uludağ sözlükte çok normal bir durumdur. milletin dinine, hayatına, yaşayışına, dünya görüşüne, her şeye çocuk gibi küfür edenlerin entryleri kaldırılmaz, alenen sizin veya bir başkasının bir şeyine “sikik” yazan entryler yerli yerinde durur, ancak sizin hiç bir yazım hatası içermeyen, hiç kimseye küfür içermeyen entryleriniz kaldırılır. neden? çünkü siz o kişiye güzel bir yanıt verdiniz ve haklıydınız. yanıt verdiğiniz kişiler yazacak cevap bulamadı koştu modlara şikayet etti.
örnek vermem gerekirse sözlükte “atatürk camîsi yok” diye propagandaya izin verilir, siz var olduğunu söyler, bir de kaynak gösterirseniz entryniz kaldırılır.
defalarca yaşanan bu durum bu sözlüğün çöp olduğunu açıkça gösteriyor. (bu entryi de kaldırırlar kesin. asdafsd.)
hayırlısı olsun be. herkese konuşma hakkı veren, buradakinin tersine bölücü, halkı kin ve düşmanlığa düşürücü entrylerin kaldırıldığı, her fikre saygı duyan, kutuplaştırmaya saygı duymayan daha güzel yazışma ortamlarında sözlükteki arkadaşlarla buluşmayı umuyorum.
ha bu arada buradaki trollerin hiç birine kızmıyorum, onlar trol olduğu için sözlük böyle değil, sözlük böyle olduğu için onlar trol olabiliyor.
yaptığı son şarkı olan "geççek" şarkısından dolayı tarkanın da dahil edildiği listedir.
ülkede özgürce şarkı bile yapılmasını istemeyen, çekemeyen ancak "14 yıl önce türkiyede fırın yoktu." denildiğinde herkes inansın isteyen güzide parti akp'nin izmir milletvekili, tarkan için "trolleşmiş bir şarkıcı." (!?) dedi.
çok uzun bir süredir konuşulan "mhp'nin vârisi kim" konusu yeniden hortlamış, şu sıralar çıkan haberlerde semih yalçının adı geçiyor.
bahçeli koltuğa öyle bir yapışmış durumda ki, onun yerine birisinin geçeceğini bile unutmuştuk. artık tom marvolo riddle gelse mhp genel merkezinde sırlar odasının kapısını açsa şaşırmayacağız çünkü konu "slytherin'in vârisi" efsanesine dönmüş durumda.
ilginç olan durum şudur ki; “islamiyet sürreel bir şey, ben nasıl inanayım bunlara, bunlar boş hikaye” diyen insanlar “sizin peygamberiniz bütün kadınlar bana helal demiş, 10 yaşında kız almış, bazı kadınları zorla kendinle evlendirmiş kadın ağlarken göz yaşları göl olmuş...” gibi hikayeler anlatıp bunlara inanıyor.
Bu hikayelere istinaden “karınızı istese verir miydiniz?” gibi sorular soruluyor.
Kardeşim islam sürreelde bu hikayeler çok mu reel? Yalan yanlış şeyleri kitaba dizerek kaynak gösterilecek pek çok şey uydurabiliriz. inanmıyorsanız “inanmıyoruz.” demeniz yeterli, istediğin inanca sahip olabilirsin de islama inanmazken bu saçmalıklara neden inanıyorsunuz. Mantıken “kanıt ararım.” diyen kişilerin bu saçmalıklara da inanmaması lazım.
