eğitimi için hiç tereddüt etmeden, düşünmeden gidilecek bir üniversite ama eğer öğrencilerini, arkadaş ortamını soracaksanız koşarak kaçmanızı ve yakınından dahi geçmemenizi tavsiye edeceğim üniversite.
buranın öğrencileri okula her gün podyuma çıkar gibi gelirler. havalarından geçilmez. kelimeleri, dertlerini veya samimiyetlerini daha iyi aktarabilmek için değil tamamen karizmatik olabilmek için seçerler ve onun için kullanırlar. kurdukları cümleler, el kol hareketleri ve mimikler önceden hazırlanmış yada bir başkasından satın alınmış gibidir. özgünlük yoktur.
öğrencilerin kültür ve anlayış seviyeleri yerlerde sürünmektedir. can bonomo gelmiş okula, konserin ortasında kezbanın biri çıkıp bağırmış ve " sen illüminati değil misin ne işin var bizim okulda ? " gibisinden şeyler söylemiş...
vesselam bilgi, birikim ve kariyer açısından tatmin olacağınız ama kültürel çeşitlilik açısından ise aç kalacağınız ve tatmin olamayacağınız bir üniversite. bakmayın sitesinde yabancı uyruklu öğrencilerin fotoğraflarının olduğuna falan. evet varlar ama bu fikri açıdan kozmopolit bir ortamın oluşmasını sağlamıyor maalesef. hepsi aynı dünya görüşünün, tek tip insan yetiştirme mekanizmasının ürünleri.
yaşar kemal'in anadolu coğrafyasında yaşanmış bütün azınlık sorunlarını derinlemesine işlediğini düşündüğüm romanıdır.
abdi ağa devleti, köylüler ve ince memed'in de halkı temsil ettiğini düşünürsek derinlemesine sosyolojik ve etnisiteye dayalı incelemelerle karşılaşacağımız dev eser.
hayata, insanlara, çevreye farklı ve nükteli bakabilmeyi öğreten, bunu da kitaplarında gerçekleştiren, türkiye'nin nevi şahsına münhasır yazarlarından biridir. ruhi mücerret ve korkma ben varım adlı kitaplarıyla bende derin izler bırakmış, her yaştan insana hitab edebilen mütevazı insan.
sazında ve sözünde anadolu insanının yüreğini, kederini aynı zamanda sevincini de taşıyan mütevazı bir halk ozanıdır.
yüreğinden döktüğü bozlaklarıyla dinleyenlerin içini titreten ve her daim halkının temsilcisi olabilmeyi başarmış uzun soluklu bir özgünlüğe sahip, bozkırın tezenesi, gönül dağıdır.
bilimsel anlamda gayet zevkli ve uğraşılası bir alan olmakla birlikte uygulama alanı olan yerel yönetimlerde ve meclis çatısı altında hiçte özenilesi bir tarafı olmayan yönetme - yönetilme sanatı. gündemi belirlememesi ve hayatın içine fazlaca müdahil olmaması gerektiğini düşündüğüm sosyal bilimlerin en güzidesi.
insanları doğruya ve güzele ulaştırmayı amaçlayan, şeytan, melek, iyilik, kötülük, ahlak...vb. mecazi anlamda, toplumsal hayatta karşılığını bulabileceğimiz kavramları içeren öğretiler. egemenlerin, imparatorların eline geçtiğinde ise bir kabusa dönüşen, yere ve halka indirilmesi gereken hayat felsefeleri.
ayrıca karl marx' ın:
"din, var olan dünyaya bir protestodur.
din, ruhsuz koşulda ruhdur.
din, kalpsiz dünyanın kalbidir.
din, mazlum insanın, içli çığlığıdır.
din, halkların afyonudur" dediğidir.
bilgisayar da oynamayı öğrendiğim ilk oyun olması hasebiyle bende derin izler bırakan strateji oyunlarının en güzidesi. küçükken içimde filizlenen belediye başkanı olma isteğini tatmin etmiş ve bazende kendimi kral arthur gibi hissetmeme sebep olmuştur. rick goodman, bruce shelley ve brian sullivan'a saygılarımı sunarım.
gerek karakterleri, gerek senaryosu ile var olan dünyaya bir protesto niteliği taşıyan ve hayatın her alanına usturuplu bir eleştiri getirebilen, bu özelliği ile türk televizyon tarihinin ender rastlanan absürt komedi dizilerinden olabilmeyi başarmış trt dizisi.
bulunduğu ortamın samimiyetini arttıran, harareti azaltan değil, vücutta suyu toplayan, sallanması değil demlenmesi gereken, muhabbetlerin ve sohbetlerin vazgeçilmez içeceği.
herman melville in bir balina avcılığı hikayesinden çok amerika'nın kültürel ve toplumsal kodlarını işlediği romanıdır.
gemiyi amerika, okyanusu dünya, balinayı yeraltı-yerüstü kaynakları, kaptanı başkan ve çeşitli etnisitelerden oluşan tayfayıda amerika halkı olarak düşünüp okuduğunuz zaman, h. melville in derin gözlem ve çözümlemelerinin doruklarında gezeceğiniz 19. yy romanı.