aydinoglu bombala
-3 (düz adam)
on ikinci nesil yazar 19 takipçi 79.24 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    taş

    84.
  1. 1. **Taşların Oluşumu**: Taşlar, yer kabuğundaki minerallerin bir araya gelmesiyle oluşur. Magmatik, tortul ve metamorfik olmak üzere üç ana türü vardır. Magmatik taşlar, volkanik aktivite sonucu oluşur. Tortul taşlar, diğer taşların parçalanması ve sıkışmasıyla meydana gelirken, metamorfik taşlar, var olan taşların yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğramasıyla oluşur.

    2. **Taşların Kullanımı**: Taşlar insanlık tarihi boyunca birçok amaç için kullanılmıştır. Yapı malzemesi olarak, sanat eserlerinde, takılarda ve hatta tıpta bile yer alırlar. Özellikle granit, mermer ve bazalt gibi taşlar, inşaat sektöründe yaygın olarak kullanılır.

    3. **Taşların Özellikleri**: Taşların fiziksel ve kimyasal özellikleri, onları farklı alanlarda kullanışlı kılar. Sertlik, yoğunluk, renk ve doku gibi özellikler, taşların kalitesini belirler.
    1 ...
  2. mangal kömürüne üzülmek

    2.
  3. Mangal kömürü, ateşin kalbi,
    Közde yanar, sıcak bir sevgi,
    Dumanı sarar dört bir yanı,
    Lezzet dolu anlar, dostlukla yanar.

    Közde pişer etler, şişler sırayla,
    Ateşin dansı, bir başka hayal,
    Kızaran yüzler, gülüşler yayılır,
    Mangal başında, mutluluk kaynar.

    Kömürün sıcaklığı, ruhumuzu sarar,
    Dostlar bir arada, dertler unutulur,
    Her lokmada bir tat, her anı bir anı,
    Mangal kömürü, hayatı tazeler.

    Güzel bir yaz akşamı, ateş başında,
    Kömürün sesi, kalbimde yankı,
    Her duman yükseldiğinde, umutlar yeşerir,
    Mangal kömürüyle, dostluklar pekişir.

    işte böyle, kömürün hikayesi,
    Ateşin alevi, sevgiyle birleşir,
    Mangal başında, dostlukla dolu,
    Kömürde yanar, hayatın tadı burada.
    0 ...
  4. günün şiiri

    3070.
  5. Sokaklarda gezerken, hayat bir dert,
    Her köşede bir laf, bazen bir sert,
    Kimi zaman gülüş, kimi zaman hıçkırık,
    Argo kelimelerle dolu, bu bir çırpınış.

    Bazen hayatta kayboluruz, kayarız,
    Her an bir şaka, ya da bir yalanla,
    Ama dostların yanındaysa, her şey güzel,
    Argo sözcükler, gülümsemeleri besler.

    Sözler havada uçuşur, bazen sert,
    Ama dostça bir bakış, her şeye değer,
    Sokakların dili, bir başka güzellik,
    Hayatın tadı, bu argo neşeli bir melodi.

    işte böyle geçer günler, dertte ve tasada,
    Ama gülümsemek, en büyük silah,
    Argo kelimelerle dolu bu dünya,
    Hep birlikte güleriz, ne de olsa dostuz ya!
    0 ...
  6. dertli karınca

    1.
  7. Bir karınca var, yüreği dertli,
    Yalnız sokaklarda, düşleri sessiz,
    Taşıdığı yük, ağır bir hüzün,
    Her adımında çeker, acı bir sızı.

    Küçük bedeninde, büyük bir yara,
    Gözleri yaşlı, kalbi bir derya,
    Kışın soğuğunda, yazın sıcağında,
    Hep çalışır durur, umutla bekler zamanla.

    Yoldaşları yok, yalnız gezer,
    Her köşede bir anı, içini ezer,
    O karınca, dertli, ama güçlü,
    Hayatın zorlukları, onu aşındırır.

    Bir gün gelir belki, umut dolu rüzgar,
    Düşlerinde uyanır, sevgiyle yanar,
    Ama o karınca, her zaman dertli,
    Kalbinde bir yara, her zaman sessiz.

    Ağır arabesk bir şarkı gibi,
    Hüzünle dolu, ama bir o kadar derin,
    O karınca, yalnız, ama asla pes etmez,
    Her yeni günde, umutla yürür, dertle beslenir.
    0 ...
  8. tablet

    23.
  9. Tabletlere daldım, ruhum dertli,
    Her bir satırda kaybolmuş hisler,
    Dokunduğum her harf, bir yara açar,
    Hüzünle dolu, içimdeki derin denizler.

    Bir zamanlar umut, şimdi söndü,
    Tabletler yazdı, ama kalbim kırık,
    Her bir kelime, bir hatıra peşinde,
    Düşlerim sarmalanır, kaybolur derinlikte.

    içimde bir boşluk, dolmaz bu sayfalar,
    Yalnızlıkla sarılı, sessiz çığlıklar,
    Her bir tablet, bir hikaye anlatır,
    Ama dinlemeye kimse kalmaz yanımda.

    Kırık dökük cümleler, sanki ruhumdan,
    Her bir kelime, bir hatıra fırtınası,
    Dertle dolu tabletler, kaybolmuş zaman,
    Hüzünle yazılır, bu hayatın romanı.

    Bir zamanlar neşeyle doluydu parmaklarım,
    Şimdi sadece acı, yaralı kalemim,
    Tabletler bana dost, ama hüzün de var,
    Her sayfada bir dert, içimde bir yarar.
    Gözlerimdeki yaşlar, tabletle buluşur..
    1 ...
  10. kurşun kalem

    56.
  11. Kurşun kalem, dostum, bir hazine,
    Sözlerin sırrını taşır içinde,
    Uçları kesik, yumuşak ve ince,
    Hayallerin peşinden sürükler seni.

    Kâğıda dokunduğunda, hayat başlar,
    Düşlerin canlanır, kelimeler açar,
    Bir çizgiyle başlar, sonra büyür,
    Kurşun kalemle, hayal kurmak güzeldir.

    Siyah ve gri, renkleri derin,
    Düşünceler saklı, her biri serin,
    Bir silgiyle silinip gidebilir,
    Ama anılar kalır, silinmez bir yer.

    Kimi zaman hüzün, kimi zaman sevinç,
    Her sayfada bir hikaye, her çizgide bir ince,
    Kurşun kalem, dostum, hayatın sesi,
    Yazdıkça büyür, hayallerin nefesi.

    Bir kalemle başlar, bir dünya kurar,
    Küçük bir dokunuş, büyük bir yarar,
    Kurşun kalem, hayallerin anahtarı,
    Her bir kelime, kalbimdeki hatıra.

    Yazdıkça özgürleşir ruhum,
    Kurşun kalemle, bulurum yolum,
    Düşlerimle dans eder giderim,
    Uyurum.
    0 ...
  12. ünye

    142.
  13. Ünye, Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer alan, tarihi ve doğal güzellikleri ile dikkat çeken bir ilçedir. Ordu iline bağlı olan Ünye, denizi, yeşil doğası ve tarihi yapılarıyla bilinir. Ünye Kalesi, tarihi camileri ve sahil boyunca uzanan plajları, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeker. Ayrıca, Ünye'nin zengin mutfağı, özellikle deniz ürünleri, yöresel lezzetler ve fındığı ile öne çıkar.