(#45381810) videonun daha öncesini dinlersen onu da açıklıyor, yani diyor ki "aslında 'padişahın hiç bir suçu yoktu. padişah imzalamadı...' deniliyor, ancak en nihayetinde onları oraya padişah gönderdi." şeklinde. ancak ilk entry'de yazdığım yazıyı tekrar okudum, sanki "osmanlı padişahları vatan haini ilan edildi." demişim gibi anlaşılmış, evet onu demek istemedim.
her neyse, benim demeye çalıştığım şey, (çarpıtacak siyasal islamcılar için son kez açıklıyorum) bugünlerde birilerinin sırf osmanlıdan bilmem kimin torunu diye bir yerlere konuşmacı olarak çıkartılıp atatürk ve cumhuriyet hakkında ileri geri konuşması ile ilgiliydi. ben "osmanlı düşmanlığı" politikası olarak söylemiyorum bunu, tabiki de o tarih tamamıyla bize ait ve bununla gurur duymalıyız. ancak yeniden osmanoğulları monarşisi, sembolik bile olsa "türk milleti için bitmiştir, biten şey gurur duyulacak tarihimiz değil, osmanoğulları monarşisidir." demek istemiştim.
abdurrahim karakoçun şiiri. bir şiir nasıl bu kadar derin anlamlı olabilir dedirten şiirler vardır ya hani. bu onlardan birisidir. uğur önür tarafından çok güzel seslendirilmiştir. dinlemek isteyenler için; https://www.youtube.com/watch?v=tgEQaW-A3lc
youtube'a "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Dini kullananlara prim vermeyeceğiz dedi diyaloğu" yazarsanız göreceğiniz bir video var. oy kullanan sıradan bir vatandaşın 1 dakikalık röportajı. durumun güzel bir özeti. link aşağıda. https://www.youtube.com/watch?v=ZcOuIJQ6y4w
arm cortex tabanlı yeni nesil mikrodenetleyiciler üreten başarılı firma. kendisi mimari üretmez, arm firmasının mimarisini kullanır. artık bu marka diğer markaların önüne geçti. aynısından türkiyede kurmak ya da şirketin fransızlara ait hisselerini satın almak ne kadara mal olur acaba diye merak ettiren şirkettir. (tahminen 128 milyar dolardan daha az tutacaktır.)
bazı salakların yazdıklarına bakıyorum, aleviler aşağı kürtler yukarı, şunlar sağa bunlar sola yazıp duruyorlar. insan merak ediyor bu işten ne kazanç sağlıyorlar diye. siz hiç merak etmiyor musunuz? çünkü mantıken ülkede kaos ortamı oluşsa, iç savaş çıksa bu işten kazanç sağlayacak kişiler ancak silah satıcısı, mermi satıcısı felan olur. bir insan eğer yarın bir gün çocuklarına kaos durumunda, milletin birbirini vurduğu bir ülke bırakacağını anlayamıyorsa herhangi bir medya organına girip bir şeyler söyleme hakkı da olmamalı, izin verilmemeli. (tabi önce siyasetçilerin bundan beslenmesinin önüne geçmek lazım.)
çocuklarımıza öğretmeliyiz; "kutuplaştırmak, ülkeyi bölmek isteyen kişilerin bu işten kazancı vardır aynı zamanda geri zekalıdır çocuğum, uzak dur ondan tamam mı?" diye. ben bunu yapan kişilerin iyi niyetli olduğunu düşünmüyorum. (beni kimliğimle suçlayacak olan beyinsiz cahiller için söyleyeyim, sünni ahıska türküyüm, yazılanlara kızmak ve karşı çıkmak için illaki alevi ya da kürt olmam gerekmez.)
imam cemaat ilişkisi, reisleri herkese "terörist, fetöcü..." diye iftira atmaya alışınca müridleri de milleti dinsizlikle, hristiyan olmakla vs. suçlamaya başladı. islamda müslüman birisine "müslüman değil" diyen kişi dinden çıkar, öbür tarafta hesap olduğuna inandığınıza göre, şimdiden allaha ne hesap vereceğinizi de düşünün artık. savunduğunuz şeyleri "dinden çıkmaya bile razı olarak" savunmanız çok komik.
https://galeri.uludagsozluk.com/r/2212032/+
ülke yönetimindeki yanlışlardan, elektriğe doğalgaza gelen kat kat zamlardan bahsedince verecek yanıt olmadığından "kemalistler hadi bunları da konuşun" şeklinde bulunan çıkış noktasıdır. Sanılır ki atatürkçüler bunlar yapılsın istemiyor. sonra denilir ki "ama chp uçak fabrikalarını kapattı.", sonra derler ki "chp 40 yıl önceki kafa ile ülke yönetiyor."
