"Elbette hayvanlardan farklıyız; hayır, onlar elbette uzay gemisi yapamazlar, hayır onlar matematikten anlamazlar, hayır tabi ki Shelley gibi romantik şiir yazamazlar. Lanet olsun! Siz bir balina gibi yüzebilir misiniz? Kartal gibi uçabilir misiniz? Bir yarasa gibi işitebilir misiniz? Bir kedi kadar güzel misiniz? Bir kedi kadar güzel kokuyor musunuz? Kimlerin hak sahibi olacağı ve kimlerin hak sahibi olamayacağı, kimlerin topluma dahil olup olamayacağı türünden bir ahlaki evrende kriterimizi akıl olarak belirlemek tamamen saçmadır ve ayrımcılıktan başka bir şey değildir! Eğer zürafalar insan ırkı kadar geri kafalı, kendini beğenmiş ve önyargılı olsaydı en az 2 metrelik boynunuz olmadığı sürece hiçbir hakkınız olmayacaktı. Sizi diri kesimle kestikleri, yiyecek olasınız diye kesip biçtikleri, sırf o kadar uzun bir boynunuz yok diye size her türden işkenceyi yaptıkları böylesine emperyalist bir zürafa dünyasında yaşamak ister miydiniz? işte bizim ahlaki kodumuz böylesine ayrımcı ve önyargılı."
Merhaba ben iphoneX - yüz tanıma sistemim var bide kablosuz sarj özelliği, bunların hepsini samsung 3 sene önce yapmıştı ama olsun. Bu arada 1200 $ 'ım. Just amazing.
neyse'nin haykırmadan anlatamam albümünden enfes bir şarkı. Sesine yandığım Deniz Tekin'le birlikte söylüyorlar üstelik. Harika da bir klip çekmişler. Buyursunlar
günaydın riya tebessüme saklı belalı devir
telaş etme
yaldızlı taşlı altın tozları benden uzak
aman verme
hayır unutmam
mümkünlerin kıyısında mateme razı olmam
yorgun duvarlar
hükmen yenilmiş sürlar zamana mani olmaz
karşına karşına geçerim
içimde ne varsa söylerim
kahrına değmedi deseler
çalsalar, söyleseler
ne gökyüzü biter ne uzay
kimseye kalmamış hiçbir zaman
bir gönül harbinde, çapraz ateşte
şarkılar gibi yansa ya dünya
karşına karşına geçerim
içinde ne varsa dinlerim
kahrına değmedi deseler
çalsalar, söyleseler
sözlerinin tamamı aşağıdaki gibi olan şarkıdır. severim manuş baba yorumlarını ama bu başka bir şey gerçekten.
Olmuyor
Ne yapsam olmuyor
Bu kaçıncı ayrılık akşamı
Duvarda asılı resminle
Bir benden bir sen geçiyor Aaaah
Hiç bekleme dönemem
Dönemem belkide
Hasretin bir ince güz yarası
Beni neden sevmedin
Olmuyor ne yapsam olmuyor
Bu kaçıncı ayrılık akşamı
Duvarda asılı resminle bir benden
Bi' sen geçiyor
Kaç mevsim
Kaç mektup yaktım da bilmedin Hasretinden ölmedim
Geçecek bütün bunlar geçecek
inanma yalan hepsi sevgilim Aaaah
Ne olur birşey sorma
Döneceğim Döneceğim sana
Takvim sorup nolur
Karalar karalar bağlama
Olmuyor ne yapsam olmuyor
Bu kaçıncı ayrılık akşamı
Duvarda asılı resminle
Bir benden bir sen geçiyor Aaaah
Kaç mevsim kaç mektup yaktım da bilmedin
Hasretinden ölmedim
Geçecek bütün bunlar geçecek
inanma yalan hepsi sevgilim
Tabiki sütten kesilen bir buzağı düve/dana döneminde ya da inek/boğa döneminde normal şartlar altında süt içmez. Ancak dönem dönem kendini ya da başka bir ineği emen bir inek görebilirsiniz. Hatta bunu yapan inekleri engellemek için ineklerin burnuna dikenli bir aparat takılır.
Yani asla bir inek süt içmez diye bir şey yok. Doğada her şey olabiliyor.
Türkiye'de ünlü olmanın güzel bir şey olmadığını herkese kanıtlayan herifçioğlu.