    Adana ise Türkiye'nin güneyinde, Akdeniz Bölgesi'nde yer alan bir büyükşehirdir. Adana'nın kendine özgü kebapları, özellikle Adana kebabı, ülke çapında ünlüdür. Adana'nın tarihi, zengin kültürel mirası ve doğal güzellikleri de oldukça dikkat çekicidir. Seyhan Nehri, Adana'nın simgelerinden biridir ve şehirdeki yaşamı canlandırır.

    Bu iki yerleşim yeri arasında ilginç bir bağlantı var. Hem Ünye hem de Adana, Türkiye'nin farklı coğrafi bölgelerinde yer alsalar da, her ikisi de yerel mutfaklarıyla öne çıkar. Örneğin, Ünye'nin deniz ürünleri ve fındığı.
    0 ...
  14. maydanoz şiiri

    1.
  15. Maydanoz hakkında yazdigim siirim.

    Maydanoz yeşil, taze ve neşeli,
    Sofraların vazgeçilmezi, en güzel eczalı.
    Bir gün ben de oldum, maydanoz gibi,
    Bahçede dolaşır, rüzgarla yarışırım şimdi!

    Sürekli yanımda, dostum mu, düşman mı?
    Salatalarda parıldar, "Ben buradayım," der hâlâ.
    Kimisi kıskanır, yeşilliğimi neden,
    Bense dalga geçerim, “Çok da nazik değilim ben!”

    Yemeklerde harika, tat katmak işim,
    Ama bazen hepsi bana haksızlık gibi gelir.
    “Bu kadar sevilmem, pek anlamış değilim,”
    Dersin de, “Olmaz öyle şey!” diye yanıtlarım ben.

    Kendimle gururluyum, kıvrak ve çevik,
    Sürekli tazelenirim, genç kalmak işim.
    Bazen soğutucu, bazen ısıtıcı,
    Ne olursa olsun, yüreğim yepyeni bir kütüphane!

    Hani olur ya, bir salatada kaybolur,
    Ben de orada, yeşil bir gölge olurum.
    Uzaklardan fısıldar, “Burada saklayın beni,”
    Ama unuturlar işte, bana yer verme meyli.

    Bir gün oturdum, düşündüm derin derin,
    Neden hep beni koyarlar, her yemekte kesin?
    "Artık yıldızım parlayacak," dedim kendi kendime,
    Ve şimdi her tabakta, herkes beni görmeye geldi!

    Maydanoz evlere huzur taşır,
    Tazeliğiyle sofraları sarar,
    Gözlerin rengi kıskanır, yeşilin şahı,
    Kendimi yemedikçe, ben de büyüyeceğim hâlâ!

    Komik bir dostum var, adı da Kereviz,
    Bazen birbirimize sokarız, oluruz delilik.
    “Dostum, sen de beni sev, dostu yarıda bırakma,”
    Birlikte daha iyiyiz, pişirelim hayatı daha!

    Sonuçta maydanoz, hayatın en güzel yanı,
    Her tabak bir şarkı, her lokma bir anı.
    Kendi çapında dans eder, mutfakta döner,
    Beni unutmasınlar, çünkü ben hep burada kalırım!
    0 ...
  16. uludağ sözlük şiiri

    9.
  17. Uludağ Sözlük, bir derya, bir deniz,
    Yazarları komik, her biri bir delice gezis.
    Kalemleriyle tarih yazar, birer şair,
    Gülmekten kırıldık, hemen bir kahkahayla başlar sefer.

    Şu sıralar aklımda, bir yazı canlanıyor,
    “Bugün de okudum, güldüm, resmen dalıyorum.”
    Her ifade bir espri, her cümle bir jest,
    Uludağ Sözlük, burası tam bir edebiyat fest.

    Kimi zaman derin, kimi zaman sıradan,
    Yazılar tuhaf, ama hayat dolu her an.
    Düşünceleri kelebek, uçuyor havada,
    Okuduğum her satırda, bir gülme krizi yaşar ada.

    Kafalar karışık, ama yazılar net,
    Hayal gücü geniş, burada yok bir set.
    Bir "sözlük" var işte, içi hala boş değil,
    Yazarları komik, kahkaha dolu köşe köşe her şey.

    Zaman geçiyor, biz burada eğleniyoruz,
    Kalemi eline almış, yazmaya devam ediyoruz.
    Tüm sözcükler dans ederken, kıvrılırken rüzgar,
    Uludağ Sözlük, hayatın tam ortasında bir şarkı gibi durar.

    Bazen absürt, bazen çok sade,
    Ama her yazıda bir parça gerçek çok dağda.
    ilginç karakterler, mizah dolu diyalog,
    Her mesaj bir hikaye, kalp atar hızlı, oh!

    Hadi gel, sen de katıl bu neşeli kalabalığa,
    Uludağ Sözlük’te bul, gülümsemenin sırrına.
    Kahkahalar eşliğinde, dostluk pek anlamlı,
    Burada herkes yazar, hayat çok canlı.

    Her gün yeni bir yolculuk, her sayfa bir renk,
    Yazıları okurken, zaman nasıl geçer hiçbir tenk.
    Uludağ Sözlük, komedi sahnesi kurulu,
    Yazarlarıyla dolup taşıyor, zeka dolu.

    Şimdi bir kıvılcım oldun sen de bu ateşte,
    Hadi gel, yaz bakalım, katıl bu fırtınaya gür sesle.
    Uludağ Sözlük’e dair pek çok söz var,
    Ama komiklikte zirveyi, onlar almışlar.

    Zamanı unuturum burada, gülmekten sarhoş,
    Yazarların zekası hepimize bir teşhis.
    Mesajlar biter, ama eğlence bitmez,
    Uludağ Sözlük, hayatın kahkahasıyla bezdirmez.
    1 ...
  18. renault şiiri

    1.
  19. Renault arabası, ne güzel bir dost,
    Yolda giderken hep bırakır en hoş.
    Sürücüsünü sarar bir mutluluk,
    Keyifle doludur her bir yolculuk.

    içindeki yerleşim, ferah ve geniş,
    Sanki lüks bir otel, bu da ne güzellik işte!
    Tekerlekler dönerken ritm içinde,
    Hayatın stresini unutturur bir nebze.

    Yokuşlarda güçlü, düz yolda hızlı,
    Hız yaparken bile sanki bir nazlı.
    Çocuklar arka koltukta oyun oynar,
    Bazen de arıza, “dur be adam !” der.

    Hadi gülümse, bu araba şahane,
    Birçok rakibi var, ama o bambaşka bir mane.
    Her yolda bir hikaye, her virajda bir dans,
    Renault'la hayat, adeta bir şans!

    Sonunda anlarız ki, güzelliği içten,
    Yoldaşlık yapar, her zaman bir güven.
    Komik hallerde bile, sürprizi bol,
    Renault arabam benim, işte en güzel rol!

    Renault markasına hediye şiirim.
    0 ...
  20. edirne

    669.
  21. Bu şehre bir şiir yazmak istedim.
    Edirne şehri, tam bir cennet yeri,
    Tarihin izinde, sevdanın göğsünde derin bir efsane,
    Minareler yükselir, gökyüzüne serin,
    Her köşesinde barındırır, geçmişin hatırası aynı zamanda.

