balyozculara, onların ailelerine, yakınlarına ve daha çok ağzı salyalı avukatlarına bugünlerde yapılacak en doğru tavsiyedir. Küfürle,tehditle bir şeyleri savunuyorsanız belli ki siz mağdur değilsiniz. Savunduğunuz kişiler de paşa falan değil, millete devlete komplo kurduğu vicdanlarda zaten tescilli olan,mahkemece de tescillenmiş yüz kızartıcı vatan hainliği suçu işlemiş kimselerdir. Şimdi kendinize sakin bi köşe bulun,epey bi yazlığı vardır sizin,ve gidin orada edebinizle yasınızı tutun.
canlı bir doğum videosu.
+18 vesaire herhangi bir şey eklemiyorum.çünkü muazzam bir video. kadın kocasının kollarında doğumunu yapıyor.
suda doğum yapan bir kadının, daha doğrusu eşininin yanıbaşında, elleri elinde doğum yapıp, doğar doğmaz, çocuğun annesine sarıldığı doğum videosu. http://www.youtube.com/watch?NR=1&v=XXVRrmQxOZ4
daha 1 sene olmadan 43.2 milyon kişi izlemiş, ama bu kadar sosyal medya enstürmanında bir kere bile rastlamadığım video.
necip fazıl kısakürek'in derlenmiş istanbul yazılarından oluşan istanbula hasret adlı kitaptaki en şahane makale. şu makalede tasvir edilen insan prototipleri o kadar günümüzden ki, bu yazıyı okurken çok fena halde, şimdi sağolsaydı da üstadın eline sarılıp öpseydim diye içimden geçirdim.
--spoiler--
Beyazıt camiine bitişik ağaçlıklı kahve... Arkasını verdiği caminin vakarlı duvarı ve yüzünü çevirdiği lokantanın döner kebabı arasında, bir yer... Her cinsten, sınıftan, mezhebden, zevkten, kılıktan, edadan bir mahşer... Arada bir, musalla taşına varabilmek için bu kalabalıktan yol rica eden cenazeler... islam cenazesi geçerken, frenk muaşeret kitaplarındaki bir kaide titizliğiyle ayağa kalkan zarif adamlar kütlesi...
Şu yanda kızlı erkekli, öbek öbek üniversite gençleri... Beride, kısa pantolonların açık bıraktığı nahiyelerden sarışın kılları fışkıran, ham ayvalar kadar sevimsiz Alman seyyahları... Bu tarafta, intişar meydanına çıktığı gün dünya nizamını altüst edecek olao mecmualarının tashihleriyle meşgul heveskârlar...
işte işte, markalı mendil gibi ithaflı şiir dokumacısı şair lokantaya giriyor. Yaşının sayısı kadar manzumesi olmasa da, manzumelerinden çok davetlisi var...
işte etrafını süzen, beyaz keten elbiseli doçent; ağır ağır yürüyen, soluk melon şapkalı deli; yarım saattir tavlada düşeş bekliyen asabi münekkid; burnunu çekerek gaipden haber vereceğini bildiren çingene karısı, eli şakağında, muhatabını düşünmeğe davet eden müteffekkir; tekrarlıya tekrarlıya ezberlediğini unutan ihtiyar dilenci; sıkıldığını belli eden, plastik fedaisi ressam, topaç gibi dönen, kaytan bıyıklı garson; gevrek gevrek gülen genç kız; Lazistan kıyılarını yaşatan, çivit gözlü kemençesi; kimseyi beğenmiyen kumral perçemli bedbin delikanlı; potinlerini sildirmiyenlere öldürecek gibi bakan, çatık kaşlı boyacı külhanbeyi; ve bütün bu unsurlar mecmuasında, şark mahremiyetini enselemiş olmaktan mesut, kırıtan Avrupalı kokona ve saire ve saire...
