anketlerde adının geçmemesi kuruluş sürecinin tamamlanmasından dolayı. bugün Cüneyt özdemir gibi isim bile bunu gizleme geriği duymuyorsa türk milleti için umut zafer partisidir.
ayrıca memleket gerçekleri
millet ekmek kuyruklarında sıra beklerken milletin karısı kızı kaçaklar tarafından tacize tecavüze uğrarken hayatındaki tek gurur kaynağı tecavüzcü bir sapığa başkan demek olan selo'yu konuşmak mıdır? yoksa kavaladan söz etmek midir millet yoklukluktan kırılıyorken khk teröristleri mi konuşmak mıdır? yoksa çiftçiyi batılı doğulu diye ayırıp doğululara güzellik yapmaktır. yoksa bir belediyenizin pkk'lı birine ihale vermesi midir. bunu açığa çıkaran gazeteciyi dövmek midir? pkklı birini gençlik kollarında görevledirmek midir terörist sevici grup yoruma methiyeler dizmek midir ? nedir memleket gerçekleri.
memleketin gerçekleri bildiğmiz için zafer partisi diyoruz,
biz seçim beyannamesinde suriyeli arapları afganları pakistanlıları entegre etmekten söz eden ychp'nin ve hdpli molotoflu trollerin tutuşmasından anlamıştık zaten ama cüneyit özdemirle birlikte program yapan kenan taş'ın bunu ifade etmesi başaracağımıza dair inançımızı güçlendirdi.
6+1'in fonlanan gazetecileri varsa Türk milletinin ümidi var! https://www.youtube.com/w...v=QqZYjOV2iq4&t=3139s
atatürkün soyağacı hakkında yaptığı çalışmalarla tanıdığımız (bkz: mehmet ali öz)'ün hakkında yazmış olduğu blir yazı :
MUHSiN YAZICIOĞLU DiYOR Ki;
“TÜRK MiLLiYETÇiLiĞi, CUMHURiYETi KURAN iRADEDiR.
GAZi MUSTAFA KEMÂL ATATÜRK DE MiLLi iRADENiN TEMSiLCiSiDiR.“
Merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının Kutlanması (23 Nisan 1994) Yıldönümü Konuşması
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, TBMM’nin 74’üncü Kuruluş Yıldönümünde, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının Kutlanması ile Günün Önem ve Anlamının Belirtilmesi Görüşmelerindeki Konuşmasında (23 Nisan 1994) Kurtuluş Savaşının ruhuna vurgu yapan Yazıcıoğlu, ülke bütünlüğüne önem veren bağımsız siyaset sergileme gereğini dile getirerek, birlik ve beraberlik içerisinde milli potansiyelin değerlendirilmesi çağrısında bulunarak örüşlerini şöyle dile getirmiştir:
“Sayın Başkan, değerli, milletvekilleri, değerli konuklar, sevgili vatandaşlarım; sözlerime başlarken, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
74 yıl önce bugün, Türk parlamento tarihinin yüz akı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanarak milletin mukadderatına el koymuştu; üç yıl süren fedakâr mesaisi sonucunda, istiklâl Savaşını idare edip kazanarak, bileğinin hakkıyla “Gazi Meclis” unvanım almıştır. Bugün hepsi de ebediyete intikal etmiş bulunan bu Kahraman Meclisin bütün üyelerine Cenab-ı Hak'tan rahmet diliyor ve aziz hatıralarını saygıyla yâd ediyorum.
Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisini, yakın Türk tarihi içinde unutulmaz kılan, vasıf, kula kulluk yerine, Hak'ka kulluk etmeyi şiar edinmesiydi. Memleketin birliğini ve dirliğini namus bilen Kuvayı Milliye çizgisi, her şeyden önce, iman, hürriyet ve bağımsızlık esasına dayanan, şerefli bir millî siyaset çizgisiydi, yokluğa mahkûm edilen Anadolu Türklüğünün yeniden varoluş biçimiydi. Gazi Meclisten, bugünlere ve yarınlara emanet edilmiş bu siyaset, dün olduğu gibi, bugün de tazeliğini korumaktadır.
