ayagini organina gore uzat
238 (ilaç gibi)
beşinci nesil yazar 5 takipçi 23.51 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    10 mayıs 2009 arsenal chelsea maçı

    1.
  1. arsenal'ın eze eze yenildiği maçtır. skora aldanılmasın chelsea öyle aman aman bi futbol oynamadı yani.. sadece arsenal şanssızdı ve walcott'ın kazmalığı üstündeydi o kadar. gerçi chelsea'nin bu oyununa alışkınız ama adamlar bir şekilde kazanıyor işte. yalnız arsenal 23 yaş ortalamasıyla bu futbolu oynuyorsa 2-3 sene içinde -kadrolarını korurlarsa- yeni bir manchester united, en kötü ihtimalle barça doğabilir. ama iş oyuncuları elden kaçırmamakta tabi. o da pek mümkün gözükmüyor.
    0 ...
  2. her aşk ölümü tadacak

    1.
  3. şehr-i hüzün albümünün en hisli ve en başarılı parçası. özellikle nakaratı bitiriyor..
    11 ...
  4. jon champion

    1.
  5. 4 nisan 2009 wolfsburg bayern munchen maçı

    ?.
  6. wolfsburg'un bayern'e tecavüz ettiği karşılaşma. 80. dakika itibariyle 5-1 devam ediyor. edinaldo grafite'nin attığı 5. golü görmeyen kalmasın derim..
    2 ...
  7. hiç sevişmemiş yazarın aşk hakkında entry girmesi

    1.
  8. 105 metreye 60 metrelik alanda prof. futbol oynamamış yazarın futbol/futbolcu hakkında entry girmesi kadar normaldir.

    edit: başlık başıma kalmış mınakoyim. yoksa durduk yere böyle salak bir konuya değinecek değilim..
    8 ...
  9. fenerbahce nin balkan kupasi ni almasi tesaduftur

    1.
  10. hazımsız taraftar beyanı. salak salak konuşmaya gerek yok, fenerbahçe bu kupada tüm balkanları dize getirmiş ve kupayı müzesine götürmüştür.

    (bkz: ortadoğu ve balkanların prensi)

    bu vesileyle, kazanılan kupaların adı aynı olsa da zamanında dünya kupası değerinde olan*, 90lı yıllardaysa pek bi değeri olmayan bu kupayı kazanan samsunspor ve sarıyer'e de tebriklerimizi iletmek boynumuzun borcudur.

    (bkz: türkiye sizine gurur duyuyor)

    **
    5 ...
  11. fenerbahcelilere anlayis gosterelim kampanyasi

    ?.
  12. fenerbahçe taraftarının tesadüf anlayışını düşünüp empati kuran herkesin destek vermesi gereken he de geç temalı kampanya.

    örneklerle netleştirelim bunu. mesela sıradan bir tartışma ortamını ele alalım:

    ***

    -noldu lan avrupa'nın çokoprensine?
    +uefa'da sürünüyonuz ne yüzle konuşuyon kie?
    -zamanında da sürünüyoduk avrupa'yı dize getirdik..
    +tesadüf ayrıca 6 kasım olm ehe mehe
    -türkiye kupasını al öyle gel ihihi
    +şampiyonlar ligi varken ne gerenk var ahaha
    -hani şu 0 çektiğiniz lig mi kikiki
    +evet şu çeyrek finale çıktığımız lig ehehe
    -he bizim çoktan ulaştığımız mertebeye ulaştığınız lig yıhyıhyıh
    +siktir git ya fenerium oolüm feneriumumuz var çekemiyonuz huaarrgh!
    ...

    ***

    evet takdir edersiniz ki bu diyalogun ebesinin a*ına kadar yolu vardır. fenerbahçeli taraftar söz konusu başarılarda altta kalacağını bile bile nedense bu tartışmalara her seferinde girer ve mevzuyu garip garip yerlere saptırıp kendinden geçer. şimdi bunun önüne geçmek, fenerbahçeli vatandaşların üzülmelerini önlemek için ne yapmamız lazım? aşağıdaki gibi bir tutum sergilemeliyiz tabii ki.