    Saray'nın büyüsü, sular gibi akar,
    Kırkpınar'da dostluk, her kalpte bir ateş var,
    Mimar Sinan'ın eseri, Selimiye camisi,
    Her taşında sanatın, yüceliği belirir.

    Edirne’nin sokakları, tarih fısıldar,
    Kırmızı biber tarlaları, baharat kokar,
    Laleler açar baharda, renkleriyle sarar,
    Doğanın güzelliği, gözlerdeki ışıltıdır.

    Tunca’nın sularında, hayaller yüzmeye başlar,
    Menderes’in kıyısında, serin rüzgarlar,
    Bahar gelir, bahçe açar, güller açar,
    Sevgiyle dolu şehir, gönülleri kucaklar.

    Edirne’de dostluk, kardeşlik pek çoktur,
    Gelenekler yaşar, her zaman bir arada durur,
    Yüzlerce yıl geçse de, tarih hiç solmaz,
    Bu topraklarda sevgi, her daim coşar.

    Köprüleriyle meşhur, Tunca ve Meriç,
    Geçmişe köprü kurar, geleceği serinletir,
    Şehir boyunca akarken, yaşam dolup taşar,
    Edirne’nin kalbinde, umut hep yeşerir.

    Hıdırellez’de coşku, bayram gibi geçer,
    Her yıl yenilenen, sevgiler büyüyerek besler,
    Edirne’nin ruhunda, bir sıcaklık saklı,
    Duygularla dolup taşan, bir deniz gibi aklı.

    Yemekleriyle meşhur, ciğeri bir başka,
    Köfte, içli köfte, damaklarda tatlı bir sırça,
    Her lokmada sevda, her sofrada huzur,
    Edirne’de hayat, bir başka güzel bir rüzgar.

    Edirne’nin gecesi, yıldızlarla dolu,
    Sevda masalları, kabaran dalgalı yolu,
    Geçmişin hatıraları, geleceğe ışık tutar,
    Bu şehir, aşkın, dostluğun şarkısıdır.

    Caminin gölgesinde, otururuz dostça,
    Kahkahalar yükselirken, mutlulukta coşar,
    Edirne’nin hatırası, kalbimizde yaşıyor,
    Her ziyaret edenin, ruhuna siniyor.

    Bir özlem duyarsan, bu muhteşem yere,
    Gözlerin dolar, hissettiğin sıcak sevgiyle,
    Edirne, sen hep bizim yüreğimizde,
    Bir sevda şehrisin, sonsuza dek öyle.

    Her adımda bir hikaye, bırakır ardında,
    Tarih kokusu ile dolu, her anı bir masalda,
    Hatırlanan anılar, hep kalple dost kalır,
    Edirne, sana gelen, asla unutulmaz.
    1 ...
  22. pancar turşusu

    38.
  23. Pancar turşusu, hem sağlık açısından faydaları hem de lezzetiyle Türk mutfağında önemli bir yere sahip olan bir turşu çeşididir. Pancar, özellikle kış aylarında tüketimiyle bilinen, zengin besin değerleriyle dolu bir sebzedir. Kıpkırmızı rengi ve tatlı tadıyla pek çok kişinin favorisi olan pancar, turşu yapımında da sıklıkla kullanılır.

    Pancar turşusunun yapımında genellikle olgun, taze ve sağlıklı pancarlar tercih edilir. Bu sebzelerin seçimi, turşunun kalitesini doğrudan etkileyen bir unsurdur. Taze pancarlar, daha yoğun bir renk ve doku sunarken, turşunun dayanıklılığını artırır. Pancarın üst kısmındaki yeşil yapraklar, turşunun yapımında kullanılmamakla birlikte, besin değerleri açısından zengindir.

    Turşunun hazırlanması oldukça basit bir süreçtir. Öncelikle pancarlar iyice yıkanmalı ve ardından haşlanmalıdır. Haşlamadan sonra pancarların sulanarak soğumalarına izin verilir. Soğuduktan sonra ise dilimlenir veya bütün olarak turşu kavanozlarına yerleştirilir. Böylece, turşunun hem görselliği hem de lezzeti artırılmış olur.

    Turşu suyunu hazırlamak, pancar turşusunun en önemli aşamalarından biridir. Su, sirke, kaya tuzu ve isteğe bağlı olarak çeşitli baharatlar kullanılarak hazırlanan bu karışım, pancarların lezzetini artırır ve korunmalarını sağlar. Sirke, turşunun asidik yapısını koruyarak, uzun süre dayanmasını sağlarken, tuz da lezzet ve kıvam açısından bir denge getirir.

    Baharat olarak genellikle sarımsak, tane karabiber, defne yaprağı gibi malzemeler kullanılabilir. Bu baharatlar, pancar turşusuna farklı tatlar katarken, aynı zamanda sağlık açısından da olumlu etkiler sağlar. Özellikle sarımsağın antioksidan özellikleri, hem bağışıklık sistemini güçlendirir hem de turşunun sağlıklı bir seçenek olmasını sağlar.

    Pancar turşusunun besin değerleri oldukça yüksektir. Düşük kalorili bir sebze olup, lif, demir, folik asit, manganez ve potasyum açısından zengindir. Bu özellikleriyle, pancar turşusu, sindirim sistemi sağlığını destekler ve kan basıncını düzenler. Özellikle kış aylarında bağışıklık sistemini güçlendirmek adına oldukça faydalı bir atıştırmalık veya meze olarak tercih edilebilir.

    Ayrıca, pancar turşusu, cilt sağlığına da katkıda bulunur. içerdiği antioksidanlar sayesinde, ciltteki yaşlanma belirtilerini azaltabilir. Doğal bir detoks kaynağı olan pancar, vücuttaki toksinleri atmaya yardımcı olur ve karaciğerin sağlığını destekler. Bu nedenle, pancar turşusu tüketimi hem lezzetli hem de sağlıklı bir tercih seçeneği sunar.

    Dünya genelinde de farklılarının hazırlanmaktadır; örneğin, Rus mutfağında 'borscht' adı verilen pancar çorbası veya Almanya'da tüketilen çeşitli pancar turşusu çeşitleri mevcuttur. Her kültür, farklı baharatlar ve yöntemler kullanarak pancarın lezzetini kendi damak tadına göre uyarlamaktadır. Bu durum, pancar turşusunun evrensel bir lezzet olduğunu göstermektedir.

    Pancar turşusunun bir diğer avantajı da, kullanılabilecek farklı malzemelerin çeşitliliğidir. Örneğin, pancarın yanı sıra havuç, soğan veya biber ekleyerek turşunun lezzeti ve besin değeri artırılabilir. Bu sayede, farklı tatlar ve renkler elde edilirken, turşunun görselliği de zenginleştirilir.

    Kış aylarında sofralarda sıkça yer alan pancar turşusu, özellikle et yemeklerinin yanında sunulmakta ve yemeklerin lezzetini artırmaktadır. Yoğun tatlarıyla birlikte, sağlıklı bir alternatif olarak birçok kişi tarafından tercih edilmektedir. Ayrıca, pancar turşusu, kolayca hazırlanan bir atıştırmalık olarak da öne çıkmaktadır.

    Sonuç olarak, pancar turşusu, hem lezzeti hem de sağlık faydalarıyla Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden biridir. Kış aylarında sofraların vazgeçilmezi olan bu turşu, besin değeri ile de dikkat çekmektedir. Geleneksel tariflerle hazırlanarak, sevdiklerle paylaşılan bir keyif haline gelen pancar turşusu, sofraların sağlıklı ve renkli bir parçası olmaya devam edecektir.

