Tövbe estağfurullah. Kardeşim peygamber sadece vahyi alıp, yazdırıp bize ulaştırmak için mi gönderildi? Tarihte bunu diyen ve hatta peygamberimiz için "postacı" sıfatı yükleyen insanlar olmuş. Senin bu demeleri o kapıya çıkıyor.
Bunu ilk duyduğumda çok şaşırmıştım. Teyit etmek için Almanya 'da yaşayan kuzenime sordum,evet ödüyoruz dedi. gavur işi çözmüş. Taktir ettim. Biz de arsız gibi eve 1 televizyon yetmiyor 2.yi alıyoruz. Tabii tüm duvarı kaplayan televizyondan aşağısı olmayacak. Uyuşturucu sadece enjektörle vücuda verilmiyor ne yazık ki!
Toplumu inşa edecek olandır. kendine bu değeri ve sorumluluğu yükleyecek bilince sahip olursa gerisi zaten gelir. O sebeple anne adayları kendinizi feminizmin, diplomanın, kariyerin Vb. Algıları altında küçültmeyin. Büyük düşünün.
Gel içimdeki uranyumu zenginleştir sevgilim!
Starbaksları kundaklayalım istersen! Yeşilay derneği başkanından ateş isteyelim sigaralarımıza, kahveden adam toplayalım apar topar bir akşam aniden, gökyüzündeki tabelaları değiştirelim.
Gel içimdeki uranyumu zenginleştir sevgilim!
Emperyalistlere küfredelim istersen, kapitalistlere nasihat edelim, modernistleri en yakın hastaneye sevk edelim. Doğayı sevip, yeşili koruyan bir çocuğa çok masallar anlatalım sonra.
Gel içimdeki uranyumu zenginleştir sevgilim!
Bir gece tüm duvarlara -belki bir gün yeniden- yazalım. Kaşhuş’tan şarkılar patlatalım ve tüm liberalleri vuralım sonra.
Gel içimdeki uranyumu zenginleştir sevgilim!
Dianar’dan Ala dergisi alalım; sen o neo-müminelere uyma sevgilim, gel polemiğe girelim tüm gücümüzle ekmeğimizi çalanlarla, Kudüs’ü özlerken çaresiz, ceket değil kafa tutalım bu akşam.
10 numara anarşistiz işte güzelim
Bu dramatik finalin son kaybedeni ya da!
Bu faça dağılmaz sen bana bakarsan
Sen bana bakarsan ben devletten maaş alırım
Devlet sponsordur bu aşka, sen bana bakma
Bir romantik gibi ölelim ama mutlaka; aleyküm selam, haydi bir bardak daha.
Köpekler yesin ciğerini ey dünya!
De ki: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”
Derin manalar içeren isimler bunlar. Geleceğe yön verecek çocukların ufkunu genişletmeniz lazım. O yüzden arı kovanı, çiçek bahçesi VS. Olmasın zaten öyle isimler çokça mevcut.
Şuan Filistin,Suriye kadar ve hatta belki daha fazla eziyet, işkence gören kardeşlerimizdir. Filistine olan şeyleri medyadan her an takip edebiliyorken doğu Türkistan da neler döndüğünü göremiyoruz. Çin'in uyguladığı dışarıya kapalı tutumu sebebiyle bir şey öğrenmek çok çok zor.
Şuan orada uygulanan şeyler geçmişte Mao hükümranlığı zamanından bile daha kötü. Çünkü Mao, sadece Uygur türklerine karşı bir politika izlemedi aynı zamanda kendi Çinli vatandaşına da aynı zulmü yaptı. Fakat şuan bulunan devlet başkanı sadece Uygur türklerine karşı asimile etme politikası izliyor. Uygulanan polikalardan biraz bahsedeyim.
- 2 çocuktan fazlasına izin vermeyen bir doğum politikası izleniyor. Eğer olursa kadınlar zorla kürtaj ettiriliyor.
- erkekleri sözde ıslah kamplarına toplayarak psikolojik işkencelere maruz bırakıyorlar.
- Çinli bir aileyle kardeşlik uygulaması var. Her Uygur ailesi Çinli bir aile ile kardeş yapılarak ıslah kamplarında olan erkekler sebebiyle yalnız kalan Uygur kadınlarının evlerine davet ettirilip hertürlü hizmetlerini yaptırıyorlar.
- Uygur kızlarını toplayıp Çin'in merkezine çalışmaya gönderme kılıfı ile alıyorlar ve onları fuhuşa zorluyorlar.
- cami kapılarında uyarılar asarak camiye kimlerin girip giremeyeceğini belirliyorlar. Örneğin;Kadınlar giremiyor, 18 yaşın altındaki erkekler giremiyor.
- camilerde Allaha dua ettirilmiyor. Şinziye(devlet başkanı) hamd olsun şeklinde söylemler söyletiyorlar.
- doğu Türkistana kendi Çinli vatandaşını göç ettiriyor.
- Çinlilerle evlenenlere para, ev gibi ödüller vadediyorlar.
- aile yapısını tamamen bozan politikalar ile dini ve milli kimliği ortadan kaldırmaya çalışıyorlar.
