regl döneminde vücutta östrojen ve progesteron seviyelerinin artmasından dolayı meme dokusundaki süt bezlerinin etkilenmesi sonucunda oluşan şişkinlik.
östrojen yağ dokusunu artırdığı için memeler daha dolgun hale gelir. memelerdeki hassasiyetin artmasının sebebi ise progesteron hormonunun bu dönemde yoğun bir şekilde salgılanmasından kaynaklanmaktadır.
Unutulmaz yönetmen Ertem Eğilmez tarafından 1978 yılında çekilen "Hababam sınıfı tatilde" adlı filmde oynayan 4 kız öğrenciden biri.
Filmde oynadığı dönemdeki soyadı bozkurt'tu. Daha sonra bir terör saldırısı nedeniyle kaybettiğimiz ünlü yazar Onat Kutlar ile evlenmişti. Tanıdığım için mutlu olduğum nadir insanlardan biridir. Gezmeyi ve fotoğraf çekmeyi çok sever.
Buraları okuyorsa Sevgi ve saygılarımı gönderiyorum...
Bu coğrafyayı işgal eden düşman, çer çöp, terörist, cahil, yobaz gibi ne kadar mikrop ve virüs varsa temizlemiş, ülkemizi hijyenik bir hale getirmiştir.
Türk düşmanı gerici yobaz teröristlerin panzehiridir.
Sağ olduğu dönemde girdiği hiçbir savaşı kaybetmemiştir. Yattığı yerden bile düşmanlarını böcek gibi ezmeye devam etmektedir.
Sonsuza kadar başımızın tacıdır. O'nu çok seviyor ve hatırasının önünde saygı ile eğiliyoruz. Huzur içinde uyu güzel insan. Evlatların sonsuza kadar burada. Sen elinden geleni fazlasıyla yaptın. Şimdi sıra bizde. Sonsuza kadar mirasını koruyacağız. Sen bize güvendin, güvenin asla boşa çıkmayacak.
Ne zaman bir hastaneye gidip bu kokuyu alsam aklıma direkt iğne yapılacağı gelirdi. Sanki o koku şırınganın içindeki sıvının kokusuymuş gibi ürpertirdi.
Hatırladıkça tüylerim diken diken oluyor. Hangi devirdeyiz şu iğneye de bir doğru düzgün çare bulamadılar be.
insanın vücuduna incecik sert bir cismin batırılıyor olması düşünürken bile rahatsız edici.
Duyar duymaz ege'ye ve güzel komşumuz Yunanistan'a ışınlayan büyüleyici ses.
Yunan şarkılarının güzel olmasının en büyük sebepleri başında bu ses gelir. Keşke hiç savaşlar, kavgalar olmasaydı da, her zaman barış içinde yaşayabilseydik...
2 güzel ve büyük milletin birbiriyle kavga etmesinden siyasi çıkar sağlayan hükümetler yerin dibine batsın.
atatürk'ü hiçbir şekilde alt edemeyeceğini anlayıp boyunun ölçüsünden vurmaya çalışan zavallı vatansız teröristtir.
atatürk zamanında dedelerinin boyunun ölçüsünü almıştı. o öyle büyük bir adamdır ki, hepiniz üst üste dizilseniz yine ona yetişemezsiniz. zaten atatürk sizin salladığınız gibi 1.60 değil, 1.74 boyundaydı. türkiye'de erkeklerin boy ortalaması zaten 1.70. neyin tartışmasını yapıyorsun be işgalci artığı soysuz!
hadi diyelim ki atatürk 1.25 boyunda olsun, ne fark ederdi? işgalci atalarına şamarı basıp koskoca bir ülke kurmuş ve sayısız büyük devrimler yapmış mı, yapmış. boyundan bize ne? sen uzun ve kalın seviyorsan o seni bağlar soytarı.
atatürk'ü böyle ucuz şeylerle asla küçük düşüremezsiniz. aksine siz saldırdıkça daha çok devleşen biri o. boy devede de vardır, tarihe geçen birçok liderin boyu atatürk'ten kısadır. liderlikte boy değil, akıl, eğitim, kültür ve vizyon önemlidir. o da sizin liderlerinizin hiçbirinde yok. bütün tarihiniz bir araya gelse atatürk'ün ayakkabı seviyesi kadar etmiyor! atatürk sizden de, tarihinizden de büyüktür!
