Son istanbul romanındaki Fatma Aliye gibi hissediyorum kendimi bazen sadece kavonozda yaşamış gibi bir ömrü; bazen ise o kadar çok yaşadım ve yaşayacak hiçbir his bırakmadım geriye gibi..
Balkon kültürünün olmadığı şehir. Şu an bozköy tarafında balkonda oturan bir biZiz , biz de izmir'den geldik. Millet balkonda oturmadığı gibi balkona korniş çakıp perde germiş. *
Ev kızı olarak kalmış bir tanıdığım aylık geliri 10 milyar ile 20 milyar arası olan bir mühendis ile evlendi.
ama evde boş durmamış yemek yapmayı ve bilimum ev işlerini yalayıp yutmuş , 174 boyunu ve ince belini de ekstra olarak katmış idi. Yani olunca oluyor. Oturmaya devam kızlar . Düğün salonunda değiliz ayakta napcanız zaten.
Küçükken herkesin bana söylettiği jandarma şarkısının nakaratıdır. Allah'ım bir de anlatıp gülüyorlar , lütfen inmeyelim psikolog bey inmeyelim çocukluğuma!
Yanımda olmanın bu kadar gerektiği zamanlarda yoksun.. ben tek başıma güçlü duramıyorum zorluklarda , güvenli adımlar atamıyorum kaygan hayat zeminlerde bu yüzden artık döner misin lütfen?
"sana bakmak için bir kaç saniye yetmez ki... bakıyorum sana.. yüzümde bir gülümse yer buldu kendine dudaklarımda..döndüm göğe bakıyorum.." dedi adam ve göğe kaldırdı kafasını tekrardan. Kadın önce adama baktı sonra aynı göğün altında adamın yanında yer ararcasına o da göğe baktı... balkon göğe ne kadar da uzaktı..
bugün televizyonda sezen aksu'lu çay reklamında denk geldiğim kızdır. hem doğal güzellik hem de efendiliktir karadeniz kızı.
çok beğendim başroldeki kızı.
Gözlerinden ya yeşil dereler akar ,
Ya da gökyüzü kadar derin bakar ,
Saçları ile sizi bağlar ama yüz vermez. Karadeniz gibi hırçın olurlar , tam sevdaluk edilecek hatunlardır ,
çayınıza dem, havanıza nem , gönlünüze merhem olurlar.
sağımda cep telefonum , solumda ise dokuz eylül üniversitesi kitap ayracı var . üniversiteye yeni başlamayacağım ama gidip eşantiyon ürün almak yasak değil ya sonuçta. *