- her sokakta kamera ile izleniyorlar. Zaten telefon bilgisayar VS. iletişim imkansız denecek kadar zor.
- kendi kültürlerini zorla dayatıyıyorlar. Çocukları Çinceyi öğretmek adı altında kültürlerini aşılayan okullar açıyorlar.
- normalde Uygur alfabesi Arap harflerinden oluşuyor ama yakın zamanda bunu da kaldırmaya yönelik çalışmalar başlatmışlar.
Şuan aklıma gelen bunlardı. Ama orada büyük bir zulüm yaşanıyor ve Çin zaten oraya gazeteci VS. Girmesine izin vermiyor. Yaşananların hiçbiri medyaya yansımıyor. Ve Dünya zaten yansıyana bile susarken yansımayana karşı ne yapsın!
Günümüzün sorunu bu işte. Biz de alimler bir araya gelip ilmi bir konuyu tartışmıyor. Ya reddiyeler havada uçuşuyor ya tekfir etmeler. Belli bir ilmi seviye, altyapı gerektiren konuların televizyon önünde avama karşı tartışılması insanların aklını hepten bulandırıyor. Al sana deve sidiği ikram ediyorum buyur iç. ilmin de namusu vardır. işte biz bir araya gelmedikçe böyle seviyesiz, birbirine karşı öfkeyle dolan insan olup çıkıyoruz. Kafire karşı harcamamız gereken enerjiyi müslümanla dalaşarak harcıyoruz. Aklımda o kadar şey var ki hangi birini yazsam..
Elin oryantalisti bile senede bir defa beraber toplanıp nerden fitne soksak diye düşünüyor. Hadislere sallayıp duruyor. Al bak şimdi hadis müslümanı kuran Müslümanı diye ayrıldık. Tövbe estağfurullah. Biz sonra neden ümmet değiliz. Şimdi bu dediklerim millet uzaya çıktı biz hala viviviv diyenlere laf vermek için değildi. Ben inancımızla alakalı konuşuyorum.
Kitap:Sosyal davranışlarda ölçüler
Yazar: Prof. Dr. Osman Öztürk
maalesef ki en büyük sorunumuz bilgisi olmadan kanaati olan insanların birtürlü susmaması Ve insanların bu cahillerin peşinden giderek sırf karşı tarafı sevmediği için doğruyu araştırmadan kabul etmesi.
1- Birbirine namahrem olan kadın ve erkeğin kapalı bir yerde kalmasına halvet ortamı denir. Bakın ortam diyoruz. Ortam. Bu ortamda bulunmak dinen sakıncalıdır. O sebeple asansörde de bu halvet ortamı oluşur.Sana burda bir şey yapacaksın demiyorlar sadece oluşan ortamı söylüyorlar. Ayrıca dizilerde asansörde oluşan bakışma, öpüşme sahneleri, birbirini kollama hallerini meşrulaştıran şeyler varken gelip de burada dini bir durumu söyleyen hocaya bu şekilde saldırılması, sizin ilimsiz olduğunuzu ve sizin ikiyüzlü olduğunuzu gösterir. Televizyonlarda asansörde binbir türlü hal döndüren dizileri izlerken sorun yok ama asansör ortamında namahrem kadın ve erkeğin kalması durumunda halvet ortamı oluşur deyince ağzınız üstüne gitmez. Oldu, başka??
2- fetvanın anlamını bilmeyen insanlarımız da var. Fetva muhatabın bir soru,sorun yöneltmesi üzerine ona verilen cevaptır. Bu kuran, sünnet, icma ve kıyas ışığı altında verilir. Yani, fetva soran kişiyi bağlar. Ha eğer senin de böyle bir derdin varsa seni de bağlar. Yani burada çarşaf şehvet uyandırır ve asansör fetvası belli bir muhatabın yönettiği soru üzerine verilen yanıttır. Kimse gece-gündüz cinsellik diye yatıp kalkmıyor. Hatta bu konuda murat bardakçı'nın bir yazısı var buyrun okuyun: http://m.haberturk.com/ya...__twitter_impression=True
3- biz halen bu sosyal platformun insanları halden hale sokabileceğinin farkında değiliz. Kırpılmış kesilmiş videoları alıp bir insana yürüyor olmak, aslında bizim birbirimize olan gizli öfkelerimizi açığa çıkarıyor.
4- siyasetçilerin bu işten kendine pay çıkarıyor olmasına denecek çok şey var ama susuyorum. Diyanet işleri görevini yapmıyor mu? Diye serzenişlerde bulunanlar Diyanetten ne bekliyorsunuz acaba? Şunun şurasında laik düzenin idaresinde olan bir müessese. Bu demek oluyor ki Her an müdahaleye açık. Büyük düşünelim. Bu demek olmuyor ki diyanete güvenmiyorum ama diyanetin sınırları var. Bu sınırları geçemez laik düzene karşı şeylerde susması gerekir.
Bir insanı sevmeniz de onun yanlışını görmeye engel olmamalı. Bu da bizim tüm insanlara bakışımız olmalıdır. O sebeple burada ki yazdıklarım körü körüne bir tutuculuk olarak anlaşılacaksa asla böyle bir şey yapmıyorum. Doğru olanı savunuyorum.
