sabahın köründe sözlükte ne bok yediğini merak ettiğim kişi sayısıdır. dersiniz yok mu laan. sanki dışardakilerin aklı yok. zekiler otu boku buraya yazacak da yazar olacak. ben derse kaçar siz de sigortalı iş bulun.
normal bir ülkede saat 5'te bankalar kapanır gün kapandı denir hatta.ama biz gece 12 de yapıyoruz zamları.çünkü bizde saat 12 iken amerika'da 17 civarı.öyle düşünceliyiz ki,borsadan abd etkilenmesin,piyasalar sarsılmasın diye gece 12'de zam uygulaması yapıyoruz.tabii biz de gece alışveriş olmaz,sakindir gibilerinden durumu idrak edemiyor olsak da,abd'ye gireceğine bize girsin anlayışını göz ardı etmemek lazım.
edit;eksileyen yaratıklar dünya türkiyeden ibaret değil,bilirsiniz de hatırlatayım dedim.biraz ulusal ve evrensel ekonomi amaaan ne saçmalıyom ben neysee...
bebekler arasında da ikoncan modası yaratmaya çalışan, pdr özürlü reklam şirketlerine burdan kucak dolusu selamlar. neymiş bebekler mert'i, anneler molfix'i sevmiş. onları bari kapitalizme sokmayaydınız yaa. iyiydi hani şu bu bez şu kadar, şu bez bu kadar sıvı emiyor reklamları.
yatacak yeri olmayıp mustafa inan kütüphanesinde sabahlayan insandır.sabaha kadar writing yazıp ertesi gün 4 saatlik uykuyla sınava girmiştim.geçtim tabii(ne bekliyor dunuz?)
akşam akşam deli gibi güldüğüm video.dayıııı dayııı beni sev diyorum içimden.adam su buluyo su.hele bi de elindeki çıbığı oynatması yok mu?çıbık kendi kıvrılıyo diyişi evlere şenlik...(allahım niye bu kadar salak var bu ülkede,tüm salakları bize atmışın ,olmaz ki böle!!!)
31 Mart 1909 gerici ayaklanmasında polisler isyancılara hiç müdahale etmedi. Üstelik gericilere destek için miğferlerini yere atıp fes giydiler. Ardından 11 gün boyunca sokakları-caddeleri tamamen gericilere bırakarak karakollardan çıkmadılar. Dinci yobazlar karakollara sığınanları polislerin gözü önünden alıp linç etti.
Mahmut Şevket Paşa komutasındaki ilerici Hareket Ordusu istanbula gelip ayaklanmayı bastırdı.
Ve ittihatçılar hemen, bugün halen uygulanan yasayı çıkardı: istanbul Vilayetinin
ve Emniyet-i Umumiye Müdüriyetinin Teşkilatına Dair Kanun.
Yani: II. Abdülhamitin Zaptiye Nezareti kaldırılarak, Emniyet Genel Müdürlüğü kuruldu; ittihatçılar kendilerine bağlı yeni tip polis oluşturdu.
Başına asker Miralay Galip Bey getirildi. Tarih:
22 Temmuz 1909 idi
Bu tespiti yapmamın nedeni var
Dink ve misyoner cinayeti
Biliyoruz ki:
Hrant Dink ve Malatya Zirve Kitabevi cinayetlerine Cemaatçi polisler göz yumdu.
Peki
Katillerle örtülü işbirliği yapmalarının sebebi neydi?
Devleti ele geçirmek için; Ergenekon, Balyoz vd.ne yönelik kurdukları tezgahları/komploları; hükümet, muhalefet, kamuoyu, merkez medya ve Batıya yutturmak mı? Bu çevrelerin desteğini almak mı?
Kuşkusuz evet.
Ama gözden kaçan bir başka neden daha var.
Yazacağım ama ikinci bir soru daha yöneltmek istiyorum:
Polis, Gezi eylemlerinde dünyayı ayağa kaldıracak kadar neden şiddet gösterdi? Neden gencecik çocuklarımızı öldürdü; kör etti?
Görevden alınan polislerin ilgili birimlerine bakıldığında, bu emirleri verenlerin hepsi Cemaat mensubu.
Hayır, hayır; ne iktidarı temizlemek ne de her taşın altında Cemaat arıyorum! Derdim başka Başka bir soruna parmak basmak istiyorum.
Emniyet raporu ne dedi:
Gezi eylemlerine katılanların yüzde 78i Alevi.
