er ryan'ı izlerken duygulanan, filmin sonunda dalgalanan amerikan bayrağının asaletiyle kıvama gelip, feto gibi hüngür hüngür ağlamaya başlayan insanlardır.keşke ordunun sivil savunma görevinden faydalanmasalar da ilk savaşta düşmanlarca gebertilseler dediğim insanlardır.
amerika kıta atlasın, ırak'ta insanları kılıçtan geçirsin ve hala amerikan halkı bu adamlara destek versin fakat bizim ordumuz hem de kendi ülkesinde, savunma yapsın, dünyanın en zor mücadelesini versin bu ülkede yaşayan adiler destek yerine köstek olsun kabul edilir şey değil.
dtp'den meclise giremeyen adaylar ile kökten şakirtlerin yazarlıklarını üstlendikleri yalancı ve pkk yanlısı gazete.
ah o muhsin yazıcıoğlu'nun düşen helikopterindeki manşetteki ciddi ve politik duruşları yok mu (!) var dimi nasıl da rezil oldu kerizler. aynı aktütün saldırısındaki yalan haberciliklerindeki gibi. hani 20 km'yi 1 km diye insanlara yutturmaya çalışmışlardı. 2 olayda da ertesi gün paşa paşa özür dilemişlerdi. bak nereye bağlıyacağım konuyu. cem yılmaz bir gösterisinde çıkıkçı kültüründen bahsediyordu, işte hani kırığı/çıkığı olanlar bunlara başvurur ya . işte kalça çıkığı ile ilgili bir vakada bu adamlar için önce düzeltiyor sonra da kötü emelleriyle bozuyor örneği veriyordu. "düzeltiyor-bozuyor,düzeltiyor-bozuyor" diye seriye bağlamıştı. * işte bu gazete de kendini düzeltiyor-bozuyor.
schweppes'in kavun özlü olan ve yıllardır marketlerde bulunmayan, bana göre en güzel içeceği. muhteşem de bir kokusu vardı, son bir kez daha tadmak iserdim kendisini. *
ilk defa duyduğum bayramlaşma şekli. tabi bu yazar böylesi ilginç bir bayramlaşmadan haberdar ise, bu onlarda bir aile geleneği olsa gerek. yoksa nereden bilecek.
fakat aynı başbakanın bush karşısında ancak o yaptıktan sonra bacak bacak üstüne atması ve bush ayağını indirir indirmez kendisinin de "ayıp olmasın" düşüncesiyle toparlanması bu olaya büyük bir tezatlık oluşturur.
ya lise ve üniversite hayatım bitti de şu tipe 2 tane tokat sallayamadım. böyle hani sınıflarda hocalar notları okur ya ve herkesin düşük aldığı sınavda yüksek not alıp sınıfın moraline aldırmadan "oleyy be" çekip, sevinç gösterisi yapan it vardır hani. dışlayın onu.
zamanında mitinglerde hem de kendi seçmenini, üstelik kendisinden yaşça büyük olanları dahi çocuk gibi azarlayan ve bunlara aldırmadan bugün de kalkmış siyaset etiğinden bahsedip, "mecliste yaşananlar zorbalıktı" diyen çelişkili siyaset adamı. hayır yazılsa sayfalar dolusu gafı olan bir adamın çıkıp da üslup dersi vermesi çok saçma geliyor bana. mümkünse herkes konuşsun sen sus.
--spoiler--
manisa dericiler sitesi başkanı hüseyin akdede'nin "sayın başkanım size ağabey olarak hitap etmek isterim" diye izin istemesi üzerine bülent ersoy deme de ne dersen de!
--spoiler--
aslında komik fakat buraya yazınca komik değil aksine bok gibi olacak.
muhtemelen bir arkadaşımın fotosuna birisi "bebeyim çok güzel çıkmışsın" * türevi birşey yazmış arkadaşım da "sağol cnm bnm ;)" yazmış. fakat ilgili eleman daha sonra kendi yazdığı yorumu silmiş ya da üyeliğini dondurmuş, böyle olunca da benim arkadaşımın kendi fotosu ve altında kendi yazdığı "sağol cnm bnm ;)" yorumu tek başına facebook arenasında kalakalmış.
tartışmasız en iyi tomb raider serisidir. mısır'da geçen o konu müziklerle, düşmanlarla ve piramitlerle öyle güzel derlenmişti ki oyuna başlayan bitirmeden bırakamazdı. özellikle müthiş bir çevre genişliliği sunulmuştu bu oyunda, alan sınırlaması yoktu. yerde bir ekipman bulunduğu zaman gerçekte yolda para bulmuş kadar sevindirirdi. ara videolar muhteşemdi. hatta tomb raider filmi bu oyunun yarattığı ünden sonra çekilmiştir.