içimde tasımaktan cok yoruldum, öyle bi noktadayım ki bunu hiç tanımadıgım ve tanımayacagım birine anlatmak istiyorum. Belki aynı hisleri paylastıgım birileri vardır?
Ortak tabakta atıştırmalık yeniyorsa sayet yavas yiyen kişiye mutlaka ayrılmalı. Yavas yiyen kişi genellikle ben oldugumdan, mevz-u bahisi gecen yiyecek patates kızarmasıysa bir de, tabakta bırakılan o son dilimle harakiri yapmak gecer zihnimden.
sözlüge üye oldugumdan bu yana farkına vardıgımdır. Cümle içerisinde 'bir' demeden o cümle sanki eksik kalıyor. Bi versiyonuna evrilip örnegin 'bi sözlük yazarını bi görselle anlat' farklılık yaratılmak istense de cümlelerimin bile ne denli yalnız oldugunu hatırlatıyor bana. Eyyorlamam bu kadar.
Her gün yasadıgım problem. Özellikle su koru metrosunda (bilen bilir) karşılıklı ip gibi yan yana sıralı koltuklardan birine oturdugumda yer dösemesinden baslamak suretiyle camdaki yansımam, ayakkabılarım, mıncıklanan müzik listem ve izlenildigim hissine kapıldıkca kafamı kaldırıp cevreye her göz gezdirisimde bakışmaya calısan hanzoların varlıgı içerisinde oldukca gerici gecen bir yolculuk.
Hareket halindeyken kitap okumak film izlemek gibi aktivitelerle midesi agzına gelenlerden tavsiyeye ihtiyac duydugum sorunsaldır.
Benim lan o.
Edit: ne yapayım? Sayıp söveyim mi? Gurursuzlasıp arayım mı? Aglayayım mı yatagıma kıvrılıp? Aglayacak kadar duygusallık barındırmıyor artık bünyem hepsini tükettiler. Soracak olursan alkol azaltıyor mu diye, aksine düşünceler eyersiz yularsız kalan bi at gibi doruklara kosuyor, özgür oldugunu düsünüyorsun. Kelimeler agzından edip gibi cemal gibi degil de asele gibi lanlı lunlu süzülüyor iste aklından gectigi sekilde. Bazıları benim de dahil oldugun kısım buna samimiyet diyor, özgün olmak.. bazıları ise aciz.
Bir de bunun uyandırılmak olan versiyonu vardır ki bu saatte hiç mi hiç çekilmez. Dısarıda fırtına kopuyor, rüyamda zeus ışın kılıcını dünya üzerinde denerken, dıkşınn dıkşın sesleri arasında annemin çıglıgını duyup her ikisinin birden varlıgının anca rüyamda olabilecegini düşünerek gözümü agacları yerden yere vuran bir kaosa actım.
Şimşek bey ne yapıyorsunuz?
Gece onikiden sonra kücükbaş hayvan tasıdıklarını düşündügüm metro. Sabahın ilk seferinde, ilk istasyonda başka neyin kokusu olabilir aklım ermiyor. indiginde insana oh be dünya varmıs dedirtir.
Schindler's list filminde trenle kadınları fabrika yerine insan yakım yerine getirdikleri an. Hava insan küllerinden kış ayı gibi agarmıs ve o kadınların korkulu bilinmez bakısları.
Unuttum ben bu sarkıyı, dinlemeyeli ne kadar da olmus. Hani sevdigin birinin hatırasına rastlarsın da... öyle iste.
Tam da karanlıga gözleri dikip, loopa alınacak sarkı.