bir maçtan sonra saraçoğlu'nun lobisinde fenerbahçeli ve galatasaraylı yöneticiler arasında yaşanan bir tartışmadan sonra bir yöneticiye şöyle efelenmiştir haldun üstünel; seni evinden aldırırım.
tam o sırada olayı yatıştırmak için oraya gelen aziz yıldırım ise şöyle çıkışmıştır;
Lütfen aşağıdaki isimlere ve tarihlere dikkat edin..
KORAY GENCERLER:
17 Ağustos 1997 tarihinde yardımcı hakem olarak mesleğe başladı..
18 Nisan 2004'te orta hakemliğe geçiş yaptı..
CÜNEYT ÇAKIR:
18 Ekim 1996'da hakemliğe adım attı.
KUDDUSi MÜFTÜOĞLU:
12 Mayıs 1996 tarihinde hakemliğe başladı..
FIRAT AYDINUS:
25 Ağustos 1996'da hakem olarak ilk maçında düdük çaldı.
BÜNYAMiN GEZER:
3 Ekim 1993'te hakemliğe başladı..
HÜSEYiN GÖÇEK:
12 Eylül 1998'de hakemliğe adım attı.
HALiS ÖZKAHYA:
9 Kasım 1997'de ilk kez maç yönetti.
DENiZ ÇOBAN:
5 Mart 1998'de hakemlikte start aldı.
TOLGA ÖZKALFA:
18 Ekim 1998'de hakemliğe başladı.
BÜLENT YILDIRIM:
24 Kasım 1996'da ilk maçını yönetti.
YUNUS YILDIRIM:
8 Eylül 1996'da hakemliğe adım attı.
ÖZGÜR YANKAYA:
8 Nisan 2001'de hakemliğe başladı..
ÖZGÜÇ TÜRKALP:
8 Eylül 1996'da hakem olarak ilk maçına çıktı..
AYTEKiN DURMAZ:
31 Ağustos 1996'da hakemlik hayatına adım attı.
MUSTAFA KAMiL ABiTOĞLU:
17 Aralık 1995'te ilk maçını yönetti.
SUAT ARSLANBOĞA:
26 Ağustos 2001'de hakem olarak start aldı.
SÜLEYMAN ABAY:
25 Ağustos 1996'da iLK MAÇINA ÇIKTI..
iLKER MERAL:
1 Mart 1998'de hakemliğe başladı..
GÖKHAN GÜNEŞER:
25 Aralık 1999'da hakemliğe adım attı.
ABDULLAH YILMAZ:
4 Nisan 1999'da ilk maçına çıktı..
ÇAĞATAY ŞAHAN:
30 Ağustos 1998'de ilk maçını yönetti..
BARIŞ ŞiMŞEK:
12 Aralık 1999'da hakemliğe ''Yardımcı hakem'' olarak adım attı, daha sonra orta hakemliğe geçiş yaptı..
* * *
Şimdi tüm bu isimlere ve hakemliğe başlangıç tarihlerine bakarak, biraz fikir cimnastiği yapabiliriz..
1995'te Futbol Federasyonu'nda Futbol Federasyonu'nda Asbaşkan kimdi?:
Haluk Ulusoy..
1997 ile 2004 yılları arasında Futbol Federasyonu'nda Başkan kimdi?:
Haluk Ulusoy..
2006 ile 2008 seneleri arasında Futbol Federasyonu'nda Başkan kimdi?:
Haluk Ulusoy..
Bugün Süper Lig'de görev yapan, yukarıda isimlerini saydığımız hakemler ne zaman ortaya çıkmış, filizlenmiş, dal-budak vermeye başlamış ve çiçek açmış?;
Haluk Ulusoy'un Futbol Federasyonu'nda Asbaşkanlık ve Başkanlık yaptığı dönemlerde..
Peki Haluk Ulusoy'un başkanlık döneminde Futbol Federasyonu'nun amacı neydi:
a) Fenerbahçe'yi şampiyon yapmamak..
b) Galatasaray'ı şampiyon yapmak..
c) Galatasaray olamıyorsa Beşiktaş'ı şampiyon yapmak..
d) Hepsi...
Futbol Federasyonu'nda bugün Haluk Ulusoy gitmiş, yerine Mahmut Özgener gelmiş hiç farketmez..
Bu hakemler gitmedikten, hele hele ''Tescilli Galatasaraylı'' Ahmet Güvener, Futbol Federasyonu'ndan gitmedikten sonra Koray Gencerler Diyarbakır maçında penaltıları vermemiş, Mehmet Topuz'u haksız yere oyundan atmış, diğer maçlarda Emre'ye ''Sağa baktın'' diye sarı, ''Sola baktın'' diye kırmızı kart gösterilmiş, Bilica'ya, Lugano'ya ''Uyduruk'' cezalar verilmiş, en küçük bir küfürün dahi edilmediği Saraçoğlu hababam kapatılmış, Galatasaray'ın ve Beşiktaş'ın maçlarını yöneten hakemler ''Çifte standart'' uygulamış, gerçekten farketmez...
