http://musichemicals.com adresinde ikamet eden, Last.fm üzerinden alınan datalarla sanatçı, tür, ülke gibi birçok kategoride istatistikler sunan ve bu datalar kullanılarak yapılan güzel analizleri içeren site.
sırf yüzü eski diye günah keçisi ilan edilmiyor bu adam. yıllardır oynuyor. bir çizgisi var, doğru da o çizgiyi de görüyoruz. en iyi yaptığı şey sırıtmamak. geçen sezon en iyi sezonlarından biriydi işte, hücum anlamında ne yaptı? sırf savunma yapmasını bekliyoruz. onu da yapamayınca eleştirilmesi normalin ötesinde.
geçen transfer döneminde ameliyat olması lazım haberi çıktığında onun için üzülsem de*, takım için bir şans olduğunu düşünmüştüm ama bir sol bek transferi gelmedi. bu arada tabi, türkiye de ve dünyada mevcut olan sol bek sıkıntısı da çok önemli. yerli kim alınabilir bilmiyorum. alınacak bir yabancının, türkiye de oynaması da yabancı sınırı nedeniyle meçhul. ama takımın vites yükseltmesi için bir şekilde birinin alınması gerekiyor. benzer bir örnek için; eboue-sabri değişikliği.
bugünkü manchester utd maçında kendine 11 de yer bulan aslan. herkes cris in 11 de çıkacağını düşünüyordu, büyük sürpriz oldu. yapacağı kritik bir hata kariyerini çok ciddi şekilde etkileyecek. tabi maçı hatasız çıkarması da olumlu yönde büyük etki yapacak.
şu hezimetlerle ilgili dalga geçmekten, konuşmaktan falan hazzetmiyorum ama kaşınmamak lazım. neymiş? biz kurtlar vadisi izlerken, onlar kimlerle oynuyormuş da, avrupa yı çok iyi bilirlermiş de. biz son yıllarda avrupa da başarısız olduğumuzun çok da güzel farkındayız da ölü halimiz, sizin övündüğünüz halinize geçirmiş.
ki 2000-2008 arasına dair bir istatistik olsa galatasaray ın puanının yanında beşiktaş ınkinin esamesi dahi okunmazdı. ama biz 12 yıldır edirne den öteye geçememişiz. onlar avrupa nın kemik takımları arasına girmiş. tabi yavrum tabi.
satılması lazım. yıllık 2.8 milyon euro garanti para alıyor. az para değil. evet, istatistiklerine bakacak olursak çok iyidir, takıma çok katkı sağlamıştır zamanında ama geçen sezonun son maçlarındaki ve euro 2012 deki haline bakarsak ayakta duramayan bir baros görürüz. bu adamın, elmander, burak, umut, necati, hatta sercan* ın arkasında form tutmasını beklemek ne kadar mantıklı siz düşünün.
bu arada, quaresma yla falan takas etmeyelim. direk gönderelim. kral olarak kalsın.
olsa olsa fenerbahçe dir. nitekim biraz araştırsanız, çok sevgili başganınız aziz in şike dosyalarında bulunan "hangi hakem hangi takımı tutuyor" isimli araştırmasında cüneyt çakır ın karşısında fenerbahçe yazar.
at gözlüğü takanları bugünkü maçtan sonra da görmüş olduk. neymiş? hakem galatasaray ı tutmuş. he canım he.
ağlamanıza devam etmeden önce bir de şunu söylemek istiyorum. maç öncesinde görmüştüm bu tarz yorumları. beraberlik yetmiyormuş galatasaray a. geçen sezonki -kendi evlerinde olan bir de- maçta beraberliğe yatan, son dakikada direkten dönen topta 3,5 atıp, beraberliğe şükreden kimdi, görmüştük. ezikler sizi.
--spoiler--
Felipe Melo de Carvalho'nun Juventus Football Club S.A.'dan satın alma opsiyonlu olarak geçici transferi konusunda anlaşmaya varılmıştır. Oyuncuya 2012-13 sezonu için net 2.900.000 EUR sabit transfer ücreti ve maç başına 25.000 EUR ücret ödenecektir. Juventus Football Club S.A.'ya geçici transfer bedeli olarak 1.750.000 EUR ödenecek olup, Galatasaray'ın 30.4.2013 tarihine kadar bildirilmek kaydıyla 6.500.000 EUR bedelle oyuncuyu satın alma hakkı vardır.