23 Nisan 1920'de açılan Gazi Meclis, millet iradesi düsturuyla yola çıkmış ve milletten, aldığı vekâlet görevini, hiçbir şahsa, kuruma ve zümreye devretmemeye azamî dikkat göstermişti. 74 sene geride kalmış olmasına rağmen, millî hâkimiyet prensibine titizlikle sahip çıkan bu temsil anlayışı, günümüzde de, ışık tutma niteliğini taşımaktadır.
BBP Lideri Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’da aynı Şehid Eşref Bitlis Paşa gibi, emperyalist güçlerin ve onların içerideki şer odağı işbirlikçileri, şeytanın çocukları ve Yezid’in askerlerinin hedefindeydi. Kendisinin hedefte olduğunu ve emperyalistlece engel görüldüğünü zaman zaman konuşmalarında dile getiriyordu. Şehid Lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun 2009’daki (vefatından kısa bir süre önce) Sivas Şarkışla ilçesi mitingindeki konuşması şöyleydi:”
Belçika Büyükelçisi, Bosna, ABD istanbul Konsolosu bir yemekte konuşurken, Bosna Konsolosu bir hanımefendi, kendisiyle Bosna Savaşı’nda tanışmıştık, o bana aktardı. “Seninle olan tanışıklığımızı bilmedikleri için Belçika Büyükelçisi dedi ki ABD konsolosuna;’ bu BBP’ye çok dikkat edin” diyor. Ben de konu açılsın diye; “BBP’nin Meclis’te milletvekili bile yoktur ona niye dikkat edilsin’ dedim. Belçika Büyükelçisi de ‘şu an küçük ama bir kere tutturursa çok süratle büyüyecek bir tabana sahip, eğer bir kere gelirse de kolay kolay gitmez. Muhsin Yazıcıoğlu ilkelerinde çok katı duran bir siyasetçi” ifadesini kullanıyor. Açıkça elçi “biz onu yönetemeyiz” diyor. Evet!.. Yönetemezler doğru, ne demiş oluyor? Biz onu satın alamayız. Doğru. Benim partime 4 tane bakanlık verildiği zaman da satın alamadılar. Ben çocukluğumdan beri bir şeye söz verdim. Arkasını önünü görmediğim, bilmediğim hiçbir güce yaslanmayacağım.
O emperyalist devletlerin, güçlerin hiçbir zaman uşağı olmayacağım. Onlar beni yönetmeyecekler. Onlar beni yönlendirmeyecekler, ben Anadolu insanıyla bunu yapacağım dedim. Bunları biz çözeceğiz, biz aşacağız dedim. Eğer mandacılığı kabul etseydi Atatürk, çok daha kolay belki devlet başkanı olurdu. Ama o zamankiler de manda ve himaye dediğimiz başka bir devlete yaslanarak iktidar olma yolunu seçmediler. O yoklukta çarıkları yoktu, o yoklukta milli bir mücadele verdi ve başardılar. Arkadaşlar bana çok gelip, beni denediler. Amerikan elçiliğinden de suyolu ettiler bizim partimizi. Birçokları geldi gitti. Hatta 1995’te yayınlanan Amerikalıların bir araştırma raporu var. Raporda benim için “uyuyan bir aslan, bir gün uyanırsa” ifadeleri geçiyor. Tüm hesapları ona göre yapıyorlar. Bu uyuyan aslan ayağa kalkarsa kim korkar? Anadolu insanı korkar mı? Açıkça “engelleyin” diyorlar.”
BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu, 1998 de BBP’nin 5. Olağan Büyük Kurultayı sonrası Anıtkabir’i ziyaret ederek başkanlık divanı üyeleri adına Atatürk’ün kabrine çelenk koyduktan sonra Atatürk’ün manevi huzurunda saygı duruşunda bulunmuş ardından Misak-ı Milli Kulesi,ne geçerek, Anıtkabir Özel Defterine şu sözleri yazmıştır: “Kurtuluş Savaşı,nın eşsiz komutanı, Türk devletinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk; Bağımsızlık benim karakterimdir, diyerek her türlü dayatmaya karşı koydunuz, manda ve himaye kabul etmediniz. Kıbrıs, Irak, Balkanlar ve Türk dünyasında meydana gelen gelişmeler başta olmak üzere, içeride dayatılan ikiz yasalarla etrafımızın kuşatıldığı bugün de Türk milleti milli bağımsızlığını koruyacak, milli mücadelede sahip olduğunuz o güçlü ruha ve milli duruşa ihtiyaç duymaktadır. Bu ruh, BBP kadrolarında ve Alperen gençliğinde vardır” sözlerini yazdı
BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu, 1999 da BBP’nin 6. Olağan Büyük Kurultayı sonrası Anıtkabir,i ziyaret ederek başkanlık divanı üyeleri adına Atatürk’ün kabrine çelenk koyduktan sonra Atatürk,ün manevi huzurunda saygı duruşunda bulunmuş ardından Misak-ı Milli Kulesi,ne geçerek, Anıtkabir Özel Defteri,ne şu sözleri yazmıştır: “Şartlar ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti devletini, vatanı ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü koruyarak ilelebet yaşatacağız. 6. Olağan Kurultayımızda seçilen başkanlık divanı olarak bu kararlılık içinde emanetinizi korumaya ve büyük milletimize hizmet etmeye söz veriyor, üyelerimiz adına manevi huzurunuzda şükranlarımızı saygıyla sunuyoruz.
�
BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu, 2000 yılında BBP’nin 7. Olağan Büyük Kurultayı sonrası Anıtkabir’i ziyaret ederek başkanlık divanı üyeleri adına “Büyük Birlik Partisi” yazılı bir çelenk koyduktan sonra Atatürk’ün manevi huzurunda saygı duruşunda bulunmuş ardından Misak-ı Milli Kulesi’ne geçerek, Anıtkabir Özel Defterine şunları yazmıştır:
“Büyük Türk Milletinin Atası, Büyük Birlik Partisi 7. Olağan Kurultayımızda seçilen kurullar adına, temsilen divan üyeleri olarak manevi huzurundayız. Büyük bedeller ödeyerek önderliğinizde kurduğunuz Türkiye Cumhuriyeti Devletimizi ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olarak korumak ve dünyada lider yapmak azmiyle siyaset yapıyoruz. Bize bıraktığın emanetleri canımız pahasına koruyacak ve yaşatacağız.
En derin saygılarımızla.
MUSiN YAZICIOĞLU
edecek küfür bulamıyorum. bu ifşa olayları yüzünden intihar eden öldürülen bir çok genç kız var. bir şeyler yaşadıktan sonra yollarınızı ayırdığınız insanların hayatlarına kast etmeyein.
"binim binliri bilizik gibi giçirmişligim yiktir imi hivlimiliri hiç bitmiyir."
dur ağzındakini çıkar da ne dediğin anlaşılsın. git bakkalım atsız başlığına otoban kenarında kimin miktiği belli olmayan hayat kadına kim benziyor. burada aynı sıfatın temsilcisin zevk alıyorsun belli.
.
atsızın dinle ilgili olan düşünceleri hayatının sonlarına doğru değişme uğradığını atızın türk ülküsü kitabını okuyan zaten bilir. atsın ayasofya camii olsun diye yürüyüş tertip eden ilk kişidir.
ayrıca sen günde 5 defa ibadet edir gibi atsız okusan ne değişir? sen öküzün trene baktığı gibi bakmak deyiminin öznesi alan canlısın.
sen havladıkça ben sana kemik atarım oynarım seninle. muhafazakarlıkla ilgi girdiğin sıçmığı kayde değer tanım gibi başlığın altına attın türkçü fikir adamlarıdan örnek verdim koyunu türbana geri çevirdin. ben sana messinin Osasuna savunmasına tevcüz etmesi gibi tecavüz ederim. ben türkçülüğü facebokk sayfalarından tiger er bokundan öğrenmedim.
