neden hep Türk filmlerinde işler ters gider örneğin hababam sınıfı evet komik bir film halen izlerim fakat hep o laboratuvar patlar burada bize bir mesaj var sanki siz kenara çekilin laboratuvara girmeyin girerseniz bak böyle olur birde amerikan filmlerine bir bakın müthiş bir teknolojiye sahip laboratuvarlar adamlar göz taraması yaparak içeriye giriyor falan bizde neden böyle filmler yok hep aşk filmleri olsun bir kerede dünyayı biz kurtaralım bu filmler yüzünden insanlar kendini pasif konuma getirmektedir.
fatih sultan Mehmet e şitaiyye ve baharariyye sunarak onun hayranlığını kazanmış ve divan katipliğini yapmıştır. necati asıl ününü kazanması 2. Bayezid dönemine rastlar. ona bey sıfatı Manisa sancağına çıkan şehzade Mahmud un nişancılığını yaptığı dönemde verildiği düşünülmektedir. kasideden ziyade aşıkane, samimi ve sade gazelleri ve mersiyeleri ile tanınmıştır. atasözleri deyimler ve halk tabirlerine düşkünlüğü onları şiirde kullanmakta olan başarısı onun en belirgin edebi özelliğidir. Necati beyin bizi iran şairlerinin kınamasından kurtardığı ileri sürülür çünkü bizde kendi ayarlarında şair olmadığını söylüyorlardı. günümüze ulaşan eseri Türkçe Divan'ıdır. 27 mart 1509 yılında ölmüştür.
lisedeyken hep düşünürdüm ne güzel üniversite hayatı diye ama üniversiteye gelince de normal oldu hersey liseden tek fark hocalar sanırım daha sertler sonra daha detaylı dersler diyebiliriz. Üniversite biz dersleri az saate indirgiyoruz siz daha çok araştırmaya zaman ayırın diyen hocaların varlığıdır.
kolay değildir elbet, elbet acıtır kalan da üzülür giden de hele bir zaman geçsin dersin, geçer ki ne geçer, anlar da geçer yıllar da, belki bir sokak hatırlatır onu belki bir kelime sağır olur bedenin büsbütün inlersin, belki de hatiralarindaki en güzel yeri bir zamanlar süslemiş şimdi ise eserinden toz parçası kalmamışdir ayrılık işte en çok da hatırlatır seni be hatırlatır çık git içimden çık git dersin, dersin...
Bu gibi şeyleri yaptıran bir illettir ayrılık bu yüzden ne sevin ne sevilin dedirtendir.
ataerkil toplum düzeni demirin bulunması ile başlar ondan önce anaerkil toplum faliyet göstermektedir toplayıcılık ile geçim sağlanır. Ateş ile demirin dövülmesi güçlü olan erkeğe verilmiş ve yine avcılık dönemine geçilmiştir. Besin değeri bakımından avların daha önemli olması erkeği ön plana çıkarmıştır. Ataerkil topluma geçişte erkekler anaerkil toplumu yıkmak için çaba harcamış ve çabalarının sonucunu almıştır eşitlikçi bir düzenden erkeğin egemen olduğu bir düzene geçiş. Kadın neden dışlanmıştır adem babamıza yasak elmayı yediren kişi havva annemizdir kendisi hata yaptığı için adem babamızı da bu duruma sürüklemiştir gibi nedenler ileri sürerek kadını ikincil plana atmışlardır. Günümüzde bu toplum düzeni hala devam ediyor büyük şehirlerde belki üst tabakada olmayabilir ancak kırsal kesimlerde erkeğin üstünlüğü hakim durumda. Biraz da bu durum çocuğu yetiştiren anne ve çevre ile alakalıdır.
2 nisan 1871 yılında manastır'da (Yugoslavya) doğmuştur. ilk olarak eski edebiyatı temsil eden Muallim Naci den etkilenmiştir. kendisini edebiyata bu dönemde vermiştir. aruz veznini öğrenmiştir. 1887 de Naci'nin yerini Recaizade Ekrem almıştır. Fransa da bulunduğu yıllarda Fransız şiirini yakından tanımış böylelikle Ekrem in de etkisi kalkarak şiirine değişik ve Avrupai bir çehre gelmiştir. cilt doktorudur. 3 defa evlilik yapmıştır. manzum ve nesir ustasıdır. Servet i Fünun un en sanatkar şairidir. 13 şubat 1934 de vefat etmiştir.
bende izmirliyim ama farklı bir din anlayışım yok çok şükür senin benim herkesin yaptığı ibadeti yapıyoruz yani abartılıyor izmir i yalnızca merkeze bakarak sınamayın.
babam gibi işçiler olmasa nasıl kalkınır bu düzen herkes patron olsa kim çalışır. zor bir durum işçilik ama alın terinin hakkını almak daha da güzel. yan gelip yatan babam olmasındansa işçi babam daha hayırlı sağ ol baba 4 çocuk okutuyorsun 6 boğaz bakıyorsun. patron olmasan da gerçek hayatta sen evimizin reisisin.