20 yıldır ülkede akpli olmayanları chpli sanmaktan, akp dışındaki bütün partiler millet sürünsün istiyor gibi göstermekten bıkmadınız. savunma sanayisi amerikadaki, rusyadaki, çindeki gibi siyaset üstü bir konudur, kim başa gelirse gelsin bunları yapmak, projeleri devam ettirmek zorundadır. akp önce içindeki türk düşmanlarını temizlesin, sonra atak mı üretmiş akıncı mı onu bir daha konuşuruz (bu arada onların üretimi mühendislerin başarısıdır, rte'nin değil)
Kendi arasında neden-sonuç ilişkisi bulundurabilen şeylerdir aynı zamanda. acı olan ise; demokrasinin bir getirisi olarak cahillerin hatasının bedelini ödersiniz.
Diğer ülkelerle sürekli rakamları kıyaslayıp dururlar, alım gücü kıyaslaması yapmayı öğrenememişlerdir. "almanyada kahve 200tl türkiyeye kurban olun" gibi %0 anlam yüklü yorumları çok yaparlar. gerçekten mi anlamıyor yoksa anlamazdan mı geliyor bir merak konusudur çünkü anlamamak için gerçekten (mecaz, iğneleme felan değil, ciddi ciddi) beyninin olmaması lazım.
Erdoğanın yoğun çabalarının önemli bir ihtiyaç olarak ortaya çıkardığı, "kurcala" ekibi tarafından diriliş üniversitesinde resmen kurulduğu ilan edilmiş yeni bir üniveriste bölümdür. başarılarının devamını dilerim. https://www.youtube.com/watch?v=3mF8CSAA7bU
"Akp iktidarından önce insanların hayatında yalnızca mum olduğu" şeklindeki Erdoğanın yeni iddiasıdır. ilginçtir, iddialar git gide düşüyor. Yani bakıyorum da, adamlar halkın üzerinde deney maymununa deney yapar gibi deney yapıyorlar.
Bir zamanlar "aselsanı biz kurduk" dedi, millet inandı. "Benim sayemde tuvalete 1 milyon liraya değil 1 liraya gidiyorsunuz." dedi millet alkışladı...
"14 yıl önce türkiyede fırın bulamıyorduk" dedi, millet ona da inanınca tabi, bakalım buna da inanacaklar mı, bu kadar da olmaması lazım diyerek "bizden önce sizin hayatınızda yalnızca mum vardı, mum!" dedi sayın sevgili erdoğan.
Ve tabiki de halk buna da inanacak, grup toplantısında ne konuşacaklar çok merak ediyorum. kendi aralarında konuşurken "buna bile inandılar be, yoq amkdfsdfasasd" diye gülecekler mi acaba?
Her hangi bir cümle olabilir. "Selam" demeniz bile duruma göre hakaret olabilir. Olur yani, haklı adam, sen kimsin de selam diyorsun ulan?
ikincisi de erdoğanın da dediği gibi erdoğana yapılan hakaretlerin "milletimize yapılmış" olma durumudur. Tabiiiiğğğğ. Halkı arkanıza almak suç değildir. Konuşmalarınızda "milletimize yapılan hakaretler" demek, "bakın bana değil size diyorlar" diyerek inandırmak suç mu, değil. inanan varsa adamın suçu ne? Osmanlıca sözcüklerle herkese hakaret etmek de suç değildir. Allah aşkına suç olsa 1 tane mahkeme erdoğana ceza vermez miydi ya? Sorun; diğerlerinin günümüz Türkçesiyle hakaret etmesi.
Herkes vatan haini olmuş, neymiş çerkes atasözüymüş bilmem ne. Bugüne dek böyle bir atasözü yoktu da bugün mü türeyesi geldi bu atasözünün? düpedüz teröristlik, fetöcülük, casusluk, vatan hainliğidir bu. bir hukuk devletinde bunların idam edilmesi lazım, idam. verilen cezalar az bile fetöcüler de diyor ki "birisini öldüren, tecavüz eden adama şartlı tahliye veriliyor, atasözü söyleyene hapis cezası" ya kardeşim koskoca ülkenin koskoca hakimleri sizin kadar mı biliyor ya, bakın işinize...
