Yıllar boyu AKP'nin yalakalığını yapıp AKP gözden düşmeye başladığı an saf değiştirmiş omurgasız, islamcı Kürtçü. Demirtaş mecliste Erdoğan'a "seni başkan yaptırmayacağız" dediğinde çok yanlış bir söylem diye eleştirmiş azgın reisçi! Ha bir de doçentmiymiş neymiş, yemişim doçentliğini dinci Kürtçü.
türkiye gibi ülkelerde seçimlerde ekonomik akılla oy verenler yüzde 10-15 civarında. Ülke kamplara bölünmüş durumda ve krizin feriştahı gelse oylarda kıpırdama olmaz.
Gezi'yi tekrar kriminalize edip sonra da Deniz Çakır üzerinden türbanlı bacı propagandası yapanlara inanmayınız. Kabataş yalancıları kaldıkları yerden tam gaz devam.
Deniz Çakır'ın açıklaması: https://odatv.com/asil-sa...n-kim-cikti-06011918.html
Son bir haftadır a haber'de tek haber Gezi Direnişi! Aradan 5.5 yıl geçmiş, ekonomi yerlerde, fakirlik almış başını götürmüş, bunlar milleti çoktan cenazesi kalkmış Gezi ile korkutuyor!
Yeni açıklanan ekonomik planı ağzının salyaları aka aka öven, yatırıcımların kapıda sıra oluşturduğunu söyleyecek kadar utanma duygusundan yoksun TUSiAD başekonomisti.
Doğan Medyanın satılmasıyla ortaya çıkmış çakma ahaber televizyonculuğu. Erdoğan herkesi tehdit etmiş, dolar fırlayıp gitmiş, spiker sayın Başkan tehdit etti diyemediği için ıkını sıkına küçük bir uyarı gibi bir şey yaptı diyor. Bu habercilikle dolar 10 da olur 15 de!
Türkiye'de hiçbir zaman seçim şaibesi bu kadar ayyuka çıkmamıştı. Doğrudur yanlıştır ayrı konu ama AKP'nin seçimde hile yapacağının konuşulması bile büyük utanç. AKP iktidarı sırasında en güvenilir ÖSYM sınavlarından genel seçimlere hiçbir şeye güven duyulmaz oldu. Sırf bu tahribat yüzünden bile gitmeli bu şaibeli iktidar.
Gezi'den beri şu dış mihraklar bir türlü bizi parçalama mücadelesinden vazgeçmedi. Tamam öyle kabul edelim. Peki sen bu dış mihraklar sana ilk kazığı attığı Gezi'den sonra neden hala onlarla iş tutmaya devam ettin? Kesseydin ya bağını o dış mihraklarla. Yoksa yine mi kandırıldın?
Bir gün Erman Toroğlu ile aynı fikirde olacağımı düşünmezdim ama Toroğlu'nun dediği gibi fenerbahçe-beşiktaş maçında yere düşen Şenol Güneş değil Türk futbolu oldu.
Barış Tuna'nın ikinci romanı. Son zamanlarda bu kadar sarsıcı, sağlam bir roman okumamıştım. iki kere okudum, bir iki kere daha okuyabilirim. Ankara'da geçen hikaye dört gencin son derece travmatik hayatlarını, hayallerini ama daha çok hayalkırıklıklarını anlatıyor. Bir erkek yazarın kadın karakterleri bu kadar başarılı anlatması inanılmaz. Şiirsel anlatımı, biraz manyak karakterleri, çok sarsıcı ve trajik hikayesiyle 520 sayfayı bir çırpıda bitirdim. Barış Tuna'nın yeni romanını sabırsızlıkla bekliyorum dersem abartmış olmam.
Bu kadar iyi bir yazar hakkında hiçbir yorumun olmamasına şaşırdım. Çok üretken bir yazar olmamakla birlikte az, uzun ve çok nitelikli romanlar yazan, suya sabuna dokunmayan son dönem Türk romanlarından ayrışarak, son derece sarsıcı, gerçekçi ve edebi bir kalem. Karakter yaratmakta çok başarılı, edebi ve uzun cümleleri, şiirsel anlatımı bir numara.
Sürekli soyadı değiştiren, Boğazda donlarıyla denize girip mangal yakanları aşağıladığı gerekçesiyle Radikal'den kovulmuş, çok iyi Fransızca konuşan ve şimdilerde romancılığa heves etmiş gazeteci.