--spoiler--
yanlış hatırlamıyorsam geçen sezon 3.300.000 eur garanti, 33.000 eur maç başı ücreti vardı. 40 maç oynayacağını düşünsek ücretinde 700.000 eur üstünde indirim yapmıştır. oldukça ciddi bir rakam. twitter iletilerinin yanında, para konusunda da gelmek istediğini göstermiş.
daha önce belirttiğim üzere (#16309697) gelinen noktada iki taraf da birbirine mecburdu. ama kiralık gelmesi kesinlikle iyi oldu diye düşünüyorum. ayrıca, sezon sonu da kendisine iyi bir alternatif bulunup anlaşılırsa, melo yu alacaksak bile pazarlıkta elimiz güçlü olur. olmadı, yeni ufuklara yelken açarız.
hakkında bu kadar az entry olmasına şaşırdım. çok güzel gruptur. zamanında ben de pes 2010 soundtrack indeki ruby sayesinde keşfetmiştim. baya eğlenceli şarkıları var. birkaçını yazayım.
ingiltere de 5 pounda alabileceğiniz lezzetli footlong sandvici ve sınırsız içecekle tercih edilmesi kaçınılmaz olan sağlıklı fast-foodcu. fiyat türkiye de aşağı yukarı aynı olmasına rağmen bu sefer tercih edilmemesi kaçınılmaz oluyor. 15 lirayla 5 pound eşit gibi gözükse de değil tabi. bir sandviçe o kadar para verilmez. o değil, herhangi bir yerden aldığınız subway card tüm dünyada geçerli mi onu merak ediyorum.
gayet kol gibi açıklamadır. fenerbahçeli ergenlerin beraat ettiğini düşünüp sevindikleri çok sevgili başkanları hakkındaki gerçek bugüne kadar hiç bu kadar çarpıcı şekilde dile getirilmemişti. "kendi kulübüne ve camiasına yıllarca silinemeyecek bir lekeyi sürme cüretini göstermiş ve güvenilirliğini bütünüyle kaybetmiş bir yöneticinin..."
ayrıca, yıllardır yavşak yavşak "istersek havuzdan çekiliriz" tehditinin dile getirilmesi de çok iyi olmuştur. bir de bu aziz in galatasaray şampiyon olunca istifa etme şenlikleri vardı ama şu sıralar istifa etse bir daha geri dönemeyeceğini bildiğinden gündeminde değil pek.
açıklamayı fenerliler beğenmemiş tabi. ben de olsam beğenmezdim de gerekçe ne? galatasaray hiçbir iddiaya cevap vermemiş. lan yavşak, aziz yıldırım ın dünkü açıklamasında şike iddialarına yönelik ne vardı da "oo, ne geçirdi, ne soktuk, efsane açıklama" diyodun. bir de gelmiş galatasaray dan o konuda cevap beklemiş. dün anca galatasaray a bok attı, sen de orgazm oldun. şimdi gidin başkanınızla beraber, kumda oynayın.
transfer süreci kabak tadı vermenin de ötesine geçmiştir artık. son 2 gündür çıkan haberlere rağmen galatasaray a transfer olma ihtimalinin çok yüksek olduğu gün gibi ortada. nitekim, bugün de twitter dan, galatasaray a geleceğine dair bir şeyler söylediği yazılmış. baktım ama göremedim sayfasında.
neyse, olaya taraflar açısından bakalım. öncelikle, iki tarafın açıklamaları da buram buram blöf kokuyor. bir kere melo ya o istediği paraları talipleri arasından verebilecek kulüp yok. evet, katar ı falan adamdan saymıyorum. verirse sadece fener verir, onun sebebi de malum. juventus a dönüş yolu da kapalı. galatasaray la anlaşamazsa ya daha da uzayan transfer sürecinin ardından başka takıma daha düşük paralara gidecek, ya da juventus ta yedek ya da kadro dışı başlayacak sezona. yani, tek yol galatasaray diyebiliriz. galatasaray yönetimine gelirsek, taa bir ay öncesinden "alternatiflerimiz hazır, melo olmazsa hemen diğer oyunculardan birine imza attırırız" tarzı açıklamaları var. keşke doğru olsa ama biliyoruz ki yalan. melo olmayacak olsa aceleyle ortalığa saldırıp maliyeti normalden yüksek, saçma bir transfer gelecek muhtemelen. ayrıca ağustos un geldiğini falan da geçelim, normal zaman da olsa melo kalitesinde bir adamı türkiye ye getirmek çok çok zor. onun da neden burada olduğunu bilmeyen yoktur sanırım. yani, melo da galatasaray için tek yoldur aşağı yukarı.
peki, melo doğru transfer mi? şu saatten sonra evet. ama bence, sezon biter bitmez kavga olayından falan da sonra yeni bir oyuncuyla anlaşılsa daha iyi olabilirdi. melo kadar oyunu iki yönlü oynayan biri olmazdı belki ama savunması sağlam olsa, hücuma da kısıtlı da olsa katkı sağlasa yeterdi. bu sene kanatların güçlenmesinin yanında, selçuk a biraz daha fazla görev ve sorumluluk vererek hücumda eksiklik hissetmezdik. üstüne savunma daha güvenli olabilirdi. ha dersen ki melo iyiydi zaten, niye macera arayalım? melo risksiz bir transfer değil. evet, geçen sezon çok iyi oynadı ama kariyeri tehlikedeydi ve kiralık oynuyordu. şu an 3-5 yıllık garanti sözleşmeye imza atarsa ne yapacağı konusundan emin değilim. başımıza büyük işler açabilir.
edit: şu yorumlara istinaden olayı biraz daha açıklamak gerekiyor sanırım.