    Pancar turşusunu denemek isteyenler için birkaç ipucu da mevcut. Öncelikle, turşunun daha lezzetli olabilmesi için, yapılan turşunun en az bir hafta kadar bekletilmesi önerilir. Bu süre zarfında, pancarların ve baharatların tadı birbirine geçerek daha yoğun bir lezzet elde edilecektir. Turşular, serin ve karanlık bir yerde saklanırsa, daha uzun süre dayanabilir.

    Pancar turşusu, herkese hitap eden pratik bir tarife sahiptir. Çeşitli sebzeleri bir araya getirerek kendi damak zevkinize uygun farklı tarifler geliştirebilirsiniz. Yöresel ve geleneksel bir lezzet arayanlar için ise, klasik tarife sadık kalmak her zaman iyi bir seçenektir.
    0 ...
  24. survivor 2025

    12.
  25. Survivor, dünya genelinde milyonlarca izleyiciye ulaşan, gerilimi ve heyecanı bir arada sunan bir reality yarışma programıdır. 2025 yılı itibarıyla Survivor'un evrimi ve gelişimi, programın sinematografik kalitesi ile yarışmacı dinamiklerindeki değişiklikler açısından dikkate değer hale gelmiştir. Yarışmanın yeni sezonu, izleyicilere taze bir soluk getirmek amacıyla yenilikçi formatlar ve tema değişiklikleri içeriyor. 2025 sezonunda, doğal unsurların daha fazla ön planda olduğu ve çeşitli zorlukların katmanlı bir şekilde sunulduğu bir yarışma deneyimi izliyoruz.

    2025 Survivor sezonunun en dikkat çekici yönlerinden biri, yarışmacıların fiziksel ve mental dayanıklılıklarını zorlayan yeni oyun konseptleridir. Geliştirilen parkurlar ve oyun düzenlemeleri, adrenalin seviyesini yükseltmemekle birlikte, stratejik düşünmeyi de teşvik ediyor. Bu sezon, sadece güç yerine zekanın da ön plana çıkmasıyla, yarışmacılar arasında farklı bir rekabet dinamiği doğuyor. Böylece, izleyiciler yalnızca fiziksel mücadelelere tanıklık etmekle kalmıyor, aynı zamanda strateji savaşlarına da şahit oluyor.

    Bir diğer önemli unsur ise, yarışmacı profillerinin çeşitliliğidir. 2025 Survivor sezonunda yer alan yarışmacılar, çok farklı geçmişlerle ve yeteneklerle geliyor. Sosyal medya fenomenlerinden profesyonel sporculara, sıradan vatandaşlardan ünlü isimlere kadar geniş bir yelpazeye yayılan bu katılımcılar, izleyicilere daha çok çeşitli hikayeler sunuyor. Her bir yarışmacının kendi yaşam hikayesinin öne çıkması, izleyicinin empati kurmasına ve karakter gelişimlerine daha fazla odaklanmasına olanak tanıyor.

    Survivor 2025’in prodüksiyon kalitesi ise bir başka çarpıcı detay. Yapımcılar, görüntü kalitesini artırmak ve görsel deneyimi zenginleştirmek adına yeni teknolojiler kullanıyor. Drone ile çekimler, 4K görüntü kalitesi ve etkileyici ses efektleri, izleyicilerin ekranda yaşadığı deneyimi daha da derinleştiriyor. Bu teknik yenilikler, programın hem eğlenceli hem de etkileyici bir seyir keyfi sunmasını sağlıyor.

    Yarışmanın izleyici etkileşimi de 2025 sezonunda önemli bir seviyeye ulaşmış durumda. Sosyal medya platformları aracılığıyla izleyicilerin yarışmaya katılımı teşvik ediliyor. Oy verme sistemleri ve yarışmacılarla etkileşim imkanı, seyirciyi sürecin bir parçası haline getiriyor. Bu durum, izleyicilerin yarışmanın gidişatına olan ilgisini artırırken, aynı zamanda katılımcılar üzerindeki baskıyı da artırıyor. izleyicilerin favori yarışmacıları için oy kullanmaları, sosyal medya üzerinde büyük bir tartışma yaratıyor.

    Survivor 2025’teki duygusal anlar ve güç savaşları da dikkat çekici bir şekilde kurgulanmış. Yarışmacıların birbirleriyle olan ilişkileri, dostlukları ve rekabetleri ekrana yansırken, izleyicilerden yoğun bir duygu akışı sağlıyor. Heyecan dolu anlar, bazen gözyaşlarına dönüşse de, bazen de sürpriz birlikteliklerle dolu. izleyiciler, yarışmacıların zorluklar karşısında gösterdikleri dayanışmayı ve insanlık halleriyle ilgili duygusal mücadelelerini izlerken kendi yaşamlarına dair dersler çıkarma fırsatı buluyor.

    Sonuç olarak, Survivor 2025, hem yenilikçi formatı hem de yüksek prodüksiyon kalitesiyle dikkat çeken bir sezon olarak öne çıkıyor. Rekabet, strateji, duygu ve dayanıklılık unsurlarının bir arada sunulduğu bu yapım, izleyicileri ekran başına kilitlemeyi başarıyor. Hem eski hem de yeni yarışmacıların oluşturduğu zengin hikaye örgüsü, Survivor’un neden bu kadar uzun yıllar boyunca popüler bir program olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Survivor 2025, sadece bir yarışma değil, aynı zamanda izleyicilere hayatın farklı yönlerini keşfetme fırsatı sunan bir deneyim olarak öne çıkıyor.
    0 ...
  26. endonezya

    230.
  27. ### 1. Coğrafi Konum
    Endonezya, Güneydoğu Asya ve Okyanusya arasında yer alan bir arşipelagodur. Dünyanın en büyük adalar topluluğu olan bu ülke, toplamda 17,000'den fazla adaya sahiptir. En büyük adaları Java, Sumatra, Borneo (Kalimantan), Sulawesi ve Yeni Gine'dir. Ülke, ekvatorun üzerinde yer alması nedeniyle yıl boyunca sıcak ve nemli bir iklime sahiptir.

    ### 2. Çeşitli Adalar
    Endonezya’nın geniş coğrafyası, onu benzersiz kılmaktadır. Her bir ada kendine özgü doğal güzellikler ve ekosistemlerle doludur. Örneğin, Bali, plajları ve turistik yerleri ile bilinirken, Sumatra'nın ormanları, Endonezya orangutanları gibi nadir türlere ev sahipliği yapmaktadır.

    ### 3. Nüfus Yapısı
    Endonezya, dünya çapında en kalabalık dördüncü ülkedir. Nüfusu yaklaşık 270 milyondur. Ülkenin nüfusu, farklı etnik gruplardan oluşmaktadır. Java adasında yaşayan Javan halkı, ülkenin en büyük etnik grubunu oluştururken, diğer topluluklar Batak, Minangkabau ve Dayak gibi çeşitli etnik kimliklere sahiptir.

    ### 4. Dil ve iletişim
    Endonezya'nın resmi dili Endonezce'dir (Bahasa Indonesia). Ülkede yüzlerce yerel dil ve lehçe konuşulmaktadır, bu da dil çeşitliliğini artırmaktadır. Yerel diller, özellikle farklı etnik gruplar arasında iletişimi sağlamakta önemli bir rol oynamaktadır.

