zor durumlarda verilmiş kötü kararlar ile geleceğe yön verememe olarak tanımlayabiliriz.
Bir anım;
"LiDERLiK"
Bir maç ayarlanmıştı arkadaşının yiğenleri ile, iki sülale karşı karşıya, ben de en büyük torun olduğum için bizim takımın kaptanı ben oldum. Karşı takım bir geldi formalı hepsi, tekmelikler, tozluklar kramponlar falan adamlar alt yapıda falan oynuyor teklif alıyorlar. baklavasına oynuyoruz, bizim takım Allah'a emanet düşünün..
Maç 12-0 oldu, yeniliyoruz :D
Kuzenim geldi sordu ne yapacağız taktik falan yapalım, ben kaba etimden (götümden) nefes alıyorum o an.
düşündüm adamlara ve bizimkilere baktım, dedim ki; top gelince pis burun vurun, yüzlerine çekin topu. zımbalayın adamları.
Bunlarda aşırı milliyetçilik çeşitlilikten etkilenmemekle alakalıdır. saf olup genelde kindarlardır, süzmedirler kışkırtılmaya hazırlardır. tek çizgi tek doğruları vardır. tek tanrılı dinlere inanırlar. üzücü olanın dünyanın en çirkin genetiklerine sahip olmaları değil bunu dünyanın en önemli olayı gibi göstermeleridir.
Düzelmeleri pek mümkün görünmemektedir.
Aksini iddia etmek için okuduğunu anlamamak gerekir.
Kısa ve öz yazayım.
Eğer bir toplumda bütün kadınlar taciz kötüdür diyebiliyorlarsa. Bakın bütün kadınlar diyorum. Bütün kadınlar tacizi tecavüzü kötüleseydi, hak etmiştir demeseydi bazı kadınlar hak ediyor demeseydi bu toplumda kimse tecavüzü konuşmak zorunda kalmazdı.
Konu cinsellik değil konu din.
Konu cinsellik değil konu cehalet.
Konu erkek egemen toplum.
Konu erkek egemen toplumu öven aptal kadınlar.
Konu isyan etmeyen kadınlar.
Ben iddia ediyorum tecavüz edenlerin çevresini inceleyin onu eğiten büyüten insanların özellikle yalaka kadınların hepsi düşüncesel bazda pisliktir. insan olduğunun farkında olmayan kişilerdir. ve bu tecavüzcüyü yetiştiren kişilerdir.
"kendi kendine meme muayenesi yapamayan kadınlar çok çirkinler".. yapabilenlerini herkes çok seviyor. hatta bir arkadaşım sırf bunu yapabildi diye onun için tüm mahalleyi papatya bahçesi yaptı..
dur linkini atayım
Eski adı ULUSLARARASI ORMAN YANGINLARI EĞiTiM MERKEZi MÜDÜRLÜĞÜ (UOYEM)olan ama dünya yazarsak dünya geneline hitap ederiz düşüncesiyle adı değişen 2014-2015 yıllarında simülasyon eğitimine de başlayacak Orman yangınları için önemli bir merkezdir.
Şahsen gidip görmüş alt katındaki devasa alandaki 2 adet masa tenisini de kullanmış biri olarak gayet güzel bir yerdir..
Şehrin biraz dışında olduğu için bakkal yoktur.
otogar ve havalimanından taksi ile gidilmesini tavsiye ettiğim yerdir. dolmuş ya da otobüs kullananlar varsa kesinlikle ama kesinlikle ana yoldan yürümeye kalkmayın her yerde köpek vardır ve bavulunuzun yolda çıkarttığı sese çok öfkelenmektedirler.. Saldırdıkları insanlar olmuştur..
Eksikleri vardır müdür bey bunu kabul eder ve fark ettiklerinizden daha fazlasını fark ettiğini belirtecek kısa bir açıklama yapar giderileceğini de bildirir insana mutluluk verir..
Müdür yardımcısı.. şimdi Şeflik disiplinini o kadar iyi almıştır ki hem kendinizi ona yakın hissedersiniz hemde çok yaklaşmamanız gerektiğini bilirsiniz..
ilk başta küçük bir facebook sayfasıydı..
2 amerikalı kızımızın kurduğu ve gittikçe büyüyen projeler yapan gönüllü sayısı gün ve gün artan dev bir aile.
Şahsen yazılanların neredeyse hepsini okuyorum ki grupları da var, kapalı grup 3000 küsür kişiler bende başvurdum aldılar. şunu söyleyeyim, bunlar muhteşem insanlar..
Şu an üzerinde çalıştığım hayatı son kere sorgulayan, sitemini belirten insan cümleleri..
işin en ilginç yanı koca bir A4 kağıdı yerine küçük bir kağıda yazılması.. Sanki bu kadar az değerliyim der gibi..
göbeğin her milimetrik büyüyüşüne endişeyle bakmak yine de spor yapmamak, yarın başlayacağım ertesi gün başlayacağım derken bir türlü başlayamamak.. Önceleri imrenilen üçgen vucudun zamanlar çokgenler arasına girmesi ve iç acılara birde aşkın çekip gitmesi..