atsız başlığında türklerin dışında kürdü ermeniyi rumu çoğunlukta barındıran ısmarlamayı çalışmayı baz alıp türkler anadolu yok dedin. şimdi türban konusunda havlıylorsun
bazı arkadaşlar türbanın 1982 karşı devrimcilerin simgeis olduğnu iddia etti bende anadolunun dışında yaşayan türk kadınlarını barındıran çeşitli videolar attım. evet türban türk kültürünün bir parçasıdır. arap kadınları peçe çarşaf Nikab Afgan Cilbabı giyer. türk adını ile arap kadını ayıran en büyük özelik budur. türbanın türklerle tanışması dün olan birşey değildir. yüzyıllar önce olan tanışlıkdır. bu yüzden çeşitli coğrafya yaşayan türk kadınlarında türban karışmıza çıkayor. şeriatla veya sözde Cumhuriyet ile yöntilen arap devletlerinde kadınların giyinişi tercihleri de aynıdır çünkü kültürlerine göre giyinip kültürlerine göre yaşıyorlar. bugün türbanlı türk kadın bu devletlerde buradaki gibi yaşamaya kalksa idamlık olur, özetle 1000 yıldan fazladır türk kadının başında olan türban türk kültürünün bir parçasıdır.
"Anadolu'da türk yok bugün kendini türk sananlar ermeni rum kürt " diyen ne idüğü belirsizler türkçülük tanımı yapıyor mk. internetin mağaralara girmiş olması bizi bu hakların ortak yapımı çocuklarla muhatap olmak zorunda bırakıyor. benim bunlara bilezik geçirmişliğim çoktur ama havlamaları hiç bitmiyor
türkçü islami değerleri savuna bilir mi inanmıyorsa da saygı gösterebilir mi bunun cevabını 44'de yargılanan türkçü fikir adamları versin.
(bkz: orhan şaik gökyay) ırkçılık davasından tabutluklarda işkence görmüş vatan şairi. diğerleri gibi onunda sayısız eserleri var. kendine göre en önemli eseri ise kütüphanesi
(bkz: mustafa zeki sofuoğu) imam bir baban'ın evladı. çok önemli makamlarda görev almış sayılamayacak kadar da çeşitli dergilerde yazı yazmış biri.
ama kaleme aldığı tek kitabı var '' mukaddes topraklar'' (bkz: fethi tevetoğlu)'yla birlikte yerine getirdiği hac görevi sırasındaki anılarını anlatır.
fethi tevetoğlu namı diğer atsıza yoldaş mukaddes topraklar kitabının ortak yazarıdır. çeşitli kuruluşlarda başkanlık yapmış başkanlık yapmış olduğu kurumların arasında '' (bkz: müslüman mültecileri kalkındırma vakfı)olan türkçü.
bu sıfat yüzünden onu ne ümmetçi ilan eden nede türkçülükten çıkartan dava arkadaşı olmuş.
(bkz: mehmet sait bilgiç) ' (bkz: komünizme karşı din)'' kitabın yazarı ümmetçi'de sentezci'de de değildir . turancılık davasından yüküm giyip işkenceler gören türkçülerden biridir. bugün hayatta olsaydı islamla türklüğün yana gelmesine sert tepkiler gösteren daha ileriye gidip ahlaksızca milletinin dinine sövüp kendine türkçü diyen ayak takımı tarafından büyük ihtimal ümmet çapulcusu diye yaftalanacak türkçülükten turancılıktan aforoz edilecekti.
adı geçen kişiler yani gerçek türkçüler devrin satılmış hakimlerine karşı dik duran taviz vermeyen abide şahsiyetler türkçülükle müslümanlığı bir birinden ayırmayıp sıkı sıkı bir birine bağlarken. bugün islam düşmanlığından dolayı doğu türkistan'ın çektiği acıya '' onlarda arabın dini için direnmesin '' tepkisini veren sözde türkçüler.