Ah, unuttum. Bakın, parmağımın gösterdiği noktada, soldan üçüncü masada, şıklığından ziyade şıklığa gayreti görünen kavruk saçlı, buruşuk alınlı, zoraki gülüşlü, kamburca bir zat var... Bu zat masasındaki iki kişinin on misli kadar bir zümrece tanınmış ve (*) tanyeri ağarırken pınar başında doğmuş bir şairciktir. Şu anda ihtiyaç içindedir, çünkü şöhretiyle kendisine cin gibi musallat bir şairin, ağız dolusu aleyhinde bulunmaktadır. Lütfen ona, Mısır çarşısına uğrayıp kıskançlık derdine iyi gelecek bir ot aramasını tavsiye ediniz! Yoksa günde 9 saat aleyhinde bulunduğu şair tarafından hasret çektiği şöhrete nihayet kavuşturulacaktır.
kahvede kestiği ahkamların, ürettiği stratejilerin siyasilerce itibar görmemesinden muzdarip amcanın oğlu/kızı/torunudur.
kahvede,işyerinde,sokakta,asansörde vatan kurtaran tiplerin sosyal medya üzerinde konuşlanmış postmodern versiyonudur.
infial, dehşet ,vahşet haberlerinin saatlerce konuşulup, haberi yapılınca, çare olacağını düşünen, kendisi gibi konuşkan, ahkam kesen, ancak icraat üretmeyen, aciz, zavallı bir iktidarı/hükümeti/siyasi iradeyi yeğleyen zihniyetin ürünüdür.
muktedir olan, icraatını koyar ortaya, bunun masalını anlatmaz, reklamını yapmaz.
terörün reklamcılığından bir hayır gelmez.
terörü bitirmenin yolu açıktır.
hükümet/politika uygulayanlar da ne zaman konuşmaya, kükremeye başladıysa, bilelim ki işler boka sarmıştır ve eyvahlar olsundur.
o kendini biliyor diye de yazdığının altına not düşen, atarlı göndermecidir.
bir sosyal medya enstürmanı vasıtasıyla, durumdan habersiz 300-500 kişiye dedikodu yapan, ne yapıyorum ulan ben diye kendisine hiç sormamış kadın/erkektir.
kendi içinde tutarlı bir çeşit yüzsüzlüktür.iftira etik,namuslu,haysiyetli bir davranış değildir.allah korkusu olan bir insan iftira etmekten sakınır.bu sebeple iftira atanın allahtan korkmaması normal karşılanabilecek bir yanlıştır.
zeki demirkubuz imzalı kıskanmak adlı filmde çapkın şımarık ve çocuksu rolüyle izlediğimiz justin biebere fena halde benzettiğim oyuncu. daha başka ne yapar ne eder,nerede oynamıştır bilmiyorum.ama sanırım henüz patlama yapmamıştır, yoksa yerli biber diye kızlarımızın yanıp tutuşması yakındır *
kendi tanımlamasıyla atatürkçü düşünce kolu başkanı bir hanım kızımızın bu acılı günde böylesine bencil ve keyfekeder bir tutumun yanlış olduğu kendisine söylendiğinde verdiği cevaptır.
evet diyoruz ya her zaman,bizim yüreğimizdeki sökülmez acıyla sizin ağzınızdaki riyakar sloganlar asla bir olmaz. bir defa da bizi yanıltın be.
türk silahlı kuvvetlerinde doğu perinçek,işçi partisi zihniyetindeki oluşumdur.
hani o devlet sırrı diye ergenekon davasında saklanan cunta bilgi belgeleri değil, bizzat türk mühendislerinin yeniliklerini buluşlarını başka ülkelerin gizli servislerine paslayan, uyuşturucu,fuhuş ve şantajla adam tehdit eden ordu içinde yuvalanmış cerahattir.
bu milletten olan herkes, bu milletin ordusuna girer,girmeli,girebilmelidir.ancak bu milletten yediği ekmeğe nankörlük etmemek,hainlik yapmamak kaydıyla.
mevcut yasaya göre 20 yıldır.yani öyle birilerinin salladığı gibi 14 nisan 2011 den önceki şike vs olayları yandı bitti kül oldu durumu yok.
bir itirafçıya,bir iddiaya bakar iş,yakındır adnan polatı,sinan engini,ergun gürsoyu,abdürrahim albayrakı içeride göreceğimiz günler.