Şimdi yavaş yavaş sonuca gelebilirim
Polis konusunda çalışma yapan dünyadaki akademik çevrelerin ortak görüşü şu:
Toplumda var olan etnik-dinsel farklılıkların polis içinde karşılığı yoksa; yani poliste, etnik-dini grupların sadece birinin egemenliği var ise, polisler kendinden olmayanlara karşı çok şiddet gösteriyor.
Gezideki polis şiddetinin nedenlerinden birini anladınız mı?
Polis içindeki Cemaatçi örgütlenmenin bir başka tehlikeli yanını görüyor musunuz?
Tek etnik-dinsel kimlikli polis, kendinden olmayanı düşman görüyor.
Cinayetlere tekrar dönerek sorunu biraz daha açayım:
Ne kadar hoşgörü filan dese de, Cemaat aslında ayrımcıdır. Cemaat Alevi sevmez, Cemaat Kürtlere karşıdır. Cemaat solcudan nefret eder.
Açığa çıktı ki:
Ergenekon yaptı dediği (Kafes Eylem Planı gibi) azınlıklara yönelik tüm fişlemeleri Cemaat polisi yaptı.
Yurt dışında kurdukları (maskesidusenler.com gibi) 35 internet sitesinde bu düşmanlığı açıkça ortaya döktüler. ilker Başbuğun Kudüsteki Ağlama Duvarı önündeki fotoğrafını sızdıran da, Yaşar Büyükanıtın dedesi Yahudiydi diyen de Cemaat idi.
Evet:
Cinayetlere göz yummalarına ve Gezi eylemlerindeki aşırı şiddet göstermelerine bu açıdan da bakmak zorundayız.
Cemaat sadece Ergenekon-Balyoz komplolarıyla değil, polis içindeki tek kimlikli homojen yapısıyla da Türkiye için tehlikelidir.
Bu nedenle Hitlerin Gestaposu diyorum. Kendinden olmayanı düşman görüyor.
Bu polis Türkiyeyi böler!..
Madımak Oteli vahşeti
1839dan beri var; ama Cumhuriyet döneminde MSP başlattı; Oğuzhan Asiltürk ve Korkut Özalın içişleri bakanlığı dönemlerinde kapı açıldı. ANAP ile AKP bunu devam ettirdi.
Amaç, Ordu karşısında kalkan olacak polis teşkilatı kurmaktı.
Bu sebeple polisi tek tipleştirdiler.
Polisin içinde Alevi, solcu, Kürt, ülkücü bırakmadılar.
Emniyet binalarını tarikat tekkelerine dönüştürdüler. Sonra Cemaat hepsini atıp emniyeti bütünüyle ele geçirdi. Kendi rejimini kurmak için cinayetlere göz yumdu; sahte delillerle insanları hapse attı.
Geldiğimiz yer burasıdır
20 yıl önce Emniyet Genel Müdür Vekili Cevdet Saral ile görüştüğümde, Güneydoğudaki Hizbullah cinayetlerini sormuştum. Bizim polis elinde Kuran olan, örtünmüş kadınların üzerini aramıyor; evine girmiyor demişti.
Sonra Türkiye mezar evlerin tanığı oldu.
Tehlikeli olan bu anlayış.
Sivas Madımak katliamının en önemli nedeni, polisin tek kimlikli olmasıdır. Otelde bulunanlara düşman gözüyle baktı.
Hâlâ bu bakış açısına sahipler.
Tek tip/homojen yapının yıkılması gerekiyor.
Yoksa kuru bir siyasetle, hükümet hırsızlığı örtmek için polisleri görevden alıyor demek sorunu halletmiyor.
Sorunu çözmek gerekiyor.
Evet, AKP hırsızlığını örtmek için polis atamaları yapıyor.
Bunu artık bilmeyen, duymayan mı kaldı?
Benzer cümle kaç kez daha tekrarlanacak?
Polisler üzerinden iktidar-muhalefet kapışmasının bugün ülkeye yararı var mı?
Hükümet kirli ve güçsüz; muhalefet bunu demokratikleşme için tarihi fırsata dönüştürebilir.
Büyük yargı ve emniyet reformu yapılabilir.
Polisteki homojen yapı kırılabilir.
Sivil yurttaşlardan denetim kurulları oluşturulabilir. Polisin yetkisini kötüye kullanması önlenebilir. Şiddetten yana kullandığı takdir yetkisi bahanesinin önüne geçilebilir. Polisin halka hesap verir olması hizmetin kalitesini artırabilir.
Çok öneri var; yeter ki kollar sıvansın.
Yoksa 200 yıllık bu kısır döngü sürüp gider.