türkçülüğü bu fikir adamlarından okuyup öğrendiğimiz için cemievini Hristiyan türklerin kilisesini Sünni türkün camisini aynı kültürün parçası görüp kutsal sayıyoruz. biz t ürk'ün türkle kavgaya hakkı olmadığına inandığımız için türk'ün mezhep kavgalarına ayrışmasına karşı çıkıyor inancının ritüellerini emirlerini özgü yaşamasının tarafı oluyoruz. bu tavır bizi muhafazakar veya bektaşi yapmaz türkçü yapar.
akpli olmayan Mezopotamya eşeklerini ciddiye almayan yazar.
zamanında söyle bir şey yazmıştım güncelliğini koruyor:
daha öncede dedim türkçe sevdalanan islamca yanan biriyim diye.
ama ne alevi'ye ne tanrı tanımaz birine nede hristiyan türk'e ne kin ne düşmanlık güttüm.
benim içim cami neyse alevinin cem evi papa eftim'in torununların kilisesi aynı değeri temsil eder.
kendi değerlerime saldırılmasına sesiz kalmadığım gibi onların değerlerine saldırılmasına alaycı küçük düşürücü kelimelere maruz kalmasını sindiremem.
kendilerine çağdaş laik diyerek entelektüel aydın rollerini oynayan her farklılığa saygı olduğu iddia edip kendinden olmayana tasmasını kırmış köpek gibi saldıran ahmaklar.
bizi yaftalama kalkıyor.
bu ahmaklar yığını ezberci papağanlar bir sokak orospusunun en sevimsiz en cıvık en itici karakteriyle donatılmış basiretsiz kişilerdir onlardan ahlak kavramını öğrenecek değil öğretecek kişileriz.
sizin o nato kafa nato mermer kemalist beyinize bu milletin değerlerine saygı duymayı güzellikle olmuyorsa vura vura öğreteceğiz.
sonuçta serde kalemiyle kemalist tımar eden atsız'ın öğrencisi olmak var.
makbule ve Zübeyde Hanımın karşı devrimci olduğunu öğrendiğimiz başlık. mezarlarını açıp devrim karşılığından yargılayalım mı kültürsüzler.
türban ne arapın ne ikinci cumuhriyetcilerin türban türk'ün türk kültürünün bir parçasıdır.
hiç yörük obasına alevinin cemevine gitmeniz mi lan? merak edip türklerin yaşadığı coğrafyalara bakmadınız mı türk kadını nasıl giyinir Anadolu kadını ile bağı nedir ne değildir diye?
türban türklerin yaşadığı her coğrafyada türk kadının başında bulabilirsiniz. Bulgaristan'daki Makedonya'daki urumçi'deki gagavuzya'daki türk kadının bayrağıdır.
azerbayacan'ın salyan şehrinde doğdu. petersburg'da fizik matematik fakültesini bitirdi. ardından istanbul7a gidip mekteb-i tıbbiye-i askeriyye'ye girdi. burada ittihat ve terakki cemiyetini kuran gençler üzeride etkili oldu ve aralarında yer aldı. Mezuniyetinden sonra haydar paşa askeri hastahanesi deri ve frengi hastalıkları kliğin'de uzman yardımcısı olarak çalışmaya başladı. Türk-yunan savaşında cephede hizmet etti. ittihat ve terakki cemiyetine mensup olduğu için polis tarafından arandı ve Azerbaycan'a kaçtı.
2. meşrutiyet'in ardından bahaeddin şakir ve diğer bazı ittihaçılar'ın davetiyle istanbul'a gelen ali bey, bir müddet ittihat ve terakki cemiyeti'nin merkez-i umumi ve istanbul merkezi üyeliğinde bulundu. (bkz: Türk ocağ)ı'nın (bkz: türk yurdu) dergisinin kurulmasında emeği geçti. balkan ve birinci dünya savaşlarında hilaliahmer'de çalıştı ve bazı cemiyetlerde faaliyet gösteri. Kafkas türkleri neşr-i maarif cemiyeti üyesi. türk macar dosluk yurdu cemiyeti genel merkez üyesi milli ve terbiye cemiyeti'inin kurucularındarır. birinci dünya savaşın'nda türk dünyasının problemlerini anlatmak üzere avrupa ülkelerine gönderilen turan heyeti yer aldı. heyet üyeleri çeşitli yerlerde konferanslar verip yazılar yayımladı.