    ### 5. Tarihçesi
    Endonezya’nın tarihi, uzun ve karmaşık bir geçmişe sahiptir. M.Ö. 3. yüzyıldan itibaren bölge, çeşitli krallıkların yanı sıra islam, Hinduizm ve Budizm gibi dinlerle de etkileşimde bulunmuştur. 16. yüzyılda Portekiz ve ardından Hollanda’nın sömürgesi haline gelmiştir.

    ### 6. Sömürge Dönemi
    Hollanda, 17. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar Endonezya'nın büyük bir kısmını kontrol etmiştir. Bu dönemde, Hindistan'dan gelen baharat ticareti ile zenginleşmiş, bu süreçte yerel halk üzerinde baskı ve istihdam uygulamaları artmıştır. 1945'te Endonezya, bağımsızlık için savaşmaya başlamıştır.

    ### 7. Bağımsızlık Mücadelesi
    Endonezya, 17 Ağustos 1945’te Sukarno liderliğinde bağımsızlığını ilan etmiştir. Ancak bağımsızlık mücadelesi, Hollanda'nın bu durumu tanımaması nedeniyle uzun sürmüştür. 1949'da yapılan görüşmeler sonucunda Endonezya’nın bağımsızlığı nihayet kabul edilmiştir.

    ### 8. Hükümet ve Yönetim
    Endonezya, demokratik bir ülke olup, başkanlık sistemi ile yönetilmektedir. Ülkenin siyasi yapısı, çok partili bir sistem üzerine kurulmuştur. Her beş yılda bir halk oyuyla başkan ve parlamento üyeleri seçilmektedir.

    ### 9. Ekonomi
    Endonezya, Güneydoğu Asya'nın en büyük ekonomisine sahiptir. Tarım, sanayi ve hizmet sektörü ekonominin ana bileşenleridir. Özellikle palmiye yağı, kauçuk, pirinç ve kahve gibi tarımsal ürünler, ülkenin büyük bir kısmının geçimini sağlamaktadır.

    ### 10. Turizm
    Endonezya, doğal güzellikleri, kültürel zenginlikleri ve tarihi mirası ile önemli bir turizm merkezidir. Bali, dünya genelinde en çok ziyaret edilen adalardan biri olup, plajları, tapınakları ve lüks tatil köyleriyle ünlüdür. Ayrıca Cakarta, Yogya ve Ubud gibi şehirler de turistik açıdan oldukça popülerdir.

    ### 11. Kültürel Zenginlikler
    Endonezya, çok çeşitli kültürel miraslara ev sahipliği yapmaktadır. Her etnik grup, kendine özgü gelenekler, müzik, dans ve sanat ile zengin bir kültürel yapı ortaya koymaktadır. Gamelan müziği, özellikle Javan ve Balinese kültürlerinde önemli bir yer tutmaktadır.

    ### 12. Dini inançlar
    Endonezya, dünyanın en büyük Müslüman nüfusuna sahip ülkesidir, nüfusun %87'si islam inancına mensuptur. Bununla birlikte, Hristiyanlık, Hinduizm ve Budizm gibi diğer dinler de varlığını sürdürmektedir. Bali Adası, Hindu kültürü ile bilinirken, diğer bölgelerde daha fazla islam etkisi görülmektedir.

    ### 13. Doğal Güzellikler ve Ekosistem
    Endonezya'nın doğal güzellikleri oldukça çeşitlidir. Tropikal ormanlar, volkanlar, plajlar ve mercan resifleri, benzersiz bir ekosistem sunar. Endonezya, biyolojik çeşitliliğin en zengin olduğu yerlerden biridir; birçok nadir ve tehdit altında olan tür bu bölgelerde yaşamaktadır.

    ### 14. Çevresel Sorunlar
    Hızla büyüyen ekonomik faaliyetler, çevresel sorunları da beraberinde getirmiştir. Ağaç kesimi, ormansızlaşma, deniz kirliliği ve iklim değişikliği, Endonezya'nın karşı karşıya olduğu başlıca çevresel sorunlardır. Bu sorunlar, ekosistemlerin ve yerel toplulukların sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir.

    ### 15. Yerel Mutfak
    Endonezya mutfağı, zengin baharatlı tatları ve çeşitli yemek kültürleri ile tanınmaktadır. Rendang, Nasi Goreng, Satay gibi yemekler, hem yerel hem de uluslararası alanda popülerdir. Zengin baharat karışımları, yemeklerin lezzetini artıran önemli bir unsurdur.

    ### 16. Eğitim Sistemi
    Endonezya'da eğitim, devletin temel önceliklerinden biridir. Ancak, eğitim sistemi birçok zorlukla karşı karşıyadır. Eşitsizlik ve kaynak yetersizliği, kırsal ve kentsel alanlar arasında eğitimde büyük farklar yaratmaktadır. Bununla birlikte, son yıllarda eğitimde reform hareketleri gerçekleştirilmiştir.

    ### 17. Sanat ve El Sanatları
    Endonezya, zengin bir sanat ve el sanatları geleneğine sahiptir. Batik, geleneksel kumaş dokuma sanatı olarak öne çıkmakta ve dünya genelinde tanınmaktadır. Ayrıca, tahta heykeller, seramikler ve dokuma ürünleri gibi birçok el yapımı sanat eseri, yerel kültürün yansımasını göstermektedir.

    ### 18. Müziği ve Dansları
    Endonezya geleneksel müziği ve dansları, kültürel kimliğin önemli bir parçasını oluşturur. Gamelan müziği, ritmik yapısı ile dikkat çekmektedir. Ayrıca, çeşitli bölgelerde kendine özgü dans çeşitleri bulunmaktadır; Bali'deki Legong, Java'daki Ramayana Dansı bu danslardan birkaçıdır.

    ### 19. Teknolojik Gelişmeler
    Son yıllarda, Endonezya teknoloji alanında önemli adımlar atmıştır. Mobil telefon kullanımı, internet erişimi ve dijitalleşme hızla yayılmaktadır. Genç nüfus, girişimcilik ve teknoloji odaklı iş fırsatlarına yönelmekte, bu da ekonomik büyümeyi desteklemektedir.

    ### 20. Uluslararası ilişkiler
    Endonezya, ASEAN (Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği) üyesidir ve bölgesel iş birliğini desteklemekte önemli bir rol oynamaktadır. Uluslararası alanda, barış ve güvenlik konularında da aktif bir politika izlemekte ve dünya genelindeki değişimlere duyarlılık göstermektedir.

    Bu paragraflar, Endonezya'nın çeşitli yönlerini ele alarak ülkenin zengin ve çok boyutlu yapısını anlamanızı sağlayacak bir genel bakış sunmaktadır.
    0 ...
  28. garibanlığı savunmak

    5.
  29. Bu durum, genellikle tartışıcı bir konu olarak değerlendirilir, ancak bu durumun altında yatan derin anlamları ve toplumsal etkileri göz ardı etmemek gerekir. Fakirlik, yalnızca ekonomik bir durum değil, aynı zamanda bir varoluş biçimi, bir yaşam felsefesidir. Bu yazıda, fakirliği savunmanın getirdiği bazı pozitif perspektifleri ele alacağız.

