bugün öğrenmiş olduğum şaşırtıcı bilgi. fizik tedaviye gittim bugün röntgene yolladı sonucunda bel düzleşmesi var dedi egzersiz verdi ardından başka bir hastalığım için genel cerrahiye gittim orda da bel düzleşmesi konusunu açtım doktor, beyin cerrahına gitmemi söyledi tabi duyunca hı? efendim? gibi bir tepki verdim ancak oranın daha detaylı ve daha yararlı olduğunu söyleyince aklım yattı. sonuç olarak her gün yeni bir bilgi.
şanslı nesildir. maddi açıdan o zamanlar lükse kaçsa da okul etkinliğiyle, arkadaşıyla, ailesiyle birlikte oranın heyecanını, zevkini yaşamış nesildir. ah ah ne güzeldi o çocukluğumuz boydan boya tatilyayı saran hızlı tren, su kaydırağına çılgınlar gibi binmemiz.. yükselirken kalbimiz küt küt atardı ve aşağıya hızlıca inerken bağırışlar, çığlıklar tam da o arada çekilen fotoğraflar çıkışta satın alınmayı beklerdi.
neydi o süt dişlerimiz sallandığında aile büyükleri tarafından zihnimize sokulan, kapıya bağla kapıya acımıcak, sonra ağız dolusu kanlar akabinde de çıkan dişi kiremitlere fırlatmak hey gidi hey.
gidene dur demeyiz, düşmeyiz biz dalgaya, ankaranın bebesi, dönüp bakmaz arkaya. ulus cebeci çankaya, gardaş deriz kankaya, bize her yol paris değil, la bize her yer angara. gölbaşının gülleri, imrahorun deresi, atara atar yapar ankara nın bebesi. severse candan sever onun aşkı bir rüya angaranın bebesi tek zar atar sevdaya.. diye giden içinde çok sihirli kelimelerin olduğu über şaheser.
sözler o kadar derin ki akıl mantık işte o noktada duraksar, beyin insan vücudunu terkeder.
öyle bir an da gelir telefonu çekmek istersin ya da kafanı çevirmek ancak artık çok geçtir ekranda sarı mavi yeşil efektli her bir yana dağılmış tükürükler parmakların marifetiyle bir çırpıda silinir.
yatcaz kalkcaz, yatcaz kalkcaz, yatcaz kalkcaz
hoop ordayım dağlar, bayırlar, o uzun yollar
hepsi hikaye, firardayım. pek bi s*kimsonik kaldırın artık şu şarkı bozuntusunu.