zonguldak'ın alaplı ilçesinde yaşamını sürdüren ve bronz çağı'nda filizlendiği tespit edilen, 4118 yaşındaki porsuk ağacıdır. kendisi aynı zamanda dünyanın da en yaşlı 5 ağacından biridir. uzmanlar, tahrip edilmediği sürece, en az bir 4000 yıl daha yaşayabileceğini belirtmişler. porsuk ağacımız "anıt ağaç" statüsünde olup, korunmaya alınmıştır.
doğal güzelliklerimizin hunharca katledildiği ülkemizde bana umut veren, yüzümü gülümseten ağaçtır aynı zamanda. anne tarafından zonguldaklı olduğum için hemşehrim çıkmasına da ayrıca sevindim.
doğal güzellikleri katletmek kesinlikle vatana en büyük ihanetlerden biridir. doğaya küçücük bir katkım olursa mutlu oluyorum.
insana huzur verirler, kar yağmadan geçen koca kış mevsiminde imdadımıza yetişirler. kış mevsiminde çekilen türk ve yabancı filmlerden birkaç örnek vermek istiyorum;
türk kış filmleri
1. deli deli küpeli
2. derman
3. katırcılar
4. kış uykusu
yabancı kış filmleri
1. frozen
2. the shining
3. the grey
4. edge of winter
5. into the white
6. into the wild
7. miracle on the mountain
8. alive
9. eight below
10. otryv
11. vertical limit
12. misery
not : bazı filmlerin konuları gerçek hayattan uyarlamadır. her ne kadar kar manzaraları huzur verse de, söz konusu insanların o olayları gerçekten yaşamış olmaları son derece üzücüdür. bu arada bu filmlerde genellikle mevsim geçişleri olmamaktadır. bir iki istisna hariç, sadece kış mevsiminde çekilmişlerdir. listemde birkaç tane daha kış filmi vardır, bazıları aklıma gelmedi. yazar arkadaşlardan kış filmleri listesine katkıda bulunmalarını rica ediyorum. gelin bütün kış filmlerini bu başlık altında toplayalım. ayrıca yazılan filmlerden hiçbiri animasyon filmi değildir, mesela yine frozen adında bir de animasyon filmi de vardır.
22 haziran 1932 tarihinde iran'ın isfahan şehrindeki ingiliz misyoner hastanesi'nde dünyaya gelen güzeller güzeli iran kraliçesi.
iran'ın son şahı muhammet rıza pehlevi'nin 2. eşidir. evliliklerinin 7. yılında bir erkek çocuk dünyaya getiremediği için boşanmak zorunda kalmış ve sürgüne gönderilmiştir. pehlevi hanedanlığı'nın devamı için şahtan sonra tahta çıkacak bir erkek varis gerekiyordu. fakat ne şah ne de iran halkı, ne çocuğun cinsiyetini erkeğin belirlediğini biliyordu, ne de bir çocuk dünyaya getirememesinin sebebinin erkeğin de sorunu olabileceğini. 1. eşi kraliçe fevziye de bir erkek çocuk dünyaya getiremediği için evlilikleri sarsılmaya başlamıştı. fevziye bir kız çocuğu doğurmuştu ancak kimseyi pek memnun edememişti. süreyya da fevziye'nin yaşadığı kâbusun bir benzerini yaşamıştı. şah süreyya'dan boşandıktan sonra ona prenses ünvanı vermiştir. bu yüzden süreyya sürgündeki prenses olarak bilinir. zümrüt yeşili gözleri, üzgün ve mahçup bakışları vardı. süreyya 25 ekim 2001 tarihinde fransa'nın başkenti paris'teki dairesinde 69 yaşındayken sessiz sedasız aramızdan ayrılmıştır.
daha önce kraliçe fevziye'nin hayat hikâyesinin belgeselini hazırlamıştım ve çok beğenilmişti. şimdi de kraliçe süreyya'nın belgeselini hazırlıyorum. bu belgeseli de hazırladıktan sonra şahın 3. eşi kraliçe farah'ın da hayat hikâyesini anlattığım bir belgesel hazırlayacağım. iran tarihine çok ilgi duyuyor ve öğrendiklerimi insanlarla paylaşmayı çok seviyorum. iran yanıbaşımızda çok büyük bir kültür. ne yazık ki iran'a hiç yakışmayan son derece kötü yaratıklar tarafından yönetiliyor. iran halkının başlarındaki bu beladan kısa zamanda kurtulacaklarını umuyor ve diliyorum.