Türkiyede gönlünce yaşarken "ben sivri dilliyim öhö öhö" diye gurur yapmak için saçma sapan konuşmalar yapıp "hakaretten" dolayı (örneğin bir programda "her aklı başında insanın olması gerektiği gibi ateistim" demişti) hapis cezası alan sevan nişanyan, yunanistana kaçmış "kuş uçtu (özgürleşti) darısı 80 milyonun başına" yazarak bu durumdan duyduğu sevinci dile getirmişti.
"Hazır yunanistandayız rahat rahat sallayalım" düşüncesiyle dileğince türkiye ve azerbaycan aleyhinde sallayan nişanyan, atatürke pek çok kez hakaret etmişti ve hiç değişmeyen omurgasız siyasetini aynen devam ettirip "anti-ırkçılık, anti-milliyetçilik" sözleri arkasına saklanarak ermeni milliyetçiliği yapmaktaydı. (Türkiyedeki diğer bütün gruplar gibi.) Sevgi, insanlık, kardeşlik, hümanizm derken araya "Türkler soykırım yapmış pislik bir millettir" algısını yerleştiriyorsunuz, ermenistan sorulunca "ermenistanın tek suçu 1991'de azerbaycanlıları sınır dışı edivermesidir" diyorsunuz, sanki hiç insan katletmemişler gibi, "karabağ binlerce yıllık ermeni yurdudur" diye facebook'da propaganda yapıyorsunuz. Sonra da "benim sadece dilim sivri" diyorsunuz. işte bu kadar, böylece omurgasız karaktersiz siyaseti yaparken bir yandan da başı dik, gururlu ve onurlu bir siyaset yapar gibi görünebiliyorsunuz.
ingilizlere dünyanın neredeyse yarısını istila edip yerli halkı yok ettiği için hiç kızmayan, bu konu umrunda bile olmayan, fransanın ne kadar mükemmel, ne kadar harika bir ülke olduğundan bahsederken "korsika" sorulunca kulağını ve gözünü tıkayan, rusların milyonlarca türkü sömürdüğünden bahsedemeyen bu karaktersizler, Türkiyenin ne kadar kötü bir yer olduğunu, Türklerin nasıl yobaz ve iğrenç olduğunu Türk gencinin kafasına yerleştirebilmek için her fırsatta algı oyunları ve propagandalar yapıyorlardı. Tek suçumuz kurtuluş savaşını kazanmış, özerklik ve toprak vermeyen bir millet olmamız.
Neyse efendim, Avrupanın ne kadar mükemmel olduğu hakkında methiyeler düzen, anlata anlata bitiremeyen bu zat, Yunanistanda "bu Ermeni asıllı Türk, burada ne arıyor? niye ülkemize geldi? bu adam yarın buraya cami yapmaya da kalkar, geldiği yere gitsin bu pislik" düşünceleriyle sınır dışı edilmiş. Olayın komikliğine bakar mısınız. Ne yaptı, facebookda o yazdıklarını sildi mi yoksa hala duruyor mu bilmiyorum ancak en son yaptığı bir röportajda yunanistandaki durumu anlatırken yukarıda söylediklerimi söyledi. Daha dün face'de "yunanistanda hiç türk düşmalığı yok" yazıyordu. Sonra devam etti; "yunanistandaki en aydın, en entelektüel kişi bile bizim kültürümüz mükemmel, harika, ama onlarda insan, yazık düşüncesinde. Dahası ırkçılık yalnızca Türklere karşı bile değil, arnavuta, bulgara, almana, araplara herkese karşı inanılmaz seviyede bir ırkçılık var yunanistanda, özellikle son yıllarda daha da arttı" dedi. bir söylediği bir söylediğinin tam tersi olmaya başladı bu durum yüzünden nişanyanın, eskiden de söyledikleri tutmazdı ama bu olaylarla birlikte tam zıttı oldu. demek ki neymiş, rahat rahat sallamadan önce iyice düşünecekmişsin.
Programda "Beni tutuklayan polise ermeni pasaportum olduğunu gösterince, polis, Allah Allah, o neymiş nasıl oluyormuş o diye sordu bana ve ermeni diye bir millet olduğunu hatırlatmak zorunda kaldım kendisine" diyor karaktersiz arkadaş, kendi milletine ait topraklara gidip orada yaşamayı 1 gram bile istemediğini ve bu duruma düşmekten korktuğunu gözlerinde görebiliyorsunuz. Ben şahsen türküm diyen bir kişinin etnik kökeninin ne olduğuna bakmam, hangimizin kökeni kesin ki, türklük kafada biten bir şeydir. Flu tv'nin "ben milliyetçi gördüm" bölümünü izlerseniz Türkiyedeki Türk milliyetçisinin bakış açısının bile yunanistan gibi olmadığını görebilirsiniz. Türk milliyetçisi için bile yörük, türkmen, kürt, laz, çerkes, arap, ermeni... (evet ermeniler de) eşit iken, özgürlüğe uçan kuşların ultra süper medeni avrupadan kıçına yediği tekmeler "ben türkiyeye kurban olayım ulan" demesine sebep oldu ve türkiyenin kıymetini anladı. "darısı bunun gibi kaç milyon karaktersiz varsa onların başına." Yine de buraya gelmesin de başka bir yere gitsin, insanın hangi kökenden geldiği önemli değil ama karakterli olması önemli.
post42 kanalından 3 kafadar arkadaşın kendilerini büyük tehlikeye atarak hazırladıkları bir youtube dizisidir. çocukluğumuzdan beri sosyal medyada gördüğümüz şeyler vardır ya hani, elinden tespih düşmeyen, badem bıyıklı, takke ile gezen hacı dayıların facebookta ilginç bazı kadın profilleri ile arkadaş olması gibi durumlar vardır. bu insanlar bunu "arkadaş listesinin başkaları tarafından göründüğünü bilmediği için" yapmaktadır aslında.
işte bu 3 kafadar internette, özellikle twitterda çok daha derinlerdeki, "deep twitter" dediğimiz alanlardaki, çok daha korkunç, çok daha iğrenç ve ilginç profilleri, mesajları, sohbetleri ve şiirleri(evet yanlış okumadınız şiirleri) bulup sansürleyip bize sunmaktadırlar. aldıkları büyük risk ve verdikleri büyük emek sayesinde her bölümde psikolojiniz bozulmadan bu dünyayı keşfedebilir ve yarıla yarıla gülebilirsiniz. inşallah kendi psikolojilerini de korumanın bir yolunu bulurlar.
her bölümde; deep twitterdaki hesapların %95'inden fazlasının sahte olduğuna yeni uyanmış kişiler "bölümün uyananı, kırmızı hapı seçen neosu", okuduğu fen lisesinin twitter sayfasını ararken yanlışlıkla oraya düşmüşe benzeyen, pek çok konuşmayı, kısaltmaları anlamayan, saf kişiler "bölümün beyefendisi, naifi" seçilir. daha buna benzer pek çok "bölümün bi şeysi" her bölümde akıllarına geldikçe eklenir.
ayrıca youtubeda ilk kez sunucuların "bu içeriği arkadaşlarınıza gönderirseniz çok utanacaksınız, o yüzden böyle bir şey yapmayın, kendiniz izleyin..." dediğine şahit olabileceğiniz ender youtube dizilerinden birisidir. dedikleri doğrudur, birisine göndermeye utanırsınız ancak bir yandan da bu youtube dizisini okullarda bile izletsinler ki, insanlar internetin dünyaya açık bir yer olduğunu unutup coşmasın, o hesapların çoğunun sahte olduğunu çocukken öğrensin diye düşünürsünüz. e ağaç yaşken eğilir belli bir yaştan sonra insanlar yontulmuyor ve deep twitter gibi kavramlar ortaya çıkıyor.
