'' Unutulmaya yüz tutan Türk Destan Şiiri'ne yeni bir soluk getiren Hakan ilhan Kurt; Anadolu Selçuklu Devleti Kurucusu Kutalmışoğlu Süleymanşâh'ın Anadolu'ya gelişini, katıldığı savaşları, Anadolu Selçuklu Devleti'nin kuruluşunu, Bizans imparatorluğu ile ilgili ilişkilerini, fetihlerini, anlaşmalarını ve ölümünü hece veznini kullanarak destanlaştırmıştır. Kutalmışoğlu Süleymanşâh Ululaması’nda, dönemin kavramları ve olayları, coğrâfî adlandırmalar ve târihî karakterler dipnotlarda okuyucuya ayrıntılı bir şekilde aktarılarak târihî arka planı takip edilmesi kolaylaştırılmıştır. Anadolu Selçuklu Devleti Kurucusu Kutalmışoğlu Süleymanşâh'ın hayatını konu edinen ilk destan çalışması olan Kutalmışoğlu Süleymanşâh Ululaması, hem biçim hem de kelime zenginliği bakımından sunduğu kudretli Türkçesiyle soluksuz bir destan tecrübesi sunuyor.''
(bkz: osman yüksel serdengeçti)'nin milliyetçiler arasında yaşanan ayrılıklara kutuplaşmalara karşı kaleme aldığı yazıdır.
Dün yaşanan ayrılıklar bugünde yaşanmakta basit nedenler yüzünden milliyetçiler kutuplaşmaktadır.
Sokak ortasında Askerin polisin vurduğu üniversitelerde dava arkadaşlarımız öldürüldüğü bir dönemde ayrı saflarda aynı mücadele verilmez. ver kurtulcuların yetmez ama evetçilerin yes de be annemcilerin Türk milletine çomar diye hitap eden piçlerin vatan toprağına yağlı urgan geçirmeyi umduğu şu dönemde
genç milliyetçiler birleşiniz!
genç milliyetçiler birleşiniz!
Biz eski milliyetçiler bir türlü birleşemedik! Birlik kuramadık!..
Siz böyle olmayınız, birleşiniz!.. Biz, bir dâvanın içinde eriyemedik! Birlikte yürüyeme- dik!
Siz böyle olmayınız, birleşiniz!…
Biz, sen ben dâvasına düştük, millî cephe de türlü yaralar açtık.
Siz birbirinizde yara açmayınız; birbirinize yararlı olunuz, zararlı olmayınız!
Biz bilmeyerek, içimizde korkunç istismarcılar barındırdık, iyiyi kötüyü ayıramadık…
Siz böyle olmayınız. Ayırıcı değil, ayırdedici olunuz!. Herkezin hakkını veriniz.
Harama uzanmamış ellerin, terli alınların, eğilmez başların, bükülmez bileklerin korkusuz yüreklerin cephesini kurunuz!..
Genç milliyetçiler birleşiniz!..
Ne cepleri rubleli, Moskova Kıbleli. Ne boynu yularlı cebi dolarlı. Hayır, bunlardan hiçbiri olmayınız!..
Biz milliyetçiyiz, siz milliyetçisiniz. Başka türlü olamayız, olamazsınız.
Nasıl her çiçeğin kendine göre bir rengi ve kokusu varsa bizim de kendimize göre bir rengimiz kokumuz, hususiyetimiz var. Biz kimseye benzemeyiz “Biz bize benzeriz”.
Siz, bu vatanın öz sahibi. “Bu topraklar için toprağa düşenlerin” çocukları, torunlarısınız.
Malazgirtten, bu yana, bu topraklar için kaç nesli birden harcadık!..
Bir şâirimiz:
“Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır” demişti. Biz bu topraklar için binlerce, onbinlerce, milyonlarca defa öldük.
Ve bu toprakları vatanlaştırdık, destanlaştırdık.
Bugün, kötü niyetler, şer kuvvetler kem gözler, bu aziz vatana kastetmiş bulunuyorlar. içte ve dışta vatan satıcıları mukaddesat bezirgânları çıkmıştır, vardır.
