lazerden baka bişey silmez diyenlere kapak olsun.
50 tl ortalamasında bulunabilen tca asit ile evde kendi başımıza silebileceğimiz kadar pratik bir yöntemmiş. https://dovmesilen.wordpress.com/
ahmet davutoğlu nun 1 ağustos 2015 cumartesi sabahı yaptığı açıklamadan bir pasaj.
(bkz: hayde bre pehlivan)
"bizler, gerektiğinde bu vatan için, vatanın birliği için, milletin huzuru için evlatlarımızı da kendimizi de feda etmeye hazırız. bu fedakarlığı da dünya alem bilmelidir."
fırat yılmaz ın ailesine sabır dileyerek bişeylerin altını çizmek istiyorum.
1- üniversite dışından gelen sayıları yüzü geçen ülkücü bir grubun, öncesinde alenen yol ortasında lojistik hazırlık yapması rağmen nasıl bu kadar rahat okula girebildiğinin düşünülmemesi,
2- yaşanan kavga esnasında ağır yaralılar olmasına ragmen polisin olayı sadece izlemesi,
3- ardından zaten ağır bir ülkücü ve polisin yoğun bir saldırın gerçekleştiği ve onlarca yaralının ki bir çoğu olayın tarafı bile değil ve ciddi derece yaralanmışken sağa sola pkk , pkk burada hatta soma gibi konuyla alakasız olmasına ragmen nasıl bir algı yönetiminin gerçekleştiğine dair ipucu veren yazıların yazılması,
4- izlenilen görüntülerde ellerinde satır, sallama ve bıçakların saklanmadan kimler tarafından ve ne amaçla havada uçuşuğu alenen ortadayken,
5- ege üniversitesinin edebiyat fakültesi civarında sol siyasetlerin uzun yıllardır masa ve stand açtığı bilinmesine ragmen bu durumu sadece kürt öğrencilere indirğemenin ne demek olduğu çok açık.
kaldıki yapılan yorumlarda genellemelere hiç sakınmadan baş vurulması, ergen cahiller gibi saga sola ana avrat kürül edilmeside bu durumun nasıl bilinerek suistimal edildiğinide ortaya koyuyor. sayıları neredeyse 20 milyonu bulan bir halkın bilmem neresine sokmak, soykırım yapma çağrıları vs. insanlığınız batsın
demekten başka bişey bırakmıyor.
son olarak şerzan kurtkenan makali serkan eroğlu ve daha onlarca üniversitelinin kampüs içinde katledilmesine göz yuman hatta buna ırkçı yaklaşımlarla çanak tutanların maraş, çorum ve sivas katliamlarını dış mihraklar gibi saçma sapan yerlere havale ederek sümen altı etmey çalıştıklarını hepimiz biliyoru. `hepiniz oradaydınız ulan
`
tamda seçimler öncesinde akp ye karşı çok ciddi bir halk bloğunun oluşmaya başladığı bu süreçte bu provakasyonun neye hizmet ettiğine değinmeyeceğim bile
gerçek anlamıyla mevlanayı topluma kazandıran insan.
tebrizli şems. mevleviliğin ruhunu şahlandıran çıkışların öncüsü olmasına rağmen mevlevilerin bile, şerr-i dayatmalar ve baskılar sonucunda hakettiği değeri gösteremediği bir kişiliktir. döneminin inanç kalıplarını en katı biçimiyle eleştiren, inancın en temel prensiplerinin alğı ve pratikte tam anlamıyla içselleştirilmeden yaşanılamayacağını, gösterişin ve iki yüzlülüğün, cahiliyetten değil art niyetten doğduğunu bunu riyakarların yüzüne hiç sakınmadan vuran o " anarşizan" karekteriyle sergilemekten geri durmamış bir kişiliktir.
mevlanın şems ile beraber yaşadığı dönüşüm sürecinden, mevlananın sahip olduğu maddi kaynaklar ve otoritenin çevresinde nemalananların giderek artan rahatsızlığı özellikle maddiyatın benliği çürüten esaretine karşı şemsin, mevlanadan sergilemesini istediği reddiyetle beraber tam anlamıyla bir kine dönüşerek, şemsin yaşamına maal olacak bir ötekileştirmeye tabi tutulmasına neden olmuştur.
şemsin konya'yı terk edişinin ardından piştiğini söylediği narın " aşk"ın gereği olarak yollara düşenin kendisi olmaması, bunu yerine müritlerini ve oğlunu yollayarak geri dönmesini sağlamanın ve şemse yönelen kindarlığa karşı gereken tavrı koyamamış olmanın bir özeleştirisi olarak, şu satılarlarla serzenişte bulunmuş olmanın ötesine pekte geçememiştir mevlana. "onun ışığı vurmazdan önce ölü bir nakıştım sadece taş duvarlarınızda. o, elindeki yay ile vurmazdan önce tellerime; hep aynı nameyi çalıp söyleyen, kendi sesine yabancı bir kuru rebaptım. ben onun avucunda bağlar, bahçeler ağaçlar görür; deryalar gibi geniş, deryalar kadar berrak sular görürüm. onun avucunda çıkan ağaçların gölgesinde dinlenirim. lâkin siz bunların hiçbirini göremezsiniz."
islamiyetin tabiri caizse islamın ortadoks yaklaşımının bir sonucu olarak mevleviliği kendi yapısına uygun bir modele sokarak, her ne kadar hazmetmekte zorlansada mevlanayı ve mevleviliği bir değer olarak kabul etmek zorunda kalmış olması, şemsin kasıtlı bir şekilde geri plana itilerek mevleviliğin giderek parlatılan şatafatında gölgede bırakılmasıyla vücut bulmuştur. öyleki bu durum neredeyse yan yana bulunan türbelerinin bile mimari yapısına en bariz biçimiyle yansımıştır.
yani sözün özü, mevlanayı anlamak şemsi bilmekten geçer deyim ve şemsin bir sözüyle yapıştıralıım üç noktayı. "şu dünyada semadaki yıldızlardan daha fazla sayıda sahte hacı hoca şeyh şıh var. hakiki mürşit seni kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp kendindeki güzellikleri bir bir keşfetmeye yönlendirir. tutup da ona hayran olmaya değil"...