    ***

    -zamanında şampiyon kulüpler kupasında yarı finale çıktınız ama bence tesadüftü.
    +kesinlikle..
    -siz manchester united'ı da göte bala elemiştiniz ya hani? o da hiç aklımdan çıkmaz ahah ne komik..
    +doğru diyosun. schmeichel gol yemeseydi eleyemezdik..
    -sonra uefa'yı aldınız hahah. o da aklıma geldikçe gülerim. tesadüf yani başka açıklaması olamaz. bunu siz de biliyosunuz!
    +ahaha bence de. aksini iddia eden zaten bi bok bilmiyodur.
    -peki süper kupa'ya ne demeli? uefa kupasını alamasaydınız nah alırdınız o kupayı!
    +valla lan ben hiç düşünemedim bunu???
    -sonra şampiyonlar liginde göte bala çeyrek finale çıktınız ama hani tekrarı? nerdesiniz kaç senedir?
    +haklısın..
    -sonra 2. tura çıkmanız da tesadüftü. ayrıca aynı sene biz son dakikada rivaldo'dan o frikik golünü yemeseydik 0 çekmezdik!! yani bizim 0 çekmemizde tesadüf!
    +anlıyorum..
    -3 sene önce bizi göte bala 5-1 yenip türkiye kupasını almış olmasaydınız türkiye kupasını alamadınız diye taşak da geçemezdiniz!! onunla övünmeyi de bırakın! hem 6 kasım ulan ne çabuk unuttunuz!!!
    +hı hıı..
    -yalnız geçen sene ne çıktık çeyrek finale hee!!? inter mi dersin? cska mı dersin? psv mi dersin? lacivertle sarıyla alnımızın akıyla!
    +evet bi galatasaraylı olarak kıskandım açıkçası..
    -neyse kardeşim ee yenge nasıl?
    +...

    ***

    durum aynen gördüğünüz gibi. bu tutumu sergilersek arkadaşımız hem sinirlenmez, hem egosunu tatmin edip mutlu olur, hem de çenenizi boşa yormuş olmazsınız. yani herkes kazançlı çıkar. ayrıca bunun gerçekler üzerinde hiçbir etkisi yoktur. kupa hala galatasaray'ındır, çıta hala galatasaray'ın diktiği yerdedir, türkiye'de hiçbir kulüp hala galatasaray'ın seviyesine erişememiştir. olgun olalım, evet.

    edit: anlayıştan da anlamıyorlar mnıskym.

    (bkz: genç fenerbahçeliler rahatsız)
    4 ...
  13. skibbe nin istifa etmesi

    ?.
  14. fotomaç'ın popo kaynaklı haberi.

    (bkz: bir kaynak olarak göt)

    ama gerçekleşirse, yani fotomaç bitirilmiş transferleri duyurmak haricinde ilk kez doğru bir haber yapmışsa harika olur. hatta üstüne bir de cevat güler'le yola devam edilirse ekstra hayırlı olur bu istifa.

    --spoiler--

    DOSTLARINA SORDU
    Galatasaray ile Skibbe'nin yolları ayrılıyor. Yönetimin şok bir kararla yardımcıları Ümit Davala ve Edwin Berkamp'ı görevden almasına bozulan Skibbe, 2 günlük izni fırsat bilip ülkesinin yolunu tutarken, yakın dostlarına da danıştıktan sonra son kararını verdiği bildirildi. "istenmediğim yerde durmanın bir alemi yok" diyen Alman hoca, bugün büyük ihtimalle idmana çıkmayacak.

    http://www.fotomac.com.tr/gal101.html

    --spoiler--
    1 ...
  15. bir fahişenin son seviştiği erkek olmak

    1.
  16. edit: lan ben bunu taşak olsun diye yazmıştım en beğenilen entrylerime girmiş. hikayenin sonundaki yıldızlı bakınıza da bi bakınız bari..

