karaköy savaşında dedtek icin bolgeden toplanan süvarilerin (17.000 kisiden bahsolunur.) yalnızca 700 ünün ordudan kacamadığını , kacanların bölgedeki köyleri yağmalamaya başladıklarında ise bir kac koylunun dağa gece vakti cıkıp bit iki el ateş ederek bu süvarileri korkutup köyden kaçırdıklarını peki?
örneğin yazar aşırı sol görüşlü ve en az 40 yıl ( iki nesil önce ) önce ölmüş olsun. Bu adamın kitabını tekrar basan yayınevinin tek emeği yazım hatalarını duzeltip sayfaları bicimlendirmek ki satılan bir kac kitap ile bu uğraşlarının gereğini fazlasıyla almış olacaktırlar.
Şimdi sorum şu ben bu aşırı sol görüşlü yazarın kitabını internetten indirsem kimin hakkını/ emeğini yerim??
( adam mirasa karşı dolayısıyla gelen para cocuguna gidecekti yazik falan demenin anlamı yok)
( zaten adam (ki adam derken cinsiyet ayıdetmiyorum) emegin parayla ölçülemeyeceğini söyleyerek hayatını harcamış bulunmakta)
bu durumda yazarın istegi sadece kitabın okunmasıdır.
bahsi gecen tek emek ise bu kitabın pdf sini internete yukleyen adamın emeğidir.
o da indirme sayısınca kazanacağı para icin emeğini ortaya koymaktadır.
2016 yılı kozmopolitan devletler, imparatorluklar, hesapsız kitapsız isler yılı değildir. Yeni ve uygarlığa adım atmış devletler insan sever ve Ulusçu/milliyetçi devletlerdir. Halkı bir arada tutacak tek ilkenin elbette milliyetçilik ve insan sevgisini birleştirmek şu şekilde olacak (artık herkes bunu anlamalı) :
Bu ülkede tek ana dil Türkçe'dir.
Herkes , hangi milletten olursa olsun , hangi azınlık olursa olsun , hangi meshepten olursa olsun , bu dünyada ideali ne olursa olsun
Bu topraklarda
Resmi bir kurumda Türkçe konuşur , yazar okur
Kendi aralarında , ailesinin yanında , akrabalarının yanında
Fin komünisti, sovyet komünisti, maoist komünist, din komünisti falan filan farkını bilmeyenlerin genellemesine anında dahil olan genel isimdir. Türkiye Cumhuriyetinden uzakta bir masal kitabıyken çokta eğlencelidir.
Yaratılışın yada tarihin biz evlatlarına yüklediği bir sorumluluktur. Her karışını alevlerin, dinç magmanın içinden cıkarıp iti kopuğu geride bırakmak uğrunda çalışak bir avuç Türk evladını uyandırmaya, onlardan biri olmaya gelinen yerde doğmaktır.
Orta çağ zihniyetinden kurtulamamış sürülerin , ınlırdı kırdişimiz cilerin havlaya havlaya koştuğu başlıktır. Zamanında onuru namusu incinmiş, kendine müslüman halifenin elleri açık gözleri yumuk vatandan izmir ' i çıkarmış hala kalan bir avuç topraktakilere fetva verirken: Acı çeken izmirli Türk atalarımızın verdiği tüm mücadeleye rağmen "Elinde çiçekle Yunanı karşıladı." , izmirli Türk kadının ın namusu için verdiği tüm tecavüzcülere karşın " Namussuz, gavur" ilan edilmesi ve tüm bunlara karşın Halep' te 7. orduya eşkiyalık yapan , Hatay'ın Türk vatanına dahil olmasına 1939'a kadar engel olan suriyelinin (Evet arap değil Suriyeli) kardeş olması mantığı kanına işlemiş, izmir'i istanbul 'u ve SERV ile TÜRK EVLADININ VATAN=NAMUS idealine tecavüz eden halife-padişahın yolundakilerin şaşırdığı durumdur.
Millet sevgisi gibi insan sevgiside önemlidir. Ama kimse diyemez ki biz Türkiye'nin 3 milyon insana bir anda bakabilecek ekonomisi vardır.
Sırf gebeliği 4 yıl süren ve tüm süreç boyunca bambu ile beslenmek zorunda kalan memeli cinstir. ikea şirketi ve tüm işbirlikçilerinin (Ki bunlar müşterileri oluyor.) yaşam alanları ve besin kaynaklarını katlettiği hayatta kalma çabasında dostlardır.
30'un üstünde partinin varolduğu ülkede onlarca yıl hayatta kalabilmiş,1940'tan 2016'ya taviz vermekten taviz vermemiş bir parti olarak muhalefet olması gereken onlarca parti geçmesine rağmen olamamış ve hayal dünyasında sıkışıp kalmıştır.
Saf emek sömürüsü ve acımasız kapitalizmin sendikalarla evcilleştirilmiş halidir. Her fikir gibi fazlası embesillik olmakla beraber yaşam standardı yüksek bir toplum kurabilmek için bir tutam gereklidir. (Devlet bankaları, karma ekonomi vb)
"Vermek" kelimesiyle insanın midesini bulandırmaya yeten başlıktır. Ahlakın blr dinden değil doğuştan geldiği bilmeyen birilerinin biri yoksa ötekide yok kafasıyla yarattığı amerikanvari yapay kültürün sonuçlarıdır. Tıpkı avrupalıların savaş ahlakı gibi buda bir ikiyüzlülüktür.
Ahlaksızlıgı yasallaştirip yeni yasalar ortaya koyup sıraya sokalımcılıktır.
"Vermek" kelimesiyle insanın midesini bulandırmaya yeten başlıktır. Ahlakın blr dinden değil doğuştan geldiği bilmeyen birilerinin biri yoksa ötekide yok kafasıyla yarattığı amerikanvari yapay kültürün sonuçlarıdır. Tıpkı avrupalıların savaş ahlakı gibi buda bir ikiyüzlülüktür.
Ahlaksızlıgı yasallaştirip yeni yasalar ortaya koyup sıraya sokalımcılıktır.