intikam duygusunun verdiği gazla bütün kaynaklarını sömürmek üzere girişilen harekattır. Bu uğurda en kaliteli askerler alınarak büyük harcama yapılıp kazanılan kaynaklar bu açığı kapatamayabilir. Önemli olan o kazanma duygusudur. Eski sevgilinin yeni sevgilisine saldırınca da misyon tamamlanmış olur.
maalesef acı gerçektir. iktidarı destekleyenlerin de fark etmesi gerekir. Birkaç örnek verebilirim:
-Mesela daha yeni ermeni soykırımında kullanılan ifadeler. Ermenistan bu tarz söylemleri Türkiye'nin kullanmasını istiyor. Çünkü böyle dünya kamuoyunda algı oluşturuyor. Türkiye'yi kabul etmeye zorlamaya çalışıyor. Bu yüzden diğer ülkelerin soykırım ifadesi kullanması kolaylaşıyor.
-Davos "şovundan" sonra sandalye krizi ve başbakanın ben aslında devlet adamlarına değil, çevirmene kızdım demesi. Alçak sandalyeye oturtulmanın usulünü, sırtını sıvazlamanın usulünü bir dışişleri bakanının bilmediğini sanmıyorum.
-Ortadoğu'da oradaki müslüman halkın bize sempatik bakması ezelden beridir var. Sanki yeni olmuş gibi gösteriliyor. Ve bu da zaafiyete ve orada tek başımıza karar alamamaya yol açıyor. BOP malum.
-Yine davutoğlu ermenilere: "Gün gelecek erzurumdan toprak alacaksınız." ifadesini kullandı. Bu nasıl yanlış bir söylem... Adamların istedikleri zaten bu.
Örnekler çoğaltılabilir. Sadece dikkat çekmek, bir şeyleri eleştirirken kaynak gösterebilip savunmak adına yazdım.
LA Clippers'a bi sempatim var. Aslında ben takım tutmaktan ziyade nba maçlarındaki o heyecanı yaşamayı seviyorum. OKC'nin de hep gönlümde bir yeri vardır.
kimisi kendini yazar erkeğin evine atmak ister.
kimisi buluşup ortam yapmak.
kimisi sadece özelden mesajlaşıp gizemli kalmak ister.
kimisi biraz popi olmak.
ne yazık ki islamın şartıymış gibi gösterilir ve sevmeyenler üzerinde baskı oluşturur. namaz kılmaya ve oruç tutmaya üşenenler ise cevaben seni sevmek ibadetim ama bugün cenabetim diyerek hem kendini yatıştırır hem eleştiri oklarını büker.
belki hasret gidermek, belki eski günleri yad etmek amaçlıdır. bu yönüyle saftır. bunun dışındaki her şey doğaçlama gelişir. saflıktan çıkışa sebep olur.
şimdi galatasaraylı arkadaşlar diyecek ki emre de öyle bilmem kim de öyle. ben de hak vericem. ama bu nedir aga. insan kendini bu şekilde yere atmayı nasıl yedirebiliyor... Ben işin içinden çıkamadım. mesele takım tutma ya da koyu taraftar olma meselesi değil. ben şu hareketinden sonra melo adamdır yazıp internette kampanya başlatan insanları anlamıyorum. işte o an:
kavak yelleri dizisinden sonra garipsenmeyen bir durum olmuştur. mesela yakın arkadaşlar birbirine soruyorlar.
-siz iki iyi arkadaş değil miydiniz? Burcu ile neden görüşmüyorsunuz?
+Seviştik biz onunla. şimdi görüşmek falan saçma olur.
en iyilerdendir. ince elenip sık düşünülmüş karikatürlerdir. çok beğendiğim birkaçını paylaşmak isterim.
(bkz: )(img:#624605) https://www.facebook.com/...68531/?type=1&theater
(img:#624606)
(img:#624607)
bir atatürk hikayesi var ki beni çok etkilemiştir. hikaye kısaca şu:
atatürk meclis tarafından kurtuluş savaşının komutanı seçilir. gitmeden önce bir yakınına der ki, "ölmekte var dönememekte." ve ona bir mektup bırakır. mektupta yazan şudur:
"savaş kazanıldığında bir etnografya müzesi yapılsın ve ankara'nın tarihi evleri korunsun."
daha savaş kazanılmamış... ortada bir devletten bahsedilemiyor... ve işte atatürk'ün isteği.
marjinal olmaya çalışan, yüksek ihtimalle caza yatkın doğaçlama müzik dinleyen tiplerdir. genelde uzun saçlıdır. sakal kesimlerine dikkat ederler, şekilli keserler. tanışıldığı anda "bak ben ne kadar özgüvenliyim. kendimi de senden yüksek görüyorum." deme çabasındadır alttan alttan
kaş yaparken göz çıkarmak, ortalığın amına koymakla birebirdir. Bir insana bir yol gösterirken kendi bambaşka bir yola sapmaktır. Sorgulama bazında iyi, amaç bazında sonuçsuz kalan uğraştır.
yerine kahretsin de kullanılabiliyor. bu iki kelime amerikan filmlerinde "senin tek sorunun o koca kafanın koca popondan küçük olması" yerine de kullanılır.
uludağ üniversitesi öğrencisiydi hala öyle mi bilmiyorum.
yürüyen memeli.
instagramda, twitterda aktığı söyleniyor.
türkiye güzeli bir erkekle sevgili olduğu da gelen bilgiler dahilinde.
mehmet ali erbil ona instagramdan çok tatlısın yazmıştı.
3-4 yıla daha büyük projelerde görmemiz mümkün.
birkaç derginin kapağında yer aldı.
isteyen internetten fotoğraflarını bulabilir
(bkz: http://www.seffafgazete.c...urk-modeller-hazir-olmali)
küçükken kollar güçsüz olduğu için daha kolay şut sağlayan atış stilidir. büyüdükçe böyle atış mı olur amk denildiğinden tek el atış stilinin benimsenmesiyle son bulur.