Müslüman kardeşlerime bakış açısı kazandırmak ve merak uyandırmak amacıyla yazdım. Bu arada tartışma üslubunu öğrenmemiz gerekiyor. Karşınızda ki müslümanla tartışırken ona kafir muamelesi yapmayın sonra sonumuz böyle oluyor. Neden ümmet olamıyoruzun cevabını düşünelim.
Herkes gibi Ben de bu şekilde bir hayat yaşayacağım. Ama kafamda mevcut düzene karşı düşünceler döndükçe okurken kampüsümde hareketlilik oluşturuyorum. Çalışırken nesil yetiştireceğim. Evlendiğim zaman daha güçlü olacağım. Çocuğumu halife olarak yetiştireceğim. emeklilik diye bir şey ölene kadar yok. Öldüğümde ise asıl hayat başlayacak. Bence gayet hareketli ve sıradan olmayan bir dünya hayatı.
hala yok peygamberimizden 300 sene sonra yaşadı,600.000 tane topladı, yazdı, yaydı Yav he he diyen tipler hiç hadis tarihi hakkında okuma yaptılar mı merak ediyorum?
Bir de haftada 10.000 twet atma becerisi (!) gösterebilen şahıslar diyor ya bunu gel de sinir olma!
Birincisi; kuranı eksik gören yok. Peygamberimizin kuranı tebyin etme görevi de vardı.
ikincisi; kültür ve sünnet farklı şeylerdir. Cübbe ve sarığa devam(!)
Üçüncüsü ; (O peygamberleri) apaçık belgeler ve kitaplarla gönderdik. insanlara, kendilerine indirileni açıklaman ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu Kur’an’ı indirdik. (nahl suresi 44.ayet)
... Kendilerine indirileni açıklaman(tebyin görevi) ve onların düşünmeleri için... Eeee kardeş şimdi ben açıklananı nasıl bileceğim?
hırsızlık yapan erkek ve hırsızlık yapan kadının, yaptıklarına karşılık allah'tan bir ceza olarak ellerini kesin allah izzet ve hikmet sahibidir" maide suresi 38.ayet.
bu ayette ellerini kesin diyor hangi elini veyahut nereye kadar kesileceği yok. el'in dirsek veya omuza kadar olan kısımları kapsayan manalarıda var arapça'da. şimdi sen hadis, sünnet olmadan bu ayetin hükmünü nasıl uygulayacaksın?
(bkz: mutlakın takyidi)
ahzab suresi 21.ayet: "andolsun, allah’ın resûlünde sizin için; allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır." bu ayeti nasıl açıklayacaksınız? şimdi ben peygamber efendimizden gelen güzel örnekleri nasıl bilebileceğim?
Bakın hadisleri kuran çerçevesinde inceleyince zıt olanlar zaten kabul edilmez çünkü peygamberimiz, zaten kurana zıt konuşmaz.
Ayrıca bu, hadis Müslümanı kuran Müslümanı, ayrıştırmanız akla zarar.
Bir sabah uyandığınızda kentte sığınacak hiçbir taş yapı kalmaz ortalıkta.
Sizi gizleyecek hiçbir bina...
Günahlarınızı örtecek hiçbir ev...
Yaşamak adına hiçbir güneş doğmaz olur.
Kendi ölümüne dahi geç kalmış zavallı bir ruhun acısı düşer payına.
Şimdi her şey yeniden başlayacak baylar!
Yarın sabah olduğunda hayat adına dirençli bir sözcük söyleyeceğiz.
Kitap yorumları, incelemeleri, alıntıları yapılan bir site. Şans eseri birkaç gün önce keşfettim, Üye oldum. incelediğim kadarıyla güzel,fakat zamanla kitap tahlilinde çalıntı yazılar kullananlar felan olmuş, Twitter gibi kullananlardan VS. Sıkıntılar dile getiren insanlar var.
Ben okuduğum kitaplar hakkında yorumlarımı yapıyorum, içlerinden birkaç alıntı paylaşıyorum.
Benim ağzım durmuyor ki. bir şey olacak yanımda ya içecek ya yiyecek ya da ikisi. Başka türlü motive olamıyorum. Kilo felan da almıyorum bak o konuda rahatım.
Kısmen katıldığım görüşler. Adam haklı, en haklı serzenişimiz olan; en az 8 sene ingilizce gördüğümüz halde ingilizce'nin i'sinden haberimiz yok. 4 sene ingilizce dışında dil gördük ondan da haberimiz yok. Bu Nasıl, bir eğitim?
ikiside topluma yön veren görevler yapmakta. Toplumu yoğurun şekillendiren eller. Dolayısıyla bela da olurlar, felah da.
Ben bu eğitim sisteminin çarpıklığını ilk ali ulvi kurucu'nun hatıraları adlı kitap serisini okuyunca farketmiştim. Aynı şekilde hasan el benna'nın hatıralarım kitabını okuyunca. Eğitim sisteminin bizi küçümsediğini gördüm. Bizim tarihten öğrenecek çok şeyimiz var.