    doğum günümden bir gün önceydi.. hiç kutlamadığım, kutlama gereği duymadığım sıradan günlerimden birinin öncesi.. her zamanki gibi dostlarla toplanıp hep yaptığımız şeyleri yapacaktık sadece. gece sularında buluşup güya doğum günüme beraber girecektik. buluşma mekanı olarakta bir arkadaşın evi seçilmişti. "sana bir sürprizimiz var, bayılacaksın" diyorlardı haylazca..

    saat gece yarısını geçince hep beraber gittik eve. önden benim geçmemi istediler, geçtim. içeri girer girmez kapıyı üzerime kilitleyip içeride yalnız bıraktılar beni. daha doğrusu ben öyle sanıyordum..

    bir süre kapıyı yumruklayıp bağrındıktan sonra tanıdık, buğulu bir sesin "gelsene" diye beni çağırdığını duydum.. o sırada dışarıdaki dostlarımın birinden "tam ağzına layık" diye bir mesaj geldi.. anlamıştım olayı. cevabını gönderip geçtim içeri olacaklardan bihaber..

    geçer geçmez donup kaldım olduğum yerde, gözlerime inanamıyordum, kaynar sular boşalıyordu tepemden aşşağı, gözlerim doluyordu.. karşımdaki ilk sevgilimdi. o an anladım, beni yalnız bırakmamışlardı. bizim biz olduğumuzu bile bilmeden, "bizi" yalnız bırakmışlardı..

    hani o unutulmayan, her şeyin ilkini yaşatan, kalpte ayrı yeri olan insan.. yeni bir sıfatla karşımda duruyordu! en az bir bebek kadar masum o kusursuz kız artık...

    kirpiklerimde çırpınan göz yaşlarının yüzümden süzülmesini engellemeye çalıştıysam da başaramadım.. halimi görünce, onun da yaşlar boşaldı güzel gözlerinden.. sonra ürkekçe adımı söyledi. içim acıdı, alışkın değildim adımı söylemesine. "efendim" dedim aynı ses tonuyla, devamını getiremedi.. oturdum yanına, "ne işin var senin burada? tanıyor musun onları?" dedim.. yüzüme bile bakamadan, sadece "hayır" diyebildi.

    hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. o ağladıkça, ben tükeniyordum.. elinden tutup lavaboya götürdüm, yüzünü yıkadım ellerimle.. içeri geçtiğimizde onun ağlaması, benimse tükenişim devam ediyordu.. yaşlarını silip usulca kenara çektim gözlerinin önüne düşen altın saçlarını. ilk öpüştüğümüz günkü gibi sımsıkı tutuyordu elleri elimi hala, titriyordu. konuşamadık birkaç dakika..

    o bozmaya çalıştı suskunluğumuzu, eli hala ellerimdeydi.. çenemden tutup yüzümü yüzüne çevirdi, göz göze geldik. gözlerinin hala ıslak olduğunu gördüm, sildim.. bir şeyler söylemeye çalıştı, belli ki kelimeler boğazında düğümlenmişti. konuşamadı.. usulca yaklaştırdı dudaklarını dudaklarıma ilk öpücükte olduğu gibi. korka korka, acemice öpüştük.. yapmak istemediklerimi yapıyordum, karşı koyamıyordum. yavaşça gelişiyordu her şey..

    hayatımın en sessiz deneyimini yaşadım o gün, en üzgün, en mutsuz, en isteksiz.. başka şekilde benim olmasını istediğim kadındı o.. olmadı.

    sessizce yaşananların ardından ilk kez o konuştu. birlikte duş alıp, birlikte uyumak istediğini söyledi. bir daha asla görüşmemek şartıyla kabul ettim, "peki" dedi o da.. aslında istemiyordum ama karşı koyamadığığm bir şeyler vardı.. sanki olacakların farkında gibiydim.

