yakmak meşakkatli iştir, çok hazırlık gerekir, temizlik filan sıkıntı olur. (ör. Hindistan)
gömmek temizdir, hem sonra gömdüğün yeri unutup üstüne apartman filan da dikebilirsin. bir bakmışsın var bir bakmışsın yok gibi olur böyle. (ör. Türkiye)
Ayrıca nazi almanyası da gömme yoluna gitmiştir, adamlar profesyonel sonuçta.
kumbarasını bozmuş yazarların düşünmesi gereken şeydir.
bozulan kumbaranın içinden çıkan bozuklar ile ne yapacağına karar verememekten kötüsü yoktur.
bütünlettirmeye çalışsan dilenci muamelesi yaparlar mı diye korkarsın, restorana gidip hesabı tektek sayarak veremezsin (rezil oluruz elaleme).
sonuç:
bol bol sakız
ömür boyu yetecek çekirdek
şehirdeki tüm dilencilerden kağıt mendil
derste uykunun gelmesinden çok daha kötü bir durumdur.
yatıp masanın üstüne hocam başım aaaarıyoooo moduna giremezsin.
yakalanma korkusu ile toplantı odasına gidip yatamazsın.
izin alıp eve gitmeyi aklından bile geçirme.
çalışayım diyorsun, bakıyorsun özel sektör kanını emmiş verdiği 3 kuruş parayı dirhem dirhem burnundan getirmiş.
durum o kadar kötü ki paranı harcayacak zamanın yok yoğunluktan.
o yüzden isyanlardayım sözlük. dizimi kırıp evde zengin kocamın yanında oturup altın günlerinde takılacağım bundan böyle.
erkeklere de önerim bir an önce ev adamlığı konseptini icat ederek uygulamaya koymalarıdır.
inovatif yaklaşın biraz olaya.
1- Ölümsüzlük, sanki bir gün ölmeyecekmiş gibi yaşarız, ölümü bilir ama asla tam olarak kabullenemeyiz.
2- Benim başıma gelmez. Etrafımızda yaşanan kötü şeylerin bizim başımıza gelmeyeceğine dair ön yargılarımız vardır.
mesela sigorta meselesinde pek bir zayıfız bu nedenle Türk milleti olarak.
3- Eğer başıma bir şey gelirse biri gelir beni kurtarır. Hepimiz aslında çok da yalnız olmadığımızı düşünürüz, halbuki tam tersi sapına kadar yalnızız.
Sonra dedeye kitap okurken sallanan koltukta uyuyakalirsin. Babaannenin yaptıgı koca bir bardak sıcak çikolata sıcaklığında, sonmeye yüz tutmuş şömineye nazır sabaha kadar yan yana uyursunuz dedeyle.
Bence kopmalı beyler bayanlar, sonuçta insan ırkı kadar yıkıcı ve bencil bir ırk daha yok şu dünya üzerinde. iyi ki uzaya gidemiyoruz adam akıllı diye sevindiğimi da eklemeliyim. Gezegendeki canlıların yarısını köleleştirdik, köleleştiremediklerimizi yok ettik, avladık. Her canlı doğadan ihtiyacı olan kadar almayı iç güdüsel olarak bilir ama biz böyle mi yaptık, hayır, biriktirdikçe biriktirdik, doğanın kendisini yenilemesini beklemeden, sanki hiç tükenmeyecekmiş gibi yedik.
Ayrıca kirlettik de, bütün diğer canlılardan fazla kirlettik. Teknolojimiz kirletti, ürettiklerimiz kirletti, toprağı, suyu, havayı hiç düşünmeden kirlettik. Şimdi doğa dostu olarak bencilce yaptığımız şey ise telafi etmeye çalışmak, belki biraz daha burada yaşamımızı sürdürürüz diye çabalamak, geçmişi örtüp doğanın sakinleşmesini tedavi olmasını sağlamak ama artık çok geç.
Kısacası sevgili yazarlar, bence kıyamet kopsa evren için daha hayırlı olacaktır, yokluğumuzdan kimsenin şikayetçi olacağını sanmıyorum. Bitse de gitsek artık.
şu sıralar gözlemlediğim ilginç bir olaydır. sigara içilmesine izin verilmeyen mekanların dışında, soğukta, titreye titreye sigara içen insanların arasında bir bağ kurulur adeta, şöyle çakmak var mı filan derken arkadaşlık başlamıştır.
aynı durum kütüphane dışında, ders çalışmaktan beyni bulanmış tiryaki öğrencilerde de gözlemlenebilir.
kısacası biriyle ilk defa iletişime geçme aracı olarak sigara, son derece başarılı gözlemlediğim kadarıyla. sigara içmen insanların ordan burdan atılıp, ezilmesi ve hor görülmesi(!) ile ilgili yapılanmış bir azınlık bilinci de olabilir pek tabi.
insanın moralini garip bir şekilde yükselten bir eylemdir.
böyle sallana sallana hazırlanırsınız, sıcak kahvenizi yudumlayarak kaloriferin yanına sinip yağan karı izlersiniz, hala zaman vardır bu yüzden sakinsinizdir,
kendinizle ilgilenirsiniz biraz(tabii kızlar için daha geçerli, oje, bakım vs.), kahvaltınızı günü düşünerek, özellikle yavaş yavaş edersiniz.
sonra tam da zamanında, evden çıkıp hayatın karmaşasına balıklama atlarsınız.
hazırsınızdır.
şu an bakıştığım başvuruya küfredebilecek noktada olma sebebim.
anlatıyorum:
lütfen -- confident
beni ---- competitive
işe ----- smart
alın ---- ambitious
pls ----- polite
son derece gerçek ve acıdır. yapacak bir iş bulamadığınızda, hayatınız bir dönem için durgunlaştığında bir arkadaş, facebook, haber vs. bir yerden sözlükleri duyarsınız. merak edip yazar olursunuz. zaman geçtikçe hem tarzınızı belirler, hem sözlükten dostluklar kurar hem de daha çok eğlenmeye başlarsınız.
bir bakmışsınız sabahlara kadar sözlükte takılan 7/24 aktif bir yazar olmuşsunuz, hiç de sıkılmıyorsunuz.
sonra hayatınız değişir. yapmanız gereken işler üstünüze üstünüze gelir, sevgiliniz olur, dersiniz başlar vs. artık sözlüğe ihtiyacınız yoktur, gerçek hayatta yeni bir sosyalite kazanmışsınızdır.
ve sözlüğe girmeye devam edersiniz.
ihtiyaç bağımlılık haline dönüşmüştür.
birkaç kez bırakırsınız, en fazla 1 ay... sonra bir sebepten geri dönersiniz. eskisi kadar aktif olamazsınız belki ama sırtınızı dönüp de gidemezsiniz.
sözlükteki dünyanız gerçekle yer değiştirmeye başlamıştır. bağımlısınızdır.
beylar bayanlar ben astarte, sosyal hayatı olan bir sözlük bağımlısıyım. gurur duymuyorum.
çok sık rastlanan bir durumdur. herhangi bir sebepten dolayı depresif, mutsuz ya da umutsuz olan kadınlar çevrelerinde yapmak istedikleri değişimi ilk olarak kendilerinde ortaya koyarlar. bu sebepten dolayıdır ki hayatlarında bir takım sorunlar yaşayan çoğu kadın saç rengini, saç tipini, saç uzunluğunu değiştirir. eğer bununla yetinemiyorsa evinde değişikliklere başlar: hakim rengi, dekorasyonu, koltukların yerini değiştirerek bilinçaltındaki değiştirme dürtüsünü tatmin eder.