hiç olmazsa düzeltilebilir, ama fakirsen öyle gidersin." yazılan başlıktır. fakirliğin düzelmediğini, mallığın düzeldiğini sanan insanların varlıklarıyla fikrimi tescil etmeleri ilginç olmuş.
edit2: ayrıca örnek başlıklar vereyim, daha iyi anlaşılsın
beni üzmüş, şaşırtmış ve hayretlere düşürmüş olaydır. gazman'ı, hamdi alkan'ı tanımayan insan olması nedense kabul edilemeyecek bir şeymiş gibi geliyor.
süper bir fikirmiş gibi aklına gelen, planladığın, haftalarca araştırdığın bir şeyin klavye başına geçtiğin an sikimsonik, tırt bir fikirmiş gibi gelmesinin dahil olduğu zorluklardır.
ironi bir durumdur. yapılabilen bir şey değildir. bir söz, bir olay ironik olabilir. bir tesadüf, ironik olabilir. dolayısıyla daha çok sıfat olarak genellenebilir.
mesela, emniyet kemeriyle boğulmak ironik bir durumdur. tesadüf gibidir, ama kimse kalkıp "tesadüf yaptım" demez.
veya ironik olay dendiğinde sıfattır. "yumuşak yaptım" da demezsiniz.
ironi kelimesini yanlış kullanmak aslında şaşırtıcı değildir zira türkçe bir kelime değildir. anadili türkçe olmayan biri olarak bunu daha iyi anlayabiliyorum ve anlatabiliyorum. sizin aslında kullanmanız gereken ve anlamca daha doğru olan kelime, (bkz: iğneleme).
edit: ironi, kelime yapısı ve anlamı itibariyle "yapılabilen" bir şey değildir. nasıl "tesadüf yapmak" ve "korku yapmak" mantıksızsa, ironi "yapmak" da öyledir. ironik bir cümle kurabilirsiniz mesela. ironik bir durum yaratabilirsiniz. ama "ironi yapmak" mümkün değildir.
edit2: ironinin genellikle bir sıfatla eşdeğer anlamda kullanılmasını halen anlayamamış yazarları ortaya çıkarmıştır. google arama motorune basitçe "make irony" yazarak öyle bir kullanımının olmadığını öğrenebilirsiniz. trajikomik bir durum ayrıca ironik olabilir. ama korelasyon, nedensellik demek değildir. (bkz: correlation is not causation)
an itibariyle sonuçlarımın başarılı olduğu bilgisini aldığım sınavdır. devamı mülakat olarak yapılacakmış. başka girenler de varlarsa bilgi ve deneyimlerini paylaşabilecekliri başlıktır da aynı zamanda.
bazı insanların yaptıkları, insanı deli eden şeydir. hayvanat gibi bağırarak hapşırıldıktan sonra bir de mal gibi sırıtarak, "ben böyle hapşırıyorum, elimde değil hihihi" denir. yumruk atma isteği uyandırır.
bazı kadınların yaptıkları şeydir. üzer. siz böyle boy aynasında çekilmiş bacaklı macaklı bir şey beklerken yatağa serilmiş kot etek görüntüsü gelince istemsizce biraz ağlanır hatta.
ilginç bir durumdur. yapılanların gerçek sebeplerini düşündürür. milli değerler bahane edilerek milli değerlerin yok edilmeye çalışılmaları durumu olabilir, bu da komiktir.
müslimler doluşmadan önce bir düşünün. teknoloji çağındayız, telefonuna oruçlu, kokan ağzınla "saat kaç" diye böğürsen bile alet sana söylüyor. namaz takvimleri var. saatler var. günün önemli saatlerinde ve en önemlisi sabahın afedersin amında, "HOOLLLEEEEEAAAAAÜAÜÜÜÜÜÜÜAÜAAĞĞĞHHH" diye bir ses dinlemek zorunda olmadığımız bir gerçektir. düşünülmesi gereken şeydir.
edit: diğer dinlerin seslerinden örnek veren arkadaşlar görüyorum, sizlere bazı laflar hazırladım. şimdi öncelikle bana kalırsa hiçbir dinin çığırmasını, gongunu dinlemeyelim. saatiniz yoksa da allah'a dua edin yollasın ehehe. şaka şaka. ama kilise çanı hani en azından saati söylüyor. ezan ona bile yaramıyor. hani hava kararmışmış güneş batmışmış, onu bi bırakın. "aa ezan okunuyor o halde saat 19:48 diyen var mı lan etrafınızda? kalksın kardeşim, çan da kalksın boru da kalksın. huzur içinde oturalım şu ülkede amk. ayrıca, kilise çanları da sussun diyen arkadaşlar, sizin yobaz ülkenizde nerede var lan kilise çanı, sayılı yerler haricinde?
samsun müftüsünün "18 yaşındakinin zinasına karşı çıkamıyorsanız 17 aylık bebeğe tecavüze karşı çıkmak timsahın göz yaşlarıdır" şeklindeki açıklamasıdır.