Her rejim kendisi için sadık polis gücü oluşturmaya devam eder. Ve bizler büyük acılar yaşamaya devam ederiz
Oysa tarih göstermiştir ki:
Her büyük gerçeklik
Her büyük pratik
insanoğlunun düşünme yeteneğini arttırır.
Ve bu anlamda insanoğlu, düşünsel zenginliğe ulaşır.
soner yalçın
yurt dışında satılan, içen bir arkadaşın kendini portakal suyu sandığı ve 'ben portakal suyuyum ,yürüyemem'dediği kafayı yaratan,arkadaşına ise içmemiş olmasına rağmen 'seni sürahiye koydum ,şimdi gidebiliriz' dedirtebilen,deli gibi aradığım efsane içkidir.
ya arkadaş şimdi burada yazan üniversitelilere soruyorum;arkadaşım dershane eğer bir düz liseden 10 adamı tıpa ve odtü,itü,boğaziçine gönderebiliyorsa eyvallah,kapanmasın.şu bir gerçektir ki boy boy resimleri asılan çocuklar okul hayatları boyunca eşşek gibi ders çalışan fen ,anadolu,anadolu öğretmen lisesi mezunu çocuklar.şahsen bir boka da yaramıyor kitap vermekten başka.2000 lira oraya vereceğine 200 liraya bir set alınarak pek ala üniversite kazanılır.kazanamıyan insanlar dershaneye de gitse iyi okula da bir zamanlar kapağı atmış olsa çalışmayanlardır.okulların kalitesinin artması çok önemli tabi.dershanenin en önemli işlevi ise kalitesiz okuldaki kalitesiz eğitime maruz kalan çocukların eğitimlerinin kalitelileştirilmesidir.yani derste okey oynanılıyorsa o çocuk ne yapsın arkadaş?evet kapatılmalıdır ama taa ki okulların hepsi fen lisesi kalitesinde olana dek....
bir arkadaş tavsiyesiyle ev aramak için mesaj attığım sitedir. e-mailime gelenlerden sonra bu sitenin adının değişmesine karar vermiştim.bildiğin siteyi kadın pazarlayan bir site olarak kullanıyorlar,en azından türkler . sakın bulaşmayın.şahsen o mesajlardan sonra doğum günü partisi için bir arkadaşımın evine bile gitmem.ne sapık bir toplum olmuşuz yaa!hee tabi cnm ya misafirperverlik...
önce ılık bir duş alınır mümkünse beraber....ıslak ıslak tüm kirlerden arınılır...ve bitmeyecek ama 2 saniye sonra da ölecekmiş gibi öpüşülür.dudakta bir acı ve uyuşma hissedene kadar...
kurulanılır ve erkek kızın belinde,yatak odasına gidilir,boynun sağ tarafının öpülmesi bir kız olarak gıdıklanma hissi verdiğinden zevkin artışı gözlemlenir.ileri geri hareketler nefes nefese kalmaya sebep olabilir...
doruğa ulaşmak için erkek kızı havaya kaldırır ve aynı zamanda beline kıracak derecede sıkarak sarılır.havadaki olmak daha bir hoş sanki...işte o pozisyonda kıyamete ramak kalmışçasına,nefes kesilene dek öpüşülür(diller önemli)ince belli ve uzun boylu bir kız olarak anlatıyorum,yanlış yönlenmeyin laaaann.(sonra doktora o belin naparken o hale geldiğini ben bile anlatamam)havada bir ömür gibi gelen ama fiiksel olarak sadece 5 dakika kadar süren bu aşamadan sonra kızın beli bırakılmadan yavaşça yere yatırılır.kafa sağ omza doğru girer ve hızlı hızlı nefes alışlarla orayı derin derin öper.kızın da nefes alması lazım .artık bel bırakılır ama bu sefer de 2.aşama olan göğüslerle ilgili bir pozisyona geçilir(valla spontane gelişir bunlar,ezberlemeyin amk)emme işlemi her iki tarafa da biraz huzur verir ve artık dağın yamacından yavaş yavaş inilir.kızı diz çöker pozisyonuna getirip oturarak öpüşme devam eder ve saatler(ne kadar vaktiniz varsa)böyle geçer.gün sonunda ılık duş ile ilk başta yapılanlar tekrarlanır.basketbolcu tşörtü ya da o kapşonlu şeylerden bir taneye 2 kişi girer ve iyi bir film izleyerek sınırsız öpüşme ve sarılma eşliğinde ortalama 60 yıllık ömrünün belki de en güzel zamanını yaşar.film ne mi olsun?izlenmeyeceği için babanın düğün kasetini bile koyabilirsin.(hikaye bitti.okuyan herkese teşekkürler)