    Öncelikle, fakirlik, insan ruhunu güçlendiren bir savaş alanı olarak görülebilir. Zorluklar, bireyleri daha dayanıklı ve kararlı hale getirir. Maddi imkânların kısıtlı olduğu bir ortamda büyüyen insanlar, hayatta kalma içgüdüsüyle daha yaratıcı ve inovatif çözümler üretmeyi öğrenir. Bu durum, onları hayatta daha güçlü kılar.

    Fakirlik, insanları bir araya getirir. Paylaşmanın ve dayanışmanın önemi, ihtiyaç sahipleri için daha fazla hissedilir hale gelir. Toplumun en alt kesimindeki bireyler, birbirlerine destek olarak sınıf farklarını aşar ve toplumsal bir bağ oluşturur. işte bu bağ, insanlığın en temel değerlerinden biridir.

    Düşük gelirli bireyler, sadelik ve öz değerler açısından zenginleşebilirler. Tüketim toplumunun dayattığı yapay ihtiyaçlardan uzak durarak, gerçek mutluluğun ne olduğunu keşfederler. Maddiyatın ötesinde, sevdikleriyle geçirdikleri zaman, dönemin en değerli hazineleri haline gelir.

    Ayrıca, fakirlik sadece bireyler için değil, aynı zamanda toplumsal yapılar için de öğrenme fırsatları sunar. Fakirlik, eşitsizliklerin ve adaletsizliklerin görünür hale gelmesini sağlar. Bu durum, toplumları adalet arayışına yönlendirir ve sosyal reform hareketlerine sebep olur.

    Fakirlik, çevresel sürdürülebilirlik adına da bir savunma noktası olabilir. Doğanın kaynaklarını aşırı tüketmeyen ve daha az tüketime odaklanan fakir bireyler, aslında daha yaşanabilir bir dünyaya katkıda bulunurlar. Sade bir yaşam, ekolojik dengeyi korumanın yollarından biridir.

    Bu bağlamda, fakirliği sadece olumsuz bir durum olarak görmek yerine, alternatif yaşam tarzlarının başlangıcı olarak değerlendirmek gerekir. Sadelik, doğayı koruma, insani değerleri ön plana çıkarma ve toplumsal bağları güçlendirme anlamında büyük önem taşır. Fakirlik, yeni bir yaşam felsefesinin, paylaşmanın ve özverinin simgesidir.

    Aynı zamanda, fakirlik üzerine düşünmek, sistemlerin adaletsizliğini sorgulamayı da beraberinde getirir. Ekonomik eşitsizliklerin derinleştiği bir dünyada, fakirliği savunmak; bu eşitsizliklerin kök sebeplerini anlamak ve toplumun her kesimini kalkındıracak çözümler üretmek için bir çağrıdır.

    Sonuç olarak, fakirlik sadece bir zorluk değil, öğrenme, dayanışma ve dönüşüm fırsatı sunan bir durumdur. Fazlalıklardan arınmış, sade bir yaşam anlayışı, bireylerin ve toplumların gelişimine katkıda bulunabilir. Asıl zenginlik, maddi değerler değil, insanlığın ortak değerleri ve dayanışma ruhudur.

    Fakirliği savunmak, bu dünya üzerinde eşitlik, adalet ve sevecenliği teşvik etme yolunda atılan bir adım olarak görülebilir. Zira, her birey, hangi ekonomik düzeyde olursa olsun, saygı ve onurlu bir yaşamı hak eder. Bu nedenle, fakirlik üzerine düşünmek ve onu savunmak, sadece fakir bireyler için değil, tüm insanlık için bir görevdir.

    Fakirlik, belki de en zorlu yaşam koşulu, ancak aynı zamanda en derin anlamın da kaynağıdır. Bu nedenle, onu anlamak ve savunmak, bugünün dünyasında her zamankinden daha önemlidir.
    0 ...
  30. adana

    2815.
  31. Adana'm, güzeller güzeli, cennet kutusu,
    Sıcak yaz akşamları, yıldızlarla dolu,
    Seyhan'ın sularında parlayıp durur,
    Güneşin en güzel rengi, sanki bir tablo.

    Kebabın meşhurdur, lezzeti efsane,
    Her lokma bir şölen, her damak bir çiçek bahçesi,
    Sıcak tezgahların sesi, narin bir melodi,
    Adana'nın sokaklarında aşkın teması.

    Toroslar seni korur, göğsünü gere gere,
    Doğanın kucaklayışıdır, her bir yeşil köşe,
    Efsanelerinde gizli, tarihin derin izleri,
    Adana'm, seninle coşar kalbimin hevesi.

    Halkın samimiyeti, dostlukla dolup taşar,
    Bir gülüşle sarılır, yüzlerce kucak açar,
    Her köşende bir hikaye, her sokakta bir destan,
    Adana'm, sen sonsuzlukta bir yıldız gibi parıldarsın.
    0 ...
  32. duvar saati

    25.
  33. Duvar saatleri, zamanın ölçülmesi için kullanılan en yaygın araçlardan biridir. Genellikle odaların dekorasyonuna katkı sağlamak amacıyla tasarlanmışlardır. Duvar saatlerinin mekanizması, genellikle bir pil veya elektrikle çalışan bir motor içerir. Bu motor, saat kollarını döndürerek zamanı gösterir.

    Duvar saatleri, farklı türlerde ve stillerde bulunur. Analog saatler, geleneksel saat kollarıyla zamanı gösterirken; dijital saatler, sayısal bir ekran kullanarak zamanı gösterir. Ayrıca, akustik saatler de sesli alarm veya melodilerle zamanı bildiren özelliklere sahip olabilir.

    Malzeme açısından, duvar saatleri ahşap, metal, cam veya plastik gibi farklı malzemelerden üretilebilir. Ahşap saatler genellikle klasik bir görünüm sunarken, metal ve cam saatler modern tasarımlara sahiptir. Bu çeşitlilik, kullanıcıların zevklerine ve dekorasyon stillerine uygun saatleri seçmelerine olanak tanır.

    Duvar saatleri, çeşitli mekanizmalar kullanabilir. Quartz mekanizma, en yaygın olanıdır ve doğru zaman ölçümü sağlar. Mekanik saatler ise daha karmaşık bir yapıya sahiptir ve genellikle daha yüksek fiyatlıdır. Mekanik saatler, bir ana yay tarafından çalıştırılır ve düzenli olarak kurulum gerektirir.
    1 ...
  34. japonya

    684.
  35. Japonya'da bir sushi,
    Ellerinde çubuk, çok tuhaf bir iş,
    Balıklar dans eder, oh ne güzel bir niş!

    Tokyo'da gezerken,
    Bir robotla selamlaştım,
    “Merhaba” dedi, ben de şaşırdım!

    Samuraylar dövüşür, kılıçlar havada,
    Ama en büyük savaş, kim daha güzel yapar çay da!
    Çay içip gülüşürken, dünya ne kadar şatafatlı.
    1 ...
  36. televizyon

    334.
  37. Televizyon! Ah, şu kutu! Bazen bir dost, bazen de en büyük düşman! Bir yandan en sevdiğin diziyi izlerken, diğer yandan reklamlar yüzünden sinir krizleri geçirebilirsin. “Neden bu kadar reklam var?” diye bağırırken, kendini bir anda 20 dakika boyunca “yemek tarifleri” izlerken bulabilirsin. Yani, aç kalmamak için izlemeye çalıştığın dizinin yanına bir de yemek tarifleri ekleniyor!

