yaptığın herneyse, konuştuğun herneyse, gördüğün ve dinlediğin herneyse,
senle seni vareden arasında bir köprü kurmuyorsa, işte onlar boşadır.
dedirten sinemacı
köydeki diğer çocuklara uyup hırsızlık yapmayacağına dair dedesine söz veren mektepli çocuğun, daha tatil yeni başlamışken gördüğü anda yeminini bozduğu yegane meyve.
eylül ayına henüz yeni girmişken, okul başlayacağı için şehre geri dönmek zorunda olan 9 yaşındaki sarı saçlı çocuğun, gölgesinde oturup, çamurdan geleceğini yonttuğu sessiz ağaç.
cehalet; bilmemezlik bilgisizlik değil, aksine çok bilmek, herşeyi bilmek herşey hakkında fikir beyan edebilmektir. ve beyan ettiklerine de delicesine iman etmektir. yanıldığına, yanılabileceğine ihtimal vermeden hemde.
bahsi geçen mesele filolojik bir durum değilki, pozitif bilimin çizdiği sınırlar ve kabuller üzerinden değerlendirilsin.
ayrıca neden varolduğuna inanılmayan, olmadığı iddia edilen, -ki olmadığı hala ispat edilememiştir- allaha
insana ait olan özellikler ( anlamak, duymak, görmek vs.) yani ihtiyaçlar yüklenir ki.
allahın ne varettiği insana ihtiyacı vardır, nede onun ibadetine
insanın ise kendisini vareden allaha ihtiyacı çoktur,
hadsiz ihtiyaçlarından ziyade...