Yorgun ve yorgunluğumun çok çalışmak gibi bir anlamı var. Dertler, sorunlar da cabası. Asla düzelmeyecek diyorum içimden, bahar hiç gelmeyecek. Yaz yağmurunun neden olduğu toprak kokusunu çekemeyeceğim içime, sırtımı şehre dönmüş koşuştururken kırlarda. Bu akılsız akıllılıktan, haplardan, cigaradan, kalabalık bir avm içi yalnızlıktan, hacılardan, hocalardan, endamına zerk etmiş hoşnutluktan sıyrılsam. Kavrulsam güneşinde gülüşünün yol açtığı.
Kredi kartına taksit yapılabiliyor mu mesela? Veya ödenmeyen borç yapılandırılabilir mi? Af gelse de bekarlık vergisi faizi silinebilse. Evli misin sorusuna artık yok vergi ödüyorum derim mesela.
Kendine ‘karı’ dedirtmeyen cinsten olacak ki deme cüretini gösterecek olana hak ettiğini verebilsin. Şekilciliğe karşı olun, belirlenmiş kalıplara sokmayın. Gönül kimi severse güzel odur, kimle bir ömür geçirebileceğini düşünüyorsan eşin odur.
içi boş insanlar genellikle dış görünüşe pek önem verirler,demiş yazar. Pek güzel söylemiş. Popüler kültürün dayattığı güzel algısının ötesine erişebilmek, var olanı olduğu gibi kabullenmek güzelliğiyle bakabilmektir insan olana yakışan. Boya, kokuya, renge ne hacet.
Az önce A habere denk geldim zap yaparken. iki cümlesi Mıh gibi değil Nuh gibi aklımda. Meğerse ben sosyoloji nedir bilmiyormuşum farkettim. "15 temmuz şehitlerinin sosyolojisini kimse konuşmuyor. Hepsi işi gücü olan insanlar, meslek sahibi yani orta sınıf. 15 temmuz Gazi'lerinin de sosyolojisi şudur: hepsi iş güç sahibi yani orta sınıf. Ayrıca Türkiye dünyada demokratik yönetim uygulamasında bir numaradır. O gecenin demokrasi Kahramanlarından biri de A haberdir. " işte yeniden aydınlanmamıza sebep olan kutsal cümleler.