Çaylak olduğu halde Çılgınlar gibi nick altı girilen hala yazar olamamış çaylak kişisi.
Öncelikle tanımadan etmeden nick altıma güzel entryler girdiğiniz için teşekkür ederim.
Nick altına cevap vermek kural ihlali oluyor biliyorum ancak birkaç kişiye bunları söylemeseydim rahat edemezdim:
- nickimin amacını nick altı girenlerin çoğu anlamış zaten, mizahtan ileri bir düşüncem yoktu. Genelde bu repliğin dizi ve filmlerde kullanıldığını da bilirsiniz, yani ben öyle umuyorum. Ama bunu bilmelerine rağmen adamlar gelmiş namusuma yönelik hakaretlerde bulunuyor. Ben hamile olduğum için böyle bir nick almadım herhalde, olayın güldürü amaçlı olduğu da bariz belli. Sırf gündem yaratıp ego kasmak için nick altına böyle entryler girmeniz boş muhabbetten başka bir şey değil.
- ikinci olarak da birkaç kendini bilmez şahıs, prezervatifli seksli espri yaptığını sanmış ki espriniz de zekanız gibi cinsellikten öteye gidememiş. Aynı şekilde size veya annenize ithamda bulunsam hemen ağlar şikayet edersiniz ama.
Her neyse, artık yazar olunca okursunuz..
Özel üniversitelere giydiren insanların özel üniversiteler hakkında bilgileri yok anlaşılan.
Hukuk her özel üniversitede yok önce bunu bir kavrayın. O ezdiğiniz, özel diye burun kıvırdığınız istanbul'un en iyi ve en kötü Üniversitesinin başarı sıralaması 100-22.000 kişi arasında. Yani o özel üniversiteler ilk 100deki kişiyi de alıyor, yirmi bindeki insanı da. ilk 15-20 bine girebilmeyi de bu kadar kolay gördüğünüze göre hepiniz Koç'luk öğrencilerdiniz anlaşılan?
Tutturmuşlar bir özel üniversite lafını ağızlarına, ne söylesek de boş muhabbet yaratsak diye bekliyorlar.
Şu yorumu yapan yazarların ygs lys sıralamalarına baksak eminim 50binden iyi değillerdir ki son iki yıldır yapılan ygs ve lys sınavları bugüne kadar olan sınavların en zor olanları. Yani anlayacağınız sizin o atıp tuttuğunuz, gömdüğünüz üniversiteleri kazanmak her yiğidin harcı değil.
Ayrıca üniversitelerde kontenjanların artmasıyla ilgili atıp tutanlar da var, haklısınız üniversiteler azalsaydı kontenjanlar artmasaydı da ülkede mantıklı cümle kurabilen insan sayısı bir elin parmağını geçmeseydi o zaman hepiniz rahatlardınız.
Sözlük resmen neye uğradığını şaşırdı. Meğer ne kadar zall düşmanı varmış ulusözlükte. insan düşmanını çok uzakta aramamalı. Eleştiriler tabiki olacak ama daha olayın ne olduğu tam anlaşılmamışken, zall açıklama yapmamışken saldırıp, suçlamak niye? Kimse efendi efendi ne diyecek nasıl savunma yapacak diye beklemiyor. Yeri gelince herkes özel hayat gizliliği, kimse karışamaz diye bağırınıyor.
Aman size bir şey olmasın da başkasına ne olursa olsun tabi gram umrunuzda değil. Herkes işin eğlencesinde.
Tüm uludağ sözlük ahalisine giydirmişlerdir. Sözlük gibi yazarların da leş olduğunu, 50 karakteri geçmeyen entryler girildiğini iddia etmişler. Siz oturup hala zall abaza mı değil mi onu tartışın.
Oyunculuğu laf edilmeyecek kadar sağlamdır. Filmleri arasında hiçbir filmi zaman kaybı olarak görmedim hepsini iyiki izlemişim. En azından Türk filmleri gibi tekdüze değil aamir khan'ın filmleri. Bir karakter sadece hüznü ya da sevinci canlandırmıyor. O üç saat içinde aşkı macerayı acıyı ölümü mutluluğu kısaca her duyguyu tadıyorsunuz.
Karaktersizliktir. Bir kişinin sevgisinin size yetmemesi sizin ne kadar açgözlü ve doyumsuz olduğunuzu gösterir. Böyle insanlar da ancak kendisi gibi biriyle yola gelir zaten.