    duşa girdik, tüm günahlardan arınırcasına yıkandık birlikte.. ardından yatağa geçtik, yatar yatmaz ellerimi sımsıkı tutup ağlamaktan şişen gözlerini yumdu, yorgundu, kısa sürede uyudu. bense saatlerce onu izleyip kahroldum.. neler yaşamıştı kimbilir narin bedeni, neler geçmişti başından.. ne itmişti onu buralara. konuşamamıştık bile doğru düzgün.

    saçlarını okşaya okşaya uyuyakalmışım. rüyamda hep kötü şeyler gördüm o gece. bir şeylerin kötü gideceğinin habercisi gibiydi kabuslarım..

    çok geç uyumuştum, titremekten yere düşen telefonumun sesiyle uyandım öğlen olduğunda.. uyandığımda yanımda elimi tutan kimse yoktu. gitmiştir herhalde diyip yüzümü yıkamak için lavaboya gittim. o an, hayatımın en büyük yıkımını yaşadım.. kesilmiş bileğiyle, ilk ve sonu olduğum kadının ölü bedeni karşımda duruyordu.. bir de not bırakmıştı giderken;

    "ağlarsan ölümü gör (:" diye başlamıştı notuna. ölüsü bile, en son bıraktığım gibi hayat doluydu.. "hep istediğin gibi olmamı isterdin, olamadım. ama şimdi benim için üzülme. çünkü hep istediğin o şey gerçek oldu, sonum oldun.. bugüne dek çok şey istediğimi biliyorum ama bu son isteğim: lütfen ağlama.. cehennemden daha çok acıtır ağlaman canımı. benden istediğin gibi hep neşeli, hep güçlü ol. hoşçakal." yazmıştı sadece.

    anladım ki, bir ölünün vasiyetlerini yerine getirmiştim o gece.. ilk aşkım, doğum günü hediyesi olarak verilmişti bana. üstelik her şeyin sebebi benmişim.. bu zaten canımı yakıyorken o, ölüm günü olarak doğum günümü seçmişti. söz verdiğimiz gibi bir daha görüşmeyecektik evet.. ama doğum günlerim asla eskisi gibi sıradan olmayacaktı..

    *
    40 ...
  17. en gaz rap sarkilar

    1.
  18. en gaz rap şarkılardır.*
    (bkz: freestyler)
    (bkz: hit em up)
    (bkz: know the game)****
    (bkz: too much)*
    mesela dayak yedikten sonra hit em up'ı dinleyip cinayet işleyebilirsiniz, freestylerı dinleyip break dance'e başlamayı düşünebilirsiniz. know the game'i bilmiyorum ama bi gaz var onda da. (bkz: http://www.youtube.com/watch?v=WCUmd8Gzwkw) too much'sa her türlü şeyi yaptırabilir. yamyam bile olabilirsiniz. (bkz: http://www.youtube.com/watch?v=ugkcq5Zb780)

    (bkz: reklam kokan entryler)
    (ara: anket)

    edit: türkçe bir şeyler de ekleyeyim.

    yasin - dissable
    yasin - kafadan vur
    street melodeez - action
    street melodeez - nefesini tut biraz
    street melodeez - umudumu sakladım
    turgay k - çöl olur marmara
    şanışer - damla damla
    sansar - cinayet çıkacak
    1 ...
  19. 27 eylul 2008 manchester united bolton maci

    1.
  20. 60. dakikada yaptırdığı penaltıyı kullanan ronaldo'nun ve tevez'in yerine sonradan oyuna giren rooney'nin ronaldo'nun süper pasıyla 77. dakikada attığı gollerle manchester united'ın 2-0 kazandığı maç.* 80. dakikada oyuna sonradan girip şov yapan ama pas vermeyen nani'ye sikecekmiş gibi bakışlar atan berbatov yine gol atamadı ama nani'ye attığı sikici bakışlarla golü ne kadar istediğini gösterdi, en azından ben görebildim valla. ben olsam mnakordum nani'nin o ayrı tabi. ama aferin nani'ye ronaldo'nun yolunda ilerliyor.
    2 ...
  21. fenerbahçe nin 2001 2002 şampiyonlar ligi destanı

