türkiye'de git gide düşen ve daha çok bir yanılsamaya işaret eden gerekliliklerdir. avrupalı bir orta sınıf aile, şehir merkezindeki kendisine ait apartman dairesinde (kutu gibi bir daire değil tabii) oturur. profesyonel mesleğinden kazandığı aylık gelirinin yanında kira, temettü vb gelirleri de vardır. tatillerini yurtdışında geçirebilecek ve çocuklarına da araba alabilecek bir birikime sahiptir. lüks gösterişinde değil, rahat bir hayatın ve aslında birikimini artırmanın peşindedirler. bu sayılanlar, türkiye'de artık üst sınıf ailelerin yaşamına ait görülmektedir. uçurumdan yuvarlanan mevcut ekonomi, orta sınıftakileri alt sınıf olmaya zorlamaktadır ki bu sebeple orta sınıf olmak hem "yanıltıcı" bazı gereklilikleri yerine getirmeyi hem de avrupalıya göre alt sınıfa denk gelen seviyede kalmayı gerektirmiştir artık. buna göre türkiye'de orta sınıf "gözükmek" için ilk akla gelen bazı gereklilikler şunlardır:
kasırga, deprem, tsunami gibi doğal felaketler; epidemi/pandemi gibi biyolojik felaketler; uzaylı istilası gibi fantastik felaketler veya savaş, terör, kitlesel ayaklanma gibi politik/askeri felaketler karşısında sürekli bir hazırlık halinde olan kişilere verilen isimdir. kısaca "hazırlıkçılar" olarak da ifade edilir. risk toplumuna evrilen dünyanın bir sonucu olarak görmek mümkündür hazırlıkçıları. (bkz: risk toplumu) küresel anlamlar risklerin, gerilimlerin arttığı bir dönemde yaşadığımız aşikar. covid-19 pandemisinin ardından rusya-ukrayna savaşı sonucunda rusya'nın avrupa'ya doğalgaz göndermemesi ve ukrayna'dan tahıl sevkiyatının sorun haline gelmesi hazırlıkçıları muhtemelen tekrar gündeme taşıyacaktır. türkçeye "kıyameti bekleyenler" olarak çevrilen nat geo yapımı "doomsday preppers" belgesel serisinde de hazırlıkçılar konu edilmektedir. kimileri "hazırlıkçı" olmayı psikolojik sorunlarla ilişkilendirse de olağanüstü durumlarda insanları durdurabilecek yasal/polisiye tedbirlerin ortadan kalkmasıyla yaşanabilecek felaketler sahiden de ürkütücü olabilmektedir. ayrıca avustralya'daki Macquaire University tarafından yapılan araştırmada hazırlıkçılar konu edilmiş ve "felaket hazırlıkçılarının normal kişiler olduğu" sonucuna ulaşılmıştır. araştırma hakkındaki haber için https://www.avustralyapos...ez-arastirma-konusu-oldu/ adresine bakılabilir.
bartu soral, zafer partisinin önemli isimlerinden birisiydi. ümit özdağ'ın aile kökenleri ile bartu soral'ın aile kökenleri de politik anlamda ilişkiliydi, bu sebeple istifası ciddi bir etki uyandırabilir. doğal olarak tweete gelen tepkilerde "hesabınız mı çalındı" yönünde sorulara rastlamak mümkün.
sosyal bilimler alanında yayın yapan bağımsız bir düşünce dergisidir. üç ayda bir yayımlanır ve her sayısının "pusulasızlık", "fildişi kule", "yeni putlar" gibi son derece ilgi çekici bir teması vardır. sadece makale ve deneme değil, aynı zamanda çizim de kabul ederler ki kapak çizimleri ayrıca güzeldir. beni kendileriyle tanıştıransa röportajları olmuştu, beşinci sayılarında ankara üniversitesi sosyoloji bölüm başkanı hayriye erbaş ile yaptıkları röportaja denk gelince noktasız'ı takibe almıştım. derginin üniversite öğrencileri tarafından çıkarıldığını öğrenince ayrıca sevindim, nitekim üniversite öğrencilerine göre epey kaliteli bir iş ortaya çıkarmışlar.