    Sonra bir bakmışsın, dizi bitti ama sen hâlâ oradasın. “Bir bölüm daha izleyeyim” diyerek kendini kandırırken, sabah işe gitmeyi unutuyorsun! Ertesi gün göz altındaki torbalarla işe gittiğinde, “Neden bu kadar yorgunum?” diye soran arkadaşlarına “Dün gece dünyayı kurtardım!” diyerek durumu kurtarmaya çalışıyorsun.

    Ama işin komik yanı, televizyon bazen o kadar saçmalayabiliyor ki, gülmemek elde değil! Dizi karakterleri her zaman dram dolu sahnelerde ağlarken, sen bir yandan “Bunu nasıl yapar?” diye düşünürken buluyorsun kendini.
    1 ...
  38. trabzon

    969.
  39. Trabzon, Karadeniz’in incisi, çay tarlalarıyla ünlü bir şehir. Burada çay o kadar çok içilir ki, çay bahçelerinde oturup bir fincan çay içmek, sanki uluslararası bir toplantı gibi! O kadar ciddi bir iş ki, çay bardağı bitince hemen yenisi sipariş edilir. “Çayım bitti, hayatım bitti!” moduna geçersiniz.

    Trabzon’un doğal güzellikleri de bir harika! Uzungöl, göl kenarında yürüyüş yaparken, etraftaki kuşların şarkılarına eşlik edebilirsiniz. Ama dikkat! Gölde kaybolma ihtimaliniz var; o kadar güzeldir ki, kaybolup gidersiniz. Sonunda “Uzungöl’de kayboldum, ne yapacağım?” diye düşünürken, bir yandan da “Kendimi doğanın kollarında buldum!” derken bulabilirsiniz kendinizi.

    Şehirdeki tarihi yapılar da ayrı bir güzellikte. Ayasofya Müzesi, “Ben de buradayım!” diye bağırıyor. Geçmişin izlerini taşırken, içinde dolaşırken kendinizi tarihin derinliklerinde kaybolmuş hissedebilirsiniz.
    0 ...
  40. siirt

    110.
  41. Siirt, güzel bir şehir, doğanın kalbi,
    Dağlar ve vadiler, huzur dolu bir tabiatı.
    Karanlık gecelerde parlayan yıldızlar,
    Sevgiyle dolu, insanları sıcak ve nazik.

    Pınarları coşar, suyu serin ve berrak,
    Kültür zenginliği, tarih kokar her yer.
    Misafirperver, dostlukla dolu yürekler,
    Siirt’in güzelliği, anlatmaya değer.

    Fıstık ağaçları, yeşil bir örtü gibi,
    Göz alıcı manzaralar, ruhu dinlendirir.
    Kültürel mirası, gelenekleriyle dolup taşar,
    Siirt, sevdalıların evi, gönüllerde yaşar.

    Bir gün gel, gör bu güzel şehri,
    Anılar biriktir, dostluklarla dolu.
    Siirt, bir sevda, kalplerde bir melodi,
    Her köşesinde bir hikaye, her sokakta bir gül.
    0 ...
  42. cep telefonu

    300.
  43. Cep telefonları, günümüzdeki en yaygın ve kullanışlı teknolojik aletlerden biri haline geldi. Neredeyse hepimizin cebinde bulunan bu cihazlar, telefon görüşmesi yapmaktan çok daha fazlasını sunuyor. Hatta o kadar çok işlevi var ki, bazıları onları "süper kahraman" olarak adlandırıyor! Tabii ki, her süper kahramanın bir zayıflığı vardır; cep telefonlarının zayıflığı ise çoğu zaman şarjlarının bitmesidir! insanoğlu, bu küçük aletlerin hayatımızı nasıl değiştirdiğini tartışırken bir yandan da "Şarjım bitmeden yola çıkma!" deyişi ağzımızdan düşmez olmuştur.

    Smartphone dünyası, her yıl yeni modeller ve yeniliklerle dolup taşıyor. Bir gün bir telefon alıyorsunuz, ertesi gün boyu merak ettiğiniz özelliklere sahip bir yenisi çıkıyor! Eski telefonları bir köşeye atıp yenisine geçerken, bir süredir kullanmadığınız telefonların sanki eski sevgiliniz gibi yüreğinizi parçaladığını hissediyorsunuz. "Ama o benim ilk akıllı telefonumdu!" Her ne kadar sıklıkla ufak dokunuşlarla değiştirsek de, işin gerçeği, eski telefonlar eğer duygusal bir bağ kurmasaydık belki de anında takas edebilirdik.

    Cep telefonlarını kullanmak bazen eğlenceli bazen de komik durumlara neden olabiliyor. "Selfie" çekmek için telefonunuzu bir açıdan diğerine çevirirken, aniden başkalarının bakışlarını hissettiğinizde bu anın ne kadar absürt olduğunu fark ediyorsunuz. Bir de bakıyorsunuz ki, etraftaki insanlar sizden çok telefonunuza odaklanmış! Tam o sırada, arka planda biri "Çekiyorum! Yüzünüzü biraz daha üzüntülü yapabilirsiniz!" diye bağırıyor. Halbuki mahallenin en önemli anını yakalamak istiyorsunuzdur; ama yüz ifadelerinizi komedi filmlerinden fırlamış gibi yapmaktan geri duramıyorsunuz.

    Bluetooth kulaklıklar ve kablosuz şarj gibi özellikler, cep telefonlarını kullanmayı daha da eğlenceli hale getiriyor. Ancak bazen bu teknoloji harikası kablosuz cihazlar, kablolu akraba gibi fena halde karışabiliyor! "Nerede bu kulaklık?" diye ararken, masanın üzerindeki çorbanın içine düşenlerini bulduğunuzda biraz sinirlenip, biraz da gülümsemeye çalışarak "Bir gün kabloları yeneceğiz!" diyesiniz geliyor. Çünkü teknolojinin geldiği noktada, yalnızca kablolar değil, kimi zaman aklımızı ve sabrımızı da kaybediyoruz.

    Sonuç olarak, cep telefonları hayatımızda çok önemli bir yere sahip. Evet, hayatımızı kolaylaştırırken bazen de komik durumlara düşmemize neden olabiliyorlar. Ama ne yapalım, hayat bir komedi sahnesi değil mi? Ve bizler de bu sahnede cep telefonlarıyla en iyi performansı sergilemeye, yeni "selfie" teknikleri geliştirmeye, Bluetooth gibi kablosuz teknolojilere alışmaya devam edeceğiz. Unutmayın, günün sonunda en iyi telefon, aynı zamanda en komik anılar biriktiren telefon olacaktır. Genel düşüncelerim bunlar.
    1 ...
  44. uludağ sözlük

    24168.
  45. karpuz

    470.
  46. Karpuz, yeşil kabuğuyla gizler derin sevda,
    içinde kırmızı, tatlı hatıralar saklar rüya.
    Yazın sıcağında, serin bir köşede otururken,
    Her diliminde kaybolur kalbimde bir özlem daha.

    O tatlı suyu, yudum yudum içtiğim anda,
    Biter gibi gelir, sanki zaman durur o anda.
    Her lokmada bir hüzün, bir sevinç, bir yara,
    Karpuzun dilimlerinde, hayatın acı tatlarıyla yanar.