    ?.
  22. fenerbahçe'mizin avrupada yazmış olduğu en büyük destandır. hatta avrupada yazılmış en büyük destan da denebilir. fenerbahçe'miz bu başarısıyla avrupada adını ilk kez duyurmuş ve gönüllerin takımı olmayı başarmıştır. aynı sezon galatasaray'ımız, fenerbahçe'nin gösterdiği başarıyı gösteremeyip şampiyonlar liginde 2. tura yükselmiştir. gruplarda barcelona-liverpool-roma takımlarının arasından sıyrılamayıp 2. turda elenmiştir. fenerbahçe'yi bir kez daha tebrik ediyoruz.

    (bkz: http://img87.imageshack.u...87/4632/asdasdasdato1.jpg)
    23 ...
  23. ahmet yildiz olmedi tarzi entry girme rehberi

    1.
  24. tanım: "...tarzı entry girme rehberi" (ara: tarzı entry girme rehberi) akımına kazandırılmış yeni rehber.

    madde madde yazmak gerekirse şu şekildedir:

    1.* baştan geçen yahut götten uydurulan enteresan olayın anlatılabileceği bir başlık bulmak*/açmak*/sıçmak*,
    2.* geçmiş zamanı "söylüyorum", "sıçıyorum", "öyleyim", "böyleyim" * şeklinde anlatmak,
    3.* başlığa tanımsız, olaya merak uyandıran bir giriş yapmak,
    4.* varsa -ki vardır-, baştan geçen olayın kahramanlarını betimlemek ve sözlerini dizi replikleri gibi aktarmak (burada, kahramanın cümleleri kurarken nasıl bir ruh halinde olduğunu yansıtabilmek çok önemli. acımasızsa, acımasız, ağlamaklıysa, ağlamaklı olduğunu hissettirmek şart. yoksa etkileyiciliği kalmıyor.)
    5. en can alıcı sahneyi üst üste farklı cümlelerle betimlemek,
    6. baştan geçen olayın ertesinde içine girilen ruh halini ve o ruh haliyle yapılan eylemleri anlatmak,
    7.* entryyi üç nokta kullanılabilecek derin bir cümleyle noktalamak.

    örn.
    başlık: "sex yaptıktan sonra partnerin çükünün ucunda bok kalması"
    entry: "*nasıl yazsam, nasıl anlatsam bilemiyorum. o an.. o anı sanırım asla unutamayacağım.
    **gidiyorum evine, tıklatıyorum kapısını titreyen ellerimle usulca. *açıyor kapıyı.. ince, küçük ve kırmızı dudakları, yemyeşil gözleri, siyah kıvırcık saçları ve selvi boyuyla çıkıyor karşıma. al yüzünde tatlı gülümsemesiyle *"içeri gelsene" diyor. geçiyorum içeri, heyecanlıyım. daha önce hiç olmadığım kadar heyecanlıyım. oturuyorum bir köşeye usulca, aynı şekilde o da yanıma oturuyor, "hoşgeldin" diyor. "hoşbuldum" diyorum sesim titreyerek. o gayet sakin, "nasılsın" diyor, "iyiyim" diyorum.. soramıyorum bile onun nasıl olduğunu.. o da heyecanımı anlamış olacak ki yüzünde bir tebessümle "bende iyiyim" diyerek takılıyor. gülüşüyoruz karşılıklı.. derin bir sessizlik oluyor, fazla sürmüyor. bakıyor yeşil gözleriyle gözlerime, arzuyla atılıyor dudaklarıma. heyecandan ne yapacağımı bilemiyorum, bırakıyorum bedenimi kollarına..