Diyarbakır'da kaybolan küçük kızımız narin güran'ın ne yazık ki cansız bedeni bulunmuş. lanet olsun, sorumlular en ağır şekilde cezalandırılsın! günlerdir küçük de olsa bir umut sağ salim bulunmasını bekliyorduk, ne yazık ki o dünyalar güzeli melek kızımıza kıymışlar. huzur içinde uyu narin. hepimizin başı sağ olsun. senin intikamını alacağız canım benim. çok üzgünüm, kelimelerin yetersiz kaldığı anlardayım... https://www.trthaber.com/...edeni-bulundu-876585.html
seyrettiğim en güzel iran filmlerinden biri. filmde elly'yi iranlı güzel aktris taraneh alidoosti canlandırmaktadır.
filmin bir diğer ünlü kadın oyuncusu golshifteh farahani'dir. iran'ın başındaki sanat düşmanı gerici yobaz rejimin bütün baskılarına rağmen oldukça başarılı olmuş bir filmdir. o kadar baskıya ve tehdide rağmen, iran sineması dünyada kendini kanıtlamıştır.
türkmenistan cumhuriyeti'nin eski diktatörü kurbankulu berdimuhammedov'un birkaç yıl önce bir "at bayramı" etkinliklerinde bindiği attan tehlikeli bir şekilde uçması olayı.
değil türkiye'ye, var olduklarından bu yana dünyanın hiçbir yerine zerre kadar faydaları olmadığı gibi, her bulaştıkları ülkeye büyük zararlar vermiş tarikat ve cemaatlerin ülkemize verdikleri zararların yazıldığı başlıktır.
3 tane örnek vermek gerekirse;
1. sağlı sollu badeleme enstitüsü
2. millete fakirlik aşılayıp utanmadan lüks içinde yaşama derneği
3. bir kereden bir şey olmaz rezilliğini unutturma partisi
oralarda dönen rezilliklerin tamamını buraya yazacak vaktim yok. google'dan küçük bir araştırma yapılarak memleketin altını nasıl oyduklarını görebilirsiniz. fetö'sü, hizbullah'ı, taliban'ı, el kaide'si, el nusra'sı, ışid'i hep bu tarikat ve cemaatlerden çıkmıştır. insanlığa bu karanlık yapılardan daha çok zarar veren bir kitle yoktur!
normalde utanılmaması gereken, fakat istemsizce utanç duyduğumuz ilginç durumlardır.
birkaç örnek vermek isterim;
1. dışarıda biriyle vedalaştıktan sonra aynı yöne gidiyor olmak.
2. bir alışveriş merkezi, market, mağaza vs gibi yerlerde bir süre dolaştıktan sonra hiçbir şey almadan çıkmak.
3. fiyatı sorulan bir ürün pahalı geldiğinde ne diyeceğini bilememek.
4. kendi arabasından daha modelli bir arabayı sollamak.
5. misafir olarak gidilen bir evde tuvalete girmek.
6. sevilen küçük bir çocuğun durduk yerde canınızı yakması (üzerinize bir şey dökmesi, tokat atması vs) genellikle misafir ya da akraba çocukları olur bunlar. hem utançtan hem de ayıp olur diyerekten sesinizi çıkaramazsınız.
7. misafir olarak gidilen evde yanlışlıkla bir şeyler kırıp dökmek.
27 şubat 1910 tarihinde amerika birleşik devletleri'nin new jersey eyaletinde doğan ve 7 aralık 1990 tarihinde 80 yaşındayken hayata gözlerini yuman, dünyalar güzeli unutulmaz aktris.
mısır prensesi ve iran kraliçesi fevziye fuad'a oldukça benzemektedir. daha doğrusu fevziye fuad joan bennett'e benzemektedir. çünkü fevziye 11 yaş küçüktür.
daha fazla kızın hayatı kararmadan acilen hayata geçmesi gereken proje.
