kimin kimden türediği belli olmayan fakat mutlaka yakın bir bağ olan günümüz gerÇeği. fahişeler bile reddetse de en akla yakın olasılık bu gibi görünmekte.
son dönemde her türlü eylem, karşılama, protesto gibi toplumsal olayda türk bayrağı açılması durumudur. kimilerince yurtseverlik akımının yeniden alevlendiği düşüncesi ile açıklanmaktadır. peki gerçek yurtseverler taksim gezi parkı eylemcileri mi yoksa erdoğan'ı karşılamaya giden badem bıyıklı kalabalık mı?
1870'lerde yazilmistir. o donem kaos ve kliselerini ortaya koymasi acisindan dikkate deger olsa da ulkemizde bu kliseler acisindan cok onemsenmeyecegini dusunuyorum. 1996 baskisini bulabilirseniz kacirmayin zira sinirli bir sayisi vardi yanilmiyorsam.
zamanin konusu adli kitabi ile kafa karistiran, lakin bu isi bile yeterli bir mantik dongusune sagdik kalarak yapan yazar. muhtemel herhangi bir populerlikten cok kisisel bir karsi durusu sergilemek niyeti. sevilesi ve onu, ucu, yolu acik yazar...
kubar fantezileri ile sevda tanımlamalarını bir bünyede toplamış metonun vücud bulma esamesidir. arka sokaların hafif kırık ezgisi, kanla karışık, biraz şarap tadında görsel şovlar ile desteklenmiş halidir (-ve). kelimeler uzar, uzadıkça meto sıkılır, sevda ayakta, uyuşturan her şey artık bünyeye nüksetmeye başlamaktadır.
halihazırda kargalar da aynı iklimi paylaşırmış gibi martılarla, aynı sonetin iki farklı enstrümanı olarak yükseliyor sesler. yok o değildi, şimdi yükseklerden gelen, çelik bir kuşun haykırışı gibi. yalnızca bir çocuğun duyduğu varsayım...
sığ beyin türetimi ve iman mukadderatı yüksek kişilerce elinde bulundurulduğu zannedilen hayali dalgametre. bir çeşit iman ölçer. *
(bkz: taklidi iman)
bir bakıma kültür dayatmasının içler acısı sonuçlarına örnek niteliğinde hadisedir. zira onlar mı çok ilgisizler yoksa biz ilginin dozunu mu aşmaktayız tam olarak karar veremiyorum. bir diğer anlamlandıramadığım mevzu ise;
gün ışığından saklanmış gerçekliklerin içini yansıtması, bir bakıma karanlığın tohumlarını boşaltmasıdır, gün ışığından arta kalan zamanlarda.
tıpkı şehirlerin, sokakların, insanların ruhu gibi gecenin de ruhu barınır siyah tonların muhteviyatında. açığa çıkmak için an kovalayan başkalaşmalar aslında hiç yaşanmamış başka bir sureti temsil etmenin de verdiği rahatlıkla daha bir rahat bırakır, iç katranlarını. doyuma ulaşamamışlığın verdiği hazzı anlamak diğer zamanların işi olsa da bu yeni haz duygusuna biraz daha yaklaşmayı öğrenebilmek gerek. belki ve sadece o an anlaşılabilir, sokaklarda tek başına geceyi anlayabilmenin tadı. geceyi anlayabilmek, bir bakıma o olabilmek ve hatta son kez onu yaşayabilmekle mümkün olabilir, gecenin güne evirilmesinin son saatlerinde.
aforizmaların başlangıcı, delilik alametleri ve/veya başkalaşmanın ön eki olabilir eylem. kıstasları yoktur ve muhtemelen kişiden kişiye değişir. tanımlama zorluğu çeken 50 yaş üstü bireylerin, kendi çaplarınca t*şak geçme durumunun somut örneği de olabilir.
bir mutluluk devşirmesidir aslında uzun zamandır gülümsemeyen martılar için. elinden alınmış ne varsa bu uğurda, hepsini yeniden toparlamak, bavuluna yerleştirmek ve daha kısa bir an dilimi için uzaklaşma vaktidir. ömrünün bir yanı kadar kendin bildiğin birilerine ait yakınlaşma hissidir velhasıl bu şiirleşme.
bir kaç din ve tarikat tarafından kullanılan, keçi başlı şeytan figürü. aslında şeytanla ilgisi bulunmamasına karşın görünüşünden ötürü bu şekilde yaftalanmaktadır. ayrıca yakın dönemde satanistler için de sembol olarak kullanılmaya başladığı söylenegelir.
apolitik, popüler kültür saplantılı bireylerin, hayatın kendi seçimlerine etkide bulunacak ana kriterler hakkında bilgi sahibi olmaması şeklinde özetlenebilecek varsayımdır.