.
86 ortalamayla CB gelir de görürsünüz gününüzü...
sinir hücrelerinizin sinapslarında mükemmel bi' hareketlenmeye yol açar, sinir katsayılarınızı arşa yükseltir.
almayın, almayın almayın!
bi' daha medical alanın ağzına sıçsınlar, net.
not: 19.02.2013 10.19 itibariyle tükürdüğümü mükemmel şekilde yalamış bulunmaktayım; ne kadar hoş.**
her düşünenin veya her düşünmeye çalışanın olmadığı gerçeğiyle yüzleştiğinizde yüzünüze şlaaank diye çarpan mantık hatasıdır.***
-aramaya inandığımı da düşünüyorum ayrıca, umarım hata yoktur; saygılar...
-bursa'nın artık yaşanılmayacak bir şehir haline geldiği gerçeği.
-abazalardan korunma yolları.
-kendini savunmak için gidilecek kurslar.
-mahkeme işlerinin uzamasının gereksizliği...****