ülkemizde ve dünyanın birçok yerinde milyonlarca kız çocuğu kendi istekleri dışında başlarını kapatmaya zorlanıyor. aile baskısı, toplum baskısı ve eş baskısı gibi etkenler yüzünden başlarını kapatmak zorunda kalıyorlar. zorla başları açılan kızların mağduriyeti konuşuluyor fakat çok daha fazla mağdur edilen bu kızların mağduriyetinden pek bahseden yok. konuyu açtığınızda pişkin pişkin cevaplar veriliyor.
zorla başları kapatılan birçok kızla konuştuğumda ne korkunç hayatları olduğunu daha iyi anlıyorum. özgüvenleri yok olmuş, yaşam enerjileri kaybolmuş, saçları dökülmüş, depresyona girmişler ve intihar etmeyi bile düşünenler vardı. bazıları evden kaçmak istediğini, sevmeseler bile birini bulup evlenip ailelerinden uzaklaşmak istediklerini anlattılar. o kadar bitmişler ki, resmen yaşayan ölü haline gelmişler. ''dinde zorlama yoktur'' deyip de her şeyi zorla yaptıran bağnaz tiplerde zerre kadar vicdan kalmamış. bu kızların yaşadıkları çilenin artık bitmesi gerekiyor.
hangi sebeple olursa olsun bir insana zorla bir şey yaptırmak ''tecavüzdür''. tecavüz ise dünyanın her yerinde suçtur. insan bedeninin dokunulmazlığı vardır ve kim olursa olsun buna müdahale edemez. devletin bile müdahale etme hakkı olmayan kişisel dokunulmazlık, bazı bağnaz kafalar yüzünden sonuna kadar ihlal ediliyor.
devletimizin acilen zorla başı kapatılan kızlar için bir ihbar hattı oluşturması gerekiyor. hattı arayıp zorla başının kapatıldığını ihbar eden kızların ailelerine önce uyarı verilsin ve konunun titizlikle takip edileceği söylenilsin. şikayet devam ederse artık zorla başını kapattıran her kimse hakkında yasal işlem başlatılsın ve caydırıcı cezalar verilsin. hâlâ bir sonuca ulaşılamazsa kız zaten yaşamak istemediği ailesinden alınıp devlet tarafından yapılan yurtlara yerleştirilsin ve özgürce yaşamaları sağlansın. çok daha farklı çözümler de bulunabilir. bunlar sadece birkaç örnek...
başlarını tamamen kendi inisiyatifleri ile kapatanlara sözümüz yok. hepsine saygı duyuyoruz. fakat başları zorla kapatılan kızların hakkını da sonuna kadar savunuruz. gelişmiş ülkeler uzayın derinliklerinde milyonlarca, hatta milyarlarca kilometre uzaklarda cirit atıyorken bizim gibi ülkeler daha insan haklarını bile doğru düzgün koruyamıyor. 21'inci yüzyılda bu barbarlığın artık bitmesi gerekiyor.
insan, empati yapabilen bir varlıktır. düşünün, kendinizi onların yerine koyun. size zorla istemediğiniz bir şey yaptırılsa neler hissederdiniz...
güneydoğu avustralya'ya özgü, dünyalar güzeli, küçük ötücü bir kuştur.
ingilizce adı pink robin'dir (pinki). göğsünden itibaren çok hoş pembe renkli tüylere sahip olduğu için bu ismi almıştır. bilimsel adı petroica rodinogaster'dır. inanılmaz bir güzelliğe sahiptir. doğaya tekrar tekrar aşık eder insanı. fotoğrafları yakın plan çekildiği için her ne kadar iri bir kuş zannedilse de aslında küçücüktür. ılıman ormanlarda yaşayan bu olağanüstü güzellik, ülkemizde ve avrupa'da yaşayan turuncu renklere sahip nar bülbülü (kızılgerdan) ile akrabadır. soyu tükenme tehdidi altındadır, ancak henüz kırmızı alarm düzeyinde değildir. bu sınıfın birçok farklı renklere sahip türleri bulunmaktadır. her biri insanı büyüleyecek kadar güzeldir. pembe göbüşlü bu sevimli bebekler örümcek, tırtıl, karınca, yaban arısı ve sinek gibi hayvanları yiyerek beslenirler. sesleri de çok güzeldir. umarım sonsuza kadar bizimle kalırsınız. dünyayı güzelliğinizden mahrum bırakmayın.