Çanakkale’yi geçemeyen kuvvetler bugün türlü kanallardan, türlü usullerle geçmesini
pekâlâ biliyorlar. Dostluk maskeleriyle, yardım maskeleriyle ileri medeniyet üstün kültür propagandalarıyla.. Biz buna “Kültür Emperyalizmi” demiştik.
Bu türlü bir emperyalizmi, toplu tüfekli emperyalistlerden, müstevlilerden daha tehlikelidir. Bizi kendilerine benzetmek istiyorlar. Bir defa benzettiler mi iş tamamdır.
“Kim ki ona benzemek ister, benzer o, ondandır” Bu bir hadistir.
Türk milleti benzeyen değil, benzeten bir millettir…
Onun için dün Mehmetcik, vatan sınırlarına nasıl dikilmişse, bizde, bugün bir Mehmetcik vakarı ve imanıyla millî menfaatlarımızın, millî haysiyet ve şereflerimizin, sınırına öyle dikileceğiz!..
Genç kardeşlerim:
Milletimiz bugün her zamandan ziyade birliğe, beraberliğe muhtaçtır. Millet parti parti parçalanmış, vatanımızın sınırları içinde ve dışında, Türklük düşmanı, birlik ve beraberlik düşmanı birçok yıkıcı kuvvetler olanca hızlarıyla çalışmaktadırlar.
Bu vatan parçası bizim son durağımız son dayanağımızdır. Başka gidecek yerimiz yok. içerden ve dışardan bu saldırılara karşı koyacak sizsiniz sizlersiniz.
Sizler, şöhret ve servet hırslarından uzak, deli denizler gibi köpüren ruhlarınızla bu vatanı sıra dağlan, geniş ovaları, engin denizleri, hür gökleriyle, taze bir heyecan tufanıyla yeniden fethedeceksiniz!..
Ayrılığı, gayrılığı bu yurt üzerinden kaldıracak sizsiniz; sizlersiniz gençler. Dostlarınız kadar düşmanlarınızın da peşini bırakmayınız!.. Takipçi olunuz!..
Genç kardeşlerim; her ne pahasına olursa olsun, vazgeçmiyeceğiniz prensipleriniz olmalıdır.
Bu heyecanı, bu imanı bütün bir ömür boyunca devam ettiriniz. Fire vermeyiniz. Eğilmeyiniz, tevil, tefsir idare-i maslahata olmayınız.
“Selâmet der. Kenarest” felsefesine. Bu nefsini kendini düşünenlerin rahatlığına düşmeyiniz.
Akif gibi olunuz:
“Adam aldırma da geç-git diyemem
aldırırım..
Çiğnerim çiğnenirim hakkı tutar kaldırırım.”
Parolanız bu olmalıdır.
Hakka tapmak, hakkı tutmak! Ölüm pahasına da olsa… Ortaya atılmak.. Eğilmemek.
Satılmamak, Milliyetçilerin gideceği yol budur.
Müslüman mıyım, Türk müyüm?
Türk müyüm, Müslüman mıyım?
Hangisi? Evvelâ hangisi? Vazgeçin sonu gelmez bu tartışmalardan. Hem o, hem o.
Biz, Tanrı Dağı kadar Türk, Hıra Dağı kadar Müslümanız!
Düşmanlarımız çok ve kudretlidirler.. Teşkilâtlıdırlar. Birlik ve beraberlik içindedirler..
Bizlerse darmadağın, ancak sonu gelmez münakaşalar yapmak için birbirimizi hırpalamak için bir araya geliyoruz.
Bizleri örnek alınız demiyorum. Bizlerden ibret alınız diyorum.
Son sözüm, ilk sözümdür:
Genç milliyetçiler birleşiniz!..
Türkçü Turancıların Türkçüler günü etkinliğidir. Geçen yıl Ankara'da yapılan kurultay bu yıl Bursa Uludağ'da yapılacaktır. 2 Mayıs'ta Uludağ'a çıkılacak, gece orada geçirilecek çeşitli etkinlikler gerçekleştirilecektir ok atma, konser vb. gibi. Türkçü Turancılar, Ötüken Dergisinin bulunduğu tüm illerden katılım olacaktır, onun haricinde şahsi katılımların da geleceği yönünde haberler var. Şahsi olarak da katılabilirsiniz.