    derinlere girmeyeceğim tabii ki. asıl konuya geleyim.. uzun bir önsevişmenin ardından sabırsızlıkla beklenen ana geliyor sıra. dönüyorum arkamı, domalıyorum önünde. üzerime yüklenip usul bir öpücük konduruyor boynuma son kez. ardından işlemlere başlıyor.. o mutlu, ben mutlu.*gidip geldikçe daha da artıyor mutluluğumuz. gidiyor, geliyor.. inlemelerle çınlıyor oda, hiçbir şey umrumuzda değil. sadece *gidiyor ve geliyor.. her şeyi unutuyorum o an, hayatımdaki tüm olumsuzlukları.. her, her şeyi! hayatımın adamını bulduğumu düşünüyorum.. o da mutlu, gözlerinden okuyabiliyorum. gidiyor, geliyor.. ama o da ne? bir an duruyor, organına bakıp uzaklaşıyor bedenimden. "boklu götünü de al git!" diye haykırıyor öfkeyle! pipisinin ucundaki fındıklı bokları görünce irkiliyorum birden utançla! gözlerimden yaşlar süzülüyor.. ben ağlıyorum, o ağlıyor.. gördüklerime inanamıyorum. üzerimi giyinip çıkıyorum bir duş bile alamadan, suratına bakamadan.. en çok da bu koyuyor, suratına bakamadan ondan ayrılmak..
    *gözlerimde yaşlarla evime gidiyorum.. duşa giriyorum, kusuyorum, ağlıyorum.. aynaya bakıyorum, yine ağlıyorum. "nasıl yaparım bunu" diyorum, "nasıl temizlemem götümdeki bokları?". intiharı düşünüyorum her zaman yaptığım gibi.. yine vazgeçiyorum. yatağıma uzanıp her şeyi unutmak istiyorum. çok geçmeden uyuyorum.. ama uyurken bile unutamıyorum. tüm gece fındık parçalı boklar görüyorum rüyamda.
    *uyanıyorum, hiç bir şey olmamış gibi devam ediyorum hayata. *her ne kadar onu yaşayamasamda..."

    hayırlı olsun.
    98 ...
  25. tezkere sigarası

    1.
  26. rory delap

    1.
  27. 06.07.1976 doğumlu ingiliz ortasaha oyuncusu. 14 eylül 2008 stoke city everton maçında taçlarıyla everton kalesini tam anlamıyla bunaltmıştır, spikerin deyişiyle taçların usta ismidir. bu adamı takıma alıp sürekli rakip ceza sahasının yakınlarında taç kazanmaya çalışmak lazım. her maç 1-2 gol kazandırabilir. zaten everton maçında taçtan gol de atmıştır kendisi.
    2 ...
  28. iddaa oynarken mac soran arkadas

    ?.
  29. alışveriş yaparken sürekli fikir soran arkadaşla benzer özellikler gösterir, ne deseniz beğenmez, her maça paranoyak paranoyak yorumlar getirip asap bozar.

    -abi iddaa oynicam şöyle kıyak bi iki maç söylesene
    +manchester city çok formda ona oyna
    -ı ıh deplasmandaymış oynamam ona
    +barca'ya oyna numancia'yla oynuyo?
    -yok abi hem deplasmanda hem oranı düşük riske atamam
    +chelsea?
    -tottenham sakat takım olmaz
    +galatasaray?
    -kayseri alabilir abi o da sakat
    +kayseri?
    -yok galatasaray da alabilir
    +beşiktaş?
    -ı ıh konyalıyım ben abi
    +yarak?
    -ha?
    +yarak var diyorum iddaayı bırak onunla oyna sen
    -£#$£#$\}

    dediğinizi oynarsa da stres yaparsınız. "ya benim dediğim maçtan yatarsa" diye içiniz içinizi yer. dediğiniz maçtan yatarsa yarağı yediniz demektir, başınızın etini yer 1 hafta dilinden kurtulamazsınız. kuponu tutarsa da "keşke ortak olsaydım" pişmanlığı yaşarsınız. yani cevap verilmemesi gereken arkadaşlardır bunlar.
    1 ...
  30. © 2025 uludağ sözlük