trt, eskiden çok kaliteli, kültür ve sanat dolu programlar yayınlayan çok güzel bir televizyondu. akp etkisi altına girdikçe kalitesi iyice düştü ve eskisi gibi güzel şeyler yayınlamamaya başladı.
akp ülkede ne kültür, ne eğitim, ne sanat ne de başka bir şey bıraktı. güzel olan her şey gibi trt de bu bağnazlıktan nasibini aldı. gerçi muhalif halkı televizyondan iyice soğuttukları için yarışma tekrar yayınlansa bile haberimiz olmaz.
trt eskiden tam bir devlet televizyonuna yakışır yayınlar yapardı. şimdi ise akp'nin keyfi ne isterse onu yayınlıyor. halk çok özlediği için trt 2'yi yeniden açtılar fakat yetmez. trt, akp'den önceki sağlıklı yayın politikasına geri dönmelidir. bu şekilde bir ulusal kanaldan daha kalitesiz işler çıkarıyor.
sen devlet televizyonusun, kültür, sanat, eğitim, spor gibi konular önceliğin olmalı. nerede diriliş, uyanış, uçuş, kaçış, zıplayış, sallayış gibi kıytırık işler var peş peşe onları çekip yayınlıyorsun.
sen selçuklu ya da osmanlı'da değilsin, onlar tarihin tozlu sayfalarında kaldılar. artık adına yakışanı yap ve türkiye cumhuriyeti'ne gel!
özellikle yeşilçam filmleri izlerken hissedilen durum.
bunun birçok nedeni olabilir, aşağıya birkaç tanesini yazıyorum;
1. geçmişe duyulan özlem.
2. ses ve görüntü farkı. (eski türk filmlerini izleyenler ne demek istediğimi anlarlar)
3. daha samimi ortamların olması
4. oyuncuların çok başarılı ve gerçekçi oynamaları. (rol yapmıyorlar, adeta yaşıyorlar)
5. cep telefonu, internet vs gibi çeşitli teknolojilerin olmaması.
6. daha bizden filmler olması. (dolayısıyla daha çok benimsiyoruz)
7. gerçek aşkların eskide kalması. (özellikle romantik türk filmlerinden çok etkileniriz. çünkü o doya doya yaşayamadığımız, içimizde kalan aşkı anımsatırlar. şimdiki gibi çıkarcı değildi insanlar)
8. eski türkiye'nin daha huzurlu olması.
9. eski şarkıların daha güzel olması (birçok eski türk filminde çalan güzel şarkıları hatırlayın)
10. her şeyin mükemmel olmak zorunda olmaması.
bu liste uzar gider.
bir de siyah beyaz filmler vardır ki, onların verdiği his daha bir başkadır. sanki bir roman, sanki bir hâyâl ya da bir rüyâ gibi his bırakırlar. beynimiz her şeyi istediğimiz gibi renklendirir.
eski türk filmlerini izlemesek bile arka planda seslerini dinlemek de huzur verir.
Atatürk düşmanı vatansız teröristlerin 100 yıldır çekmelerine rağmen bir türlü sonunu getiremediklerinden dolayı epey uzun olduğu anlaşılan kalın bir borudur.
"Keşke yunan galip gelseydi" diyerek anıra anıra geberen vatansız, zavallı çirkin kahpe soylarının da ömrü o boruyu çıkarmaya yetmedi. Nasıl derine soktuysak çekiyorlar çekiyorlar bir türlü sonunu bulamıyorlar. Hiçbir zaman da bulamayacaklar. O boru sonsuza kadar uzanacak. Her dönem sizi hoplatacak, nesliniz tamamen tükenene kadar bağırtacak.
Acıdan bağırmalarınızı keyifle takip ediyoruz.
Biraz daha bağırın da belki insaf edip yağlarız o boruyu.
13 aralık 1994 salı günü zonguldak'ta doğan ve aslen artvin hopalı olan, çok güzel hareketler bunlar 2'nin varlığı mutluluk veren en güzel oyuncularından biri.
zonguldak'ta yetiştiği için skeçlerde zaman zaman zonguldak'tan bahseder. hayatımın önemli bir bölümü zonguldak'ta geçtiği ve yarı zonguldaklı olduğum için her seferinde gülümserim. hem ayşegül yılmaz'a, hem de zonguldak'a sevgiler.
