bir vakit söylemek icab ederse genel olarak cumhuriyet rejiminin kurulmasıyla başlayan sorundur. çünkü kürtlerin kimlikleri cumhuriyet rejiminden sonra inkar edilmiş, dilleri cumhuriyet rejiminden sonra yasaklanmıştır. bu soruna sebep olan ilk kişiyi söylemek icab ederse o da atatürk'tür. tarih kitaplarında öğrendiğimiz 'öğrenilmiş bir yanlış' olan atatürk'ün milliyetçilik ilkesi "insancıl" kelimesinden çok uzaktır.
bazı türk kardeşlerimizin * duyunca kalp atışlarının hızlandığı kelimedir. osmanlı devletinde kürtlerin yaşadığı doğu bölgesi kürdistan adıyla anılırdı. cumhuriyet rejiminden sonra bu kelime katl edilmiştir diğer tüm kürtçe kelimeler gibi.
öğrenci yurtlarında ülkücüler tarafından dövülüp yaka paça dışarı atılan yani kovulan öğrencidir. allah onların yani ırkçıların yani zulmedenlerin yani ırkının şehvetine kapılanların yani ırklarıyla şımaranların cezasını verecektir.
Kendisini ziyaret eden gençler tam kapıyı açıp çıkacaklarken onları
"Sakın evlenmemezlik etmeyin!"
diye uyaran şair ve düşünce adamıdır.
Sanıldığının aksine tersyüz edildiği aşktan dolayı değil maddi sorunlardan ve islam davasına hizmet edebilmek için evlenmeyen daha doğrusu evlenemeyen mübarek zattır.
dönünce bütün gövdesiyle dönen ve hiçbir insana yan bakışı olmayan peygamberdir.
kendi devrindeki müşriklerin o'nun peygamberliğini inkar ettiği halde, emanetleri teslim edecek bir kişiye ihtiyaç duyunca akıllarına ilk gelen zatttır.
günümüzde de yine allah'a inanmayanların bile üstün insani özelliklerini övdüğü ya da kabullenmek zorunda kaldıkları peygamberdir.
kuruntulu ve veli bir padişah. abartılı övgüler ve abartılı eleştiriler sarkacında anlaşılmaya ve kötülenmeye çalışılan bir padişah. "cennetmekan abdulhamid han hazretleri" ile "kızıl sultan" sarkacı.
Bediüzzaman'ın bu sözü, o'nun için söylenen hakkaniyetli ve dengeli bir sözdür:
"ne Haydo derim ne de Haydar Ağa; Haydar der geçerim..."
"aşk hayırlı bir anormalliktir."
ve onun "reddedilmek" adında bir sevgilisi vardır. aşkın sevgilisiyle karşılaşırsanız kendinizi "mal gibi ortada" kalmış hisseder; öküzün trene baktığı gibi dünyaya, varlıklara bakarsınız.