Şu adamı meşhur olduğu ilk günlerden beri sevmem. Tiksinirim hatta. Bilumum twitter, vine, YouTube fenomenini de sevmem zaten. Şöhret bir anda geldiğinde insanı delirtme potansiyeli olan bir şey. Kademe kademe, bir şeyleri başara başara ve hazmede hazmede elde edilmesi gereken bir şey şöhret. Heleki bizim insanımızda, yani tüm duygusal ruh hallerini uçlarda yaşayan toplumlarda, çok daha uzun sürmesi lazım bu sürecin.
Bu arkadaş da kısa sürede gelen şöhretini kaldıramadı mental olarak. Olmadığı biri gibi davranmaya başladı ve sonunda ne yapacağını şaşırarak kendi bokunu avuçladı.
Lakin yaptığı hareket ne kadar cezasız kalmaması gereken bir hareket olsa da insanımızın da iki yüzlülüğünü gözler önüne serdi bir kez daha.
Arkadaşlar türk toplumu ırkçı bir toplumdur. bu toplum değil mi zencileri gündüz feneri diye çağıran, saatçi sıfatını aşağılamak amacıyla özellikle bu ırka karşı kullanan. Köpeklere arap ismini takan. Kürtler kokuyor diyen. Ulan her gün şu sözlükte kürtlere hakaret eden adamlar şu an bu herifçioğlunu gömüyor. Her gün içindeki Suriyeli nefretini kusanlar bir anda duyar kasmaya başladılar.
Lakin sıradan vatandaşa bişey olmazken, ünlüyse götünden böyle kan alıyorlar adamın işte. Bu riyakarlık bizim toplumumuzda var. Ben cezası neyse çeksin istiyorum bu lavuk. Bu ayrı bi mesele ama madem bu kadar temizsiniz, madem bu kadar duyarlısınız. Toplumun her ırkçı bireyine, ırkçılığı hangi ırka karşı uyguladığına bakmadan(şu cümleyi kuruyor olmak bile komik aslında amına koyayım) aynı muameleyi çekin.
evrim ağacı'nın, lise müfredatından kaldırılan evrim konusunu, bir sosyal sorumluluk olarak üstlenip, youtube kanalından paylaştığı video serisidir. seviyorum bu çocukları. var olun.
Bir süredir sözlük için kendime sürekli sorduğum bir soru var:
"NEDEN?"
Bilen bilir ekşi hesabım var. Gel gör ki burada çok daha uzun zaman öncesinde yazmaya başladığım için bir defa terki diyar eylemiş olmama rağmen 2 yıllık bir ayrılık sonrasında dayanamayıp geri geldim.
Geri geldiğimden beri ise her geçen gün durumun biraz daha kötüye gittiğini görüyorum. Artık daha nadir yazar, daha nadir okur, daha nadir girer oldum ulu'ya.
Hadi ergenlik zor bir dönem, kişilik bulma çabaları, hormonların horon tepiyor olması vb. nedenlerle onların trollüğünü anlayabiliyorum az çok. Anonim bir kimlikle saçmalayabilme özgürlüğünün ergen bünyelerde yarattığı bu saldırgan ve saygısız tavrı kafamda bir yere oturtabiliyorum. Ancak buna izin verilmesini ve koca koca insanların buna çanak tutmasını aklım bir türlü kesmiyor. Bu koca koca insanlar böyle davrandıkça ergen kardeşlerimiz de haliyle onları örnek alıyor. Ortalık iyice zıvanadan çıkıyor. Halbuki bu çocukları farklı yönlendirmek de yine bu koca koca adamların elinde. Yönlenmeyeni de elersin zaten. Elene elene ya düzgün davranmayı öğrenir öyle geri gelir ya da gider başka yerde trollüğünü icra eder.
Tamam türkiye toplumunun ortalamasını yansıtıyor bir yerde sözlük bunun da farkındayım ama hiç mi bir kontrol mekanizması olmaz bir platformda? Hiç mi kaliteli içerik üretme isteği olmaz burayı yönetenlerde.
Neden yahu? insan ekmek yediği kaba sıçar mı arkadaş? içine sıçıyorsun ekmek teknenin zall. Kendin sıçmakla kalmıyorsun, buyrun beraber sıçalım diye insanları teşvik ediyor, destek veriyorsun.
Ekşi'nin de rezilleri oynadığı bir dönemde -her türlü buradan iyi durumda gerçi- bundan faydalanıp ortaya daha tercih edilir bir platform çıkartarak maddi olarak da bu işten ekstra kazanç sağlayabilecekken, neden yahu neden en ufak bir çaba sarfetmiyorsun yıllarca emek harcadığın, bir noktaya getirdiğin sözlüğün için?
