siyaset,din, 3. kişiler dışında birde modun sikinin keyfine göre üyelik silinen yer. sözde anarşistler. 17 yaşında ergenlere sulanan abaza topluluğu modların buluştuğu mekan. kız nickiyle uye olup kız gibi takılan adamları bile, yeni üye olduğu halde nesil atlatıp 1. nesil yapan modlara sahip eskinin geyik , şimdinin osbirci modların kız düşürme umut kapısı.
kimisi gerçtekten güneş gözlüğüyle çok karizmatik gözükür. bunu bilip yoluna devam etmesi niye kötü olsun ki, herkes taşak malzemesi yapmış bunu gidiyor.
elektrik elektronik mühendisliği bölümünde bazı fakültelerde 4. sınıf dersi, bazılarında yüksek lisans dersi olan ders. uzayda kara delik neyse, bu bölüm için dsp odur.
sabah 06.hs24 plakalı tesisat bir beyaz şahin gördüm, arkasında boydan boya "umutlar daldaki kuşlarmış meğer" yazıyordu.. kullanan adama baktım duble sigara içiyordu, sanırım ısınmak içindi. saygı duydum ak... fuckin' epic..
antalya yağmurunu ilk goren insan, kafasındaki yağmur kavramını bir kez daha sorgular. adamı suya batırıp çıkarmış gibi yapması bir dakikadan daha az bir süredir. sınır tanımaz, süresi kestirilemez, yağmurdan bir metre ötesini görememek mümkündür.efsane bir yağmurdur antalya yağmuru.
bir evin demirbaşı son çare yemeğidir... dolabın üstünde, rafın köşesinde pek yüzüne bakılmaz buna rağmen kendine sıranın geleceği günü dert etmeden bekleyen vefakar, her türlü şeyi arasına almasıyla cefakardır.bütün bunların üstüne, bir de tiramisu baş malzemesidir babacan.
antimilitarist, ateist, pkk sempatizanı, azınlık savunucusu,liboş, atatürk düşmanı barış ve özgürlük elçisi .bneler tarafından esir alınmış sözlük, at koşturuyorlar gönlünce...
açıklandığında ya da ortaya çıktığında arkadaş ortamında taşak malzemesi olan korku.
- lan olm el kadar kuştan mı korkulur keh keh keh ....
-bak elimde ne var bil bakalım (götünün dibine kadar gelip, avucunda kuş saklayan ibiş arkadaş, en çok bunlardan tiksinilir)
- niye kovuyosun ne zararı var sana hayvanın (kanter içinde kalıyorum ne yapim lan )
çok lanet bir korkudur. küçükken kuşlarla yaşanılan dar alanda kısa paslaşmalar olayından sonra, bilinç altına kazındığını düşünüyorum. bu korkunun en baş aktörleri acayip saçma uçuş teknikleri ve yüzsüzlükleriyle güvercin veya kumrudur. eşek kadar adamı yerin dibine sokacak hareketler yaptırır. hatta bazen gelir sana çarpar, etrafa damga gibi bıraktıkları tüylerini saçarlar. geceleri yarasaların keskin uçuşları bile bunların yanında melek kalır. kendilerinden korkanları 1000 kişinin arasından seçme gibi yetenekleri de vardır.
her yakın plan kanat sesinde, kanatlarının bıraktıkları rüzgarda, kedi köpek gibi ayak altında dolandıklarında hayat zindan olur, yazarken bile gerildim. kısaca, çok sikilesi bir korkudur yaşattıkları, hissettirdikleri, insanlardan görülen tepkiler nedeniyle .
devrik cümleler kurmadan, akıcı bir türkçe ile dikkat çeken temiz yüzlü tercüman. benim bile dikkatimi çekmişti, "kim bu adam " diye, benim bile diyorum çünkü ne trabzonsporluyum, ne de trabzon maçı olsada izlesem sevdam var. okudum öğrendim, adam aşmış gidiyormuş zaten.
# tuşuna basılı tutup titreşimini açar kapardın, boş geçen vakitlerde en büyük zaman öldüren aktiviteydi. titreşim deyip geçme şimdi, nerede o yıllarda öyle titreyen telefon.
çok uyuz bir bıyık şekli olmakla beraber akp ve tayfasının vazgeçilmez bıyığıdır. hangi devlet dairesine gitseniz amirinden çaycısına kadar bu mis bıyıkla donatılmıştır. olmazsa olmaz gibi bir şeydir.
antalya yağmurunu ilk goren insan, kafasındaki yağmur kavramını bir kez daha sorgular. adamı suya batırıp çıkarmış gibi yapması bir dakikadan daha az bir süredir. sınır tanımaz, süresi kestirilemez, yağmurdan bir metre ötesini görememek mümkündür.efsane bir yağmurdur antalya yağmuru.
filmin yapımcılarının detaylara dikkat etmeden çektiği jean reno'nun hatırına izlenebilicek film. ülkücü mafyaya poşu taktırarak aşırı saçmalamışlardır. bir de türk olarak ne kadar fransız göçmeni cezayirli, faslı vb varsa oynatmışlar. emre kınay gibi daha fazla türk'e rol verseler daha iyi olurmuş, zaten kınay'ın da yokluğu ile varlığı bir. final sahnesine biraz daha kassalar filmin beğenisi daha iyi olurdu gibime geliyor.