bo kaspers orkester - hon ar sa söt.
bob dylan - what was it you wanted
hypnogaja - here comes the rain again
fikret kızılok - gönül
öykü gürman - adı yok hala
ed sheeran - ı see fire
landon pigg - falling in love at a coffee shop
pink floyd - marooned
leonard cohen - famous blue raincoat
full metal alchemist ost
cat power - the greatest.
kısa erkeklerin yaşadığı haklı duygu. "hayır abi sen kızsın ya, ya benden nasıl uzun olursun abi kı zsın sen, napim arkadaş gıcık oluyorum elimde değil, kız dediğin uzun olmaz abi kızsın sen bi kere kız ya, olabilir mi böyle bi şey ya, kafam almıyor ya, uzun boylu kız olmamalı kardeşim ya, banane ya banane işte.." diye başlayıp uzayan şikayetlere sebebiyet vermektedir. maksimum kızla göz göze gelene kadar süren bu duygu yerini güzel kız görünce yaşanan tutukluk duygusuna bırakır...
sıcak suyla kafayı bulan ilk insan oldum. yazın başından beri(yani yaklaşık 100 seferdir) soğuk suyla duş alıyordum, ki ortalama bir insan evladı haftada 2 veya 3 kez duş alsa vücudumun 10 aya yakın süredir sıcak suya değmemiş gibi olduğu aşikar, her neyse bugün duşa girdim ve suyu ayarlıyordum birden sıcak su tenime deyiverdi cos diye, irkildim önce, sonra bir rahatlık geldi, ardından nasıl mayıştım anlatamam kendimden geçmişim tamamen başım falan dönmeye başladı, böyle uçuyormuş gibiydim tam o sırada babam "noluyo lan" diyerek daldı içeri, meğer sıcak suyun kafasıyla ah oh yes yes aman tanrim diye sesler çıkarıyormuşum babamda onları duyup beni iş üstünde yakalama niyetiyle içeri daldı büyük ihtimalle. velhasılıkelam tavsiyem bir sıcak suyun altına çömün de rahatlayın. değerli saniyelerinizi yazdıklarımı okuyarak boşa harcadığınız için de teşekkürler, küvette suyun altından yazıyorum...
sınavlar haricinde de duygu karmaşası saatlerinde anlık yaşanabilecek müşkül durum... misal, düğünün birinde uzun ısrarların sonucu dansa kalkıp ne yapacağını bilememek sonra karşı tarafın kızlarını biraz kesip bir yandan göbek atıp bir yandan da götüm götüm onlara doğru yaklaşmak... gülümsemek... lakin ağzını açıp bir kelime dahi edememek... ve ardından "bi tuvalete gidip geliyorum" bahanesiyle kendini dışarı atıp güzelce bir sigara yaktıktan sonra gökyüzüne bakarak "allam ben niye böyle malım?" düşünceleriyle hayatını tekrar gözden geçirme anı işte tamda böyle bir andır.
-offf, nabıcaz be kamil? anamız sikildi.
-kızı geri götürelim kaptan bu iş böyle kapanmaz.
-çocuk olma artık cinayete girdik.
-kazaydı anlatırız, hem herif pezenevekmiş kimse siklemez.
-sen öyle san... sen söyle san... pezevengi öldür bir cinayet, kızı al iki adam kaçırma, kızı en az iki kişi sik üç ırza tecavüz, her gece esrara takıl nerden baksan dört içicilik, heriflerin cebinden paralarını al beş gasp... bütün bu bokları yedikten sooona polislerin suratına bakıp kusura bakmayın abi kaza oldu diyemezsin, adamın götünden kan alıllar kamil kan... hadi kız orospu ki bu ibneler bakireydi diyolar, bakire kız nasıl orospu olur ben annamadım gitti... offf her şey karışık... neyse karı orospu siktik, herif pezeveng öldürdük paralarını aldık, demezler mi ulan siz misiniz bu kentin zaptiyesi? sikerler olum... hepimizi sikerler...(gemide/1999)
Hissetmeyenin kontrollü bir şekilde hissetmesi gereken, hissedeninde bir daha hissetmek istemediği boktan bir durum içinde yaşanan duygu. kendi içinde bölümleri ve aşamaları çoktur:
1-Bok yemiş gibi hissetmek: ikindi vakitlerinde uykudan uyanıldığında ağızdaki tadın vermiş olduğu histir. kişi lavaboya koşup dişlerini fırçalamalı geçmiyorsa deterjanla ovalayıp çamaşır suyuyla durulayarak kalıcı hale gelmesini önlemelidir. boku yemiş gibi hissetmek ile karıştırılmamalıdır.
