oha böyle birşey olamaz ya ! hangi devirde yaşıyoruz arkadaşlar ? ayrıca bu olay yarın bigün bizim de başımıza gelebilir unutmayalım.polisi saldırır,teröristi saldırır, doktoru saldırır. ee kim kaldı ?
birçoğunuz bu parçayı mutlaka duymuştur. ancak bugün klibi öylesine açtığımda birşey dikkatimi çekti. buyrun görselden bakabilirsiniz. daha o zamanlardan mesaj verilmiş.
o vurulan gençler neden vuruldu acaba ? diye sormak lazım kimi şerefsizlere. ben ya da bir başkası niye vurulmuyor da ellerinde silahlar bunlar vuruluyor he ?
duygulandırma da sınırları aşmıştır. yüreğinin de milyonlarcasından büyük olduğunu anladık. işte o mektup;
Dostum; Hayal et… Çocuğun kollarının arasında. Ülkeni terk etmek zorunda kalmışsın. Savaştan ve açlıktan kaçıyorsun, gizlenmek zorundasın. Dünyada seni kabul edecek bir yer bulmak için umutsuzca kaçıyorsun. Baştan başlamak istiyorsun. Çocuğuna hak ettiği güzel hayatı sunmak için baştan başlamak istiyorsun. Şimdi hayalini sonlandır. Avrupa gerçeğini gör. Neler olup bittiğini. Savaştan kaçan çocuklar, aynı zamanda bizim de çocuklarımız. Onlar da bir gelecek ve daha iyi bir dünya hakkına sahipler. Bu sorunu çözmek bizim elimizde. Bunu önlemek için kayıtsız kalamayız.”
çünkü kadın ve erkek her bir kişi birer bireydir. atatürkün meşhur sözüne denk geliyor onların yurttan kaçışlarının sebep olduğu savaş;
"Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen kaçınılmaz sonuç cahiller tarafından yönetilmeye mahkum olmaktır."
dolayısıyla suriye'nin ya da herhangi bir geride kalmış ortadoğu memleketlerinin geldiği nokta cahillerin siyaset yapması ve cahillerin yaptığı siyasetten savaşların çıkmasıdır. buna mütevellit de yurtlardan kaçış ve her bireyin suçluluğu ortaya çıkışı kaçınılmazdır.
inancı, mezhebi, dini ne olursa olsun yapılmaması gerekendir. inançlı olsan da olmasan da kul hakkıdır ulan bi kere.
bu aleviler için değil, deistler ya da ateistler içinde geçerlidir. o onun inancı, ahiret denilen yerde benimle birlikte mi cezalandırılacaksınız sorusu sorulmalıdır ilgililere.
hala aklımdadır ve birkaç gün önce izlememe rağmen tekrar izlesem mi düşüncesine kapılmaktayım. şener şenin o müthiş istanbul beyefendiliği, hergün içtiği bi duble rakı ve akabinde sürekli çaldığı müzeyyen senar ve safiye ayla gözümün önünden gitmemektedir.
ülkede düşünmek namına birşey yok ki bir de öğretmeni olsun. zaten düşünemeye düşünemeye memleketin ve milletin geldiği hal ve durum budur. hala birkaç kafa çıkar söyler "halimizde ne varmış gardaş."
genellikle gönlünü bir başkasına kaptırdığında, ya da kendi kabuğuna çekildiğin ve yalnız kaldığın zamanlarda uzun uzadıya düşünerek, kendine de bir boy aynasında bakarak akabinde gerçekleşen durumdur.
düşünürsün kendi kendine, acaba gerçekten suç bende miydi diye. vicdanını sorgularsın. eğer vicdanın zaten rahat değilse suçluluk payın vardır. ama karşı tarafla ilgili "ben gerekeni yaptım gerçekten de, gidesi varmış gitti." deyip vicdanını sorgularsan yavaş yavaş karşı tarafın hatalarını ve iyi ki de bittiğini ve hatta aşk acınızın hafiflediğini farkediyorsunuz. tabi bunu zamana yayarak yapmalı.
felsefeyle yaşayan toplumlarda her zaman adalet, şeref, onur ve farkındalık hep ön plandadır.
ancak ileri teknolojiyle yaşayan insanların bunlarla alakası yoktur. teknolojinin dibini gören toplumlar her zaman duyarsız, sağduyusuz bana dokunmayan yılan bin yaşasın edasıyla ilerleyen toplumlardır.
teknoloji ve bilim ilerledikçe insanlar daha da cinsleşmekteler. öz benliğini kaybetmekteler. karakterden yoksun olmaktalar.
ancak felsefeyle yaşayan, düşünceyle yaşan insanlar her daim sakin, sağduyulu ve manen bonkör toplumlardır.
bilim demek uygarlık demek değildir. insan olmak demek uygarlıktır.
daha dün inşaatta çalışan sikko, cahil okuma yazma bilmeyen biriydi. bunlar mı halkı temsil edecek ülkede ? bunlar mı yüce türk milletini uygarlığa taşıyacak ? bunlar mı laikliğin temsilcileri olacak ?
zamanında ortadoğuda aynı olaylar yaşanmıştı. başta iran olmak üzere diğer arap ülkeleri de böyleydi. laik kesimi, uygar kesimi azınlık haline getirip kontrol cahillere verildi ve ortadoğuda gelinen son nokta. sabredin sıra bize geliyor.
daha dün inşaatta çalışan sikko, cahil okuma yazma bilmeyen biriydi. bunlar mı halkı temsil edecek ülkede ? bunlar mı yüce türk milletini uygarlığa taşıyacak ? bunlar mı laikliğin temsilcileri olacak ?
zamanında ortadoğuda aynı olaylar yaşanmıştı. başta iran olmak üzere diğer arap ülkeleri de böyleydi. laik kesimi, uygar kesimi azınlık haline getirip kontrol cahillere verildi ve ortadoğuda gelinen son nokta. sabredin sıra bize geliyor.
emin olun daha çok üretken ve icat eden bir nesil olurdu. düzgün kitap yazan sayısı daha çok olurdu, yaratıcılık artardı, sevgi ve saygı bile daha çok olurdu, görgüsüzlük bu kadar tavan olmazdı, ülkede daha çok sanatçı, aydın, seviyeli insanlar çıkardı.
haketmiş pijdir.
Ulan sen orda ailenle oturuyor olsan gelip ağbii para ver agbii açım diye yalvarıp tabagindaki yemegi almaya kalksa ya da yanindaki insana zarar verse tükürse ne yapacaksin? Esnaf bu durumda ne yapacak? Restoranlarini sarmış bu hırsız piçleri uzaklaştırmaya çalışacak tabii ki. Ama bunlar şımarık bir de. Uzaklasmiyor kolay kolay. Esnaf da dövmüş artik canina illallah ettigi icin. Yeter oglum ne bu gavat gibi hümanist tavirlariniz? Gunde kac kisi suriyelilerin gaspina tinercilerin saldirisina ugruyor bu ulkede. Hâlâ kansız gibi, tum derdimiz suriyeli veletmis gibi davraniyorsunuz be.