(bkz: dizleri titreyen cimbomlular)
mazisi ittifak kurmak,onu bunu tehdit etmekle dolu olan, godaman klübünün ve medya patronu başkanı olan zavallıların taraftarlarının bir kısmının yüzsüzlüğüdür.
fenerbahçe aleyhinde haksız rekabet yaratmayı, ''e ne var kimse sizi sevmiyor işte'' diye kendi beyinciğiyle normalleştirmiş şerefsizlerin yaptığının farkında olmamasıdır.
ulan kahve köşelerinde anadolu takımları bursaya/trabzona yatsın yeter ki fener şampiyon olmasın diye kendini yırtan karaktersizler babamdı sanki.bu ne riyakarlıktır,ikiyüzlülük aymazlıktır. herkesi kendi gibi bilenlerin düştüğü yanlıştır.
açıkça anadolu takımları fenerbahçe şampiyon olmasın diye şike yapsa normaldir düşüncesini, o kararmış kalplerinden geçirdikleri yetmediği gibi bir de o pislik akan ağızlarından geçirmişlerin sahtekarlığıdır.
edit:imlayı idare edin,gerginlik ve heyecanla yazdım.şimdi okuyunca bi sürü düşük cümle gördüm,değiştirmek gelmiyor içimden.
dalgınlığına denk gelmiştir.hani sınavda en son sayfada kalmış,kafanın yorulmasından hesapların karışıklığından çözmeyi ihmal ettiğimiz sorular olur ya,hah işte onun gibidir.
her dalda,neredeyse her maçta şike yapan fenerbahçe maalesef bir tek türkiye kupasında şike yapmayı,boktan yeni malatyasporu,gaziantep büyükşehir belediyesporu* bile satın almayı unutmaktadır.
hani şimdideden söyleyeyim birazdan buralar eksi dolacak falan, en azından hakemleri satın alıp işi bitirmez mi bi takım,ah salak takımım ve yöneticilerim bunu nasıl ihmal edersiniz.2007 yılında kadıköydeki türkiye kupası yarı final maçında beşiktaş maçının hakemi militan fenerbahçe düşmanı selçuk dereliyi satın alacak para bulamama dalgınlığı,unutkanlığındandır hep.
türkiyede sol marjinal hareketlerin halkta karşılığı %1 lerde iken, kitlesel bir halk hareketiymiş gibi yansıtılmasından da farkına varabileceğimiz, medya,üniversiteler,devlet bürokrasisinde ve sosyal hayatta izine rastlayabileceğimiz baskıdır.
seçim öncesi hopada ve ocak ayında üniversitelerde başlatılmak istenen marjinal sol grupların eylemlerinin, medyada sanki bütün toplumda bir devrim hareketi başlayacak izlenimi yaratılarak sunulmasından çıkarabileceğimiz özünde temelsiz ama etkisi ve çırpınması ses getiren baskıdır.
kilo vermek için diyet yapan,kendisine sorulunca da ''aslında arkadaşlarım bana balık etli diyor ama ben yine de bi 8-10 kilo vermeyi planlıyorum'' palavrasını sıkan, objektif ölçülere göre 20 kilo vermesi gereken şişman** kızın ele güne karşı yalan konuşmasıdır.
ahmet hakanın bugünkü yazısında görebileceğimiz methiyedir.cemil çiçek için oldukça talihsiz bir durumdur.kendimi çiçek'in yerine koyuyorum da allah etmesindir.cemil çiçek için akıldaki soru işaretlerini doğrulayıp posta pulu ile adresine gönderilmesi demektir.başbakan artık o aklındaki şüpheden emin olabilir. http://www.hurriyet.com.t.../18156502.asp?yazarid=131
birikimli, derdini kelime kısıtıyla anlatabilen, edebi altyapısı güçlü söz ustaları için kullanabileceğimiz sıfat.
insanları kendinden ve ideolojisinden nefret ettirmeden doğrusunu ve yanlışını anlatabilme yetisine sahip insanlar için de kullanbiliriz.
(bkz: ahmet turan alkan)