Kadın istemedikten sonra isterseniz ağzınızla kuş tutun yine olmaz. Her şeyden önce kadın sizi istemeli, size karşı boş olmamalı. Zaten o da etkileniyorsa bir hafta içinde hiçbir şey yapmadan da aşık olur. Sizi istemesi de tamamen kadına kalmış bir olay. Kimi dış görünüşe bakar, yakışıklı erkeklerden etkilenir. Kimi karaktere önem verir. Kimi burçlarınızın uyup uymadığına bakar. Kimi romantik misiniz odun musunuz ona bakar.. yani bu liste uzar gider. Sizin kadını tanıyıp sizi isteyip istemeyeceğinden emin olmanız gerekir.
kendimden hala utanmama sebep olduğum anı..
ilkokul 4. sınıftayız. Devlet okulunda okuyordum ama zengin insanların çoğunlukta olduğu lüks semtin bir okuluydu.
Okulda yardım ve bağış günleri olurdu, sınıftan maddi durumu kötü olan öğrenciler tek tek isimleri söylenerek çağırılır, ellerine ayakkabı kutusu büyüklüğünde bir kutu verilirdi. içinde çoğu zaman kıyafet özellikle kış aylarında ise ayakkabı olurdu.
Bir gün, yine o günlerden biri; içeri okul aile birliğinden biri geldi. Yine o ezbere bildiğimiz isimleri saydı, bir kişi hariç. Öğretmen de bunu fark etmiş olacak ki: " x'i unuttunuz, onun da ayakkabıya ihtiyacı var." Dedi. Başımı öne eğdim. O çocuk o kadar gururlu biriydi ki sınıfta böyle söylenmesi onurunu okşadı koşarak çıktı zaten sınıftan. Ertesi gün öğretmenler Günü hediyesi için para toplanıyordu. Vermezseniz notunuzu kırarız diye tehdit edip ondan da 20 tl aldılar.
Belki de 1 haftalık harçlığıydı o para.
Daha sonra öğlen yemek yemediğini gördüm. Ne olduğunu fark etmiştim zaten, parası kalmamıştı. O an kendimden o kadar çok utandım ki. Onun yüzü kızardığı ya da mahçup olduğu için değil, dünyada böyle para düşkünü insanlar olduğu için.
O öğretmene de 600 tlye telefon aldılar öğretmenler gününde.
Hayat vicdansız insanlar için gayet kolay olabilir ama bunları görmek yaşamak bana zor geliyor.
Olayı iki yönden ele alacağım:
- ülkede bu kadar yoksul, zar zor okuyan hatta parasızlıktan okuyamayan, okulunu yarım bırakan, devlete bursunu ödeyemeyen insan varken kendi ülkemizi boşverip suriyelilere yoğunlaşmak bana yanlış geliyor.
-Bir de olayın şu tarafı var; hiçbirimiz savaş görmedik, zulüm görmedik. Ailemizdeki çoğu bireyler sağlam, şehit görmedik.(bazılarımız) aç kalmadık, evsizliği bilmedik. Ülkemizi kaybetmedik. Belki bu olaylar bizi şuan kinlendiriyor olabilir ama o insanların bu paraya ne kadar ihtiyacı olduğunu biliyoruz. 1200 tl bursla ailesini geçindirip okul masraflarını kıyafet masraflarını erzak masraflarını karşılayacak olanlar var, ki 500-600 tl'nin de ev kirasına gideceğini düşünürsek çok da karşı çıkmamak gerekir bu duruma.
Tecavüz sadece kadın bedenine sahip olmak değildir, ki kadın sizi istemedikten sonra zaten bedenine değil sadece o küçük zar parçasına sahip olabilirsiniz.
Ayrıca kadın istemedikten sonra isterse on yıllık eşin olsun, onunla zorla ilişkiye girmek tecavüzdür. Kimse sizin cinsel zevkinize göre hareket etmek zorunda değil. Sonuçta evlilik sadece bunun için yapılmıyor. Erkek bu konuda zorlamak yerine erkekliğini bilip en azından eşine taviz vermeli ve sorunu çözmelidir.
Kendisini seven ve kendisine ilgi gösteren tiptir. Başkalarının hediyesiyle mutlu olmaya muhtaç değildir. Kendisine küçük sürprizler yaparak mutlu olur.
Olayın kat kat giyinmekle veya süsüm bozulur triplerine girmekle alakası yok, ki girdiğin entrydeki o kadına yönelik imayı da gayet iyi anlıyoruz. insanların düşüncelerine saygı duymayı ne zaman öğrenecek bu toplum?
Bu soğukta dışarda o kadar evsiz, aç insan varken "ay kış çok güzel oley kartopu oynayalım" geyiği yapamıyorum ben üzgünüm.
Birkaç bilinçsiz aile çocuklarını zorluyor diye islamda her anne baba çocuğunu zorluyor diyemeyiz. Şahsen ben çok rahat büyüdüm kendi irademle oruç tuttum veya kendi isteğimle dini sorguladım. Burada o ailelere söverek hiçbir çocuğu ateist ya da aşırı dindar yapamayız aklı olan insan zaten araştırır neye inanmak istediğine karar verir.