Haziran ve temmuz, en sevmediğim iki ay. Bunun birçok nedeni var: haziran ayı ayrılıkların, kazaların, bitişlerin, ölümün ayı. Yani haziran' da ölmek maalesef zor değil aslında. 17 haziran, beş arkadaşımı trafik kazasında kaybettiğim gün. Tekrar huzur içinde uyusunlar. 18 haziran, ölümün aslında ne kadar yakın olduğunu anladığım gün. Haziran bitti, temmuzu da atlatabilirsek sağ salim..
Haberleri izlemedim. Sözlükteki başlıkları okumadım. Havanın iç karartıcılığını görmemek için tüm ışıkları açtım. insan içine çıkmadım. Bir gün daha bitti.
Merhametlidir. Paylaşmayı öğrenmiştir, kedilerle kadınlar benzer olduğu için ilgiye ihtiyaç duyduğumuzda bunu anlarlar. Sabırlıdır.
Ayrıca, kadın erkek fark etmez, bugüne kadar hayvansever olup da kötü olan kimseyi görmedim.
Genellikle kafamın içi çok dolu olduğunda, yılda bir iki defa karşılaştığım garip rüyalarım var. Bu rüyaları genellikle sabaha karşı görüyorum ve rüyada belli sözcükler net olarak aklımda kalıyor. Uyandığımda gün bitene kadar bu aklımdaki olayla ilgili şeylere rastlıyorum. Mesela bu sabah yokuş aşağı inen bir tır gördüm, 'frenleri boşalmış' cümlesi beynimde yanıp söndü. Sonra haberleri izlerken gördüğüm haber cümlesi: 'frenleri boşalan tır eve çarptı' . Adeta günün özetini görüyorum, bu bir olay da olabiliyor, kişi de. Ama gün içinde mutlaka onunla karşılaşıyorum. Galiba kafayı sıyırdım iyice.
Yine ne iş yaptığını bilmediğimiz, bir sabah uyandığımızda ünlü olduğunu gördüğümüz insanlardan biri. Çevremdeki herkes büyülenmiş gibi onun ağzıyla konuşuyor, onun tepkilerini veriyor, açıklama yazılabilecek her yere 'ablan star bebeğim' yazıyor. Peki gerçekten ne iş yaptığını, insanlığa ne gibi bir katkısı olduğunu bilen var mı? Şahsen hiçbir esprisine henüz gülmedim, benim gözümde şımarık ve insanları aşağılayan bir insandan daha fazlası değil. Tıpkı ekranlarda bugün ne giydiğini, nerede yemek yediğini, hangi makyaj malzemesini kullandığını saatlerce anlatan diğer yüzlercesi gibi.
Tüm sosyal medya hesaplarına göz göze geldikleri günden tutun da evine ilk sürahiyi aldığı güne kadar her şeyi yazıp, gereksiz gereksiz şeyler paylaşmaları. Anladık arkadaşım evlisin de, evlenmek bu kadar zor bir şey değil ki neden imkansızı başarmış gibi davranıyorsun?
Kafasını geçmişe takmayıp hep anı ve geleceği yaşamak isteyen, çok mutsuz olduğunda ani bir kendine gelişle mutsuzluktan sıkılarak eski neşesine geri dönen, sevgilileriyle hem iyi arkadaş, hem dost olabilen, tek kusuru bazı şeyleri uçlarda yaşayıp abartmak olan kadınlardır. Melankoli onların hep içindedir, çünkü bir yanları daima yalnız kalmak ister, etrafında ne kadar insan olursa olsun kalabalıktan sıkıldığı anlar çoktur. Hiçbir zaman dolu dolu arkadaş gruplarından hoşlanmaz, kendi kendine yetebilen bir burçtur. En sevdiği renk genellikle mordur. Özellikle akrep ve başak burçlarıyla anlaşamazlar. Bir daha dünyaya gelsem yine yay kadını olmak isterim.
Kız kardeşiyle yıllardır küs imiş bir de aile bakanı olacak şahsiyet. Ama zaten huyumuzdur bizim, bir konuma o konuma tam zıt olan kişileri yerleştirmek.
Sarışın ve mavi gözlü polonyalı bir arkadaşımın, saçlarını siyaha boyayıp kahverengi lens kullandığını biliyorum. Bu da demek oluyor ki insan hep kendinde olmayanı arıyor.
söylemek istediklerinizi yanlış ifade etmeniz çoğu zaman büyük sorunlara yol açtığından üslup, konuşmanın sürdürülmesinde büyük rol oynar. Bu konuda bildiğim birkaç püf nokta var; örneğin karşınızdakinin anlattığını anlamadınız, bunu " sen anlatamadın" şeklinde değil de " ben anlamadım" olarak dile getirirseniz suçlayıcı bir tavır sergilememiş olursunuz ve yüksek ihtimalle sonlanmak üzere olan konuşmanız devam eder.
Bir resim bu kadar etkileyici olabilirdi ancak. Edindiğimiz dertleri bir kenara bırakıp bugün de tok uyuyabildiğimiz için şükretme zamanı zannedersem. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1013377/+