Eskiden burada kaliteli tartışmalar olurdu, ilgimi çeken başlıklar, konuşmaya can attığım yazarlar olurdu. Şu an hiçbiri yok. Am, göt, meme, allah, atatürk, tinerci bjk, fetöcü gs, şikeci fb vb. içerikten öteye geçmiyor başlıklar. Evet trollükte lazım ama trollüğün bile bir seviyesi olmalı yahu. Bir zeka pırıltısı görmeli insan troll içeriklerde. O da yok. Varsa yoksa am!
Yahu kurban olayım şuna bir el atın artık. Vallahi darallar geliyor. içim sıkılıyor. Lan arada bir şey yazasım geliyor nasıl olsa kimsenin ilgisini çekmeyecek kaliteli içerik diye emek harcamaktan imtina ediyorum yahu!
Az adam olun lan. Öbür türlü daha çok eğleniyoruz oğlum yemin ederim bak! Bir de öyle deneyin ölmezsiniz!
"Sabır, zaferin kefilidir." demiş Ali. Gel gör ki, Ali değiliz, tükendi artık sabrımız. bu vahhabi artıklarına hala daha saldırmıyor isek var gücümüzle, memleket yangın yerine dönmesin diyedir. Sakın ola yanlış anlamayın. gram insan sevgisi, yaşama saygı falan değil, vatan sevgisidir tükenen sabrımıza rağmen durgun bekliyor olmamızın nedeni.
Fiyatlar olması gerekenin üstünde. Servis hız olarak fena olmasa da profesyonellik olarak zayıf. Yemek yenen masayı toplayıp da müşteri talep edene kadar silmemek çok enteresan. Yemeklerden lokum güzel, tatlıları genel olarak güzel ancak limonatayı ılık servis etmek kimin fikriyse pes gerçekten. Nargile seven ve tüketen biri değilim ama içtiğimiz nargileyi de beğenmedim açıkçası. Bunlar dışında mekan güzel dekore edilmiş, havadar ve girişten itibaren güzel karşılanıp masanıza alınıyorsunuz. Yine de pahalı arkadaş, yani şu saydığım olumsuzlukların hiçbiri olmasa dahi pahalı. Pahalı yani. Evet pahalı.
aperol, prosecco ve yer yer maden suyu ama mutlaka ek olarak 1 dilim portakal ile yapılması elzem olan enfes kokteyl. portakal yerine limon atanlar da olabilir. lakin greyfurt atanı gördü bu gözler. Yapmayın yavrum, yapmayın evladım!
italya'da en pahalıca 5 euro dolaylarına içebilirsiniz. türkiye'de ise 35-50 tl bandından değişen fiyatlarla satarlar. italya'dan gelecek sözlük yazarlarına ricamdır.
"senin bu grupta hiç susmaman lazım. 2 saati geçmemeli senin sessizliğin. iki saatte bir "iyiyim" yazman lazım. Aklına her şey geliyo insanın sen konusunda"
4 gün önce başıma gelendir. 1 değil, 2 değil, 3 değil, 4 değil, tam 5, evet evet yanlış duymadınız tam 5 yerimden olmak suretiyle yaşadığım garip bir tecrübedir kendisi. kim olduğunu bile bilmediğim bir hayvan evladı tarafından, 4'ü sırtımdan, 1'i de göğsümden gerçekleşmiştir. anlatılanların aksine acısını hissedersiniz efendim. ince bir sızı falan değil, baya baya yarılma acısı yani.
sonrası aşırı kan kaybından mütevellit flu tabi benim için, tanımadığım bir arkadaşın bana tampon yaptığını hatırlıyorum tshirtüyle, ambulansta olduğumu hatırlıyorum, tomogrofi, dikiş, tetanos iğnesi hep yarım yarım ve uyandığımda etrafımda arkadaşlarımı ve ailemi görmem. en çok da o sahne yaraladı beni. anne babamın bakışları bıçaktan daha çok deldi ciğerimi. dünyanın öbür ucundan gelmeye çalışan arkadaşlarım olmuş gecenin bir yarısı. gerçek dostlarımdan emin olmamı da sağladı aslında.
ne bileyim bu da böyle garip bir tecrübe oldu benim için. insan bu durumlarda ilgi çekmek istiyor sanırım biraz, yazasım geldi buraya. acıyın lan bana =)