öncelikle şarkının adının cambaz olduğunu bilmek gerekir. sonrasında ise şarkının sözlerinde ateizmle ilgili bir şey yok tamamen "televizyon"u eleştirmek için yapılan bir şarkıdır. hatta o zamanlar harun tekin katıldığı bir programda bu şarkıyı habertürk'e ithaf ettiğini söylemişti. zaten sözlerine ve klibine bakınca da televizyon için yazıldığı gayet ortadadır. yani bir medya eleştirisinden başka bir şey değildir. nasıl sözlerinden ateizm gibi bir sonuç çıkarıldı onu da anlamak mümkün değil.
dakikada en az 1 tl ödeyecek insandır. gerçi artık onunda yolunu bulmuşlar. insanların kafası karışsın diye şu son 18833 reklamlarında dakika ücreti 117 kuruş yazmaktadır.
japonya'daki büyük depreme insani açıdan değil de hayvani açıdan bakmaktır. az önce bir arkadaşımla msnden yazışırken farkına vardığım olaydır. konu bir an japonya depremine geldi ve arkadaşım "şimdi deprem oldu, bu animelerde gecikir, of ya en heyecanlı yerindeydi hepsi, üzüldüm valla" tarzı bir şey deyince anladım ki dünya yıkılsa bazılarının kendi rahatları bozulmadığı sürece umrunda olmuyor.
tüm doktorlar bilir ki bunun bir yöntemi ve aşamaları vardır. ve zamanı gelince artık yapılacak bir şey kalmadığı hastaya söylenir. söylendikten sonra ise ölmek üzere olan bir hastanın yaşayacağı süreçler şöyledir. ancak genelde yakın çevrenin isteğiyle hastayı daha fazla üzmemek adına bu söylenmez yine de tabiki hasta bunu çevresindeki insanların tepkisinden ve durumunun ciddiliğinden anlayıp bu süreçlerden geçecektir.
1. inkar
2. Öfke
3. Pazarlık
4. depresyon
5. Kabul
herkes farkındadır ancak bu şekilde espri yapıldığında bu espridir diyecek kadar başkalarının ve kendi zekasını küçümsemediği için bunu belirtmeyen yazardır.
--spoiler--
Birinci Süper Futbol Ligi'nde Samsunspor, Elazığspor'u 4-3 yendi.
36. dakikada Celil'den aldığı pasla ceza alanına giren Oktay, Cem Beceren tarafından düşürülünce hakem penaltı noktasını gösterdi. Penaltı atışını yapan Serkan Aykut takımını 2-0 öne geçirdi.
88. dakikada Samsunspor, Hakkı ile penaltı fırsatını değerlendiremedi. Bu dakikada Milton, sağdan ceza alanına girerek topu uygun durumdaki Musa'ya çıkardı. Ancak, bu oyuncuyu
--spoiler--
kırgızistan'a giden recep tayyip erdoğan'a hediye edilen kamçıdır. ancak kamçıyı eline alan rte artık ne düşündüyse "At olmayınca ne yapacağız" demiştir. bir de başbakan gerici dersiniz bakın neler neler biliyor. kadrajda bir bülent arınç eksiktir.
hakem olma ihtimali muhtemel veya bir vesileyle nasıl blogumun reklamını yaparım diyen kızdır. yaratıcıdır ancak yetersizdir ama meraktan girip bakılmıştır o ayrı.
geçen gün fatih altaylı'nın sorusu üzerine suat kılıç'ın ama efendim doğru dış ticaret açığı katlandı ancak oransal olarak küçüldü demesi üzerine yuh artık dedirten rekordur.
tamamen yanlış olan tespittir. zira ben buraya onlarca isim sayarım ama bana göre güzel değil denme ihtimaline karşın yazmıyorum. o zaman güzelliği dünyaca kanıtlanmış bir isme gidelim.
Miss World - azra akın.
--spoiler--
başlığı açan: ve tuccar perde dedi (27.01.2011 16:24)
--spoiler--
istanbul Büyükşehir Belediyesi, Beyoğlu Belediyesi ve Beyoğlu Güzelleştirme Derneği'nin projesiyle taksim'e yerleştirilen 18 metre uzunluğunda, 6 ton ağırlığındaki ağaçtır.
en çok merak edilen şudur ki, buna hangi mantıkla ağaç denmektedir ve başbakanın buna tepkisi ne olacaktır. gerçi kadir topbaş yaptırdığı için kesin türkiye'nin eyfel kulesi diyecektir.
her ne kadar mal olmanın yaşı olmasa da şu an net olarak anlaşılan durumdur. zira özellikle "fethullah in avukatı" adlı yazar diyemeyeceğim insanın çoğunluğu 10 dakika içinde açtığı başlıklara bir göz atalım.
starbucks'ın 1 litreye yakın hacimli trenta adını verdiği bardağıdır. sağlık sorunları yaratabileceği endişesiyle henüz sadece buzlu kahveler bu bardakta sunulmaktadır. ancak insanın midesinin alacağı kapasite resimde de belirtildiği gibi düşünüldüğünde gerçekten kimler alır dedirten bardaktır. ayrıca bizim gibi 50 ml'lik türk kahvesi seven insanların çoğunlukta olduğu ülke insanları için inanılmaz büyüklüktedir.
gerçekten inanılmaz işe yarayan değişik bir spordur. çok zordur, ancak alışıldığı takdirde bırakmak da bir o kadar zordur.
--spoiler--
doğuştan skolyoz sorunu olan bir "callen" adındaki amerikalı kadın tarafından geliştirilmiş olan bu spor
çok güvenli bi spor dalı olmakla beraber, 80 yaşındaki insanların bile yapabileceği bir spordur. hedef kitlesi özellikle sırt ağrısı çekenler olduğu için sürekli tekrarlanan ama ağır olmayan hareketlerden oluşuyor. kas gruplarını ayrı ayrı çalıştırıyor. o yüzden bir grup kas çalışırken diğerleri dinleniyor. vücudu zorlayacak, zarar verecek zor hareketler yok. ani diyebileceğimiz hareketler hiç yok.
bu sporu yapanların, diyet yapmadan ve kilo vermeden en az iki beden küçüldüğü iddiası var. ama yanında diyet de yapılırsa, bu hesaba göre, verdiğiniz 5 kiloyla, 10 kilo vermiş efekti oluyor görüntünüzde.
egzersizler ilk basta zor geliyormuş. yapanın yalancısıyım. bir saatlik callanetics çalışmasının etkilerinin 24 saatlik aerobiğe denk olduğunu söylüyormuş hocaları. şahsen bi miktar attıkları kanaatindeyim. ama bittikten sonra kendini şahane hissediyormuş yapanlar, onu ilk ağızdan duydum. bi kaç seans yapınca bırakamıyormuş yapanlar bi de.
en kayda değer faydası, güç, dayanıklılık ve esneklik artırması. ayrıca koordinasyona destek olup denge sağlamayı kolaylaştırıyormuş. insanın kendi vücudunun farkına varmasını sağlayıp vücudunu tanımasına yardımcı oluyormuş. bu yönüyle uzak doğu felsefelerini andırıyor. disiplin kazandırıyormuş.
--spoiler--