Futbolun ''Ergenekon'unun'' patlayacağı güne kadar ya sabır..
taraf isimli gazetenin manşetten yaptığı gönderme.
tam hali şöyle, fenerbahçe sivas'ı katletti.
sevgi pıtırcıkları, demokrasi savunucuları, şiddet karşıtı ya bu arkadaşlar. peeh.
bu başlığı da kimin bulduğunu az çok tahmin edebiliyoruz tabi.
yok yok ahmet altan değil.
dediğim gibi sadece tahmin, bir şey bildiğimden değil yani.
eski ekşi sözlük moderatörü aethewulf olabilir mi mesela.
merakımdan soruyorum.
son yedi yıldır varlıkları iyiden iyiye hissedilmeye başlanmıştır.
nasıl oluyor demeyin, oluyor işte. oluyormuş.
bakın mesela taraf gazetesine ve onu seven eski solcu kitleye. özgürlük diye bağıran bu insanların ne alakası olabilir dinci kitleyle. daha 10 yıl önce dinin bir özgürlük kısıtlaması olduğunu söyleyenler nasıl oluyor da birden bire böyle dönüveriyor.
nasıl bir ortak nokta bulupta aynı saflarda yer alabiliyorlar.
o noktayı uzaklarda aramayın. hemen burada, yanı başımızda duruyor işte.
türkiye cumhuriyeti. hedef bu.
ve ne oluyor sonucunda, aynı bünyede mutaassıp liberal solcu şeklinde bir mutasyon ortaya çıkıyor.
sonra da evrime inanmayız diyorlar. bak bi lan kendine, bak da evrimin kendi bedenin üzerinden nasıl da hayata geçtiğini gör. ibiş seni...
istanbul'da hava buz kesti. sokağa çıkmaktan imtina ediyoruz. evlerimiz sıcak burada.
ama unutmayın ki, dışarıda soğuktan korunmaya çalışan hayvanlar da var.
palto giyme şansları yok onların, kimse sıcak yemek hazırlamıyor.
sadece yaşamaya çalışıyorlar.
sabah evden çıkarken ya da akşam bakkala giderken artan yemeklerden bir kap koyuverseniz hiçbir şey kaybetmez, aksine mutlu hissedersiniz.
bir kısmı ölecek, bir kısmı hasta olacak ama belki bir kısmı da sayenizde yaşayacak.
bundandır çıldırmış olmaları, böyle hayasızca sağa sola saldırmaları.
saldırmaktan kasıt onu bunu dövmek değil, yapılan parasal politikalarla insanlara işkence çektirmektir.
çünkü onlar da anladılar artık bittiklerini.
ibn-i abd bile çekti desteğini. o bile anladı bu ülkede bu işin olamayacağını.
son çırpınışlar bunlar, ülke sermayesini yeşile kaydırıp, gücü elinde tutmak için oynanan son oyunlar. the end canım. bitiyor, bitti.
peki ne olur sonra, diğeri gelir.
o da işine geleni yapmak için yeni politikalar belirler.
ve o da kaydırır parayı ordan oraya...
hani demokrat, kahraman falan diyordunuz ya!
hepsi hikaye canlarım, önemli olan güçtür yani paradır. o parayla, düzene meydan okuyup işine geldiği yöne sürüklemektir.
o yüzdendir özel hastanelere % 70 koyup, ilaça geçirmek. o yüzdendir sigaraya zam koyup vatandaşı domaltmak.
benim zavallı dinci kardeşlerim, işte sizi böyle yediler ve yemeye devam ediyorlar.
siz hayatınızda hem dinci olup, hem de demokrat olan bir adam gördünüz mü?
göremezsiniz. yalan bunlar. kavrama aykırı ulan, anlayın artık.
bilmeyenler için tekrar edelim, fenerbahçe kazanmıştır. klasikten kasıt budur.
2009-2010 sezonunda fenerbahçe'ye karşı hiçbir branşta galibiyeti bulunmayan galatasaray
bir kez daha kaybetmiştir.
maçın 5. setinde, skor 14-9 fenerbahçe lehine devam ederken, galatasaraylı seyircilerin sahaya attıkları yabancı maddeler maçın 20-25 dakika kadar durmasına sebep olmuştur.
yine 5. set devam ederken, skor 8-5 galatasaray lehineyken, 6-0'lık seri yakalayan fenerbahçe tarihe göz kırpmıştır.
son sayı alındığında sahaya atılan yabancı maddeler uçuşmaya devam etmiş ama bu maddeler sadece süreyi uzatmıştır.
bildiğimiz üzere uzunluk güzeldir.
geniş zaman yazım stilini bırakıp gerçeğe dönersek eğer;
ya da binenin...
ama ineni izlemek daha kolay bir göz eylemidir, bilesiniz.
insana hiçbir şey kazandırmayan hatta heyecan bile yaratmayan aktivitedir.
şimdi bi daha düşündüm de, bariz yalan söylüyorum.
bakın olm. bakın lan. bilerek yapıyo galiba bunlar.
bacak bu be, hey yavrum hey. bir de kusurları örten müjde çorapları varsa bacakta, tadından yenmez.
yıllar evvel, daha internet bile yokken şahit olduğum otobüs monoloğunun diyaloğa dönüştüğü cümle.
amcanını biri, tahminen 60-65 yaşlarında, saydırıp duruyor fenerbahçe'ye.
belli ki beşiktaşlı. adamlar bizi sürekli yeniyorlar o yıllarda. beşiktaş maçı varsa sırra kadem basıyoruz. o derece yani...
şöyle gelişiyor olay;
bu fenerbahçe var ya,
şu fenerbahçenin,
lan bu fenerin,
bunların hepsinin bla bla bla...
böyle devam ediyor dakikalarca, mecidiyeköy'den çıkmışız merter'e ulaşmışız.
en sonunda bir başka amca dayanamıyor, tahminen 50-55 yaşlarında.
- fenerbahçe sana ne yaptı be amca
- ee şey, öhü öhöü, eeeeeeeee, söylemem ulan.