bir yandan çıkarcıya bak! beleş internet kullanacak çakal diye düşünürken, bir yandan da çok cool mu yoksa çok yalnız mı? acaba mı? düşüncesi uyandıran kişi.
kitap en sevilen yazardan imzalı bir kitap ise ve sevgiliye hediye edilmiş ise ve o densiz de okumamış ise; uzun uzun anlatmaya ne hacet bildiğin öküzüdür, terbiyesizdir, ahlaksızdır, utanmazdır...
doğal kızılsa, çilleri yoksa, ve gözleri de saçıyla uyumlu bir renkteyse genelde insanların çok dikkatini çeken bir tiptir. bu doğuştan gelen bir dikkatleri üzerinde toplama durumu olduğu için egosu da bir değişik çalışır bu zatların. bazı kızılların aksine hele birde harbi güzelse burundur kaştır gözdür dudaktır... bu dikkat çekmenin sadece kızıllıktan olmadığının da farkındaysa onun egosu bir egodur anlatılmaz yaşanır.
tabiki kürkçü daha karaktersizdir! tilkinin dönüp dolaşıp gelmesi bir karaktersizlikse kürkçünün onu kabul etmesi daha bir karaktersiz davranıştır efendim. dönmüş dolaşmış gelmiş oda buyur ediyor olacak iş değil!
(bkz: tamam ben sakinim)
sevdicekle geçirilen güzel birkaç günün ardından, onun uzaklara gitmek zorunda olmasıyla başlar, o evde zaten tek başına yaşandığı hatırlanıncaya kadar garipsenir.insanın canını sıkar. üzer.
yol zamanın bir fonksiyonu değildir.
hız yolun zamana bölünmüş halidir.
ivme ve sürtünme katsayısı bizi ilgilendirmez.
yolda olmak bir hıza sahip olmayı gerektirir,
aksi durum yolda durmaktır.
...durmak sıkıcıdır.
yolda durmak yolda olmak anlamına gelmez,
yolda durmak yolda durmak anlamına gelir.
yolun bittiği yerde durulmaz.
ya önce durulur ya durulmaz.
beni hiç kimse bir tiyatrocunun saheden seyircilere kaş göz hareketi yaptığına inandıramaz. olabilecek bir durum değildir . devlet tiyatrolarında bu olaydan bahsedilmesi, ne kadar büyük bir yalan olduğunu destekliyor. sonuç: sahnelerde hala muhalifler olabilir mazallah.önüne geçmek gerek. bunun içinde bahane gerek.
özel okulda okuyan her velet baba parası yemez. buna bir de bu açıdan bakmak lazım. hatta çoğu bu paranın verilmesinden rahatsız bile olurlar. ilköğretim çağlarında bu durum daha da farklıdır. o dönemde özel okulda okuyan öğrencilerden bazıları orda okumaktan o bol paralı zengin züpperlerle aynı ortamda bulunmaktan rahatsız olsalar bile o okula giderler.çünkü babaların, annelerin çocuğunun iyi eğitim almasını istemesi, kendi ekmek alacak parası olmasa bile çocuğunu o okula göndermesi demek o çocuğunda oraya gidip başarılı olmak zorunda olması demektir.
üniversite içinse ap ayrı bir durum oluşur ki burdadan da şu genellemeyi çıkarmak yanlış olur. çok parası olan ama zekası olmayan öğrenciler özel üniversitede okurlar. bunu savunan insanların yakın bir arkadaşları bulunmalı o okullarda okuyan o zaman bu farklılığı belki görürler *. yada bunun anlaşılabilmesi için en iyisi özel bir okulda zor bölüm (bkz: hukuk) (bkz: mühendislik) okusun insanlar anca o zaman anlaşılıyor durum.
yemekten sonra hesabı karşısındakine yıkmazsa sorun yoktur. varmı böyle bir kız arkadaş demeyin efendim vardır.* olmalıdır.olacaktır.
(bkz: cüzdan bızıklamasından kaçınan kız arkadaş)
bir gün gelecek, bir yunan şairi'' zeus'un adaleti nerededir?'' diye soracaktı. '' iyiler acı çekiyor, kötülerse mutlluluk içinde. çocuklar babalarının günahları için cezalandırılıyor. insanların arasında kalan tek tanrıya, umut tanrısına yalvarmak kalıyor yalnız. bütün tanrılar olymposa çekildiler.''
(bkz: m.ilin- e.segal) (bkz: insan nasıl insan oldu)