iskandinav mitolojisine göre dünyanın altında dünyayı destekleyen ve alemleri birbirine bağlayan dişbudak ağacıdır. ayrıca hayatın döngüsünü de temsil eder.
runik alfabe, grafiksel olarak en basit olan ve bilinen en eski yazıtlardan birisidir. 24 karakter içerir .bütün alfabe (futhark olarak adlandırılır) 3 parçaya ayrılmıştır.
iskandinav mitolojisine bağlı olarak, runik alfabe yüce tanrı odin tarafından bütün iskandinavya'yı destekleyen dünyanın ağacı yggdrasil'de 9 gün 9 gün gece baş aşağı asılıyken keşfedilmiştir.
90 sonlarından eko tvde emre alkoç adlı süper saçlı hoş bir delikanlının sunduğu güzel bi programdı. güven erkin erkalın maximum rock isimli programın hemen akabininde yayınlanması dolayısıyla güven ve emre arasında "baba ben yoruldum, gel sen sun, ben de kamerayı tutayım" edasında diyologlar geçerdi. güvenin kameramanlığını emre anons etmişti zaten... daha sonraları eko tvyi ibrahim tatlısesin satın alması dolayısıyla güvenin tabiriyle bu program lahmacun zehirlenmesine kurban gitmiştir.
inkaların güneş tanrısıdır, aynı zamanda devlet tanrısı ve atasıdır. devlet adamı olan inkanın bu tanrının yeryüzünde bir yansıması olduğuna inanılır. altın bir disk üzerindeki insan yüzü ile betimlenir.
bu yazı türünü genelde inka rahipleri kullanmıştır. hakkında çok fazla yazılı belge bulunmayan bu uygarlıkta bu yazı türü gün hesabını yapmak ve devlet işlerini kayıt altında tutmak için kullanılmıştır.
küçük yaşlarda ingilizce öğrenen çocuğunu etrafa manşet etme arzusunda olan görgüsüz anne ve babanın sarfettiği cümledir. zira kendileri ingilizce bilmemektedir ve bunu bilmeyi fasülyeden nimet saymaktadırlar.
ingiltere'de ispanyol olmaktan hiç bir farkı yoktur. zira türkleri çarşaflı, şalvarlı, örtülü anımsıyorlarken bu tanıma uymayan bir türkle karşılaştıklarında ispanyol zannetmektedirler
yunan mitolojisinde yarı tanrılara verilen isim, (bkz: daimon) daha sonra ölen kahramanların ruhları için kullanılmış, hristiyanlıkta ise kötü ruhlara bu isim verilmiştir.
anadolu lisesi olarak adlandırılan eğitim kurumlarının zamanında (ki zamandan kasıt da ilkokuldan sonra yapılan bir sınavla öğrencileri seçmeleridir) tek espirisinin yabancı dilde eğitim olduğunu düşünürsek son derece dangalakça alınmış bir karardır. ülkemiz gençliğinin yarım yamalak konuşabildiği yabancı dilini daha da çok baltalamaktır.
(bkz: attan inip eşşeğe binmek)
bean nighe (sığ derelerin yıkayıcısı), bean sidhe'nin iskoç versiyonudur. ölmek üzere olan insanların mezar kıyafetlerinden kanları yıkadığı terkedilmiş dereleri yoldan çıkarır. bean nighe'nin doğum yaparken can veren ve günleri normal sonlanana kadar bu işi yapmaya mahkum edilen kadınların ruhları olduğu söylenir.
irlanda folklöründe bean sidhe (tepelerin kadını), uğuldayarak ölümün haberciliğini yapan bir peri ya da ruhtur.daha çok banshee olarak bilinir. evleri ziyaret eder ve uğuldayarak ev halkından birinin öleceği konusunda insanları uyarır.
şahsen ben periden çok bir ruh formunda olduğunu düşünmekteyim.muzurluk yapmalarıyla ünlü olan perilerin ölüm habercisi olabilecek kadar karanlık yanları yoktur.
(bkz: bean nighe)
irlanda folklöründe bean sidhenin daha bilinenidir.iskoçyada banshee, caoineag (uğuldayan kadın) olarak bilinmesine rağmen tepelerde, küçük, göl kenarları ya da akan su kenarlarında vadilerde nadiren duyulur.
maji kelimesi sanılanın aksine yunanca kökenli değildir.hint-avrupa dilleri kökenlidir, yüce ve ulu.birçok kaynakta magic, magick ya da büyü gibi kelimeler çok fazla kirletilmiş ve "şeytanla işbirliği yapmak" anlamına geldiğinden dolayı gerçekten maji pratisyenleri bu kelimelerden uzak durarak maji kelimesine yönlenmişlerdir.temel olarak bu kelimelerle aynı anlama gelse de ben iki farklı kavram görmekteyim maji ve büyü benzerleri arasında.maji, iki alem arasındaki kapıyı zorlamak ve belki de açmak.. yani bir çeşit iletişim aracı.. doğayla tamamen uyum içersinde bir araç.. işte büyü ile farkı bu noktada ortaya çıkıyor, majinin doğa yasaları ile uyum içerisinde yürümesi...