nitelikli bir edebiyat dergisidir, adını fazıl hüsnü dağlarca'nın aynı addaki şiir kitabından alır. norgunk yayıncılık tarafından çıkarılan derginin yayımlanma periyodu belirsizdir, genelde senede iki sayı çıkarsalar da senede tek sayı çıkardıkları da olur. son derece sade kapakları, klasik bir dergi kapağının dışında, derginin adını değil kapaktaki çalışmayı öne çıkarır. eylül 2021'de çıkan 13. sayısından sonra yeni bir sayı gelmemiştir ne yazık ki.
cüneyt özdemir'in paylaştığı tweet ile ümit özdağ'ı tebrik etmesidir. şöyle demiştir:
"Pek çok görüşüne katılmam, hatta zaman zaman 180 derece zıt düştüğümüzü de bilirim ancak Sezar'ın hakkını Sezar'a vermek gerekirse 6'lı masanın yaratamadığı enerjiyi ve gündem belirlemeyi Sayın @umitozdag tek başına yaratıyor. Bakınız; Mansur Yavaş ve Mülteciler konusu. Bravo."
Benim de başından beri vurguladığım konu bu, artık Ümit Özdağ'ın politikada yarattığı etkiyi görmezden gelmek olanaksızlaşıyor. Demokrasilerde siyaset halka rağmen değil, halk için ve halk tarafından yapılır. Toplumun büyük kesimi sığınmacı sorunundan ciddi anlamda şikayetçi, bu sorunun gündelik hayattaki etkileriyle birlikte devletin geleceği adına da bir "tehlike" halini aldığı aşikar. Eğer gerek iktidar gerekse muhalefet kanadı "ensar-muhacir" veya "uluslararası antlaşmalar gereği gönderemezsiniz" demekte ısrar ederse zafer partisinin güç kazanmaya devam edeceğini tahmin etmek güç değil.
kevork sahafyan adlı ermeni kökenli vatandaştır. ülkemize giren sığınmacılardan biri tarafından kız kardeşinin görüntülendiğini, şikayetçi olmayacağını ve açıkça bu tacizciyi bulup suç işleyeceğini söylemektedir:
kevork sahafyan'ın eski tweetlerinden anlaşılan o ki zamanında hdp'yi desteklemiştir. hdp seçmeni bir ermeni kökenli vatandaşımızın bugün sığınmacılara duyduğu öfkeyle zafer partisi başkanından yardım istemesi, ülkenin geldiği konumun açık bir göstergesidir.
ülkenin iç karışıklığa sürüklenmemesi için sığınmacı sorunu acilen çözülmelidir.
bugüne kadar inşa edilmiş dünyanın en büyük yolcu gemisidir. inşası bu yılın başında tamamlanmış ve mart ayında florida-karayipler arasındaki ilk seferine çıkmıştır. geminin boyu 362 metre, genişliği ise 66 metredir. mürettebat kapasitesi 2.300, maksimum yolcu kapasitesi ise 6.988'dir. kaderi benzemesin ama günümüzün titanic'i olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır, çünkü devasa büyüklüğünün yanı sıra içerisi lüks bir tatil köyü gibi dizayn edilmiştir. gemide açık hava sineması, tiyatro salonu, birçok havuz ve su kaydırakları, mini golf sahası, basketbol sahası, atari oyunları salonu, atlıkarınca, 20 binden fazla canlı bitkiyi barındıran "central park", sörf simülasyonu bulunmaktadır. içerisindeki alışveriş merkezi, çok sayıda restoran, bar ve kumarhaneden bahsetmeye gerek yok sanırım. 7 gecelik seferlerinin en ucuz bilet fiyatları 1.000 - 1.400 dolar bandında seyrediyor.