Bilecik küçük bir şehir ve ben burada üniversite okuyorum çoğu öğrenci bu durumdan yakınır ama ben seviyorum kalabalıktan uzak sıcak bir yer. ama aradığın çoğu şeyi bulamamak kötü bir durum küçük bir yer olduğu için ama ben memleketime gittikçe tedarik ediyorum. bir de yiyecek gibi bakan askerler olmasa süper olurmuş.
aranıp da bulunamayan çoğu zaman koltuk arasına sıkışmış binlerce dayak yemiş itilip kakılan iki üç defa pili bitmiş mi kontrolünden geçirilen gerekli ve bize kolaylık sağlayan bir alet.
avatar diye bir film var bilindiği üzere peki bu filmi mitolojik açıdan hiç incelediniz mi ben burada anaerkil ve ataerkil toplum yapısını ağaç ana kültünü ele aldım kült nedir diyecek olursanız
kült: belirli bir grup tarafından tapılacak kadar sevilen durumdur.
filmdeki mavimsi insanımsı grup bir anaerkil toplum yapısına sahip. görülüyor ki kadın kam in sözü geçiyor. orada erkek yalnızca reis konumunda. ağaç ana kültüne gelecek olursak ruhlar ağacı diye bir şey var ölünce ruhun oraya gittiği düşünülüyor. anaerkil toplum düzeninde yer yüzü tanrıları vardı. ilk insanlar daha maden (demir) işleyemedikleri için toplayıcılıkla (bitkiler) geçim sağlıyorlardı. böyle olunca hakimiyet kadında yanı toplayıcı da idi. bu düzende eşitlikçi yapı hakimdi. ilk insanlar karşılarında devasal olarak ilk ağaçları görmüşler ve ağaçtan korkmuşlardı. bu sayede ağaç ana kültü ortaya çıkmıştı. ilk insandan bahsediyoruz bunlar saçma sapan düşünceler demeyin. şimdi de filmdeki ataerkil toplum düzenine gelecek olursak burada normal insanlar ataerkil toplum düzenine sahip ve anaerkil toplum düzenine kendilerini benimsetmeye çalışıyorlar. bir toplumu yıkmak için onu kötülemek gerekir orada da ağaç kültünü yıkmak ön planda. filmde ayinler de göze çarpıyor ayini yöneten yine kadın kam ve ağaç ile bir iletişim söz konusu. ataerkil topluma bakıldığında eşitlik diye bir şey görünmüyor.
Her büyük sevgi borçlu olduğumuz öbür sevgilerden çalınır.
Başkalarının mutluluğu, artık mutlu olamayacakların sevinci olur.
hiçbir ruhun uydusu olmayın, yalnız kendi kendinize bağlı kalın.
Yapılması gerekeni yapmak, mutlaka hoşa gideni yapmak demek değildir. (Vadideki Zambak)
artık öyle bir hal aldı ki bu ilaç tüketimi ekmek ya da su gibi tüketiyoruz diyebilirim. insanlar hastalık hastası oldu çıktı. doğal ve dengeli beslenmeme desen bunun en büyük nedeni sizleri küçük köylerde üretilip kendi pazarlarında satılan organik ürün yemeye davet ediyorum. birde psikolojik bu hastalıkların çoğu kendinize ben hasta değilim deyin ve açık havada bol yürüyüş yapın. her aldığımız ilaç yaşlanınca kötü bir etki olarak bize dönecektir.
Hep polis olmak istemiştim bir bayan olarak ki alımı çok az ben girdiğimde mülakatlarina tam hatırlayamıyorum ama 300 küsürdü sanırım. Tabi böyle olunca da seni elemek için herşeyi yapıyorlar ve birde torpil işliyordur diye düşünüyorum. Çok üzülmüştüm elenince hatırlıyorum karşımdaki kız heyecandan tırnaklarını yiyordu polis bayan gördü tabi ve
- ne yapıyorsun bakayim sen tırnaklarını mı yiyorsun mülakat sırasında görürsün
Demişti. Hala daha özeniyorum polis bayan görünce okuduğum şehirde polis okulu var yaşıtım olan polis öğrencileri görünce iç çekiyorum.
ermeni sorunumuz da var değil mi bizim Ermenilerin de
Azeri kardeşlerimizi katlettiği hocalı katliamı kimsenin gözünün önünde değil
ama Ermeniler bas bas bağırıyor Türkler bizi katletti diye tüm ülkelere kabul ettirmeye çalışıyorlar bu durumu. Karşı bir görüş savunacak olunsa lafı ağzımıza tıkıyorlar. Suçsuzken suçlu olmak da var hayat.