dün akşam hiç yapmıyacağım bir şeyi yaptım ve sokakta birine laf attım.
laf attığım kişi ali atay'dı. zaten kendisini çok severim, taksim'de görünce de dayanamadım ve istemsizce "allahım yareppim analar neler doğuruyor" dedim. sesim biraz fazla çıkmış olabilir, o anda bunun farkında değildim içimden geldiği gibi söyleyiverdim. şimdi de odama posterlerini asıp ergenlik yıllarıma geri döneceğim. süreç bende tersine işliyor sanırım, bilemiyorum.
ne yazık ki günümüzde iktisat bitirip te bu düşüncelerden haberi olmayan insanlar çoğunlukta.
üniversitelerin geneline bakacak olursak verdikleri eğitimin kalitesi belli, çocuklarda suç aramamak gerekiyor aslında.okuyup araştırmamak tek suçları olabilir belki ama iktisadı "bir baltaya sap olayım da ne olursa olsun" düşüncesiyle okuduklarından bu durumu da çok yadırgamıyorum ben açıkçası.
ben iktisat fakültesini bitirip, arz ve talebin ne olduğunu bilmeyenleri gördüm.
--spoiler--
kan ter içinde uykularından uyanıyorsan eğer
her gece
yalnızlık sevgili gibi boylu boyunca uzanıyorsa koynuna
olur olmaz yere ıslanıyorsa kirpiklerin artık
her şeye
anneni daha sık anımsıyorsan hâttâ anlıyorsan
kalbini bir mektup gibi buruşturulup fırlatılmış
kendini kimsesiz ve erken unutulmuş hissediyorsan
--spoiler--
kendimi bulduğum yerdir.
dört senedir gönüllüyüm. ilk zamanlar kendim için farklı bir deneyim olması için başlamıştım gönüllülüğe. sonra hayatımın bir parçası oldu tegv. çocuklar benim çocuklarım şimdi. bütün hırslarımdan arındığım, kendi hayatımdaki çıkmazlardan kurtulduğum tek yerdir sınıfım. ve sadece "ben" olduğum için beni sevdiklerini bildiğim çocuklarım...dünyayı keşfedememiş ama bir o kadar da hevesli çocuklar. vakıfa başladığımdan beri hayatım değişti desem yeridir. aslında çok ta geçmişte kalmayan çocukluğumu yeniden hatırladım. dünyaya bir çocuğun penceresinden bakmanın ne kadar güzel bir şey olduğunu gösterdiler bana. çokbilmişler detoks falan diyorlar ya şimdi hepsi hikaye. asıl detoks bu. haftada iki saat çocuklarla vakit geçirmek ve her hafta tazelenip hayata sımsıkı sarılmak.
tegv başka bir dünya. gönüllü olmak sizden hiçbir şey alıp götürmez. ama haftada iki saatinizi ayırarak hem çocukları güldürürsünüz hem de kendi hayatınız değişir.
ne içtin de o hale geldin demek istiyorum bu zat- ı muhtereme. insanın fikri neyse zikri de o olurmuş. kimse kimsenin giyimine, yaşam tarzına, düşündüğüne karışamaz. ahlak kimsenin tekelinde olan bir kavram değildir.eğer işin dini boyutu eleştiriliyorsa o da allah'ın bileceği bir iştir, kimseye eleştirme hakkı düşmez.
ben de çıkayım o zaman, turistlerin giydiği parmak arası terlikleri eleştiriyim. giymeyin efendim o ne öyle, beş parmağın beşide dışarıda ıyyyy iğrenç. ayrıca ayağınız üşüyecek, çocuğunuz olmaz mazallah.
o değilde röportajın şu kısmında yarıldım resmen:
--spoiler--
Yılışıklık son haddinde. Kahkahalar, haykırışlar, hellolar mellolar.
bir aydır içinde bulunduğum depresif moddan kurtulabilmek için günde bir doz olmak üzere bu türküyü dinliyorum.
acayip işe yarıyor, insanı kendine getiriyor.
--spoiler--
dünya benum sanırdım meğersem yanılmışım
felek gözün körolsun ne kadar geç kalmışım
en dereye dereye dere belune gelsun
benden başka seversen iki gözün kör olsun
--spoiler--
--spoiler--
bir bahar rüyasında uyandım şimdi
dünya bildiğim dünya değil
baktım bir yemyeşil aydınlıkmışım aslen
bir bahçenin noksanıydım, tamam oldum ben
"-yukarıdan aşağıya dört harfli.akdeniz bitki örtüsü?
+maki.
-aa doğru lan nasıl da unuttum, coğrafyam iyi değildi zaten.
+benim de iyi değil ama seni görünce çağrışım yaptı "maki".ahahah süper, bundan sonra sana hep maki diyeceğim.
-.............." **
-güzellik sadece fiziksel görünüşe bağlı bir kavram değildir, bunu unutmayın. okuyun, dil öğrenin yani kısacası vizyonunuzu genişletin.
-"ben çirkinim" demeyin. çirkin olsanız bile dünyanın en güzel kadınıymışçasına davranın. siz kendinizi nasıl görürseniz, karşı taraf ta sizi öyle görecektir.
-güzel olmak uğruna kendinizi palyaçoya benzetmeyin. fondoten denilen naneyi suratınıza sürmeyin, daha çirkin olursunuz.
-güzel olmak uğruna kendinizi basitleştirmeyin. güzellik hiçbir şeydir ama asillik her şey.
-zarif olun. yemek yiyişiniz, yürüyüşünüz, konuşmanız ve hatta bardak tutuşunuz bile zarif olsun. zerafetinizi güzelliğinizin önüne geçirin.
-temizliğinize dikkat edin ve her daim güzel kokun. ter kokusu bir kızı itici kılan en önemli unsurdur.
-güzel giyinin ama bunun için çok para harcamayın.her yerde giyebileceğiniz kullanışlı kıyatler alın. paranızı sadece birinci maddede vurguladığım kendinizi geliştirme işi için kullanın.
-topuklu ayakkabı mucizesini es geçmeyin.mübarek, ayağına dolandığı her kadını güzelleştiriyor.
bülent ortaçgil şöyle der bu konu hakkında, ben de bülent abimize katılırım:
--spoiler--
kaf dagının ardına kaçsa bile aşk var
yatak çarşaflarına sıkışsa bile aşk var
yalnız bir titreşim olsa
ya da bir kıpırti kalsa bile aşk var
--spoiler--
--spoiler--
hic bir ani tek basina yasayamazlar
her an otekisiyle birlikte hersey onunla ilgili
telasli karanlikta yumusak yarasalar
gittikce genisliyen yakilmis ot kokusu
yildizlar inanilmiyacak bir irilikte
yansimalar tutmus butun sahili
cunku ayrilmanin da vahsi bir tadi var
oyle vahsi bir tad ki dayanilir gibi degil
cunku ayriliklar da sevdaya dahil
cunku ayrilanlar hala sevgili
--spoiler-- *