Dünyada iki tip insan vardır. Birinci tip, hayatını ölümden sonraki hayatını garantiye almak için çoğunlukla bir hiç olarak geçiren tiptir. Ülkemizden örnek verecek olursak, belkide %90 oranındaki +50 yaş üstü amcalarımız ve teyzelerimiz belirli bir süreçten sonra evlerine kapanır. Amcamız 5 vakit namaz için camiye gidip gelir, gazete okur ve televizyonunu izler. Teyzemiz ise yemek yapar, eve gerekli şeyleri alır, mutlaka evi süreki temizler ve amcamız camide iken hemencecik televizyonu ele geçirir ve o vazgeçemediği 'türkücüler' dediği o boş kadın programlarını izler. Gençlerimiz ise teknolojinin hızla gelişmesiyle çok kolay sosyal medya veya oyun bağımlısı olup günde saatlerini boşa geçirir. Bu bağımlılıklar özellikle ortaokul ve lise dönemlerinde ergenliğe geçiş ile birlikte çok daha kolay tetiklenir. Örneklerimize türkiye'den devam edecek olursak, hayatımızı, belkide önümüzdeki 50 seneyi belirleyen liseye geçiş ve üniversiteye giriş sınavlarını dolaylı olarak etkilenir ve yaşamımız olumlu ya da olumsuz bir şekilde şekillenir. Kişi küçüklükten beri istediği ya da senelerce çalıştığı sınavı gereksiz dikkat dağıtıcı sosyal medya, anlamsız ilişkiler, belki de 'kaderin' ona verdiği henüz yüzleşemeyecek olduğu zorlukluklar ile başaramazsa eğer, hayatının geri kalanını sevmediği işi yaparak, geçimini mutlaka sağlamasını gerektiren işi yaparak geçirir. Mutlu değildir, içinde hep bir pişmanlık olacaktır. Bu yüzden kişi bu hayatından kısmen vazgeçecektir, ve kendini dine daha da sıkı bağlayıp ölümden sonraki hayatta sonsuza kadar mutlu bir şekilde geçireceği hayaliyle var olan tek ve gerçek hayatını bir hiç uğruna geçirecektir. Bu pişmanlık yaşlandıkça artıp muhtemelen ilk teyze ve amca örneğime dönecektir.
Bu başarısız kişilerin diğer kısmı ise kötü yola girecektir. Mutlaka sigara, alkol(gereğinden fazlasından bahsediyorum) veya başka bir maddeye bir kere deneyip bırakamayacaktır ve kendi kendinin yaşamını bitirecektir yavaşça. Belki de dinin tek faydası budur, insanlara allah korkusu aşılayıp bu kötü yollardan uzak tutmayı başarır bir nebze. Ve tekrar ilk örneğe dönüşecektir bu insanlar, cennete gidemeyip yanma korkusundan.
Ikinci tipimiz ise, çok ama çok çalışır, başarısız olsa bile işleri bir şekilde olması istediği yola sokar. Hayatlarını bir anlam doğrultusunda yaşar. Akşam eve gelip aynada kendisine bakarak, bugün önemli bir şey yaptım der kendisine. Çevresindekilerin gururla baktığı, özendiği bir tip olur. Ölümden sonrası için yatırım yapmaz, gerçek ve tek hayatını anlamlı yaşar. Saçları ağardığında, içini kaplayan ölüm korkusu arttıkça sevdiklerine bağlılığı artar, en ufak şeyler bile mutlu etmeye yarar kendisini. Torunun küçücük bir gülümsemesi, bahçesindeki nektarin ağacının pembe renkli çiçeğini açması onun için dünyalara bedeldir. Ölümünün ardından çocukları ve sevdikleri tarafından 'bu dünyaya çok şey kattı' denilerek dökülen göz yaşı ile hafif bir son ufak gülümseme ile sonsuza kadar uğurlanır.
Oldukça zorlu dersler ve yaşanılan stresten kaynaklanır. Çevresinde olup bitenler belirli bir süreçten sonra zerre kadar umrunda olmamaya başlar. Kafasını gereksiz düşüncelerle doldurmak anlamsız gelir. Açıkçası tıp fakültesinde olmayanların bu durumu anlayacağını sanmıyorum.
Videoları ilkokul veya ortaokul eğitim seviyesindeki insanlarla olduğu için ciddiye alınmaması gereken youtube kanalı. Rte ve adamlarını göğe çıkartıp kemalistleri dinsiz diye etiketleyip aşağılama çabaları göstermektedirler. Fakat ne yazık ki türkiye gibi yerde geniş bir kesime hitap etmektedir.
Özellikle sağlık alanında 500 yıllık tarihiyle çok önemli bir üniversitedir. 30 dan fazla ülkeden öğrenciye bir çok avrupa üniversitesine kıyasla üst düzey bir eğitim sunmaktadır.
Katılacağı festivallere bakacak olursak son albümden farklı olarak enstrüman yeteneklerini sergileyecekleri daha bi' hard rock tarzına yönelecekler diyebiliriz.