temel olarak maji bir çok şekilde işler. ve dolayısıyla arzulanan objenin ya
da durumun görüntüleri ya da sembolleri duanın sonucuna ya da maji
çalışmasına bir okültten bizi götürebilir.başarıya ulaşmak için enerji
görüntüye yönlenmeli ve akıl gücü -kişisel dilek- ile üzerine
yoğunlaşmalıyız.daha sonra enerjilenen görünüm, hedefine yönlendirilmeli ya
da astral boyuta gönderilmelidir.
bir kral ya da ötedünya bekçisi tarafından korunan mucizevi iyileştirme güçlerine sahip büyülü kaptır.Pagan doğurganlık mitleri ve bununla ilintili tılsımlar, boyunca Arthur ve şövalyeleri için Arthur ve halkının ortakyaşamı kavramının müjdecisi haline geldi.Sonuç olarak izleyen Hristiyanlığın yeniden değerlendirmesiyle güçlerinin yeniden atanmasıyla fiziksel gerçekliğinin yerini gizemli ikonografyasının alakası azımsanmayacak kadar olsa da ruhanilik almıştır.
yuvarlak masanın taliesin tarafından uther pendragon için yapıldığı söylencesi vardır.uther bu masayı düğün hediyesi olarak kızı guinevere ile evlenen arthura veren cameliardlı leodegrance vermiştir.masa, üstünlük ya da öncelikten doğan kıskançlıkları önlemek amacıyla daireseldir.150 şövalyenin oturabilecğei şekilde yapmıştır ve ayrıca siege perilous denilen ve Holy grail'i bulan kişi için rezerve edilmiş 1 kişilik yeri vardır.
(bkz: yuvarlak masa şövalyeleri)
diğer dünyada ( (bkz: avalon)) kökeninin eski bir tür olan kelt rahibe olması muhtemel
büyücülerle eştir.son gölün leydisi viviendır.morgainein kendi yerine geçmesini plnlamış olsa bile avalonun sislere gömülmesi ve morgainein avalon tarafından reddedilmesi bunu olanaksız kılmıştır.
türk dil kurumu sözlüğünde, '5. ve 6. yüzyılda ingiltere'yi işgal eden germen ırkı' olarak tanımlanan kelime aydınlarımız tarafından değişik biçimlerde kullanılıyor. ingiliz kültürünü ve onun ürünlerini ifade etmek için kullanılan anglo-sakson kelimesi, bugün daha çok anadili ingilizce olan toplumları (ingiltere, avustralya, kanada ve amerika) belirtmek için kullanılıyor.
bir çok kaynakta soyadının "dragon başı" olarak geçmesine rağmen soyadı "baş dragon", "en büyük lider" ya da "savaşçıların şefi" anlamına gelmektedir.arthurun babasıdır.uther, gençliği ağabeyi aurelius ambrosius ile breton'da sürgünde geçirmiştir.ingiltere'ye dönmeleriyle vortigern'i tahtından indirir ve ağabeyini kral yapar.
uther, ağabeyinin ölümünden sonra başa geçer ve oturumları londradan yönetir.asilzadelere kendini tanıtmadan önce (bkz: cornwall) dükü gerlois'un eşi olan igraine aşık olur fakat ıgraine'in reddetmesi üzerine uther ile gelois arasında bir savaş başlar ve uther çeşitli dalaverelerle ıgrain'e sahip olur.
hayatında anımsacaklar, zehirli bir sağlılık hali ve agresif sakson ile baş etmek zorunda olmasınındır.iddialara göre tıpkı ağabeyi gibi o da tahta geçtikten 16 yıl sonra sakson zehri ile ölmüştür.efsaneye göre ağabayinin yanı başında stonehenge'de yakılmıştır.
(bkz: kral arthur)
cornwalldaki tintagel dükü gerloisin karısı.uther pendragon tarafından daha çok arzu edilmesine rağmen yalan söylemek istemediğinden onu reddetmiştir.merlin, utherı gorlois kılığına sokarak ıgraine götürür ve gelecek olan arthurun onunla ilgili geleceğinden bahseder.aynı gece gorlois savaşta öldürülür ve uther, ıgraine ile evlenir.merlin, bu evlilikten olan çocuğa yardım talebinden bulunur ve sonuç olarak arthur yükselir.
(bkz: kral arthur)
(bkz: morgan le fay)
bir çok yerde iblis olarak addedilmelerine rağmen, mitolojide yarı tanrı olarak betimlenir ve bir çok kaynakta da insanın bilinçaltı, benliği ve hatta ilhamı olarak gösterilmektedir.
bir grimoire. (bkz: the lesser key of solomon) aleister crowley ve mathers tarafından yayımlanmıştır. bugün piyasada en çok bulunan bildik versiyonu da budur. üst seviye demonların sigillerini içerir. ancak kitapta bulunan çağırma metodları demonları aşağılar şekildedir. temel olarak onları yahvehnin adları ve bazı başka hakaret içeren yöntemler kullanarak zorla çağırıp hapsedip istediğiniz bilgiyi almaya dayanır. tavsiyem kitabın yalnızca sigiller için kullanılmasıdır. isis, marduk, amon gibi tanrı(ça)ları aşağılamayı kimsenin isteyeceğini sanmıyorum, en azından kendi sağlıkları için. sigiller ise çemberlerden arındırılarak kullanılmalıdırlar, zira çemberler de hakaret içeren öğelerdir.