2-Boku yemiş gibi hissetmek: Kişinin yapmış olduğu bir iş veya bir davranışı kendi mantığıyla ya da yakın çevresinin farkettirmesiyle süzdükten sonra gelecek zamanda başına gelecek sıkıntıyı anladığı an yaşanan histir, genelde gözlerden okunur ve iş işten geçmiştir, yapılması gereken oturup komikli videolar seyrederek o anın gelmesini beklemektir.
3-Boka batmış/bulanmış gibi hissetmek: Etrafı bokla çevrelenmiş gibi hissetmektir, bu anlarda kişi ne yana baksa bok görür, sağa bakar bok, sola bakar bok, hayatın gözündeki değeri ancak bir tuvalet kadardır, yapabiliyorsa ileri doğru kulaçlar atarak çırpınmalıdır ancak bokun içinde yüzmek meşakkatli ve irade gerektiren bir eylem olduğu için çoğu kişi ağzına ve burnuna dolan boka tahammül edemez ve daha da batar, bunu fark eden yakın çevresinin yapması gereken bokun içine dalarak bir el uzatmak ve elemanı çıkarmaktır, aksi takdirde eleman sonraki aşamaya geçer.
4-Bok parçası gibi hissetmek: Tam bok gibi değilde içinde sanki bokun bir parçasını barındırıyor gibi hissetmektir. kişi bu anlarda isyan eder, kendi gözünden düşer, benliğini dışlar, adeta bok bir hastalık gibi vücuda yerleşmiş ve kişiliği sarsmaya başlamıştır, tehlikelidir, bulaşıcıdır. Durdurulmazsa bok gitgide büyür kişiyi sonraki level'a doğru sürükler. maalesef genelde çevresindeki insanlar kokuyu alır ve bulaşmasın diye kaçarak uzaklaşır. yapılması gereken mümkünse içine bir parazit gibi yapışan bok parçasını çıkarıp atmak(ki bu neredeyse imkansızdır) yoksa misal açıp güzel bir müzik dinleyerek geçmesini beklemek ya da hemen uyumaktır.
5-Bokun boku gibi hissetmek: En nadir yaşananı ve şüphesiz en berbat olanıdır, diğerlerinden farkı kişi artık kendi benliğini boktan aşağı görür, o kadar ki bok artık gözünde bir saygı kazanmış ve yürüyen konuşan bir canlı haline gelmiştir, kişinin hissettiği asıl bok işte o bokun sıçtığı boktur yani bokun bokudur. Bu hissi tadan kişi artık farklı bir boyuta geçmiştir ve kainatta bug'lar bulmaya başlar. durum ciddi ve uzun sürelidir, kişi artık trake solunumu yapmaya başlamalı yani hayatının büyük bir kısmında değişiklik yapmalıdır.
Basit bir örnek durum: Bir gece ansızın canı sıkılan avni kendini dışarı atar. meyve suyunu alıp deniz kenarında bir banka oturur, çevresinde gezen çiftleri birlikte eğlenen insanları görür, güzel kızların attığı kahkahaları duyar ancak gidipte tek laf edemez çünkü cesareti yoktur, işte tam o anda kendini bir bok parçası kadar yalnız ve boktan hisseder. Kimse yardım etmez ve avni gün geçtikçe bokun boku gibi hissetmeye başlar...
not: Bu elzem konu aslında çok daha derin ve komplikedir, envai çeşitleri ve geçmiş gelecek halleri de mevcuttur. Ancak lisans tezim olacağından burada dallandırmadan özet geçiyorum...