an itibariyle benim için bağımlılıktan da öteye geçmiş olan mor ve ötesi şarkısı. grubun son albümü olan güneşi beklerkenin ilk kliplenmiş şarkısıdır ayrıca.
öyle bir şarkıdır ki dinledikçe dinleyesi gelir insanın. kesinlikle grubun gelmiş geçmiş en iyi şarkılarından biridir. kafamdaki mvö best of listesinde ilk sıralarda yer almaktadır hatta.
"profil fotoğrafını değiştirmen normal canım arkadaşım; ama zorlama, beğenmicem. sürekli paylaşmayı kes artık!!!!" demenize neden olan insanlar arkadaş listenizdeyse eğer facebook'tan ölesiye nefret etmeniz kaçınılmazdır.
moda'da kemal usta waffle'a uğradıktan sonra daha bi aşık olduğum leziz tatlıdır.
şimdi açık konuşalım, mecburiyet anlarında ab bas'a gittiğim doğrudur; ancak kabul de edelim ki kemal usta'nın yanında ab bas biraz tırt be hacı. **
işin içine fenomenlik olayını katarak kendini bu duruma düşürmeyi göze almış olan kişidir. gerçi göze mi aldı yoksa halinden memnun mu orası meçhul.
ayrıca 100.000 takipçim var diyerek hayallerinden de bahsetmiş olan twitter fenomenidir. zira en son 30.000 binlerde olan takipçi sayısı yarışmanın yayınlanmasından sonra fenomenimizin zekasıyla ters orantılı bir şekilde artış göstermeye başlamıştır. **
ne zaman kendimi kötü hissetsem "dur lan bu daha hiçbir şey izle şimdi" deyip hayatımın daha da berbat bi hal almasını izletiyorlar bana sözlük. valla da tam olarak böyle oluyor. ***
küfretmenin bi bok olduğunu fark ettiği an daha da sövmeye devam eden insan modelidir. bu defa kendinden daha emindir ama. ağız dolusu küfürleri saydırdı mı tamamdır artık, rahatlayıp keyiflenmiştir. ***
kendilerini sevmek için zaten onlarca neden varken birde stay gibi muhteşem bir parça ve muhteşem bir yorumla sizi kendilerine daha da bağlayan hatta abartısız aşık eden ingiliz gruptur. **
vize sonuçları açıklandığında kafasını dağa, taşa vurmak yerine "finallere kadar takılayım buralarda. final haftası hiç uğramam sözlüğe, çalışırım" diyerek geleceğe yönelik planlarını da şimdiden yapan öğrencidir. ***
olsa da olur olmasa da olur deyip geçebildiğim uygulamadır.
işin saçma yanı herkesin dilinde "fakir çocuk ne yapsın o zaman" sorusunun dolaşmasıdır. zengin adamların çocukları da devlet okulunda okuyorlar sanki. sonra efendime söyliyim ülkede onlarca milyar verilen özel okullar yok zaten.
işin bir diğer saçma yanı ise okul bu alt tarafı, neyini abartıyoruz ki bu kadar? bu konunun en güzel örneği dershanelerdir. günümüzde dershaneye gitmeyen insan mı kaldı? kim kiminle dalga geçiyor, kıyafetlerle dalga geçme zamanları bitti çoktan. onlar anca bizim gençlik dizilerimizdeki şımarık tiplerde kaldı.
velhasıl bu kadar yaygara yersizdir. akılları kurcalaması gereken asıl soru "akp madem böyle bi karar aldı altından ne çıkacak acaba lan" olmalıdır.
kızaran burunlar ve moraran eller görmeye başladığınızda anlıyorsunuz kışın geldiğini. soğuk hava pis, lanet bi şeydir; ama terleten yaz sıcaklarının yanından dahi geçemeyecek olması gerçeğini de unutmamak gerekmektedir.
günümüzde pek de karşılaşmanın mümkün olmadığı durumdur. şöyle ki kitap okuyan insanların sayısı zaten belli bi sınırdadır. ülkedeki okuma oranı bu denli azken birde kıraathanede kitap okuma oranı denilince pek de fazla bi şey beklememek gerekmektedir. **
bölümümle hiçbir alakası olmayan fakat zorunlu olan dersin özenile bezenile hazırlanılan konusudur. aldığım nota bakınca hocanın bu padişahtan hiç haz etmediğini düşünmekten de kendimi alamadığım doğrudur. **