- kronik bir şikayetçi olmak . en ufak bir şeyden bile nem kapıp yakınıp durmak.
- ilişkide sevgiyi göstermek fakat bunu yaparken karşı tarafın vazgeçilmez olduğunu hissettirmemek gerek .çünkü hiç kimse vazgeçilmez değildir.
- sevdiğiniz kişiyi kıskançlık gösterilerine maruz bırakmak.
- yapışık ikizler gibi sürekli yan yana olmak. oysa çiftler kendileri dışında da sosyal hayatlarına devam etmeli ki birbirine anlatacakları şeyleri olsun ,merak öğesi canlı kalsın.
- ilişkiyi hayatının merkezine koymak. ondan başka bir şey düşünmemek, arkadaşları dahi bir süre sonra dışlamaya başlamak. bu durum karşı taraftan beklenen ilgiyi alamayan kişide yalnızlığa yol açacak.
- maddi ve manevi yükleri birlikte paylaşmamak bunu tek bir kişinin omuzlarına atıp işin içinden sıyrılmak.
- sevilen kişiyi ya da eşi değiştirmeye çalışmak.zaten bazı şeyleri en başından bilerek tamam diyorsunuz sonra onun saçma sapan huylarını ya da hiç konuşulmayacak küçük hastalıklarını takıntı haline getirip onu değiştirmeye kalkışıyoruz. kişi kendisi isterse alışkanlıklarından ve huylarından vazgeçer bir başkası için bunu yapmaz.
- tartışmalarda konuyla hiç alakası olmayan şeyleri yani geçmişte yaşanılanları gündeme getirip durmak. sesimizi yükseltmek ve karşı tarafa konuşma hakkı tanımamak.
- ilişkide belirli bir zaman geçmemiş olup ilişki rayına oturmamışken evlilik olayını gündeme getirmek. birbirlerinin birçok hareketinin sonuçlarını bilemeyen ya da karşılıklı sorunları daha ilişki esnasında iken çözemeyen çiftler için evlilik kabus ile sonuçlanabilir.
- ilişkide aileleri devreye sokmak. kendi isteklerini bırakıp onların hayatını ,onların istediklerini yerine getirmeye çalışmak.
- aldatmak. en can alıcı nokta. birlikteliğiniz devam ederken heyecan arayışı içinde olmak.yaşanılan onca zamanın, o güzel hatıraları bir anda silip atmak.
y: teyze sen yumurta pişirmeyi biliyor musun?
t: evet biliyorum.
y: o zaman ben acıktım.
t: tamam. yumurta mı pişireyim?
y: hı hı tabiki de.
mutfağa gidip dolaba bakınca yumurta olmadığını gören ben ,
t: sen burada bekle , ben tavuklar yumurtlamış mı bakayım tamam mı?
y: olur. zaten bizim tavuklar çok güzel yumurta yaparlar teyze sen biliyor musun? bir yesen ımmm mis mis.
elleri de bir mis ifadesi şekline koymuş.
önce bana, sen yumurta pişirebiliyor musun deyip ardından da tavuklarını öven bir yeğen beni o vakit orada kahkahalara boğmuştur.
çok yaşa benim küçük paşam sen.
bir erkeğin dilinden bana yaklaşamadıkça söylediği cümle
kötü mü bu diyorum yoo değil aslında.
ama yine de acayip bir insansın diyor.
asıl acayip olan senin beyin yaşın ama neyse.
sabah sabah yapılır mı yahu! elime bir adet sıkıştırırıp canım banim seni de bu mutlu günümde yanımda görmek istiyorum denilir mi ?
dur daha ben uyanamamışım hem.
kem küm eder kalırım tabi öyle.
baktım inceledim neyse daha vakit varmış o zamana kadar ne giyeceğim ne edeceğim düşünürüm artık.
seviyorum bu kızı , görücü usulü oldu ama umarım mutluluklar daim olur.