Yavaş yavaş..
..
yenmiş yenilmiş ya da farklı takım taraftarlarının oraya buraya laf atması yorum yapması içine sindirememesi (ne tuhaftır ki yenseler de yenilseler de bu durum var) ile vuku bulan durum.
En son buna benzer tutumu ispanya da boğalarda görmüştüm.
Bencil insanların dilinden hiç düşmeyecek bir cümle.
Yalnız olduğu için kendinden utanan, birine "Seni seviyorum" dediğinde kendine kapanan.. sokak köpeklerini, sahi sokak köpekleri, eşgalini yalnız insanlara bakıp çizdikleri.
Toplayın takımları ! Siktir olup gidiyoruz.
Bugün hayatta bir yalnızlık var.
Belli, yanağından, eteğinin altından,
Küçük şehre fazla geldi güzelliği, anlaşılan.
------ ------ ------
Usta: Benim çıkmam lazım, Burda bir tane demir tezgah, diğer tarafta da kapılı, burayı bitirip gidersiniz. Mermer ölçüleri alınacak sizi bekliyorlar..
Ben: Tamamdır. Yarın gelecek miyim ben ?
Usta: Yok gerek kalmadı. Ben çıktım, kusura bakmayın. (aramızda ki az yaş farkına istinaden kibarlığı)
------
Büyük bir alışveriş merkezinin inşaatında çalışıyorum, iş bitmek üzere, bunaldım tek dersten kalıp okulu bitiremeyince, birde şu oturduğum kafe yüzünden durmadan aileyi rahatsız etmekte, Terörle Mücadele.Yapacak en iyi işteyim anlayacağın..
Ben: Kahve koyuyorum
Musa: Boş ver, acele edelim.
Ben: Ne işimiz var ki,
Musa: Olum benim karım hamile
Ben: Doğru ya. (Bekleyeni olan insanlara içten gelen itaat ile)
- Bir saat sonra -
Gençler "Bunların yeri değişmeli" dedi. inşaattan sorunlu adam yüzünde emeğimizi boşa çıkarmasının verdiği mahçupluk. "Tutan demirleri kesip değiştirmeniz yeterli" diye ekledi. Telafi etmeye çalışarak..
Halbuki, bugün pikniğe gidecektim biriyle. ellerim ellerinde olacaktı. Neyse..
Kabela işlerde hep bir aksaklık olur dedik kesmek lazımdı, Girdim içine demir ızgaranın, Sipralle. (demir kesmek için kullanılan kesici bir alet)
Hep düşünmüşümdür bir gün bileklerimi kesecek olsam kesin bu aletle keserim. Sahi insanlar neden bunu denememiş ?
Kolay bulunmadığından.. intihar Düşünülerek fakat hazırlanılarak yapılan birşey değil anlaşılan..
intihar . . .
dalmışım,
sesler geliyordu, Demir parçalarının kıvılcımlar artmış yüzüme geliyordu,
bugün sondu,
Aldırış etmedim derken parça sıyırdı yanağımı, ellerim zorlanmaya başladı. Büyük parçalar kopmaya başladı Kafam arkamdaki ızgara demirlerine çarptı,
Bırakmadım..
Gören biri fişini çekmiş..
Nasılsın ? bir şeyin var mı ?
cevap vermem gerektiğinin bilincinde ama veremeyen, sipral hala elimde..
Kendime geldim bir kaç dakika sonra..
Musa: Takımları da boş ver gidelim.
Yürüdük öylece.. Yalınlaşmak gerek.
Bugün hayatta bir yalnızlık var. Belli, yanağından, eteğinin altından,
iki otobüsle eve yetişeceğim..
Bindim.
Ustayı aradım.
- Sipral taşı patladı, işi bitiremedik.
+ Kimseye bir şey oldu mu?
- Yok.
+ Siktir edin işi. Size birşey olmasın, eve gidin.
- yoldayız zaten
..
Otobüs'ün camından bir kıza baktım, silüeti görünüyordu aramızda adam vardı. insanlar neden birbirlerini sever ki.. ? birini seviyordur şimdi bu kadın, sevdiği adam...
yağmur başladı..
Düşündüm,
"insan kendini sevemediğinden başkasını seviyordur" ya da "kendini sevdiğinden"
aradaki adam çekildi, yağmur yüzüme geldi.
karar veremedim..
indim.
Yağmur arttırdı varlığını, yürüyordum..
Eve yetiştim, pencereden seyrettim biraz, yağmuru ve kendi silüetimi altında olmayınca yağmurun sesi daha bir güzel geldi, havai fişekler patladı az ileride, Yağmurda yürüyordu bir çift, gördüler gökyüzünü, öpüştüler sonra. Islaktım hala.
kendime anlatacak pek bir şeyim yoktu, sevemedim kendimi. Bir kızı aradım bende, şu an memleketinde,
kardeşinde beyin tümörü var, konuştuk, durum kötüymüş. Yağmuru balkondan seyret dedi, ekledi, "iyiki varsın".
Köpek sesi geliyordu ileriden.. Rahatsız oldum, indim aşağı ıslanıyordu o ve yavruları. Aldım onları alttaki boş eve.
Açtım,
biraz yiyecek getirdim oturdum yanlarına, ıslaktılar hala,
ateş yaktım..
Az önce felsefe ve edebiyat hakkında konuştuğum çok da etkilendiğim kızın artık hiç olmayacak olması üzerine söyledğim ve kendimi yalnız hissetmeme neden olan cümle..
şak mı yapıyordu gülmek için mi yoksa kurgusal birşey mi bilmiyorum ama kilolu kadınlar gerçekten de garip oluyor.. Ayrıldığımı söyledğim an bir şişko geldi gözüme bir şişko geldki sormayın gitsin.
Neyse tanım: Aptallık bence.
Bakıyorum da varlığıyla yokluğu bir olan bu iller gereksiz yere yer işgal etmektedir..
Tanışmalarda söylendiğinde gerçekten içindeki bireylerle çıkarılması gerektiğini düşünürsünüz..!
sanki dünyanın hakimi kendileriymiş gibi davranırlar.. götü boklu bir futbol takımları var sanırsın real madrid ya da barcelona.. ayrıca futbol ne lan.. dünyaca ünlü güzelliklerin var tanıtımını yapamıyorsun güzelim üniversiten var kıymetini bilmiyorsun.. hiç birşeye sahip çıkamıyorsun sonra da dünyayı ben yarattım havaları..
genelde sevgiliden ayrıldıktan sonra gelir bu istek.. hani sarhoş olmak, duvara yumruk atmak, psikopata bağlamak gibi çeşitli aktiviteler yapılabildiği gibi aslında ihtiyaç budur ama kimse dillendirmez..
hepimiz kibarız yaa..
inönü stadının hemen yanında bulunan güzel bir çay behçesidir.. fiyatı inanılmaz ucuzdur. beşiktaş maçı olduğu zaman adım atacak yer kalmaz.. yılın 4-5 ayı açıktır.. (sezonluk)
sevgili arkadaşlar facebookta bir hayran sayfası var.. buradan iyi bir kitleye ulaşacağını düşünüyorum.. yaptığım doğru mu değil mi mantıklı mantıksız mı sorgulamayın.. tıklayın.. kızın adı: GiZEM CANSU TAĞRIBERDi
yaa bunu yaptığı zaman onu yedekleyici it olarak görmemek gerekir. zira ayrılmak için gün sayıyordur. bunalmıştır.. farklı tatlar arıyor demeyin sakın.. önemli olan hissetiği şekilde davranmaktır..
bir 'umut taydaş' şiiridir.. insanı kendisinden alır tekrar oraya koymaz.. sadece alır ve bırakır kaybolursunuz..!
Dudakların çaresiz arıyor eski tadımı,
kelimelerin eski tadını,
bıraktığımızda eski oyunları,
eski bir oyunda kaldık ayrı ayrı,
kendimizi ele verdik,
ellerin ezbere sevişiyordu,
ellerim tenini arıyordu.
uzak iklimlerin rüzgarları getiriyordu kokunu,
bilmediğim şarkılarda ismini duyuyordum hesapsız,
görmediğin ne varsa bakmak istiyordun,
tekrar görebilmek için yüzümü,
incitmeden dokunduğum saçlarından,
dökülen saçlarını saklıyordum sonsuza,
göz yaşlarımı usulca siliyordun ince parmaklarınla,
görsem diye çürüttüğüm günlerden arta kalan,
zavallı bir çaresizlik sardı bedenimi,
aklındayım, biliyorum seviyorsun kimseyi sevmediğin gibi,
aklımdasın seviyorum kimsenin sevmediği,
sevemeyeceği gibi.
Ne yapsak boş işte,
gidiyorsun,
en güzel hediyeydin, Tanrı’mdan
en güzel hediyen seni seviyorum,
en güzel hediyem, ölümüm...
sözlük kullanıcıların geceleri sözlükte yazı yazmak yerine uyumayı tercih etmesinden sol frame'nin yavaş ilerlemesine tepki gösterenlere bir tepkidir.. ama onları kırmak amacıyla söylenmemiş olup dile getirilmesinde sakınca görülmemiştir.
(bkz: senli benli başlık açmak)
sözlüklerde en çok uyarıları severim.. küçük notlar uyarılar emirler.. bir bakıma özgürlük kısıtlayıcı diğer açıdan her an gözlenilme ve yalnız olmadığımız izlenimi..
akşam oldu hüzünlendim ben yine yaa hüsnümü savuşturmak için cinsellik ile ilgili başlık açarım der sözlük kullanıcısı yada bırakır kendini kendi dehlizine.. kafasını farklı şeylere yoran insan uykuya teslim olmak zorundadır.. bilinç altı sabırsız ve hırslıdır.. dehlizdekilerinse gecesi sarılır sözcüklerle, sardıkça diner sızılar, kimisinin kulağına feyrouzun sesi gelir "seeltek habibi le eyno reyhin..." kimisi kabullenir "hadi git, benden sana dilediğince izin,öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin."