hayatın akışı bazan ne gariptir, yaprağın ardındaki rüzgar misali sizi bir oraya bir öteye sürükler. oysa ne güzel çocuklardık, büyüdük kirlendik. ah o çocuğun güzel gözleri neler gördü, gördükçe olgunlaştı kirlendi köreldi, kendi evrenine yetmedi, yetemedi. bir çocuk gördüğümde ilk gözlerine bakarım. bembeyazdır akı, kocamandır göz bebekleri. o saflığı o büyüklüğü görürüm, yok olurum o gözlerde. hep olmak istediğim yerdir orası.,.
halihazırda hissettiğim garip duygu. bu işten bir cacık olmayacağını bildiğim halde böyle bir alev çemberinin içine nasıl atladığıma hayret ediyorum. bazı aşkların imkansız olduğunu idrak edecek yaşta olduğum halde, sanırsam umutsuz yaşanmadığını sürekli yüzüme vuran iç benliğimin bana yaptığı sonbahar şakası olsa gerek. ps. her ne kadar yüzüne haykıramasamda seni seviyorum.
çok afedersiniz ama cidden nefes almak na mümkün, bir düşün lan yakamızdan. çarşıda, pazarda yürüyemeyecek hale geldik. sihirli bir değnek olsa 20 sene öncesine gideceğim.
komple oynuyoruz, ama nereye kadar? şu kadar zamanda şunu öğrendim ki, çıkarlar ve ihtiyaçlara göre severiz seviliriz. uzaktan bazen özlüyorum ama yanınızda huzursuzum bilin.
vakitin çok kısıtlı olması nedeniyle önce beyran çorbası içilir, daha sonra malum kafede mümkün olduğunca çok kahve içilir bir paket sigara müslüman yapılır, ciğerler iptal. haliyle güncel konular konuşulur sosyal devlet, demokrasi, insan hakları, dünyada ve Türkiye’de lgbt+ derken kesmez, sahilde 4,5 bira, veda zamanı biri vapura diğeri metro ordan marmaray, anadolu yakasında kalan 3,5 bira daha alıp otelin yolunu tutar, zaten ertesi günü muhtemelen işe gidemeyecektir…
her sabah yaşadığım ve hem eğlenip hem çok güldüğüm olaydır. bir millet düşünün herhangi bir vasıtaya ilk önce binmek bu cami de olabilir,(girmek. çıkmak) ister. bende bunun altında ne yatıyor diye düşünürüm zaman zaman. ne kadar üretken bir toplum olduğumuz gelir aklıma, bazan belki bir uçak veya yerli araç üretecektir diye düşünürüm ki bunlar olasılık dahilinde. şaka bir tarafa bu önce binip (girmek) isteyen kesimin yaşlılardan çok gençler olması umut vericidir…
nasıl bir başlık açacağımı bilemedim, yutkunamıyorum bile, bu günlerde yokluğunu bütün yüreklerinde hisseden tüm insanlığın başı sağolsun, iyiki bizimle oldun, iyiki bizsin!!!!!
hep ilgimi çekmiştir bu tarz insanlar, pek çok kulvarda başarılıda oldukları kabul edilir. aramızda varmıdır bilmem ama bir tık üstü sanırım dönülmez akşamın ufkundayım, vakit çok geç…
millet olarak fast food olayında hala şu işi bir çözüme ulaştıramadık, sanırım damak tadımıza uymadığı içinmidir? bebek kakasına benzediği içinmidir? hardalsız satılan her fast food ürünü eksik kalmıştır, lütfen biri bir el atsın artık yoksa meclis gündemine taşıyacağız, bir gecede çıkatırız kanunu.
kafa allak bullak işe göt yememece,yinede izmit köz restoran sahiplerine sonsuz teşekkürler otele sabaha karşı saat 4.00 de gelmemi de siz istemediniz...
bu insanları anlamıyorum gerçekten aga, adamların afedersiniz kıçındaki kıllar pişmaniye olmuş hala süper kahraman, mümtaz savaşcı v.s. ağbi olmuyor, yakışmıyor ve tıpben de mümkün değil zaten. neden yaş kemale erince farklı karekteristik duygusal rollere yönelmiyor bu insanlar.
iş baştan bozuk malesef bu ülkeyi yönetenler ve saz arkadaşları, her türlü konuyla ilgili malesef her türlü halkı yaftalıyor ve içeri tıkıyor. bu az gelişmiş kendini bulamamış milletlerin kaderidir. hani bir laf vardır imam afedersiniz yellense cemaat mıçar derler ya, işte ülkemiz için durum tam da bu işte.