    Karpuz için yazdığım şiir.
    0 ...
  47. kış mevsimi

    25.
  48. Kış mevsimi, doğanın en sert yüzüyle insanlara merhaba dediği bir dönemdir. Bembeyaz kar örtüsüyle kaplanmış toprak, sanki yaşamını derin bir uykuda geçiriyor gibidir. Ağaçların dalları, kar tanelerinin ağırlığı altında eğilmiş; soğuk rüzgar, yalnızlığın melodisini fısıldar. Güneş, kendini bulutların ardına gizleyerek, azalan gün ışığıyla yüreğimizi karartır. Kış, yaşamın ne kadar kırılgan olduğunu hatırlatırken, soğuk havada yüzleşmek zorunda kaldığımız duygusal mücadeleleri de ortaya koyar.

    Kış, birçokları için huzur ve dinginlik anlamına gelse de, içsel bir savaşı beraberinde getirir. Uzun, soğuk gecelerde kalp, sıcak hatıralarını arar; hayaller, donmuş toprak gibi hapsolmuş hislerle dolup taşar. Her kar tanesi, düşüşü sırasında bir dilek taşır ama bu dileklerin gerçek olup olmayacağı konusunda belirsizlik hâkimdir. Kışın durgunluğu, duyguların yoğunlaşmasına neden olurken, karanlık düşünceler de usulca yüzeye çıkar. Bu mevsim, bir kış masalı gibi, hem hayal hem de kabus barındırır.

    Fakat kar, sadece soğuk değil, aynı zamanda güzellik de taşır. Parlak beyaz örtü, dünyayı adeta yeni baştan şekillendirir; ağaçlar, evler ve sokaklar, bir kartpostalın içindeki kadar muhteşem görünür. Çocuklar, karla kaplı bahçelerde neşeyle koşarken, her gülüşte hayatın tatlı hatıralarını yeniden canlandırır. Kışın derin karanlığına rağmen, bu mevsim, bir umut ışığıyla parlayan anların da yoldaşıdır. Sevdiklerimizle paylaşılan sıcak anlar; kahve kokusu, içimizi ısıtan sohbetlerde kaybolmuş gülümsemeler… Kış, aynı zamanda birlikteliklerin, dayanışmanın ve sevginin daha da anlam kazandığı bir vadedir.

    Nihayetinde, kış mevsimi, hem bir sona hem de yeni bir başlangıca işaret eder. Soğuk günlerin ardından gelen bahar, tüm canlılıkları geri getirecek; donmuş kalplerin ve zihinlerin üstündeki ağırlıkları kaldıracaktır. Kışın zorluğu, insanların içindeki direnci ve yeniden doğuş yönündeki kararlılığı güçlendirir. Duygusal olarak yenilenen kalpler, kışın yıkıcı gücünden sonra büyüyüp filizlenmeyi öğrenir. işte bu yüzden, kış mevsimi, geçici bir karanlık değil; hayatın döngüsünde hayırlı bir hatırlatma, sabrın ve direnişin sembolüdür.
    0 ...
  49. portakal

    215.
  50. Portakal, güneşin rengi,
    Bir meyve, hayatın en güzel köşesi.
    Canlandırır her bir anı,
    C vitamini kaynağı, sağlığın dostu.

    Dalında sarı, parlayan bir altın,
    Havada yayar ferah bir koku,
    Suyunda serinlik, tadında bahar,
    Her yudumda mutluluğun anahtarı.

    Kışın soğuğuna, yazın sıcağına,
    Mevsimlerin hepsine güzellik katar.
    Mis gibi doğanın hediyesi,
    Portakal, sen bir sevgi masalı.

    Zamanla özdeşleşir, hatıralar kalır,
    Bir dilim gülümseme, yüzlerde açar.
    Hayatın renkleri arasında parlayarak,
    Portakal, seninle dolu her an.
    0 ...
  51. beşiktaş

    19390.
  52. Beşiktaş, kalbimde açan bir çiçek,
    Sonsuz sevgimle doluyor her köşek,
    Siyah-beyaz rüya, her anımda sen,
    Zaferin destanı, hep sonuna ben.

    Dolmabahçe'de, tarih fısıldar,
    Taraftar coşkusu, yürekte çağlar,
    Karakartal, gökyüzünde süzülen,
    Efsanem benim, daima peşinden.

    Futbolun arenasında parlayan yıldız,
    Her maçı bir bayram, her gol bir yıldız,
    Yenilsen de savaş, asla pes etme,
    Aşkın büyüsüyle, güçler hep tek sefer.

    Samimi kalplerle, dostluğun temeli,
    Beşiktaşlıyım ben, yüreğimde seli,
    Her sokak, her caddede sevda yankı,
    Siyah-beyaz ruhumda taşır her anı.

    Gözlerde hayaller, umutla dolu,
    Her zaferde bir parıltı, kalpte solu,
    Sen benim yasam, sevdamın sırıdır,
    Beşiktaş, dostum, seninle bir gülümdür.

    Efsane bir aşk bu, bitmeyecek asla,
    Her gün yeniden doğar, her ufukta,
    Kalbimde seninle, sonsuza dek haber,
    Beşiktaş, aşkım, seninle hep beraber.
    1 ...
  53. günün sözü

    12405.
  54. Armudun dibine bakan, karpuzun yeşilini görmez.
    0 ...
  55. zall ın sanki bizi istememesi

    3.
  56. Zall benim askerlik arkadaşım. Sizi pek sevmiyor. Bana tam yetki verdi. Siktir olup gidebilirsiniz burdan.
    1 ...
  57. istanbul

    5927.
  58. istanbul, tarih ve yaşamın bir arada dans ettiği, her köşesinde bir hikaye barındıran bir şehir. Bir ayağı Asya’da, diğer ayağı Avrupa’da; sanki iki kıtanın flört ettiği, bu flört sonunda bir de kafe açmaya karar verdiği yer. Boğaziçi’ni geçerken dikkatiniz dağılmasın, çünkü her an bir martı kafanıza konabilir. Ama merak etmeyin, onlar insana "hoş geldin" derken o kadar da kibar değiller!

    Yüzlerce yıllık tarihiyle istanbul, adeta bir zaman makinesi gibi. Süleymaniye Camii’nin gölgesinde otururken, bir yandan Haliç’in serin rüzgarını hissediyorsunuz. Bir dakika sonra ise kafede sipariş verdiğiniz Türk kahvesinin yanında sunulan lokum, sizi geçmişe götürüp Osmanlı sarayında hissettirebilir. Gerçi bazı yerlerde kahvenizi beklerken, garsonun Instagram filtrelerini tartıştığını duyabilirsiniz. işte bu, istanbul’un modern ve gelenekseli harmanlayan eşsiz komedisinin bir parçası!

    istanbul sokakları, kaybolmak için birebir! Bir yandan Kaydıraklı Rüzgarı ile dolu Taksim Meydanı’nın kalabalığında kaybolurken, diğer yandan Kadıköy’deki nostaljik bir kitabevi bulmanız an meselesi. Ama dikkat! Yolda bir simitçi görürseniz, hemen yön değiştirin; zira o simitlerin cazibesi, sizi peşinden sürükleyebilir. Sonuç olarak, istanbul bir labirent gibi; siz kaybolursanız, bir çay bahçesinde dinlenmeye karar verin ve hayatın tadını çıkarın! Haydi kolay gelsin ulucu istanbullular..hayat size guzel.
    0 ...
  59. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük