Uzun zamandır görmemiştim onu.
Hergün görüşmemizi gerektirecek samimiyetimiz de yok zaten.
Ama bana ve aklımdan geçenlere sorsanız en yakın sevgiliden daha yakınız biz.
Herneyse işte, huysuz oluyorum son zamanlarda suratını 2 günden fazla göremezsem.
Çirkin oluyorum nedense. Geçen gün işte huysuzluğumun 6.gününde yani, görmek istedim O'nu.
Orada olacağını düşündüğüm bi yere gittim.
Kapının her açılışında kafamı hevesle uzatıyor, tabi onun çıkmadığınıi görünce paşa paşa önüme, karşımda ne anlattığı hakkında zerre fikrim olmayan arkadaşıma dönüyorum.
Bir süre sonra boynumun ağrısını hissediyorum, kapının yönüne doğru eğilerek yaptığım hamlelerden ötürü.
Beklediğim çıkmıyor o kapıdan o gün.
Sanki sözleşmişiz ve o benim yanıma gelmemişçesine canım yanıyor.
Kızıyorum kendi kendime, küfrediyorum ona.
Ama ne kadar manasız di mi? O'nun haberi bile yok benim onun yolunu gözlediğimden:)
Haberi olsa gelir miydi diye sormaya korkuyorum kendime. Susturuyorum beyin fırtınamı..
işin kötüsü arkadaşım kızıyor bana.
Meğer bana bir derdini anlatıyormuş ama benim kendi derdim o kadar gürültü yapmış ki onu duymamışım bile.
Dünyanın benim etrafımda döndüğünü sandığımı söyledi.
Ne kadar komik aslında di mi?
Çünkü ben dünyamın uzun süredir dönmediğinden emindim.
Bigün gece oldu, sonra öyle kaldı...
Neyse.
Bi hata var bu işte.
Bi aşk bu kadar üzmemeli bi insanı..
rüyanın etkisiyle eski sevgili aranır, selam kelam özledim muhabbetleri açılır.
'aklımın ucundan bile geçmedin, ta ki arayana kadar' cevabı alınır, rüya unutulur oturup buna ağlanır. *
çoközledimçok!
aşırı denen kavramın sınırlarını zorlar şekilde özledim!
sesini duymak istiyorum, hiç olmadığı kadar çok istiyorum hemde.
görmek bile istiyorum ama olmuyor.
benim herhangi biyerde 'köşeyi dönünce sen çıkarsın belki' gibi ihtimalllerim olmadı hiç.
ansızın sen çıkamıyorsun karşıma, mutlu edemiyorsun beni.
(en fazla ansızın oturum açarsın, o da bana yaramaz :P)
evet üzülüyorum ama geçecek. 1 gün üzülürüm, 2 gün üzülürüm, bilemedin 1453 gün üzülürüm.
ama umarım senin pişmanlığın ömür boyu sürer. *
napıyosun bilmiyorum, belki mutlusun.. belkide istediğin gibi gitmiyor hayat.
'o mutlu olsun yeter' gibi cümlelere yer yok dilimde.
bencilim belki bu aralar. seviyorum evet, ama kızgınım.
gittiğin için milyon kere kızgınım. aramadığın için, geri gelmediğin için.
sana yazdığın hiçbişeyin sonunu getiremedim ki, biz seninle hiçbişeyin sonunu getiremedik ki.
kalsın o zaman böyle, sadece şu; seniçoksevdimlanben!
Sesim çıkmıyor, tepkisiz kalıyorum yine.
Ama kızdım, kırıldım çok.
Kızmak dedim de, anlatacaklarım vardı. Hani olacakları biliyormuşum gibi bugüne kadar beklemişim.
Bu arada fonda Sertap Erener olsun :P
"öylee çok şey var kii içimdeee, hep sustuk konuşmak yerineee..
konuşamadığmz her ne varsa seninlee, sakladım gözlerimdee!.. "
Düşüncelerimiz, yaptıklarımız çok farklı..
Sevmişim ben.. ilk "seni seviyorum" dediği tarihi not etmişim.. Adını gördüğüm her yere milyon kere yazmışım..
Saatlerce özene bezene yazılar yazmışım ona, toplamışım bi kutuda..
Ona göre basit, bana göre 'değerli' ne varsa yapmışım..
Bi bakmışım o gitmiş..
Daha farklı davranabilirdi..
Ne bileyim konuşmayabilirdi, mesajlarıma cevap vermeyebilirdi, sürekli trip atabilirdi, görmezlikten gelebilirdi ama gitmeyebilirdi.
O zaman benim içimde hep bi umut olabilirdi, daha düzgün yaşayabilirdim.
Kimbilir, belki..
Yani belkii daha güzel şeyler olabilirdi, güzel şeyler yaşayabilirdik..
Aşık olabilirdik, arkadaşlarımla tanıştırırdım, ne bileyim hayatına alırdı beni.
Sora isterse "yine" giderdi.
Hani mesela bi kutu dolusu fotoğraflarımız olabilirdi..
O gittiğinde sinirden hepsini yakardım. Sora yüzünü görmeyi özlediğim için günlerce ağlardım.
Bana yazdığı mektuplar olabilirdii, o zaman telefonumda mesajlarını saklamak zorunda kalmazdım.
Bende kalan bi eşyası olsa, yakar yıkar atardım. O zaman belki unuturdum yani.
Bişeylere zarar vererek avunurdum belki..
Belki diyorum ya, "belki" işte..
Ben bütün bunları 'kurarken' aklıma geliyor, "düşünüyorum ne kadar yer etmiş olabilirim?" :'))
Herneyse..
Toparlayamadım pek fazlaa..
Ama nasıl diyordu şarkıda.. " yaşanmamışları düşünüp, kuytularda üzülürüm.. "
Evet bunun gibi bişey.
her tanıştığı kızın onu sevmesini bekleyen erkek tipinin kurduğu cümledir. zira 3 yıldır tanışanlar birbirlerine seni seviyorum deme zorunluluğu yoktur.
arriba speedy gonzales'in nidasıdır, repliğidir. taklit etme amacı yoktur, üye olmadan önce sözlükte benzerleri var mı yok mu araştırma yapma gereği duyulmamıştır, ki böyle bişey zaten gereksizdir. yine de hoşbulmuştur *
Uzun zamandır konuşmuyorduk onunla..
Uzaktaydı çünkü ve ben gitsin istedim hayatımdan
Gitsin ve ben kurtulayım..
Öylede oldu, gitti..
Bense şartlandırmıştım kendimi, o olmazsa unuturum diyordum..
O gün uzun zaman sonra ilk defa konuştuk..
Ben kurtulduğuma kendimi bal gibide inandırmışken o geldi ve
'' nah unuttun kızım, bak hâlâ içindeyim senin '' dedi resmen.
Tek bir mesajı bile bana bildiğimi sandığım herşeyi unutturdu..
O yokken hani, onu unuttuğumu sanmışken ben diyordum ki ;
" Şimdi gelse, en basitinden bi naber dese yüzüne bile bakmam, cevap vermem..
Adını bile unuttum, o kim ki ya ? "
Ve en bombası ; "akıllandım abi ben, o zamanlar seviyordum, bağımlıydım ona ama şmdi akıllandım ! "
Ama yok akıllanmıyorsun, sadece unutuyorsun..
Ve onu gördüğün an, unuttuğunu sandığın herşeyi tekrar hatırlıyorsun ..
işte bu yüzden, keşke gidenler bir daha gelmese ..
Birini seviyordum ben, ara sıra yaparım böyle terbiyesizlikler ..
Sonra onunda aynı şeyleri hissettiğini düşünerek cesaretlendiririm kendimi..
Kendi kafamda onun da beni sevdiğini ama bunu bana söyleyemeyecek kadar utangaç olduğunu kurarırım..
Üstüne bir de inanırım bu saçmalığa.. Cidden ne kadar saçma di mi ?...
işte sevdiğim adamın da aynı şeyleri hissettiğini düşündüğüm zamanlardan birinde ben yine iç dünyamda coşuyorum..
Ondan gelen her mesajı, yaptığı her hareketi kendi düşüncem doğrultusunda birbirine ekliyor ortaya bir şizofrenin bile çıkaramayacağı sonuçlar çıkarıyorum.
Ve o sonuçlarda hep o bana aşık'mış çıkıyor..
Mesela msnde ben online olduktan 2 dk sonra online olsa "aha beni gördü de geldi" diyorum
Oysa ne kadar sıradan bir tesadüf di mi ?
Ya da nasılsın diye sorarken yanına canım eklese "oldu işte bak canım dedi bana" diyorum..
Oysa hepimiz biliyoruz ki canım artık canın olmayanlara bile söylenen, alelade bir laf ..
Ben bunları kafamda kurarken karşı tarafta tık yok ama
Yani tamam bana canım diyor, habire muhabbet halindeyiz, mesajlaşmalar falan ama adam bunu resmiyete dökmek adına en ufak çaba sarfetmiyor, hiç adım atmıyor.
Neyse ben onun yapmaya çekindiğini düşündüğüm şeyi yaptım..
-Sana karşı arkadaşlıktan öte bi'şeyler hissediyorum ben, dedim..
Bunu yaptıktan sonra ben bile şaşırdım ama asıl şaşırdığım onun verdiği tepkiydi ..
Asıl şaşırdığım bu kadar klasik bi cümleyle reddetmesiydi ..
--" Ben aynı şeyleri hissetmiyorum.. seni arkadaş olarak çok seviyorum, ve bu bozulsun istemem .. "
Hadi bunu geçiyorum..
Ama bana nasıl aynı şeyleri hissetmediğini söyler?
Biz değil miydik gecelerce mesajlaşan, biz değil miydik birbirimizin canımı, cicimi?
Evet öyleydik de peki neden böyle oldu?..
Yani bana kalsa biz çoktan sevgili olmuştuk..
Birlikte gülüp ağlamıştık..
Bazen kavgalar etmiştik, barışmıştık.
Ama gel gör ki ben tüm bunları yaparken adam benden hoşlanmıyormuş bile..
insanları anlayamıyorum işte ben..
insanları hep yanlış anlıyorum ben, bu kadar da safım işte ben!