damad ferid paşa hükümeti zamanında iki defa tutukalanan ali pey aylarca hapis yattı ve malta adasına gönderilmekten tesadüfen kurtuldu. birinci milletlerarası türkoloji kongresine katılan türkiye heyetinde fuad köprülü ile birlikte yer aldı. 1926'da Atatürk'e karşı düzenlenen izmir suikastı davasına adı karışıp tutuklandıysa da mahkemeden beraat etti. istanbul'da toplanan 3. türk dil kurultayının çalışmalarına katıldı.
1993'te kurulan dyp-shp hükümetinin shp'li adalet bakanları oktay ve moğultay döneminde 2 bin hakim ve savcı alınmıştı. yazılıda ilk 100'e giren 57 hakim savcı adayı mülakatta elenmişti.
yargıda siyasallaşma iddialarını gündeme getirdi ancak ne yargı kurumları ne barolar birliği ne de diğer sol partiler olaya tepki göstermedi. en başarılıların yarısı elendi 1994'teki yazılı sınavda aldıkları yüksek puanlarla ilk 10'a giren 4 ilk 50'ye giren 27 ilk 100'e giren 57 hakim ve savcı adayı, mülakatta 'başarısız' sayılarak elendi.
adalet bakanını cevabı (bkz: solcuları değil de ülkücüleri mi alsaydım) olmuştur.
kendisi de bu partide vekillik yapmıştı. iktidar olduklarında ne kadar adaletli olduklarını görmüştük. türbanlılar kendisine güvensin mi ?
her toplumun kendine özgü kültürü yeteneği vardır. bölücüsüne denk gelince kızıp bazı güzel olmayan kelimeleri kullansakta bu topraklara aidiyet besleyenlerin kalplerini kırmayın. içlerinde azımsanmayacak akif'lerde var.
bunlar ana rahmine türk düşmanlığıyla düşen varlıklar . yanlışlıkla ağırı dağından ermenistan tarafına geçen koyuna keçiye türk diye işkence yapar. haliyle bu insancıklardan diriye ölüye yaralıya saygı savaş hukukuna bağlılık göstermelerini beklemek şeytandan allaha iman etmesini beklemek gibi bir şey,
Kazankistan'nın akmecsid şehrinde dünyaya geldi. çocukluğunda idarecilerin haksız uygulamalarına maruz kalan babasının ve yakınlarını çektiği sıkıntıları gördü. Kanunsuz davranışlara karşı hukuk mücadelesi verme amacıyla Petesburg Üniversitesinhde hukuk bölümüne girdi. zekası ve öğrenmeye olan isteğiyle ünlü dil bilgini radloff'un dikkatini çekti. ancak dil alanında çalışmak istemedi.
öğrencilik yıllardında siyasi faaliyetlere kaldı. 1. dünya savaşında türkistanlı gençeleri askere almak isteyen çar hükümütine karşı başlayan ve binlerce insanın ölümüne yol açan isyanın soruşturluması ve meselenin dumaya taşınmasında önemli rol oynadı.
ekim ihtilali ile bolşeviklerin güçlenmesi türkistan müslümanların taşkat'teki siyasi faaliyetlerini sona erdirince hokand'da ortaya asya türk tarihinde ilk modern devlet yapılmasını olan türkistan muhtariye ilan edildi. kurulun hükümette mustafa şokay önce dışişleri bakanı, ardından başbakan olarak görev aldı. düzenli ordu teşkili yolunda, eğitim ve ekonomik alanlarda kaunnlar çıkarıldı, önemli adımlar atıldı. Ancak bolşevik kuvvetleri iki ay sonra türkistan muhatriyeti'ni dağıttı. l hakkında ölüm emri çıkartılan şokay, taşkent'e kaçarak bir süre gizlendi, rus allı mariye yakovlevna ile evlendi. Taşken'ten orenburg'a eçerek bökeyhan, baytursun ve duvlatov gbii kazar alaş milli hareketinin liderleri ve başkurtlar'ın lideri zeki velidi ile toplanlar yaptı.
öğrencilik yıllarıdan itibaren türkçülük ve cedidcilik akımlarını benimseyen şokay'ın siyasi fikirlerin oluşumasında kazak alaş milli hareketinin lideri bökeyhanov'un büyük etkisi olmuştur. Yurdunun bağımsızlığa ve milli bir yönetime kavuşması idaeli yanında bulundugğu çoğrafya sebebiyle türkistan haklarının siyasi birlik oluşturmaların gerekliliğin savundu. ona göre bütün türk dünyası için böyle bir birlikten bahsedilmez, ancak türk dünyasının kültürel birliğin oluşturulması şarttır.
(bkz: orhan şaik gökyay) ırkçılık davasından tabutluklarda işkence görmüş vatan şairi. diğerleri gibi onunda sayısız eserleri var. kendine göre en önemli eseri ise kütüphanesi
(bkz: mustafa zeki sofuoğu) imam bir baban'ın evladı. çok önemli makamlarda görev almış sayılamayacak kadar da çeşitli dergilerde yazı yazmış biri.
ama kaleme aldığı tek kitabı var '' mukaddes topraklar'' (bkz: fethi tevetoğlu)'yla birlikte yerine getirdiği hac görevi sırasındaki anılarını anlatır.
fethi tevetoğlu namı diğer atsıza yoldaş mukaddes topraklar kitabının ortak yazarıdır. çeşitli kuruluşlarda başkanlık yapmış başkanlık yapmış olduğu kurumların arasında '' (bkz: müslüman mültecileri kalkındırma vakfı'')olan türkçü.
bu sıfat yüzünden onu ne ümmetçi ilan eden nede türkçülükten çıkartan dava arkadaşı olmuş.
(bkz: mehmet sait bilgiç) ' (bkz: 'komünizme karşı din)'' kitabın yazarı ümmetçi'de sentezci'de de değildir . turancılık davasından yüküm giyip işkenceler gören türkçülerden biridir. bugün hayatta olsaydı islamla türklüğün yana gelmesine sert tepkiler gösteren daha ileriye gidip ahlaksızca milletinin dinine sövüp kendine türkçü diyen ayak takımı tarafından büyük ihtimal ümmet çapulcusu diye yaftalanacak türkçülükten turancılıktan aforoz edilecekti.
adı geçen kişiler yani gerçek türkçüler devrin satılmış hakimlerine karşı dik duran taviz vermeyen abide şahsiyetler türkçülükle müslümanlığı bir birinden ayırmayıp sıkı sıkı bir birine bağlarken. bugün islam düşmanlığından dolayı doğu türkistan'ın çektiği acıya '' onlarda arabın dini için direnmesin '' tepkisini veren sözde türkçüler.
uluslararası hakemli dergilerin yayınları bu yayındaki http://www.sstbdergisi.co...esi20201027053616.pdfgibi olur. 27 'sinden sonra mekatronik mühendisliğini bitirmiş biri olarak (boktan bir üniversitede değil) bilimde tezin ne manaya geldiğini hakemli yayınların ne olduğunu bilen biriyim. Mezopotamyalı geninizle bokunuzda gülle oynayabilir kaynağı wiki arayabilir ya da üniversitenin tez sayfasını uluslararası kabul gören yayın olarak yayınlabilirsiniz bunula da
tatmin de olabilirsiniz. tercih sizin. ama bence gidip (bkz: kürdistan eşek partisine)üye olun
adam okadar eşekki savunduğu tezi okumamış bile verdiğim kaynağı eleştiriyor. adam savunduğu tezin %9'luk ifadesini makbul görüp bilimsellik tasıyor