--spoiler--
"tek çaresi gs'ye gelmek"
"melo bu kadar paraya anca bizde oynar çünkü biz enayiyiz."
"melo'yu gs'den başka kulüp istemez, isterse az para verir."
--spoiler--
para konusunda son yılların transferlerine ve transfer haberlerine bakacak olursak türkiye ye gelme sınırında olan futbolculara-türkiye de üst düzey sayılan futbolcular da diyebiliriz- en fazla parayı kimler veriyordu görebiliriz. bizim üç büyükler, bir de olympiacos falan. zaten, beşiktaş la yunan kulüpleri de iflas etti, çekildi piyasadan şu sıralar. yani, bu düzeyde diğer kulüpler oyunculara asla bu kadar para dökmedi. şayet durum yine aynı. kim verir bu parayı? galatasaray, fenerbahçe. enayi miyiz? yıllardan beri transferlerden edilen zararları referans alarak bu sorunun cevabını size bırakıyorum. kendimizi kandırmanın alemi yok. her şey apaçık ortada.
buna ek olarak, melo geçen yıl galatasaray da çok başarılı bir sezon geçirdi. dolayısıyla bu adama en fazla parayı verecek, riski alacak takım da galatasaray dır. bu da çok normal bir durum.
ee, şu süreçte melo nun da asıl amacının para olduğunu anlamayan kalmamıştır diye tahmin ediyorum.sonuç olarak bunlar doğrudur ama zaten apaçık duran gerçekleri bu yazıdan çıkarmaya gerek yok. azıcık bakarsanız, görürsünüz. diyorsanız ki biz enayi değiliz, tamam haklısınız ne diyeyim!
okuduğum birkaç haberde adamın çooook iyi olduğu falan yazıyor da 27 yaşına gelmiş bir adam hakkında bundan önce burada 1, ekşi de 2 entry girilmiş olmasına anlam veremedim. hayırlı olsun diyelim.
transferde neler yaptığını anlamadığım takımım. devreler yandı sanırım. sürekli görüşmelere başlandığına dair borsaya bildirim yapıyorlar. iyi güzel. transferler kesinmiş gibi duruyor, hadi bu medyanın vs. gazı diyelim. kesinleşmemiş olsun. adam* gelip kampa katılıyor, hala ne transferin bittiğine dair bir haber, ne bir bildirim var. mantıklı bir açıklama bulamayıp, herkese aynı anda imza attırma fetişi yüzünden olduğunu tahmin ediyorum ama borsaya bildirme kısmını nasıl atlatacaklar hiçbir fikrim yok.
bir galatasaraylı olarak zerre istemediğim transferdi. gerçi hala resmi siteden açıklanmadı, umarım da açıklanmaz. sevmiyorum bu adamı. bana göre tek meziyeti defansın arkasına kaçması ki onu da sadece türkiye de yapabiliyor. geçen sezon frikik golleri vs de vardı gerçi ama tüm takım bir adamın eline bakınca normal böyle şeyler. en sevmediğim özelliği de sürekli ağlaması ya da ağlıyor görünmesi, sürekli itiraz etmesi. itiraz, baros un da en sevmediğim özelliğidir. neyse, umarım yüksek performans sergiler de göt olurum. ama fazla ısınacağımı sanmıyorum hiçbir zaman.
çok aç olunmayan zamanlarda, hafif bi' şeyler yiyip öğünü geçiştireyim diyen insanın başına gelebilen hadise. keşke hiçbir şey yemeseydim diye düşünmeden edemez insan.
ayrıca, tespitlerime göre insanlar bunu öğrendikten sonra bu durumu daha çok yaşamaya başlıyorlar. yani, hiç başınıza gelmediyse uygun şartları oluşturup en yakın zamanda deneyebilirsiniz.
şehir dışında okuyan, çalışan çocuğuna her eve gelişinde, kilo almış olsa dahi, zayıflamışsın, kendine hiç bakamıyosun oralarda diyen annedir. kendinden çok çocuğunu düşünür.
bu arada, kilo alma konusunda olaya nominal ve real açıdan bakıyorsa haklı olabilir.
-olm, zayıflamışsın yine oralarda :(
+anne, ne zayıflaması? 10 kilo aldım!
-olsun, evde olsan 15 alırdın. 5 kilo eksiğin var.
+hönk.
kişi başı olarak düşünürsek 25 liradan, 12,5 liraya inmiş. yerine bağlı olarak iyi bir indirim olabilir.
bir hafta sonu kahvaltısı için 25 lira istanbul'da rastlayabileceğiniz bir fiyat, etiler, bebek, emirgan gibi yerlerde. tek başına baktığımızda çok pahalı gibi görünebilir. ama bir hafta sonu öğle saatinde gidip, hem iyi bir yerde oturduğunuzu, zaman geçirdiğinizi, hem de akşam yemeği bile yemeden, ya da çok hafif geçiştirilerek, günü bitireceğinizi düşünürseniz mantıklıdır, tabi yer bulabilirseniz. ayda bir yapılabilir.
