ayara bak, jopla dövmüşlermişmiş. ülkemizi, başkalarının "da" kötü olduğunu göstererek iyi sanmaya mı çalışıyoruz? rezilliklerimizi başkalarının rezillikleriyle örtemeyiz be ümit karan. buradaki sorun, bazı şeylerin dile getirilmesinin bizi rahatsız ediyor olması. o bize batıyor. alışmışsınız sen çal ben oynayayımlara. yüksek perdeden dile getirilince rahatsızlık veriyor tabi.
bir de "porteki ligi iki takım üzerinden dönüyor." demiş. bizim ligimizin farklı olduğunu düşündüren ne ki, bizde tek takım üzerinden dönüyor olması mı?
bunların kendince ayarlarına da bi ayar oluyor insan.
en basit haliyle mezhep kavramını şöyle düşünebilirsiniz. temel kurallarda birbiri ile ayrışmayan aynı yere çıkan birbirinden farklı yollar. hanefi, şaafi gibi sünni mezhepler, kendi içlerinde de bir düşmanlığa sahip değildir. ülkemizde bu iki sünni mezhep sorunsuz bir şekilde bir arada yaşamaktadır. kaldı ki hanefi iken şaafi'ye uyarak ibadet edilebiliyor. demek ki bir çatışma söz konusu değil.
tabi bu ne için geçerli, sünni islam için geçerli. şiilik denilen şey zaten islamiyet'le alakası olan bir şey değil. bambaşka bir dindir. mezhep olarak görmek hatadır. her ne kadar öyle ifade edilse de. islam'ın temel kurallarına karşı çıkan bir anlayışı nasıl islam'ın mezhebi olarak kabul edebilirsiniz? şirk gibi en ve ilk olmazsa olmaz kuralı ihlal ediyor adamlar. hz.ali'ye hristiyanlıktaki gibi hz.isa rolü yükleyerek onu tanrısallaştırıyorlar. eğer şiilik ve sünnilik arasındaki çatışma mezhepçilik olarak görülüyorsa, şiiliğin gittiği yolun islamiyet'e varmadığını açıkça ifade edebilriiz.
mezhepsiz müslüman olur mu dersek, olur belki, ama temel kurallarda ayrışmayan ancak sünni mezhep imamlarına göre farklı olan konularda nasıl hareket edeceğini netleştirmesi gerekecektir. netleştirdiğin zaman da yollardan birini seçmiş oluyorsun.
bir futbolsever olarak bu yıldız olayına ilk geldiği zamandan beri karşıyım. eskiden sadece italya'da vardı bu olay. avrupanın en büyük iki liginde kullanılmayan bu sistemi ben de gereksiz görüyorum.
ikincisi önce yıldız takmayacağım deyip, maçlara yıldızsız forma ile çıkıp sonrasında 5 yıldızlı logo ile ürünler üretmeyi doğru bulmuyorum. 10 yıldır şampiyon olamıyorken 100 tane yıldız taksan ne olur?
ha eski şampiyonluklar sayılmalı mı dersen, sayılmalı bence. bir kaç yerde bunu da anlattım. 1923'te kurulan ve 1924 itibariyle "ulusal" şampiyonalar düzenleyen bir kurumun kendi geçmişini yok sayması bence de mantıklı değil. ama tff tescil etmiyorsa da ben 5 yıldız takacağım demek tam ali koç vizyonuna yakışır bir ergenlik örneğidir. taraftar için önemli olan toplamda kaç şampiyonluğun olduğu değil ki, bugün ne yaptığındır. anca tişört satarsın bu vizyonla.
